aofsoru.com

Lobicilik Ve Halkla İlişkiler Dersi 1. Ünite Özet

Lobiciliğin Kavramsal Ve Tarihsel Perspektifi

Giriş

Demokratik sistemlerde yasal düzenlemelerle kabul edilmiş kanunlar ve toplum tarafından genel kabul görmüş kurallar çerçevesinde, karar alma konumunda olan kişi ya da kurumların siyasi ve sosyal alanlarda şahsi istek, beklenti ya da çıkarları doğrultusunda hareket etmesini arzulayan menfaat sahiplerinin var olması kaçınılmazdır. Bu doğrultuda, yine demokratik sistemler açısından bakıldığında, temel amaçları bireysel ya da grup tarafından belirlenmiş ortak çıkarlara ulaşabilmek üzere siyasi mekanizmayı etkilemek için, aynı fikir ya da duyguları paylaşan kişilerin bir araya gelerek oluşturdukları gruplaşmalar kaçınılmazdır. Söz konusu gruplaşmalardan en önemlileri baskı ya da çıkar grupları, siyasi partiler ve lobiler olarak adlandırılanlardır.

Baskı grupları düzenli, uzun soluklu ve farklı alanlarda yaratıcı faaliyetler sürdürmeyi hedef alan, üye sayısının ve üyelerinin yaptırım gücünün önem taşıdığı, toplumun bilinçlendirilmesinden devlet görevlilerinin işlerinin denetlenmesine kadar farklı alanlarda çalışan kişilerden oluşan örgütlü gruplaşmalarken çıkar grupları anlık ve tek hedefe yönelik, süreklilik içermeyen oluşum süreleri ile farklılık göstermektedir. Üçüncü önemli gruplaşma siyasi partiler olmaktadır. Siyasi partiler , devlet işlerini düzenleme ve yürütme konularında benzer görüş ve anlayışa sahip kişiler tarafından oluşturulan, amaçları ülkenin yönetiminde söz sahibi olmak için bir araya gelmiş siyasi konulara ilgi duyan ve bu konuda tecrübesi olan kişilerden oluşan örgütlü gruplardır. Lobiler ise baskı gruplarına benzer biçimde siyasi mekanizmayı, temsil edilen ortak çıkar çerçevesinde etkilemek üzere oluşturulan ancak faaliyet alanları belirli bir tek alan üzerinde yoğunlaşan (örneğin, silah, petrol ya da etnik lobiler) özel gruplaşmalardır.

Bürokrat: Devlet kurumlarında çalışan üst düzey yöneticilere verilen addır. Siyasetçilerden farklı olarak seçim yoluyla değil, atama yoluyla göreve gelirler. En yüksek dereceli bürokratlar; müsteşarlar, büyükelçiler, konsoloslar, valiler, ataşeler, kaymakamlar, daire başkanları ve KİT yöneticileridir.

Lobi, Lobi Faaliyetleri, Lobici ve Lobicilik Tanımları

Sözlük anlamı ile yapıların kapıdan içeri girildiğinde görülen ilk boşluk alanı, giriş ya da koridor anlamına gelen lobi kelimesinin siyasi alanda kullanımı ise en temel biçimi ile savundukları fikri bulunulan alan ne kadar “dar” bile olsa, mümkün olduğunca savunmak üzere bir araya gelmiş ortak çıkar sahipleridir. Kelimenin iki anlamının birleştirilmesinin kaynağının İngiliz Parlamentosunun iki salonundan, yasama ile ilgili oylamaların yapıldığı salona geçişteki alana verilen ada dayandığı belirtilmektedir.

Siyasi mekanizmanın farklı kademelerinde yer alan kişilere yönelik, farklı teknik ve yöntemlere (lobi faaliyetleri) başvurarak ortak çıkarlar çerçevesinde istenilen yönde karar aldırma amacıyla çalışmalar gerçekleştiren topluluktur.

Lobi faaliyetleri: Siyasi arenadaki kişilerin lobilerce ortaya konan fikirlerin lehinde hareket etmeleri ve karar almaları üzerinde etkin rol oynayan, halkla ilişkiler yöntem ve teknikleri ile desteklenen, demokratik sistemin bütünleyici ve meşru bir parçası olarak görülen bir dizi çalışmadır.

Lobicilik kavramının üçüncü ve uygulamacı ögesi “lobici”dir. Lobici kelimesinin tarihsel kökeni, yasamanın gerçekleştirildiği mekânların lobilerinde, kanun koyucuların fikirlerini etkilemek üzere bulunan ve işleri savundukları fikirler doğrultusunda karar alınması için ikna turları atan kişilere dayanmaktadır.

“lobicilik”, lobi faaliyetleri, lobiler ve lobici kavramlarının tümünü bünyesinde içeren, geniş kapsamlı bir çalışma alanıdır. Lobicilik bu bakış açısından; lobi faaliyetleri ile ifade edilen tüm aktiviteleri içeren, lobiler için uzman lobiciler tarafından yürütülen çalışmalara verilen genel addır.

Lobicilik: Lobiciler tarafından kamu yönetiminde yer alan kanun koyucu ya da bürokrat konumunda olan kişileri bilgilendirme ve ardında durulan görüşler çerçevesinde etkilemeye yönelik çabaları kapsayan bir çalışma alanıdır.

Lobiciliğin Tarihsel Gelişimi

Kişiler, kurumlar, lobiler, baskı grupları, yabancı hükûmetler vb. grupların, özellikle siyasi karar alma süreçlerini etkileme amacıyla sürdürülen çalışmalar olarak en temel biçimde tanımlanan lobiciliğin doğum yeri yine de Amerika Birleşik Devletleri olarak görülmektedir. Bu durumun temelinde yatan neden ise, sınırlı düzeyde olan devlete ait kaynakları kimin, nerede, ne zaman, neden ve nasıl kullanacağı üzerine girilen savaşlardır.

Lobiciliğin Amerika Birleşik Devletleri’ndeki konumu, the Washington Monthly dergisinin editörü Charles Peters tarafından, “Amerika artık bir ulus olmaktan uzaktır, çünkü lobilerden oluşmuş bir komite hâlini almıştır” ifadesi ile özetlenmektedir.

Lobiciliğin İlk Dönemi

“lobici” kelimesi ilk olarak İngiliz Parlamentosunun Avam Kamarası bölümündeki lobide bekleyerek oy kullanmaya giden kanun koyucuları etkilemeye çalışan gazetecilere verilen ad olarak ortaya çıkmıştır.

Kelime kökeni geçmişe dayanan lobiciliğe, aslında Amerika Birleşik Devletleri’nin daha ilk kuruluş yıllarından itibaren rastlanılmaktadır. 1787 yılında kabul edilerek 1789 yılında uygulanmaya başlayan Amerikan Anayasası hazırlanırken, özgürlükler özellikle de konuşma özgürlüğü üzerinde durulmuştur. Bu doğrultuda farklı düşüncelere sahip kişi ya da kurumların kendilerine ait düşüncelerini açıklıkla ifade edebilme ve iktidarı elinde tutanlara taleplerini aktarabilme hakları anayasal çerçevede korunmaktadır.

Amerikan İç Savaşı sonrasında başa gelen başkanların genelde zayıf liderlik ve yöneticilik becerilerine sahip olmaları ve dirayetli politikalar izleyememeleri, lobiciliğin derinlik kazanarak yeni boyutlara ulaşmasına neden olmuştur.

1800’lü yılların sonlarına gelindiğinde lobicilik değişim göstermiştir. Büyük şirketler çıkarlarını savunmak için Washington’da aracı kişilerden yararlanacaklarına, destek için Kongre üyelerine, yerel yöneticilere, belediye meclis üyelerine doğrudan başvurmaya yönelmişlerdir.

Lobicilere ciddi şekilde karşı duran ilk Başkan Woodrow Wilson olmuştur. 1912 yılındaki seçim kampanyası sırasında, lobicileri “Tehlikeli Unsur” olarak nitelendiren Wilson, bu yolla büyük oy toplamıştır.

1920 ve 1930’larda eski hükûmet ve parti yetkilileri, lobici olarak çalışmaya başlamışlardır. Kadınlar da aynı dönemde lobicilik mesleğine atılmışlardır. En ünlü kadın lobici daha önce Adalet Bakanlığı’nda asistan olarak çalışmış, kanun bilgisi ve ticaret deneyimi olan Mabel Walker Willebrandt olmuştur. 1927 yılında senatör Thaddeus H. Caraway lobiciliğin düzenlenmesi amacıyla kendi adıyla bir komisyon oluşturmuştur.

Lobiciliğin Gelişme Dönemi

Lobiciliğin gelişme dönemi olarak görülen 1930 ve 1940’lı yıllarda, ülke içindeki çevrelerinin sürdürdüğü lobiciliğin düzene koyulmasına yönelik uygulamalar üzerinde çalışılmıştır. Nazizm ve faşizmin dünyada güçlenmeye başlaması, lobicilikle ilgili çalışmaları bir başka yöne kanalize etmiştir. Kongre 1938 yılında Yabancı Ajanların Tescil Yasasını (Foreign Agents Registration Act) çıkarmış, yabancı bir hükûmet adına çalışan ve konumu ne olursa olsun herkesin Adalet Bakanlığındaki sicile kaydolmaları zorunluluğu getirilmiştir.

Ajan (Agent): Terimin “bir ülke ya da kişiler için gizli bilgileri araştıran kişi” anlamının yanında, burada kullanıldığı biçimde “bir başka kişi, ülke ya da çıkar sahibi için siyasi, hukuk, bilgi toplama alanlarında temsilci görevi sergileyen yetkili kişi, bir tür lobici” anlamı da söz konusudur.

Siyasi kurumlara duyulan güvensizlik, başarısız bir savaş ve skandallarla dolu dönemin ardından ulusal bir halk lobisi olan ve Başkanlık kampanyalarının denetimi, Vietnam Savaşı’na katılma, çevre korunması gibi farklı konulara ilişkin yasal düzenlemeler yapılmasına yönelik faaliyet gösteren Müşterek Dava (Common Cause) kurulmuştur.

Müşterek Dava (Common Cause): 1970 yılında Sağlık, Eğitim ve Kalkınma Bakanlığı eski sekreteri olan John W. Gardner tarafından ABD’de Başkent Washington DC’de kurulmuş, kâr amacı gütmeyen bir sivil toplum kuruluşudur. Halka dayalı lobicilik uygulamalarını destekleyen grup, vatandaşların istek ve beklentilerini devlet yönetimine iletmekle görevlidir ve günümüzde hemen tüm eyaletlerde hizmet sunmaktadır.

Günümüzde Lobicilik

1980’li yıllarda lobicilik en parlak dönemini yaşamıştır. Kitle iletişim araçları ve teknolojideki gelişmeler sayesinde lobiciler, ilk kez sokaktaki vatandaşı da lobicilik yapmaya teşvik etmiştir. Örneğin, bir yasa konusunda sadece lobiciler değil, binlerce vatandaş birlikte fikirlerini mektup, telgraf ve telefon yoluyla belirterek katılmıştır. Halka dayalı (grass-roots lobbying) lobi faaliyetleri olarak adlandırılan çalışmalarda “mesaj bombardıman”larına özellikle önem verilmiştir. Lobiciler 80’li yılları sadece uygulamalar değil meslekleri açısından önemli olarak görmüş ve olumlu imaj yaratmaya yönelik çalışmalar gerçekleştirmişlerdir. Bu amaçla profesyonel lobiciler birleşip 1979 yılında Amerikan Lobiciler Birliği’ni (American Lobbyists League) kurmuşlardır.

Amerikan Lobiciler Birliği (American Lobbyists League): Birlik üyeleri hedeflerini, profesyonelizm, yönetim kuralları ve imaj geliştirme olarak belirlemişlerdir. Diğer faaliyetlerinin yanında, birlik üyeleri 1982 yılında kendilerini kanıtlayacak ve mesleğin gelişmesini sağlayacak programlar organize etmişlerdir.

Lobi faaliyetleri Amerika Birleşik Devletleri’nde dönemin başkanı Bill Clinton ile birlikte 1995 yılında düzenlemelerden geçirilmiştir. Getirilen bir dizi yenilikle, lobiciyi zamanının %20’lik dilimini lobi faaliyetleri için harcayan kişi olarak değerlendiren ve lobiciliğin ahlâki değer ve kurallarını yeniden tanımlayan düzenlemeler gerçekleştirilmiştir. Ortaya konan söz konusu düzenlemelere göre, bürokratlar derecelerine uygun olarak belirlenmiş sürelerce beklemekte, işlerinden ayrılır ayrılmaz lobici olamamaktadırlar. Benimsenen diğer yeni kurallar şunlardır:

  • Beyaz Saray’da görev alan kişiler, görevlerinin sona erdiği günden itibaren beş yıl sorumluluk aldıkları devlet görevleri alanında hukuk ve danışmanlık hizmetleri veren lobi şirketlerinde çalışamazlar.
  • Bakanlar gibi üst düzey görevliler yabancı ülke hükûmetleri için yaşamları boyunca lobicilik çalışmalarına katılamazlar.
  • Üst düzey ticaret temsilcileri, görev sürelerinin bitmesinden sonra dahi ömür boyu çokuluslu şirketleri ve yabancı hükûmetleri temsil edemezler.
  • Kuralları çiğneyenler hakkında kamu davası açılacaktır.

Lobiciliğin Sınıflandırılması

Lobicilik açık ya da gizli şekillerde dünyanın birçok ülkesinde tarihin eski dönemlerinden beri sürdürüle gelmektedir. Ancak bu faaliyetlerin yürütülmesi, başvurulan yöntem ve tekniklerin uygulanması ülkelerin siyasal yapılarına ve sistemlerine bağlı olarak farklılık göstermektedir. Görülen farklılıklar, lobiciliğin her ülkeye ve şarta uygun şekilde ortak sınıflandırılmasını zorlaştırmaktadır. Bu duruma karşın lobiciliğin en yoğun şekilde yürütüldüğü ülke olan Amerika Birleşik Devletleri göz önüne alındığında, genel de olsa bir sınıflandırmanın yapılabilmesi mümkün olmaktadır.

1-Yabancı Ülkeler düzeyinde lobicilik

  • Etnik Gruplar
  • Yabancı Hükümetler
  • Uluslararası Baskı Grupları

2-Ulusal düzeyde lobicilik

  • Bölgesel Lobicilik
  • Başkent Lobiciliği (İç Lobicilik ve Dış Lobicilik)

Yabancı Hükûmetler Tarafından Temsil Edilen Çıkar Sahipleri İçin Yürütülen Lobicilik

Yabancı hükûmetler için, diğer bir deyişle, dış ülke çıkarlarının gerçekleştirilmesine yönelik lobi faaliyetlerine bakıldığında, amacın uluslararası platformda (dünyanın farklı ülkeleri ve uluslararası katılımlı Birleşmiş Milletler, NATO, Avrupa Birliği vb. oluşumlar) ekonomi ve savunma gücünü elinde tutan Amerika Birleşik Devletleri’nin desteğinin sağlanması olduğu görülmektedir. Ayrıca dünyanın iletişim ağının da merkezi olması nedeniyle, sahip olunan bu güçlerden yararlanma isteği, Amerika Birleşik Devletleri’ni lobiciliğin merkezi konumuna getirmektedir.

Amerikan Kongresi ve yönetimine etki etmek isteyen yabancı ajanlar (temsilciler) üstlendikleri misyon çerçevesinde, arzulanan hedeflere ulaşabilmek, anavatanlarının ya da ait oldukları etnik grubun isteklerini gerçekleştirebilmek için her türlü araç ve gereçten, yöntem ve teknikten yararlanırlar. Yabancı ajan olarak çalışan kişiler, ülkedeki bir yasa çerçevesinde, Amerikan Adalet Bakanlığına kayıt yaptırarak faaliyetlerini sürdürmelidirler. Bu şekilde Amerika Birleşik Devletleri’ndeki yabancı ajanların ve faaliyetler için kiralanan lobicilerin sayıları, amaçları, hangi ülke çıkarlarına ve hedeflere yönelik çalıştıkları, üzerinde lobicilik çalışmaları gerçekleştirmek istedikleri yasalar, uyguladıkları ya da uygulamayı planladıkları lobi faaliyetleri gibi çok çeşitli konuda bilgi sağlanabilmektedir.

Etnik gruplar da lobi faaliyetlerini yürütürken, profesyonel lobici ve lobi şirketlerinden faydalanmaktadırlar. Bunların yanı sıra gruplar kendi aralarında sözü geçen, ekonomik gücü olan ve halkın sempatisini kazanmış kişileri temsilci olarak seçmekte, seçilen bu kişiler Kongre üyeleri ile tanışmakta, onları ziyaret ederek aralarında içtenlik ve güven temelli ilişkilerin kurulması sağlanmaktadır.

Ulusal Düzeydeki Çıkar Sahipleri İçin Yürütülen Lobicilik

Sınıflandırmanın ikinci ayrımını “ulusal düzeyde yürütülen lobi faaliyetleri” oluşturmaktadır. Bu tür faaliyetlerle ifade edilen, ülke içindeki çıkar sahiplerinin (baskı grupları, lobiler, kişiler, şirketler gibi) çıkarlarına yasal düzenlemelerin gerçekleşmesini sağlamak ya da uygun olmayanların düzeltilmesine yönelik çalışmalardır. Ulusal düzeyde yürütülen lobi faaliyetleri kendi içinde ikiye ayrılmaktadır. Söz konusu bu ikili ayrıma göre; eyalet (federe devlet) düzeyinde yürütülen “Bölgesel (Eyalet) Lobicilik” ve Washington DC de yürütülen “Başkent Lobiciliği”dir.

Bölgesel Lobicilik

Lobi faaliyetleri eyalet başkentlerinde ülke başkentlerinde olduğundan farklı bir biçimde işlemektedir. Çoğu kez Başkent Lobicileri ve devlet görevlileri, Bölgesel Lobiciliği fırsatçı, rüşvetçi ve etkisiz olarak nitelendirmektedirler. Eyalet başkentlerinde de Washington DC’de olduğu gibi Senato ve Temsilciler Meclisi’nden oluşan birer meclis bulunmaktadır. Eyaletlerde bulunan küçük çaplı meclisler daha seyrek toplanır ve oturum süreleri daha kısadır. Bu nedenle lobiciler, savundukları fikri bildirebilmek, savunabilmek ve var olanı değiştirmek için daha kısa süreye sahiptirler. Ayrıca Bölgesel Lobiciler tüm lobi yöntem ve tekniklerini aktif bir şekilde kullanmama sorununu da yaşanmaktadırlar.

Başkent Lobiciliği

Amerika Birleşik Devletleri’nde ülke yönetiminin merkezi olan başkent Washington DC’de Başkana, Kongre üyelerine, çeşitli düzeydeki bürokratlara yönelik yürütülen Başkent Lobiciliği, başkentte sayıları on binleri bulduğu tahmin edilen profesyonel lobicilerce sürdürülmektedir. Bölgesel Lobiciliğe nazaran daha geniş kapsamlı konuların ve sayıca daha fazla çıkarın savunulduğu bir alan olarak Başkent Lobiciliği bütün lobi yöntem ve tekniklerinden yararlanılarak uygulanmaktadır.

Lobicilik sınıflandırmasının son aşamasında, Başkent Lobiciliğinin başlığı altında Kongre’ye yönelik lobi faaliyetleri arasında da bir ayrım söz konusudur. Lobicilerin ilk ve en önemli hedefi yasaların önerilip onandığı, yasamanın yapıldığı Kongre’dir. Kongre’ye yönelik lobi faaliyetleri kendi aralarında ikiye ayrılmakta, yürütülen çalışmalar “İç Lobicilik” ( Insider Lobbying ) ve “Dış ” ( Outsider Lobbying ) olarak adlandırılmaktadır.

İç Lobicilik , Kongre üyelerine yönelik doğrudan, birebir sürdürülen faaliyetleri kapsar. Temel olarak yüz yüze iletişim tekniğinin kullanılmasıyla sürdürülen aktiviteler bu tür lobiciliğin temelini oluşturmaktadır.

Dış lobicilik ise, yine Kongre üyelerini hedefleyen, Kongre dışından lobicilerin temsil ettikleri müşterilerinin çıkarlarını destekleyen, farklı bürokratlara ve onlar tarafından kurulmuş olan örgütlere yönelik yürütülen bir lobicilik türüdür. Örneğin; Kongre üyesinin fikirlerinin değiştirilebilmesi için, sosyal medya kampanyaları, sosyal lobicilik gibi lobi tekniklerinin ve genel olarak halka dayalı lobi yönteminin kullanılması, bu tür lobi faaliyetleri kapsamındadır.

Washington DC’de bulunan Başkent Lobicileri üç temel gruba ayrılmaktadırlar: Bilgi Toplayıcılar, Temsilciler ve Bireysel Lobiciler.

  • Bilgi Toplayıcı Lobiciler ” devlet yönetimiyle ilgili işlerde, gizli ya da açık şekilde istihbarat yapanlardır. Gizli faaliyet gösterenler, müşterilerin özel amaçları için, açık olanlar ise kamuoyunu şekillendirme amaçlı çalışırlar.
  • Temsilci Lobiciler ” olarak adlandırılan, yasal danışmanlık çerçevesinde faaliyet gösteren lobicilerden oluşan “hukuk firmaları”dır. Bu firmalar belirli konularda uzmanlaşmış ve uzmanlık alanları çerçevesinde hizmet sunmaktadır.
  • Bireysel Lobiciler ” Temel amaçları Kongre ve Hükûmet faaliyetlerinin, müşterilerinin çıkarları doğrultusunda düzenlenmesi ya da karşıt olduğu durumlarda uyarıcı nitelikte faaliyetler sergilemektir.

Lobicilerin Nitelikleri ve Görevleri

Sınıflandırılması nasıl olursa olsun, lobi faaliyetleri demokratik sistemin ayrılmaz, bütünsel bir parçasını oluşturmaktadır. Siyasal mekanizma içinde lobicilik ancak profesyonel hizmet sunan lobiciler tarafından, sistemli biçimde sürdürüldüğünde başarıya ulaşan bir çalışma alanı olmaktadır.

Lobici Olma Koşulları

Lobiciler mesleğe farklı farklı kapılardan geçerek başlamaktadırlar. Avukatlar, ekonomistler, iletişim uzmanları, öğretmenler, siyaset bilimcileri, halkla ilişkiler uygulamacıları, satış elemanları, emekli olmuş kanun koyucular, sefirler, konsoloslar, elçiler hatta muhasebeciler gibi çok çeşitli meslek sahipleri, lobi faaliyetlerinde kendilerine uygun yer bulmaktadırlar.

Lobicilerin hemen her meslekten, sosyal yapıdan, etnik kökenden vb. koşullardan gelen kişiler oldukları söylenebilmekte, ancak yine de lobici olabilmek için bazı koşulların yerine getirilmiş olmasına dikkat edilmektedir. Bu koşullar;

  • Eğitim,
  • Tecrübe,
  • Yüz yüze iletişimde başarı
  • İhtisas dır.

Lobicilerin Görevleri

Görevlerinin kapsamının genişliği lobicileri bunları gerçekleştirmek için çeşitli yollara başvurma zorunluluğuna itmektedir. Söz konusu yollardan bazıları şu şekilde sıralanabilir:

  • Resmi toplantılara katılma,
  • Yönetimin değişik danışma gruplarına bilgi sunma,
  • Şehir ya da eyalet vatandaşlık bürolarında hizmet verme,
  • Sosyal kulüplere katılma,
  • Hayır kurumlarında hizmet verip, yönetim kurullarında görev alma,
  • Her türlü toplantıda görev alma,
  • Komite oturumlarına katılma,
  • Müşterilere yapılan faaliyetler konusunda rapor sunma,
  • Yönetimin çeşitli kademelerindeki görevlileri ziyaret etme,
  • Medya ile karşılıklı bilgi akışını sağlama,
  • Seçim bölgesindeki seçmenleri herhangi bir durum karşısında harekete geçirme,
  • Seçim kampanyalarında ilgilenilen görevlilere maddi ve manevi yardım sağlama,
  • Toplantı, panel, seminerler vb. organizasyonlar düzenleme,
  • İlgilenilen görevlilerle temsil edilen müşterileri tanıştırma,
  • Toplumda, savunulan fikre ve sürdürülen faaliyetlere karşı olumlu imaj oluşturma,
  • Ve genel olarak, tüm lobi teknik ve yöntemlerinin uygulanmasıdır.

Yukarı Git

Sosyal Medya'da Paylaş

Facebook Twitter Google Pinterest Whatsapp Email