İnfaz Hukuku Dersi 3. Ünite Özet
İnfaz Kurumuna Kabul, İnfazın Planlanması, Hükümlünün Hak Ve Yükümlülükleri
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Giriş
Bir ceza hukuku yaptırımının infazı, söz konusu yaptırıma maruz kalan kişinin ilgili infaz kurumuna alınmasıyla başlar. İnfaz kurumuna kabul olarak ifade edilen bu husus sadece basit bir işlem olmanın ötesinde, infazın özellikle yenden topluma kazandırma amacı göz önünde bulundurularak planlanmasının ilk aşaması olarak değerlendirilir.
İnfaz Kurumuna Kabul
Kuruma Alınma ve Kayıt İşlemleri
Haklarında kesinleşmiş hapis cezasını içeren mahkûmiyet ve ödenmeyen adli para cezalarının hapse çevrilmesine ilişkin karar bulunanlar, Cumhuriyet Başsavcılığının yazılı emriyle ceza infaz kurumuna gönderilir. Üstleri ve eşyaları arandıktan sonra kabul odalarına konulur ve hekim muayenesinden sonra kuruma yerleştirme işlemler yapılır (CGTİHK m.21/1). Bu çerçevede ceza infaz kurumuna alınan hükümlülerin;
- Adı ve soyadı,
- İşledikleri suç,
- Cezalarının türü ve süresi,
- Mahkûmiyet ilamının tarih ve numarası ve
- İnfaza başlandığı gün; “hükümlü defterine” kayıt olunur (m.21/2).
Kayıt altına alınan söz konusu bilgiler hükümlünün kişisel dosyasında veya elektronik ortamda saklanır. Bu bilgiler, kanunun zorunlu kıldığı hâller dışında hiçbir kurum ve kişiye verilemez. Uygulamada söz konusu gizliliğe titizlikle uyulması gereklidir.
Hükümlüler ile Yakınları ve İlgililerin Bilgilendirilmesi
Hükümlülerin ceza infaz kurumlarına alınmalarında, başka kuruma nakillerinde ve hastaneye yatırılmalarında, istekleri üzerine ailelerine veya gösterdikleri kişilere; hükümlü yabancı ise yazılı olarak karşı çıkmaması hâlinde, uyruğu olduğu devletin diplomatik temsilcilik veya konsolosluğuna durum bildirilir.
İnfazın Planlanması ve Hükümlülerin Gruplandırılması
Hükümlülerin Gözlemi
Hükümlüler, durumlarına uygun kurumlara ayrılması, diğer bir deyişle gruplandırılması amacıyla gözleme (müşahedeye) tabi tutulurlar. Böylece hükümlü hakkındaki infaz rejimi de belirlenmiş olur. Söz konusu gözlem, gözlem ve sınıflandırma merkezlerince yapılır.
Gözlem ve Sınıflandırmada Hükümlü Açısından Ele Alınacak Hususlar
Hükümlülerin gözlem ve sınıflandırılması şu esaslar dikkate alınır:
- Hükümlülerin kişisel özellikleri,
- Bedensel, akli ve sağlık durumları,
- Suç işlemeden önceki yaşamları, sosyal çevre ve ilişkileri, sanat ve meslek faaliyetleri,
- Ahlaki eğilimleri,
- Suça bakış açıları,
- Hükümlülük süreleri ve
- Suç türleri
Bu durumlar doğrultusunda uygun infaz kurumlarına ayrılmaları ve bunlara göre saptanacak infaz ve iyileştirme rejimi; gözlem, inceleme ve değerlendirme yöntemiyle çalışan gözlem ve sınıflandırma merkezlerinde veya kapalı ceza infaz kurumlarının bu hizmete ayrılan bölümlerinde yapılır.
Hükümlüler, işledikleri suç tiplerine, gösterdikleri eğilimlere, tutum ve davranışları nedeniyle sıkı gözetim ve denetim altında bulundurulmaları gerekip gerekmediğine göre yüksek güvenlikli ceza infaz kurumlarına veya normal güvenlikli ceza infaz kurumlarına veya açık ceza infaz kurumlarına gönderilir.
Gözlem ve Sınıflandırma Merkezlerinde Bulunması Gereken Görevliler
Bu merkezlerde; kriminoloji, penaloji, davranış bilimleri, adalet psikolojisi veya ceza hukuku alanında bilgi ve deneyime sahip yöneticiler, psikiyatri uzmanı, hekim, adli tıp uzmanı, psikolog, pedagog, çocuk gelişimcisi, sosyal çalışmacı, psikolojik danışman, rehberlik uzmanı ve öğretmen gibi uzman görevliler ile diğer kurum görevlileri bulundurulması sağlanır.
Gözlemin Şekli
Hükümlüler, gözlem kurulunca kuruma kabul tarihinden başlayarak tek kişilik odalarda gözlemlenir. Ancak kurumda tek kişilik oda yoksa veya bu odalar kısıtlı sayıda ise gözlem, tahsis edilmiş özel bölümlerde de yapılabilir.
Hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis veya iki yıldan fazla süreli hapis cezası mahkumiyeti bulunanlar, haklarında uygulanacak rejimi ve gönderilmeleri gereken infaz kurumunu ve bu maksatla kişisel ve sosyal özelliklerini belirlemek için Kanunda gösterilen esaslar uyarınca gözleme tabi tutulurlar ve bu gözlem süresi de altmış günü geçemez.
Gözleme Tabi Tutulmayacak Hükümlü
Bu hükümlüler; kişiliğine, sair hallerine, suçun işlenmesindeki özelliklere göre gerektiğinde gözleme tabi tutulmayabilirler. Ayrıca kısa süreli hapis cezalarına mahkum olanlar gözleme tabi tutulmazlar.
Hükümlülerin Gruplandırılması
Hukukumuzda hükümlülerin ayrıldığı gruplar şunlardır:
- İlk defa suç işleyenler, mükerrirler, itiyadî suçlular veya suç işlemeyi meslek edinenler,
- Akli ve bedensel durumları nedeniyle veya yaşları itibarıyla özel bir infaz rejimine tabi tutulması gerekenler,
- Tehlike hâli taşıyanlar,
- Terör suçluları,
- Suç örgütlerine veya çıkar amaçlı suç örgütlerine mensup olan suçlular şeklindedir.
Ayıca hükümlüler;
- Yaşları,
- Hükümlülük süreleri ve
- Suç türleri uyarınca da gruplandırılmaktadırlar.
İnfaz Kurumunun Hükümlü Üzerindeki Olumsuz Etkileri
Hükümlünün kamu adına bir infaz kurumuna alınmasıyla devlet için bazı yükümlülükler de doğar. Böylece infaz kurumu yönetimleri hükümlüye sadece bir sağlık hizmet sunmaktan değil hem hükümlünün hem de personelin sağlığını koruyacak koşulları sağlamaktan da sorumlu olur.
Hükümlünün Psikolojik Durumu
Kavram
Koşulları ne olursa olsun özgürlüğü bağlayıcı ceza kişide, bir yerde kapalı olmanın doğurduğu çeşitli psikolojik sorunlara yol açar. Yeniden topluma kazandırma yönündeki tüm çabalara karşın cezaevinin kişiyi tam olarak ıslah etmediği, uzun süre cezaevinde kalmanın sosyal yasama yeniden uyum sağlamada önemli sorunlara yol açacağı da bir gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır.
Homoseksüel eğilimler, saldırganlık, kendine zarar verme ya da intihar girişimleri gibi, bastırılan duygular zamanla dışa yansır ve depresif davranışlara sebebiyet verir. Dolayısıyla cezaevi yaşamıyla özgür hayattaki yaşam arasındaki farkların dengeli olması ve hükümlünün insanca yaşamasını sağlamak için söz konusu farkların mümkün olduğunca azaltılması gereklidir.
İnfaz kurumlarının fiziki koşullarının hükümlünün sağlık, özellikle de ruh sağlığı üzerinde olumsuz etkilerde bulunduğu da bir gerçektir. Her hükümlünün yaşaması için ne kadar alan tanınacağı kararlaştırılırken göz önüne alınması gereken önemli bir konu da mahkûmun 24 saatlik dönem içinde söz konusu alanda ne kadar zaman geçireceğidir. Mekânın uzun süre değişmemesi ya/ya da aynı kişilerle paylaşılması da o mekânın alanının algılanmasında yanılsamalara yol açabilir.
Uzun Süreli Hükümlülük
Uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı cezaya hükümlü olanların diğer hükümlüler ve personel için “tehlikeli” olarak nitelendirilmesi doğru değildir. Ayrıca bu hükümlülerin infaz kurumunun barış ve huzur içinde olmasından menfaati de bulunduğundan, bu kişiler çoğunlukla kurumun düzeninin bozulmamasına yardımcı olurlar.
Beslenme, Muayene ve Tedavinin Reddi
Beslenmenin Reddi: Açlık grevi veya intihar ya da akıl hastalığı nedenlerinden biri ile beslenmenin reddinin gerçekleşmesi mümkündür.
Açlık ve Beslenme Kavramı ve Açlık Grevi: Açlık, günlük faaliyetleri etkileyecek şekilde yeterli olmayan kalori, protein ve vitamin alımıdır.
Beslenme ise günlük faaliyetler, büyüme ve yara iyileşmesi için gerekli olan makro ve mikro element ile vitamin alımıdır. Beslenme iradi, zorla, yetersiz ve kötü beslenme olarak gruplandırılır.
Açlık grevi belirli bir hedefe ulaşmak, bir hareketi protesto etmek ya da bir görüşe taraftar bulmak için kamuoyu yaratmak düşüncesiyle kişinin tek basına veya bir grup seklinde yemek yemeyi durdurarak ve/veya sıvı almayarak aç kalma eylemi olarak tanımlanabilir.
Beslenmenin Reddi Halleri: Beslenme ya protesto amacıyla ya da intihar amacıyla reddedilir. Protestoda belirli bir davranış, düşünce veya uygulamaya karşı çıkma durumu vardır. İntihar ise isteğe veya depresyona bağlı bir dürtü sonucu hayatı sona erdirmeyi amaçlayan bir fiil olarak tanımlanabilir.
Muayene ve Tedavinin Reddi: Bir sağlık sorunu olup da muayene ve tedaviyi reddeden hükümlülerin sağlık veya hayatlarının ciddi tehlike içinde olması veya ceza infaz kurumunda bulunanların sağlık veya hayatları için tehlike oluşturan bir durumun varlığı hâlinde isteklerine bakılmaksızın kurumda, olanak bulunmadığı takdirde derhâl hastaneye kaldırılmak suretiyle muayene ve teşhise yönelik tıbbi araştırma, tedavi ve beslenme gibi tedbirler, sağlıkları ve hayatları için tehlike oluşturmamak şartıyla uygulanır.
İntihar
Kişinin kendisini bilerek ve isteyerek öldürmesine intihar denir. İntihar tehlikesi öncelikle tutukluluk esnasında, tutuklanmanın şoku altında ortaya çıkan gelecek belirsizliği, terk edilmişlik ve yalnızlık duygusunun bir sonucudur. Bu yönüyle intihar tehlikesindeki tutuklu ya da hükümlünün tek kişilik odaya değil müşterek odaya konması gerekir. Bununla birlikte öldürme ve cinsel saldırı suçları gibi yüksek ceza beklentisinin de bulunduğu durumlarda intihar girişimlerinin artığı görülür.
Cezaevi Alt Kültürü ve Cezaevilileşme
Cezaevleri bulundukları toplumu ve onun kültürünü yansıttığı için cezaevlerine özgü ayrı bir alt kültürün varlığından söz edilir. Cezaevilileşme ise bir alt kültür normu olarak cezaevi yaşamına uyum şeklinde ifa edilir. Cezaevi alt kültürüyle ortaya çıkan toplum dışına itilmişlik cezaevilileşme usulüyle tamamlanır.
Kadın Hükümlüler
Kadın hükümlülerin sayısının nispeten az olması, sorunlarını yansıtmada isteksiz olmaları ve kadınların işlediği suçların, toplumu, erkeklerin işlediği suçlara göre daha az tehdit ettiği yönündeki düşünceler onların “unutulan hükümlüler” olarak nitelendirilmesine yol açmıştır. Ancak yapılan araştırmalar cezaevi koşullarını kadın hükümlülerin daha ağır hissettiklerini ortaya koyar.
Hükümlünün Hakları
Cezaevlerindeki hükümlülerin bazı hakları kısıtlanmıştır. Ancak bu durum onların hiçbir hakkı bulunmayan kişiler olarak kabul edilmelerini sağlamaz. 1982 Anayasası da kimsenin insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamayacağını açıkça ifade eder. Benzer bir düzenleme AİHS m.3’te işkence, insanlık dışı veya onur kırıcı ceza ve muamele yasağı şeklinde ifade edilmektedir. O hâlde hükümlü ve tutuklulara insanlık onuruna yakışır bir infaz sistemi oluşturulmalıdır.
Hükümlü hakları;
- Savunma hakkı,
- Özel hayat ve kişilik hakları,
- Keyfi-kötü muamele ve işkence görmeme hakkı,
- Haberleşme ve iletişim kurma hakkı,
- Telefondan yararlanma hakkı
- Hükümlünün radyo, televizyon yayınları ile internet olanaklarından yararlanma hakkı
- Mektup, faks ve telgraf gönderme ve alma hakkı
- Ayrımcılık yasağı,
- Hediye kabul etme hakkı
- İbadet hakkı,
- Dış dünya ile bağlantı kurma hakkı,
- Kültür ve sanat etkinliklerine katılma, ifade özgürlüğü
- Kütüphaneden yaralanma hakkı
- Süreli veya süresiz yayınlardan yararlanma hakkı
- Barınma hakkı
- Giyim yardımı alma hakkı
- Beslenme hakkı
- Muayene ve tedavi edilme hakkı
- Bilgilendirilme hakkı şeklinde sıralanabilir.
Savunma Hakkı
Hükümlünün avukatı ve noterle görüşme hakkına vardır. Hükümlünün (en çok üç kez) avukatı ile vekâletnamesi olmaksızın görüşmesi de mümkündür.
Özel Hayat ve Kişilik Hakları
Hükümlünün kişiliğine ilişkin bilgiler üzerinde korunmaya değer hukuki menfaatleri bulunur. İnfaz aşamasında hükümlü ile ilgili yapılan araştırmalar ile herhangi bir şekilde elde edilen bilgiler gizli kalmalıdır. Aksi tutum İHAS m.8’n ihlali niteliği taşımaktadır.
Keyfi-Kötü Muamele ve İşkence Görmeme Hakkı
İHAS m.3 ve Anayasa m.17 işkenceyi açıkça yasaklamaktadır. AİHM, verdiği kararlarda infaz kurumunda uygulamaların veya alınan tedbirlerin kötü muamele veya işkence oluşturduğu iddiası ile hükümlüler tarafından yapılan bireysel başvuruların kabul edilebilmesi için başvurucunun kurumda yaşanan olayların sağlığı üzerinde olumsuz etkiler doğurduğunu kanıtlayan doktor raporu sunmasını aramaktadır.
Haberleşme ve İletişim Kurma Hakkı
Her tutuklu ve hükümlünün haberleşme hakkı vardır. Ancak bu hak özgür insanlar gibi anlaşılamaz. Bununla birlikte haber alma hakkının tümüyle kısıtlanması insan haklarına aykırıdır.
Telefondan Yararlanma Hakkı
CGTİHK’ ya göre de kapalı ceza infaz kurumlarındaki hükümlüler, Cumhurbaşkanınca çıkartılan yönetmelikte belirlenen esas ve usullere göre idarenin kontrolündeki ücretli telefonlar ile görüşme yapabilir. Telefon görüşmesi idarece dinlenir ve kayıt altına alınır. Bununla birlikte bu hak, tehlikeli hâlde bulunan ve örgüt mensubu hükümlüler bakımından kısıtlanabilir.
Hükümlünün Radyo, Televizyon Yayınları ile İnternet Olanaklarından Yararlanma Hakkı
Hükümlü, ceza infaz kurumlarında radyo ve televizyon yayınlarını izleme hakkına sahiptir. Ancak bunun için merkezî yayın sistemi bulunmalıdır. Bununla birlikte merkezî yayın sistem bulunmayan kurumlarda, yararlı olmayan yayınları engelleyecek önlemler alınmak suretiyle bağımsız anten kullanılarak televizyon ve radyo izlenmesi ve dinlenmesi kurum idaresinin iznine bağlıdır.
Mektup, Faks ve Telgraf Gönderme ve Alma Hakkı
Hükümlü, kendisine gönderilen mektup, faks ve telgrafları alma ve ücretler kendisince karşılanmak koşuluyla gönderme hakkına sahiptir.
Ayrımcılık Yasağı
İHAS m.14’e göre “bu Sözleşmede tanınan hak ve hürriyetlerden istifade keyfiyeti, bilhassa cins, ırk, renk, dil, din, siyasi veya diğer kanaatler, millî veya sosyal menşe, millî bir azınlığa mensupluk, servet, doğum veya herhangi bir durum üzerine müesses hiçbir ayrıma tabi olmaksızın sağlanmalıdır.” O hâlde kadın ve erkek hükümlü ve tutuklular arasında eşit işlem yapılmalıdır. Dolayısıyla özellikle çalışma ve eğitim programları kadın hükümlüler de dikkate alınmak suretiyle düzenlenmelidir.
Hediye Kabul Etme Hakkı
Hükümlü, özel ve resmi günlerde dışarıdan gönderilen ve kurum için tehlikeli olmayan hediyeyi kabul etme hakkına sahiptir.
İbadet Hakkı
Hükümlünün din özgürlüğü sağlanmalıdır (İHAS m.9). Ayrıca, kurum güvenliği bakımından ağır tehlike meydana gelebilecek nitelikteki ayin ya da törenlerin engellenebileceği kabul edilmektedir.
Dış Dünya ile Bağlantı Kurma Hakkı
Hükümlünün ziyaretçi kabul etmesi, kimsenin dinleyemeyeceği, konuşulanları duyamayacağı bir ortamda görüşebilmesi sağlanmalıdır (CGTIHK m.83-86).
Kültür ve Sanat Etkinliklerine Katılma, İfade Özgürlüğü
Ceza infaz kurumlarında kültür ve sanat programları hazırlanır. Hükümlülerin bunlara katılımı kurum en üst amiri tarafından düzenlenir.
Kütüphaneden Yararlanma Hakkı
Hükümlüye kurum kütüphanesinden veya kitaplığından yararlanma hakkı verilmelidir.
Süreli veya Süresiz Yayınlardan Yararlanma Hakkı
Yasaklanmamış olmak koşuluyla hükümlü yayınlardan yararlanma hakkına da sahiptir.
Barınma Hakkı
Hükümlü barınma hakkına da sahiptir. Buna göre tehlikeli hâli bulunan hükümlü bir veya üç kişilik odalarda, diğer hükümlüler ise kurumun fiziki yapısı, kapasite durumu ve güvenlik gerekler göz önüne alınarak cezaevi yönetimi tarafından belirlenecek sayıda mahkûmun kalabileceği odalarda barındırılır.
Giyim Yardımı Alma Hakkı
Muhtaç durumdaki hükümlülere kurum tarafından uygun kıyafetler verilir.
Beslenme Hakkı
Hükümlüye, sağlıklı beslenme hakkı kapsamında durumunun ve özelliklerinin gerektirdiği ölçüde besin verilir.
Muayene ve Tedavi Edilme Hakkı
Hükümlü, beden ve ruh sağlığının korunması, hastalıklarının tanısı için muayene ve tedavi olanaklarından, tıbbi araçlardan yararlanma hakkına sahiptir. Bunun için hükümlü öncelikle kurum revirinde, mümkün olmaması hâlinde Devlet veya üniversite hastanelerinin mahkûm koğuşlarında tedavi ettirilir (CGTIHK m.71).
Bilgilendirilme Hakkı
Hükümlülere, kuruma alındıklarında uygulanacak iyileştirme çalışmaları, disiplin suçları ve cezaları, bilgi edinme ve şikâyet yolları, hak ve sorumlulukları gibi konular ile kurumdaki yaşam biçimine uyum sağlamaları için gereken bilgiler, kurum yöneticiler tarafından sözlü olarak anlatılır ve yazılı olarak tebliğ olunur.
Hükümlünün Yükümlülükleri
Cezayı Çekme, Güvenlik ve İyileştirme Programına Uyma
Hükümlü, hapis cezasının yerine getirilmesine katlanmak, bu amaçla düzenlenen infaz rejimine uygun tutum ve davranışlar içinde bulunmak ve ceza infaz kurumunun güvenlik ve iyileştirme programlarına tam bir uyum göstermekle yükümlüdür. Buna göre her ne amaçla olursa olsun, bilerek kendi yaşamlarını ve bedensel bütünlüklerin tehlikeye düşürecek eylemlere girişmeleri, cezanın yerine getirilmesine katlanma yükümlülüğünün ihlali sayılır.
Sağlığın Korunması Kurallarına Uyma
Hükümlü, sağlığının korunması ve salgın hastalıkların önlenmesi için gerekli ve alınmış tedbirlere uymak, kişi sağlığı için tehlike doğuran durumları gecikmeksizin kurum yönetimine bildirmek, kendi ve içinde yaşadığı ortamın temizliğine uygun davranışlar göstermek zorundadır. Yine hem kendi hem de diğer hükümlülerin sağlığını tehlikeye düşürebilecek eylemlerden kaçınmakla yükümlüdür.
Bina ve Eşyanın Korunması
Hükümlü, barındırıldığı odayı, kurum binasını, yönetimce kendisine bırakılan şeyler düzenli bir biçimde kullanmak ve bunlarla diğer kişilere ait eşyayı özenle korumakla yükümlüdür.
Hükümlülerin Çalıştırılması
Türk infaz hukukunda hükümlünün çalışma zorunluluğu bulunmaz. Gerçekten kurum hekim tarafından ruhsal ve bedensel olarak sağlıklı olduğu belirlenen meslek sahibi olmayan hükümlüler ile meslek sahibi olan istekliler, kurum imkânları ölçüsünde belirlenen ücret karşılığında atölye veya iş yurtlarında çalıştırılabilir.
Çalıştırmanın amacı, hükümlülerin salıverilmelerinden sonra yaşamlarını sürdürecek meslek ve sanatları öğrenmelerini sağlamak, çalışma ve üretme isteklerini geliştirmek veya güçlendirmektir. Çalıştırmada hükümlünün yeteneği, becerisi, eğilimi, zihinsel ve bedensel durumları göz önünde bulundurulur.
Çocukların Çalıştırılması
Çocuk hükümlülerin çalıştırılması yalnızca meslek eğitimine yönelik olur. Öğretim kurumlarına veya örgün eğitime devam eden çocuk ile genç hükümlüler, öğretim yılı içinde atölye ve işyerlerinde çalıştırılmaz.
Kurum Hizmetinde Çalışma
Kurum yönetimi, cezasının en az bir yılını iyi hâlli olarak çekmiş bulunan hükümlüleri, durumlarına uygun kurum içi hizmetlerde çalıştırabilir.
Ücret ve Sosyal Haklar
Çalışan hükümlülere ürettiklerinden elde edilen gelirden, çalışmaları karşılığı ücret ödenir ve bu hükümlüler sosyal haklardan yararlandırılır.