Uçuş Harekat Dersi 1. Ünite Özet
Uluslararası Düzenlemeler
- Özet
Uçuş İşletme İlkeleri ve Kuralları
Bir uçuş harekatında, uyguladığımız uçuş işletme ilkelerini beş başlık altında toplayabiliriz. Bunlar;
- Uçuş emniyeti,
- Tarifede etkinlik,
- Yolcu konforu,
- Ekonomiklik,
- Genel hizmet ilkeleridir.
Uçuş emniyeti: Uçuş emniyetinde belirlenen bir standarda ulaşmak; yerde ve havada kişilerin can ve mal güvenliklerine yönelik tehlikelerin oluşmasına engel olmakla mümkün olabilir. Tüm çabaların can ve mal güvenliğini tehlikeye sokabilecek ortamın oluşmasından önce önlenmesine yönelik olması gerekir.
Tarifede Etkinlik : Hava taşımacılığındaki kısıtlı kapasite imkanlarının daha verimli kullanılabilmesi için havayolu işletmeleri, yayınladıkları tarifeyi zamanında veya en az gecikmeyle uygulamak zorundadır. Aksi takdirde boş kalan kapasiteler ve maliyet artışları ortaya çıkacaktır.
Yolcu konforu: Yolcu tarafından talep edilen hizmetler, ekibin mevcut olanakları nispetinde sağlanmalı, olanak dışı istekler kırıcı olmadan uygun bir dille yolcuya anlatılmalı, hizmetin mekanik bir uygulama havasından çıkarılarak hizmeti veren için zevk olduğu izlenimi gösterilmelidir
Ekonomiklik: Ekonomi ilkesiyle maksat, yolcuya verilen en iyi hava taşıma hizmetinin en düşük birim maliyete dayandırılmasıdır. Şüphesiz ticari işletmelerde parasal değerlerle ölçülen hiçbir savurganlığa yer yoktur.
Genel hizmet ilkeleri: Hava taşımacılığı yapan kuruşların hedefi, yolcuya mümkün olabilecek en mükemmel hizmetin sağlanması olmalıdır. Yolcunun rahatının ve güvenliğinin sağlanması, yolcuyla iyi bir iş ilişkisi kurulması, verilen hizmetin sorumluluk içinde saygılı ve güler yüzle mükemmel olarak sunulmasına çaba sarf edilmesi tüm çalışanların birinci görevi olmalıdır.
Hava taşımacılığı yapan kuruluşlarda çalışanların aşağıda verilen hizmet ilkelerine de uymaları önemlidir:
- Göreve zamanında gelmek ve görevden zamanından önce ayrılmamak.
- Kuruluşa ve diğer kurumlara ait mal varlıklarına zarar vermemek.
- Yalnızca kullanmaya yetkili olduğu alet ve cihazları kullanmak.
- Güvenlik kurallarını bilmek ve bunları görevinde uygulamak.
- Görevde kuruluşun tespit ettiği üniforma ile çalışmak.
Uluslararası Anlaşmalar ve Organizasyonlar
Dünyada hava hukuku düzenlemeleri, Fransız Montgolfier kardeşlerin 5 Haziran 1783 tarihinde sıcak havayla doldurulmuş balonları ile Paris’ten havalanmalarından sonra başladığı hava hukuk tarihçileri tarafından yazılmaktadır. Wilbur ve Orville Wright kardeşlerin ilk olarak motorlu uçakla uçmalarından sonrada hava hukuku düzenlemeleri gündeme oturmuştur. Uluslararası Sivil Havacılık Organizasyonu (ICAO: International Civil Aviaition Organization), 4 Nisan 1947’de Birleşmiş Milletlerin kuruluş kararnamesinin 57. Maddesine dayanarak Şikago Konvansiyonu’na katılan 26 ülkenin imzaları ile kurulmuştur. ICAO’nun amaçları aşağıdaki gibi açıklanmıştır:
- Uluslararası sivil havacılığın, dünya çağında, güvenli ve düzenli bir şekilde gelişiminin sağlanması, • Hava aracı tasarımının ve barış amaçlı işletilmesinin teşvik edilmesi,
- Uluslararası sivil havacılık için havayolları, havaalanları ve uçuş kullanım kolaylıklarının gelişiminin teşvik edilmesi,
- İnsanların güvenli, düzenli ve ekonomik hava ulaşım ihtiyaçlarının karşılanması,
- Haksız rekabet nedeni ile oluşacak sorunların önlenmesi,
- Üye ülkelerin haklarına sayı gösterilmesi, üyeler arasında ayrımcılığın önlenmesi,
- Uluslararası uçuş güvenliğinin arttırılması,
- Uluslararası sivil havacılığın her dalındaki gelişmelerin arttırılması.
Havacılıktaki ilk düzenlemelerin ardından, hava taşımacılığının uluslararası düzeyde hızla yayılması ve gelişmesi sonucu 1874 Brüksel, 1899/1907 Lahey, 1910 ve 1919 Paris Konvansiyonları, 1926 Madrid Konvansiyonu ve 1944 Şikago Konvansiyonu imzalanmıştır. Dünya ülkelerinin büyük çoğunluğunun katılım gösterdiği 1944 Sivil Havacılık Konferansı’nda ICAO’nun (International Civil Aviation Organization) kurulmasının ardından diğer uluslararası organizasyonlar kurulmaya başlamıştır. Böylece sivil havacılığa yönelik uluslararası düzenlemeler ve kurallar oluşturulmuştur. Geçtiğimiz yüzyılın ilk on yılında hava araçlarının gelişmeye başlamasıyla her bir devletin hava sahası hakimiyeti konusunda sorunları ortaya çıkmıştır. Uluslararası hukukçular tarafından ulusal hava sahası hakimiyetinde iki kural savunulmuştur. Buna göre:
- Savunma durumları hariç ülke üzerindeki hava sahası serbest olmalıdır.
- Bir ülkenin üzerindeki hava sahasındaki hakimiyeti esas olmalıdır.
Serbestliği savunanlara göre serbestlik tüm dünyada barış ve ticaretin ilerlemesine yol açacaktır. Buna karşıt olan görüşü savunanlara göre ise devletler serbest hava sahasında ulusal egemenliği, ulusal menfaatlerini ve
güvenliklerini tehdit eden konularda anlaşamazlar. Devletler bu iki görüşün etrafında tartışarak hava taşımacılığı konusunda uluslararası düzenlemelere yönelmişlerdir. Uluslararası anlaşmalar yanında, uluslararası organizasyonların oluşumuyla da havacılık kuralları belirli bir tarihi gelişme göstermiştir. Havacılık konusundaki kuralların genel olarak denizcilik ile ilgili kurallardan yararlanılarak geliştirildiği söylenilebilir. ABD’nin havacılık organizasyonları ve kurallarının oluşmasında öncü rol oynadığı bilinmektedir. ABD içinde havacılık ile ilgili kural koyucu kuruluş Aircraft Production Board (1914) olmuştur. Bu kuruluş, uçak imalatı ile ilgili kurallar oluşturmuştur. I. ve II. Dünya Savaşı havacılık sektöründe büyük bir gelişmeye yol açmış ve uçak imalatçıları çok sayıda işi diğer kuruluşlara yaptırmak zorunda kalmışlardır. Böylece diğer kuruluşlardan alınan mal ve hizmetlerin kalitesinin kontrolü büyük önem kazanmıştır.
Hava Araçlarının Uçabilirliği
ICAO Konseyi, Uluslararası Sivil Havacılık Antlaşması’nın 37. Madde’si uyarınca 1 Mart 1949’da Hava Taşıtlarının Uçuşa Elverişlilik Standartları ve Tavsiye Edilen Usuller Yönetmeliği’ni yayınlamıştır. Üye ülkeler sadece sicil ülkesinde ya da başka bir üye ülkede geçerli geniş kapsamlı ve ayrıntılı ulusal uçuşa elverişlilik yasasına uygun olan hava taşıtları için uçuşa elverişlilik sertifikası tanzim edecek veya mevcut uçuşa elverişlilik sertifikasını kabul edecektir. Böylece söz konusu hava taşıtları Uluslararası Sivil Havacılık Antlaşmasının 33. Madde’sine göre onaylanmış olacaktır. Sicil ülkesi, bir hava taşıtını değerlendirdiği sırada yürürlükte olan ilgili uçuşa elverişlilik kurallarına dayanarak o hava taşıtının uçuşa elverişliliğinin devam edip etmediğini belirleyecektir. Bu koşul hem normal tetkikler, hem de hava taşıtı hasar gördükten sonra yapılan tetkikler için geçerlidir. Bir hava taşıtı hasar görürse, sicil ülkesi bu hasarın ilgili uçuşa elverişlilik kurallarına göre hava taşıtının uçuşa elverişliliğini ortadan kaldırıp kaldırmadığına karar verecektir. Eğer söz konusu hasar, hava taşıtı başka bir üye ülkede iken meydana gelmişse, o üye ülkenin yetkili makamları, hava taşıtının uçuşa devam etmesini yasaklama hakkına sahip olacaktır, fakat bunun için konuyu ve bu maddenin ilk paragrafında belirtilen kararın alınmasında kullanılan tüm ayrıntıları derhal sicil ülkesine bildirmesi gerekir.
Minimum Teçhizat Listesi
Belirli arızaların giderilmesine kadar verilen kontrol ve işlemlerin yapılması koşulu ile uçağı güvenli olarak belirli süre veya sayıda sefere verebilmek için kullanılan, uçak üretici firmanın yayınladığı ve otoriteler tarafından onaylanmış referans dokümana MEL (Minimum Equipment List) adı verilir. MEL uçak teknisyenleri, pilotlar, uçuş harekat uzmanları tarafından kullanılır. Master MEL (MMEL), uçak imalatçısı olan firma tarafından yayınlanır. Uçağın güvenli sefere verilmesi için arızalı kabul edilen sistem veya komponentlerin listelendiği uçak işleticisi olan firmanın MASTER MEL’i referans alarak hazırladığı doküman MEL’dir. MEL operatör firma tarafından hazırlanarak, operatörün bağlı bulunduğu ülkenin sivil havacılık otoritesi tarafından onaylanmalıdır. Havacılıkta uçuş emniyeti öncelikli olduğundan, tüm uçuş ekipleri sonuçlarını tam olarak bilmedikleri uçuş sistem arızalarında uçuş yapılmamalıdır. MMEL/MEL hava yolları, pilotlar, teknisyenler ve uçuş harekat uzmanları tarafından kullanılır. MEI, bir sistem veya komponentin belirli bir süre gayri faal durumda iken, mümkün olan en yakın zamanda arıza giderilene kadar, uçuş operasyonunun devamını sağlar.