İşletme Hukuku Dersi 7. Ünite Sorularla Öğrenelim
Rekabet Hukuku
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Piyasa ekonomisinin temelini oluşturan rekabet ne anlama gelmektedir?
Kavram olarak rekabet, mal ve hizmet piyasalarında faaliyet gösteren teşebbüslerin özgürce ekonomik kararlar verebilmelerini sağlayan yarışı ifade eder.
Serbest rekabetin varlığının ne gibi bir faydası vardır?
Mal ve hizmet piyasalarında serbest rekabetin varlığı, kaynakların etkin kullanılması, fiyatların düşmesi, yeni teknolojilerin bulunması ve bunların üretimde kullanılması gibi yararlar sağlamaktadır. Böylece hem ekonomik ilerleme sağlanmakta hem de toplumsal refah düzeyi yükselmektedir.
Rekabet Kanunlarının ne gibi işlevleri bulunmaktadır?
Rekabet kanunlarının pek çok işlevi bulunmaktadır. Rekabet kanunlarında öncelikle teşebbüslerin anlaşmalarla, birleşme ve devirlerle veya pazar gücünü kötüye kullanmak suretiyle rekabeti sınırlamaları yasaklanır. Böylece, her şeyden önce, kişilerin temel hak ve özgürlüklerinden olan girişim özgürlüğü ve fırsat eşitliği sağlanmış olur. Sosyal bakımdan da tüketicinin korunması yönünde önemli bir gelişme sağlanır. Çünkü rekabet etkinliği sağlar; etkinlik ise, tüketici ihtiyaçlarının en az maliyetle giderilmesine imkân yaratır. Rekabet piyasasındaki fiyat mekanizması, tüketicilerin daha ucuz ve daha kaliteli mal ve hizmet elde etmelerini sağlar. Küçük ve orta ölçekli işletmelerin aralarında iş birliği yapmaları rekabet kanunlarıyla teşvik edilerek, daha etkin hale gelmeleri ve büyük işletmelerle rekabet edecek güce erişmeleri sağlanabilir. Ayrıca geri kalmış bölgelerde, rekabet kanunlarının getirdiği yasaklamaların daha yumuşak uygulanmasını sağlayan düzenlemelerle rekabet politikası, bölgesel kalkınma politikalarını bütünleyici bir araç olarak da kullanılabilir.
Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun kaç yılında kabul edilmiştir?
Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun 07.12.1994 yılında kabul edilmiştir.
Mevzuat ne demektir?
Mevzuat, bir ülkede yürürlükte olan kanun, tüzük ve yönetmeliklerin tümüdür.
Rekabet Kanunu’nun uygulamasında yetkili makam kimdir?
Rekabet Kanunu’nun uygulamasında yetkili makam, kamu tüzel kişiliğine sahip, idari ve mali bakımdan özerk olan Rekabet Kurumu’dur.
Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun’a göre teşebbüs nedir?
Teşebbüs, piyasada mal ve hizmet üreten, pazarlayan, satan gerçek ve tüzel kişilerle, bağımsız karar verebilen ve ekonomik bakımdan bir bütün teşkil eden birimlerdir.
Rekabet Kanunu’nun 4. maddesi rekabetin sınırlanmasına ilişkin nasıl bir düzenleme getirmektedir?
Rekabet Kanunu’nun 4. maddesi, birden fazla teşebbüsün birlikte davranışları ile rekabeti sınırlamalarını yasaklamaktadır. Buna göre, “Belirli bir mal veya hizmet piyasasında doğrudan veya dolaylı olarak rekabeti engelleme, bozma ya da kısıtlama amacını taşıyan veya bu etkiyi doğuran yahut doğurabilecek nitelikte olan teşebbüsler arası anlaşmalar, uyumlu eylemler ile teşebbüs birliklerinin bu amaca yönelik karar ve eylemleri, hukuka aykırı ve yasaktır”. Maddede rekabeti sınırlayıcı nitelikte olan, teşebbüsler arası anlaşmalar, teşebbüsler arası uyumlu eylemler ve teşebbüs birliği kararları yasaklanmaktadır.
Borçlar hukukuna göre sözleşme kavramı ile Rekabet Kanunu’na göre anlaşma kavramı nasıl farklılık göstermektedir?
Borçlar hukukuna göre sözleşme, istenilen hukuki sonucun meydana gelmesi için iki tarafın karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanında bulunmalarının gerekli olduğu hukuki işlemdir. Rekabet hukuku kapsamında anlaşma denildiğinde, medeni hukuk ve borçlar hukuku hükümlerine göre geçerli bir sözleşme anlaşılmamalıdır. Rekabet hukukunda kullanılan anlaşma kavramı daha geniş bir anlam taşımakta, tarafları bağlamayan, borç altına sokmayan uzlaşmalar da anlaşma olarak kabul edilmektedir. Rekabeti sınırlamak amacını güden anlaşmalar genellikle gizli olarak yapılır. Taraflar arasında bir anlaşmanın varlığının kabulü için, her ne sebepten olursa olsun tarafların kendilerini bu anlaşmayla bağlı kabul etmeleri yeterlidir. Kanun sözleşme terimi yerine, anlaşma kelimesini özellikle seçmiştir. Çünkü burada, yazılı sözlü her türlü uyuşma anlaşma olarak kabul edilmektedir. Taraflar bakımından hukuken bağlayıcı olmayan centilmenlik anlaşmaları da, tarafların buna fiilen uymaları ve rekabeti sınırlamaları halinde anlaşma olarak kabul edilir. Rekabet Kurulu, anlaşmaların yazılı ve imzalı olmasını aramadığı gibi, teşebbüsleri temsil yetkisine sahip olmayan personelin dahi rakip teşebbüslere ulaştırdığı yazılı ve sözlü bilgilendirmeleri teşebbüsleri yönlendirmişse ya da rekabeti sınırlayıcı etkiler doğurmuşsa, anlaşma olarak kabul etmektedir.
Teşebbüsler arası her türlü anlaşma RKHK kapsamına girer mi?
Teşebbüsler arası her türlü anlaşma RKHK kapsamına girmez. Kanun’un 4. maddesi, bir anlaşmanın yasaklanabilmesi için doğrudan doğruya veya dolaylı olarak rekabeti sınırlayıcı amaçlı veya etkili olmasını aramaktadır. 4. madde açıkça “...amacını taşıyan veya bu etkiyi doğuran” dedikten sonra “veyahut doğurabilecek nitelikte olan demiştir. Yani bir anlaşmanın ileride rekabeti sınırlayıcı etki doğurabileceği bugünden belli ise, bu anlaşma da yasaklanabilecektir.
Yatay anlaşma ne demektir?
Yatay anlaşmalar, üretim zincirinin aynı seviyesinde yer alan, birbirlerini rakibi olan teşebbüslerin rekabeti sınırlama amacıyla yaptıkları anlaşmalardır. Bu anlaşmalara kartel anlaşmaları da denilmektedir.
Dikey anlaşma ne demektir?
Üretim zincirinin farklı seviyesinde bulunan teşebbüsler arasında yapılan rekabeti sınırlayıcı anlaşmalara ise dikey anlaşmalar denilmektedir.
Dikey anlaşmaların olumlu yönleri nelerdir?
Dikey anlaşmaların dağıtımı ve satış sonrası hizmetleri rasyonelleştirmesi, tüketiciye ilgili ürünü daha kolay bulabilme olanağı sağlaması gibi olumlu yönleri bulunmaktadır.
Uyumlu eylem ne demektir?
RKHK m.4/2’ye göre, ‘Bir anlaşmanın varlığının ispatlanamadığı durumlarda, piyasadaki fiyat değişmelerinin veya arz talep dengesinin ya da teşebbüslerin faaliyet bölgelerinin, rekabetin engellendiği, bozulduğu veya kısıtlandığı piyasalardakine benzerlik göstermesi, teşebbüslerin uyumlu eylem içinde olduklarına karine teşkil eder.
Uyumlu eylemden söz edebilmek için hangi unsurların varlığı gereklidir?
Uyumlu eylemden söz edilebilmesi için şu unsurların varlığı gerekmektedir:
- İki veya daha fazla teşebbüs olmalıdır: Uyumlu eylemden söz edilebilmesi için en az iki teşebbüsün pazar davranışları arasında uyumlu paralellik bulunması gerekmektedir.
- Paralellik bilinçli olmalıdır: Buradaki bilinçlilik daha çok teşebbüsler arasında bir bağlantının varlığı ile gösterilmektedir. Bu öyle bir bağlantıdır ki, teşebbüsler bu sayede birbirlerinin gelecekteki pazar davranışlarını önceden öğrenebilmekte ve ona uygun pazar davranışları geliştirebilmektedirler. AB ve ABD uygulamalarında salt rakip teşebbüs sahiplerinin veya yöneticilerinin görüşmeleri, toplantılara katılmaları hatta aynı otelde kalmış olmaları dahi aralarında bir bağlantının kurulduğunun delili olarak kabul edilmiştir. Tabi ki, bu teşebbüsler aynı zamanda paralel pazar davranışları da göstermektedirler.
- Paralel davranışlar ekonomik ve rasyonel gerekçelerle açıklanamamalıdır: Ekonomik ve rasyonel haklı gerekçeleri varsa uyumlu eylem yasaklanmamaktadır.
Tek satıcılık sözleşmesi nedir?
Tek satıcılık sözleşmesiyle yapımcı, ürünlerin temininin veya bir kısmının belirli bir coğrafi bölgede tekel olarak satmak üzere sadece tek satıcıya göndermek yükümlülüğünü, buna karşılık tek satıcı da sözleşme konusu malları belirli adlara ve kendi hesabına satarak bu malların sürümünü arttırmak için faaliyette bulunmak yükümlülüğünü üstlenir.
Hakim durum ne demektir?
Belirli bir piyasadaki bir veya birden fazla teşebbüsün rakipleri ve müşterilerinden bağımsız hareket ederek, fiyat, arz, üretim ve dağıtım miktarı gibi ekonomik parametreleri belirleyebilme gücüdür.
Rekabet hukukunda ilgili Pazar kavramı neden önemlidir?
Tüm rekabet kurallarının uygulanmasında ve özellikle hakim durumun belirlenmesinde ilgili pazar kavramı merkezi bir öneme sahiptir. İlgili pazar iki açıdan önemlidir. Birincisi coğrafi toprak parçası olarak, ikincisi ise belirli bir ürün pazarı olarak. Bir teşebbüsün pazar payının belirlenebilmesi için öncelikle ilgili coğrafi pazar ve ilgili ürün pazarının belirlenmesi gerekir. İlgili coğrafi pazarın belirlenmesi, araştırma konusu olan teşebbüsün yerleştiği yer ve araştırma konusu uygulamanın niteliğine bağlıdır. Belirli bir pazarın coğrafi sınırı, taşıma maliyetleri, malın dayanıklılığı, dağıtım sisteminin alanı ve etkinliği, belirli sağlayıcılar bakımından tüketici tercihleri ve hatta geleneksel alışkanlıklar gibi faktörlere bağlıdır. Ülkenin bir bölümü geri kalanından yalıtılmış, homojen pazar koşullarına sahipse Kanun’un 4, 6, ve 7 nci maddeleri açısından sadece bu bölüm, ilgili coğrafi pazar olarak kabul edilebilir. Ülkenin geri kalanı, bu kapsamda değerlendirilmez. İlgili ürün pazarı, belirli bir ürün ve onunla yüksek ikame edilebilirliği olan diğer mallardan oluşan pazardır. Bir malın diğer bir malla, aynı pazarda sayılabilmesi için, o iki ürünün tüketici gözünde nitelikleri, kullanım amaçları ve fiyatları bakımından benzer olması gerekir. İlgili coğrafi pazar ve ilgili ürün pazarı belirlendikten sonra, teşebbüsün o piyasadaki pazar payı tespit edilir. Ancak teşebbüsün pazar payının belirlenmesi, hâkim durumun tespitinde tek başına yeterli değildir. Rakiplerin pazar payına da bakmak gerekir. Örneğin %30 pazar payına sahip bir teşebbüs, rakiplerin pazar payının %1-2’den fazla olmadığı bir pazarda hakim kabul edilebilir. Oysa, rakiplerinin %25, %10, %20 ve %5 paya sahip olduğu pazarda, %30 pazar payına sahip bir teşebbüs hakim durumda olmayabilir. Bu nedenle, teşebbüsün ilgili olduğu pazardaki payı kadar, rakiplerinin pazar payları da önemlidir.
Birleşme ve devralmalar Rekabet Kanunu’nu hangi yönden ilgilendirmektedir?
Rekabet hukuku bir teşebbüsün diğer bir teşebbüsle birleşmesi veya bir teşebbüsün diğer bir teşebbüs tarafından devralınmasının hukuki biçimi ile ilgilenmemekte, birleşme veya devralmanın ekonomik yönü ile ilgilenmektedir. Kanun’un ilgi odağını, ekonomik yoğunlaşma oluşturmaktadır. Ekonomik yoğunlaşmanın yasaklanabilmesi için, onun hangi kalıp içinde yapılmış olduğunun bir önemi yoktur. Rekabet Kanunu ile birleşme ve devralma yoluyla bir teşebbüsün hâkim duruma gelmesi veya hakim durumunu güçlendirmesi yasaklanmıştır.
Birleşme ve devralmalar bakımından Rekabet Kanunu nasıl bir yasaklama getirmiştir?
Bir ya da birden fazla teşebbüsün hakim durum yaratmaya veya hakim durumlarını daha da güçlendirmeye yönelik olarak, ülkenin bütünü yahut bir kısmında herhangi bir mal veya hizmet piyasasındaki rekabetin önemli ölçüde azaltılması sonucunu doğuracak şekilde birleşmesi veya herhangi bir teşebbüsün veya kişinin diğer bir teşebbüsün veya kişinin malvarlığını yahut ortaklık paylarının tümünü veya bir kısmını ya da kendisine yönetimde hak sahibi olma yetkisi veren araçları miras yoluyla iktisap durumları hariç olmak üzere, devralması hukuka aykırı ve yasaktır. Kanun iki yasaklama hali öngörmektedir. Birincisi, birleşme ve devir alma yoluyla hâkim durum yaratmak, ikincisi mevcut hakim durumu güçlendirmektir.
Rekabet Kurumu nedir?
Rekabet Kurumu mal ve hizmet piyasalarının sağlıklı bir rekabet ortamı içinde oluşmasını ve gelişmesini sağlamak, Kanun’un kendisine verdiği görevleri yerine getirmek üzere kurulmuş, idari ve mali özerkliğe sahip bir kamu tüzel kişisidir.
Rekabet Kurumu’nun organları nelerdir?
Rekabet Kurumu, Rekabet Kurulu, başkanlık ve hizmet birimlerinden oluşmaktadır.
Rekabet Kurumu’nun karar organı hangisidir?
Rekabet Kurumu’nun karar organı Rekabet Kurulu’dur.
Rekabet Kurulu kaç üyeden oluşmaktadır?
Rekabet Kurulu biri başkan, biri ikinci başkan olmak üzere toplam yedi üyeden oluşur.
Rekabet Kurulu’nun üyeleri nasıl seçilmektedir?
Bakanlar Kurulu; üç üyeyi Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın, bir üyeyi Kalkınma Bakanlığı’nın, bir üyeyi Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin her boş üyelik için kendi kurumları içinden veya dışından göstereceği ikişer aday arasından, birer üyeyi ise Yargıtay ve Danıştay’ın kendi kurumları içinden göstereceği ikişer aday arasından atar. Bakanlar Kurulu, Kurul üyeler arasından başkan ve ikinci başkanı atar.
Rekabet Kurulu başka ve üyelerinin görev süreleri kaç yıldır?
Kurul başkanı, ikinci başkanı ve üyelerinin görev süreleri altı yıldır.
Rekabet Kurulu’nun esasa ilişkin görevleri nelerdir?
Rekabet Kurulu, Kanun’da yasaklanan faaliyetler hakkında, başvuru üzerine veya re’sen inceleme, araştırma ve soruşturma yapar. Kurul Kanun’da düzenlenen hükümlerin ihlal edildiğinin tespit edilmesi üzerine, bu ihlallere son verilmesi için gerekli önlemleri alıp, bundan sorumlu olanlara idari para cezaları uygular. İlgililerin muafiyet ve menfi tespit taleplerini değerlendirip, uygun olan anlaşmalara muafiyet ve menfi tespit belgesi verir. Verilen muafiyet ve menfi tespit kararlarının ilgili olduğu piyasaları sürekli takip edip, bu piyasalarda ve tarafların durumlarında değişiklikler tespit edilmesi halinde, ilgililerin başvurularını tekrar değerlendirir. Birleşme ve devralmalara izin verir.
Rekabet Kurulu’nun teşkilata ilişkin görevleri nelerdir?
Rekabet Kurulu, başkan yardımcılarını ve baş hukuk müşavirini atar. Kurum’un personel politikalarını saptar, uygulanmasını izler, personelin atama işlerini yapar. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından hazırlanan Kurum’un yıllık bütçesini, gelir gider kesin hesabını ve yıllık çalışma programlarını onar. Kurum’un üçüncü kişilerle olan alacak, hak ve borçları hakkında her türlü işleme karar verir. Yılda bir, çalışmaları ve görev alanlarındaki durum ve gelişmelerle ilgili rapor yayımlar.
Rekabet Kurulu’nun yasama benzeri görevleri nelerdir?
Rekabet Kurulu, Kanun’un uygulanması ile ilgili olarak tebliğler çıkarmak ve gerekli düzenlemeleri yapmakla görevli ve yetkilidir. Bunun dışında, Rekabet Kurulu’nun, rekabet hukukuyla ilgili mevzuatta yapılması gerekli değişiklikler ile ilgili doğrudan veya Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın talebi üzerine görüş bildirmesini, rekabeti sınırlayıcı anlaşma ve kararlarla ilgili olarak diğer ülkelerin mevzuat, uygulama ve politikalarını izlemesini, dolaylı yasama benzeri görev olarak tanımlamak mümkündür.
Rekabet Kurulu’na bir ihbar yapılması halinde Kurul’un izlediği usul nasıldır?
RKHK madde 40/1’e göre, Rekabet Kurulu bir ihbar veya şikâyet üzerine veya kendisi bir rekabet ihlalinin gerçekleştiğini öğrendiğinde, yeterli delil varsa soruşturma açılmasına, yeterli delil yoksa soruşturma açılmasına gerek olup olmadığının tespiti için ön araştırma yapılmasına karar vermek zorundadır. Kanun’un 42. maddesine göre ise Kurul, başvuruları açıkça reddetme imkânına sahip olduğu gibi, şikâyette bulunan ilgiliye süresi içinde bildirimde bulunmadığı takdirde soruşturma açılması talebini reddettiği kabul edilmektedir. Soruşturma açılması talebinin reddi kararına karşı yargı yoluna başvurulması mümkündür. Ön araştırma yapılmasına karar verildiği takdirde Kurul Başkanı, meslek personeli uzmanlardan bir ya da birkaçını raportör olarak görevlendirir. Raportörler 30 gün içinde ön araştırmayı tamamlayarak kendi görüşleriyle birlikte elde ettikleri bilgileri, topladıkları delilleri bir rapor halinde Kurul’a sunarlar. Kurul, ön araştırma raporunu 10 gün içinde ele alarak soruşturma açıp açmayacağına karar verir.
Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’a aykırı anlaşma ve kararların hukuki niteliği nedir?
RKHK’nun 4. maddesine aykırı olan her türlü anlaşma ve teşebbüs birliği kararları geçersizdir. Bu anlaşmalardan ve kararlardan doğan edimlerin ifası istenemez. Kanun’a aykırı olan eylem, karar veya anlaşma ile rekabet engellenir, bozulur ya da kısıtlanırsa yahut belirli bir mal veya hizmet piyasasındaki hâkim durum kötüye kullanılırsa, bundan zarar görenlerin her türlü zararının tazmin edilmesi zorunludur. Zararın oluşması birden fazla kişinin davranışları sonucu ortaya çıkmış ise bunlar zarardan müteselsilen sorumludurlar. Talep edilmesi halinde, tazminat zarar gören herkese- rakip teşebbüsler, müşteriler gibi- ödenecektir.
Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’a aykırılık halinde uygulanacak yaptırımlar nelerdir?
Rekabeti sınırlayıcı anlaşma ve uygulamalar ile Rekabet Kurulu’nun emirlerine uyulmaması halinde, teşebbüsler, teşebbüs birlikleri ve bu teşebbüslerin yönetim kurullarında görev yapan kişiler için, Kanun idari para cezaları öngörmüştür. Kanun’da idari para cezaları usule ilişkin suçlar için daha hafif, esasa ilişkin suçlar için daha ağır düzenlenmiştir.
Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun’da öngörülen idari para cezaları kimlere uygulanmaktadır?
Kanun’un 16. maddesine göre idari para cezaları, teşebbüs niteliğindeki gerçek ve tüzel kişiler, teşebbüs birlikleri veya bu birliklerin üyeleri aleyhine uygulanmaktadır.
Rekabet Kurulu kararlarının yargısal denetimi nasıl yapılmaktadır?
Kanun’un 55 inci maddesine göre, Rekabet Kurulu’nun idari yaptırım kararlarına karşı yetkili idare mahkemesinde dava açılabilir. Kurul kararlarına karşı açılan her türlü dava öncelikli işlerden sayılır.
Kurul kararlarına karşı yargı yoluna başvurulması kararların uygulanmasını durdurur mu?
Kurul kararlarına karşı yargı yoluna başvurulması kararların uygulanmasını ve idarî para cezalarının takip ve tahsilini durdurmaz.
Rekabet Kurulu kararlarının iptal sebepleri nelerdir?
Kanunda, Kurul kararlarının iptal sebeplerinin neler olacağı düzenlenmemiştir. Ancak, Kanunun çeşitli hükümlerinden ve genel hukuk kurallarından hareketle, iptal sebeplerinin şunlar olduğunu söyleyebiliriz: Kurulun yetkilerini aşması, kararda gerekçe olmaması, gerekçelerin uygunsuzluğu, delillerin yetersizliği, olayların yanlış değerlendirilmesi, kararda savunma hakkı verilmemiş konulara dayanılması ve önemli bir usul kuralının ihlali. Bu özel bozma sebepleri dışında, genel olarak idari yargıda yer alan bir idari işlemin yetki, şekil, konu, maksat gibi yönlerden sakatlığı sebebiyle bozulmasına ilişkin kurallar bu konuda da geçerlidir.
1994 yılına kadar Türk hukuk sisteminde rekabet hukukuna ilişkin ne tür düzenlemeler bulunmaktaydı?
1994 yılına kadar Türk hukuk sisteminde rekabet hukukuna ilişkin olarak özel bir düzenleme bulunmamakla birlikte, 1970’li yıllardan itibaren bu konuda birçok çalışma yapılmıştır. Bu çalışmaların temelinde, “Devlet, para, kredi, sermaye, mal ve hizmet piyasalarının sağlıklı ve düzenli işlemlerini sağlayıcı ve geliştirici tedbirleri alır, piyasalarda fiili ve anlaşma sonucu doğacak tekelleşme ve kartelleşmeyi önler.” hükmünü getiren 1982 Anayasa’sının 167 nci maddesinin birinci fıkrası yer almaktadır. Emredici nitelikteki bu hükümle devlet, piyasalarda fiili veya anlaşma sonucu doğacak tekelleşme ve kartelleşmeyi önlemekle görevlendirilmiştir.
Türkiye ile Avrupa Birliği arasında kurulan Gümrük Birliği Rekabet Kanunu çıkarmak bakımından Türk Hukukunu nasıl etkilemiştir?
Rekabet Kanunu çıkarılmasını gerekli kılan bir diğer neden Türkiye ile Avrupa Birliği arasında kurulan Gümrük Birliği’dir. Gümrük Birliği’nin önemli araçlarından biri tarafların rekabet politikalarının ve rekabet hukuklarının birbiriyle uyumlaştırılmasıdır. Gümrük Birliği kararı ile Türkiye hem bir Rekabet Kanunu çıkarmayı hem de AB hukukuna uygun davranmayı taahhüt etmiştir
Rekabet Kanunu’nun düzenlemeleriyle hangi eylemler yasaklanmıştır?
Rekabet Kanunu’nun düzenlemeleriyle rekabeti engelleme, bozma ya da kısıtlama amacını taşıyan veya bu etkiyi doğuran teşebbüsler arası anlaşmalar, uyumlu eylemler hukuka aykırı sayılmıştır (m.4). Piyasadaki bir veya birden fazla teşebbüsün, hakim durumlarını kötüye kullanmaları yasaklanmıştır (m.6). Aynı şekilde, piyasadaki bir veya birden fazla teşebbüsün hakim durum yaratmalarına veya hakim durumlarını daha da güçlendirmelerine ve piyasada rekabetin önemli ölçüde azalmasına neden olacak şekilde birleşmeleri veya diğer bir teşebbüsü devralmaları da yasaklanmıştır (m.7).
Rekabet Kanunu’nun 4 üncü maddesinde belirtilen koşullarda yasaklanan anlaşma ile hukukun diğer alanlarında kullanılan sözleşme kavramı arasındaki fark nedir?
Rekabet Kanunu’nun 4 üncü maddesinde belirtilen koşullarda yasaklanan anlaşma ile hukukun diğer alanlarında kullanılan sözleşme kavramı farklı anlamlarda kullanılmakta ve farklı amaca hizmet etmektedir. Borçlar hukukuna göre sözleşme, istenilen hukuki sonucun meydana gelmesi için iki tarafın karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanında bulunmalarının gerekli olduğu hukuki işlemdir. Rekabet hukuku kapsamında anlaşma denildiğinde, medeni hukuk ve borçlar hukuku hükümlerine göre geçerli bir sözleşme anlaşılmamalıdır. Rekabet hukukunda kullanılan anlaşma kavramı daha geniş bir anlam taşımakta, tarafları bağlamayan, borç altına sokmayan uzlaşmalar da anlaşma olarak kabul edilmektedir.
Uyumlu eylemden söz edilebilmesi için hangi unsurlar gerekmektedir?
Uyumlu eylemden söz edilebilmesi için şu unsurların varlığı gerekmektedir:
a) İki veya daha fazla teşebbüs olmalıdır: Uyumlu eylemden söz edilebilmesi için en az iki teşebbüsün pazar davranışları arasında uyumlu paralellik bulunması gerekmektedir.
b) Paralellik bilinçli olmalıdır: Buradaki bilinçlilik daha çok teşebbüsler arasında bir bağlantının varlığı ile gösterilmektedir. Bu öyle bir bağlantıdır ki, teşebbüsler bu sayede birbirlerinin gelecekteki pazar davranışlarını önceden öğrenebilmekte ve ona uygun pazar davranışları geliştirebilmektedirler. AB ve ABD uygulamalarında salt rakip teşebbüs sahiplerinin veya yöneticilerinin görüşmeleri, toplantılara katılmaları hatta aynı otelde kalmış olmaları dahi aralarında bir bağlantının kurulduğunun delili olarak kabul edilmiştir. Tabi ki, bu teşebbüsler aynı zamanda paralel pazar davranışları da göstermektedirler.
c) Paralel davranışlar ekonomik ve rasyonel gerekçelerle açıklanamamalıdır: Ekonomik ve rasyonel haklı gerekçeleri varsa uyumlu eylem yasaklanmamaktadır.
Kartel anlaşmaları ne anlama gelir?
Yatay anlaşmalar, üretim zincirinin aynı seviyesinde yer alan, birbirlerini rakibi olan teşebbüslerin rekabeti sınırlama amacıyla yaptıkları anlaşmalardır. Bu anlaşmalara kartel anlaşmaları da denilmektedir.
Dikey anlaşma ne anlama gelir?
Üretim zincirinin farklı seviyesinde bulunan teşebbüsler arasında yapılan rekabeti sınırlayıcı anlaşmalara dikey anlaşmalar denilmektedir. Bu anlaşmalar genellikle, tek elden dağıtım, coğrafi pazar ve müşteri paylaşma, yeniden satış fiyatlarının tespiti gibi sınırlamalar içermektedir.
Dikey anlaşmaların rekabeti sınırlayıcı özellikleri yanında ne gibi olumlu yönleri vardır?
Dikey anlaşmaların rekabeti sınırlayıcı özellikleri yanında dağıtımı ve satış sonrası hizmetleri rasyonelleştirmesi, tüketiciye ilgili ürünü daha kolay bulabilme olanağı sağlaması gibi olumlu yönleri de bulunmaktadır.
Karine ne anlama gelir?
Karine aksi ispatlanana kadar doğru kabul edilen durum veya olgudur.
Rekabetin Korunması Hakkında Kanun hakim durumu ne şekilde tanımlamıştır?
Kanun’un 3 üncü maddesine göre hakim durum: “Belirli bir piyasadaki bir veya birden fazla teşebbüsün rakipleri ve müşterilerinden bağımsız hareket ederek, fiyat, arz, üretim ve dağıtım miktarı gibi ekonomik parametreleri belirleyebilme gücüdür”
RKHK.m.20’ye göre, Rekabet Kurumu ne anlama gelir?
RKHK.m.20’ye göre, Rekabet Kurumu mal ve hizmet piyasalarının sağlıklı bir rekabet ortamı içinde oluşmasını ve gelişmesini sağlamak, Kanun’un kendisine verdiği görevleri yerine getirmek üzere kurulmuş, idari ve mali özerkliğe sahip bir kamu tüzel kişisidir.
Rekabet Kurumu hangi organlardan oluşur?
Kanun’un 21 inci maddesine göre; “Rekabet Kurumu, Rekabet Kurulu, başkanlık ve hizmet birimlerinden oluşmaktadır.
Rekabet Kurulu kaç başkan ve kaç üyeden teşekkül eder?
Kurul biri başkan, biri ikinci başkan olmak üzere toplam yedi üyeden oluşur.
Rekabet Kurumunun karar organı nedir?
Kurum’un karar organı Rekabet Kurulu’dur.
Raportörler ne kadar süre içerisinde önaraştırmayı tamamlayarak rapor halinde Kurul'a sunarlar?
Raportörler 30 gün içinde önaraştırmayı tamamlayarak kendi görüşleriyle birlikte elde ettikleri bilgileri, topladıkları delilleri bir rapor halinde Kurul’a sunarlar.
Rekabetin Korunması Hakkında Kanun uyarınca önaraştırma raporunu alan Kurul kaç gün içerisinde soruşturma açıp açmayacağına karar verir?
Kurul, önaraştırma raporunu 10 gün içinde ele alarak soruşturma açıp açmayacağına karar verir (m. 40, 41).