Havacılık Güvenliği Dersi 8. Ünite Özet
Havacılık Güvenliğinde Yeni Eğilimler
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Giriş
Havaalanı güvenlik sürec¸leri her gec¸en gu¨n karmas¸ıklas¸makta, birc¸ok yo¨ntemin bir arada kullanılmasını gerekli kılan bir uygulamalar bütünü ha^line gelmektedir. Bagaj taramasında yaygın olarak kullanılan teknolojik arac¸ların bas¸ında X-Ray cihazı gelmektedir. Yolcu taramasında ise kapı ve el tipi metal arama detekto¨rleri kullanılmaktadır. Gerek bagaj gerekse yolcu taramasında elle arama prosedu¨rleri kullanılmaktadır. Risk tabanlı tarama genel olarak pasaport vb. belge denetimi ya da davranıs¸ analizi gibi sürec¸lerdeki normal davranıs¸ların yoklugˆunu veya anormal davranıs¸ların varlıgˆını belirlemektir. Bu doğrultuda risk tes¸kil edebilecek bireylerin saptanması amac¸lanmaktadır. Biyometrik yo¨ntemler, bireylerin, benzersiz niteliklere sahip bulunan kis¸isel o¨zelliklerinin bir veri tabanında toplanmasını ve sonrasında yolculardan alınan o¨rneklerle kars¸ılas¸tırılarak riskli yolcuların belirlenmesini amac¸lanmaktadır. Profilleme ve biyometrik yo¨ntemler, mevcut makine/tec¸hizatın etkinliğini artırıcı, ilave destek unsuru olarak kullanılmaktadır. Bu yo¨ntem ve teknolojilere ek olarak havacılık güvenliğinin sağlanması adına sıvı kısıtlaması da uygulamaya konulmaktadır.
Risk Tabanlı Tarama Yöntemi (Profilleme)
Profilleme (risk tabanlı tarama) havacılık sekto¨ru¨nde de oldugˆu gibi genel anlamda tero¨rist saldırıları tanımlamak ve belirlemek, uyus¸turucu kac¸akc¸ıları, para aklayıcıları, ku¨c¸u¨k hırsızları ve yasa dıs¸ı go¨c¸menleri yakalamak ic¸in kullanılmaktadır. 1968 ile 1972 yılları arasında du¨nya genelinde artan uc¸ak kac¸ırma olayları sonrasında olayların sayısını azaltmak ic¸in profilleme uygulamasını bas¸latmıs¸tır. 1970’lilerin ortasında X-Ray teknolojisinin kullanılmaya bas¸laması ile tüm yolcuların zorunlu taranması uygulaması son bulmus¸tur. 1990’larda itibaren yolcu bilgilerinin yer aldığı Computer-Assisted Passenger Prescreening System (CAPPS), (Bilgisayar Destekli Yolcu O¨n Tarama Sistemi) kullanılmaya bas¸lanmıs¸tır. Bu sistem, hava yolu is¸letmelerine, yolcularını kategorize etme ve gu¨venlik taraması yapma olanagˆı tanımıs¸tır. 9/11 olayları sonrasında CAPPS II programı gelis¸tirilmis¸tir.Bu yeni sistem her bir yolcuyu “kabul edilebilir risk” (yes¸il), “bilinmeyen risk” (sarı) ve kabul edilemez risk” (kırmızı) gruplarına ayırarak kontrol seviyelerinin farklılas¸masını sagˆlamaktaydı. Kabul edilebilir yolcu temel gu¨venlik taramasına tabii tutulurken, bilinmeyen risk du¨zeyindeki yolcu ek gu¨venlik su¨rec¸lerine tabi tutulmaktaydı. Buna rağmen 2001 yılında American Airlines’ın uc¸us¸unda bomba patlatma giris¸iminde bulunan ayakkabı bombacısı Richard Reid, profile dayalı tarama yo¨ntemi ile belirlenememis¸tir. Yogˆun tepkilere neden olan CAPPS II programı, 2004 yılında yu¨ru¨rlu¨kten kaldırılmıs¸tır. Tu¨m bu gelis¸meler sonrasında TSA, o¨n tarama (prescreening) sistemi olan Secure Flight (Gu¨venli Uc¸us¸) sistemini gelis¸tirmis¸tir. Secure Flight, daha o¨nce tartıs¸malara neden olan CAPPS II teknolojisine ve veri tabanına dayandırılarak kullanıma sunulmus¸tur. Sistem uc¸us¸a kabul edilebilecek yolcuları iki kısma ayırmaktadır: Risk olus¸turmayan yani sec¸ilmemis¸ (nonselectees) yolcular ve risk olus¸turan yani sec¸ilmis¸ (selectees) yolcular. Risk olus¸turan bireyler daha katı ve detaylı gu¨venlik kontrollerine tabi olurken, risk olus¸turmayan bireyler rutin kontroller sonrasında uc¸us¸a kabul edilmektedir.
Profilleme, havacılık güvenliğinin sürekliligˆini, yani toplumlar tarafından kabulu¨nu¨ sagˆlama adına c¸es¸itli ac¸ılardan eles¸tirilmesine kars¸ın, bas¸ta ABD olmak üzere diğer birc¸ok gelis¸mis¸ u¨lkede uygulama alanı bulmaktadır. Risk tabanlı tarama yani profilleme, güvenliğin sağlanmasına o¨nemli katkıları olan bir uygulamadır. Buna kars¸ın, sürec¸lerin uygulanması esnasında, güvenlik personelinin sadece belirli ırk veya inanc¸ gruplarının o¨zellikleri üzerinde yoğunlas¸tıgˆı durumlarda, olumsuzluklara ya da ayrımcılıgˆa neden olabilmektedir.
Havacılık Güvenliğinde Biyometrik Uygulamalar
Biyometrik uygulamalar, en genel anlamıyla bir bireyin kendine has o¨zelliklerini kullanarak, onu tanımlamaya yarayan teknolojiden olus¸maktadır. Biyometrik, bir bireyin kimliğini tanımlama ya da dogˆrulama amacıyla kullanılmaktadır. Digˆer bir değis¸le biyometrik o¨zellikler bir bireye has, kis¸isel s¸ifreler gibidir; olus¸turulamaz, taklit edilemez ve c¸alınamaz niteliktedir. Biyometrik tanımlamalarda bir bireyi diğerinden ayıran, parmak izi, el geometrisi, go¨z retinası ya da iris taraması, yürüme bic¸imi, yu¨z go¨ru¨ntüleme, ses tanıma ve DNA gibi pek c¸ok tanımlayıcı yer almaktadır. Yaygın olarak kullanılan tarama tanımlayıcıları s¸unlardır:
- Parmak İzi: Her bireyin parmak izi kendine o¨zgüdür. Hic¸ bir parmak izi, bir bas¸ka parmak izi ile aynı değildir. Bu nedenle parmak izi ile kesin bir es¸les¸me sagˆlamak mümku¨ndu¨r.
- Go¨z Taraması: Bir bireyin go¨zu¨nden edinilebilecek iki türlü biyometrik o¨lc¸u¨m yo¨ntemi bulunmaktadır. Bunlar retina taraması ve iris taramasıdır. Retina taraması bir ıs¸ıgˆa odaklanması istenilen bireyin go¨zu¨nu¨n bir kısmı ile yakın temas gerektirdiği ic¸in parmak izi taraması kadar rahat degˆildir. Parmak izinden daha güvenilir olan iris taramasının en büyük sıkıntısı veri tabanını olus¸turmaktaki zorluktur. İris taraması havaalanlarında daha c¸ok personele yo¨nelik olarak kullanılmaktadır.
- Yüz Tanıma: Yu¨z tarama sistemleri, yogˆun yolcu ya da personel trafiğinin olduğu ortamlarda dahi, c¸ok fazla sayıda bireyi tarama imkanı sunmaktadır. Ancak bu yo¨ntemde, farklı ac¸ı ve ıs¸ık düzeyinin yetersizliğinden kaynaklı tanımlama sıkıntıları yas¸anabilmektedir. Ayrıca bireyler zaman zaman s¸apka ya da günes¸ go¨zlu¨gˆu¨ gibi aksesuarlarla belirli o¨lc¸u¨mlerin alınmasını engelleyebilmektedir.
- El Taraması: El taraması ya da el geometrisi olarak adlandırılan yo¨ntem, bir bireyin eline ve parmaklarına ait uzunluk, genis¸lik ve yu¨kseklik degˆerlerinin o¨lc¸u¨mu¨nu¨ ic¸ermektedir. El taraması da parmak izi gibi gu¨venilir ve kabul go¨rmu¨s¸ bir teknolojidir.
Havaalanlarında en yaygın olarak kullanılan biyometrik tanımlayıcılar parmak izi, yüz tanıma ve iris taramasıdır. Havaalanlarındaki c¸es¸itli uygulamaların etkinliğini sağlamak ic¸in c¸alıs¸malar yapan Uluslararası Havaalanları Konseyi (ACI: Airports Council International), her havaalanının kendi güvenlik hede erini belirleyerek, biyometrik uygulamayı kendi sürec¸lerine uygun olacak bic¸imde, uygun yo¨ntem ve akıs¸ s¸emaları ile gerc¸ekles¸tirmesini tavsiye etmektedir. Biyometrik teknolojilerin temelini bireylerin kendine has o¨zellikleri olus¸turduğundan, havaalanı güvenlik sürec¸lerinde biyometrik tarama uygulamaları, riskli yolcuların belirlenmesi ac¸ısından son derece güvenilir bir yo¨ntem olarak ele alınmaktadır. Ancak ACI, havaalanlarında uygulanan biyolojik tarama uygulamalarında hatalara neden olan temel iki unsura dikkat c¸ekmektedir. Bunlar:
- Yanlıs¸ kabul hatası; bir bireye ait biyometrik tanımlayıcılarının, yanlıs¸lıkla bas¸ka bir bireyinkilerle es¸les¸tirilmesi durumudur.
- Yanlıs¸ ret hatası; ir bireyin biyometrik tanımlayıcıları ile o bireyin sistemde kayıtlı referansının es¸les¸tirilememesi durumudur.
Tüm Vücut Tarama Sistemi (Full Body Screening)
Tüm vücut tarama sistemi du¨s¸u¨k yogˆunlukta X-Ray ıs¸ınları ile bireylerin vu¨cutlarını tarayarak, yasa dıs¸ı madde veya malzeme olup olmadığını belirlemeye yo¨nelik olarak c¸alıs¸maktadır. Tüm vücut tarama sistemi ise kapı ya da el tipi metal detekto¨ru¨nu¨n belirleyemedigˆi, metal olmayan patlayıcı ve silahlar gibi nesneleri de tespit edebilmektedir. Tu¨m vu¨cut tarama sistemi temel olarak iki teknolojiden faydalanmaktadır:
- Geri Sac¸ılım: Düs¸ük yogˆunluklu bir x-ray ıs¸ınının yansımaları ile 2 boyutlu go¨rüntu¨ olus¸turulmasını sagˆlayan bir yo¨ntemdir.
- Milimetre-dalgası: Milimetre-dalga spektrumundaki iyonlas¸mayan radyo frekans enerjisinden yansıyan enerji ile 3 boyutlu go¨ru¨ntü olus¸turmayı sagˆlayan yo¨ntemdir.
Havaalanlarında kullanılan tüm vücut tarama sistemleri maruz bıraktığı radyasyon, sağlık sorunları olan bazı yolculara uygulanamaması ve mahremiyete zarar vermesi nedeniyle eles¸tirilere maruz kalmıs¸tır. etaylı elle arama prosedüru¨nu¨ kabul eden tüm yolcular, gerekc¸eleriyle birlikte go¨revlileri uyarmaları durumunda, tüm vu¨cut tarama sistemi dahil tu¨m tarama tec¸hizatlarından muaf olma hakkına sahip bulunmaktadır.
Havacılık Güvenliğinde Sıvı Kısıtlaması
Sıvı kısıtlaması uygulaması, 2006 yılında Londra’nın Heathrow Havaalanı’nda yas¸anan olay sonrasında uygulamaya konmus¸tur. Havacılık gu¨venligˆinin sagˆlanması amacı ile uygulanan sıvı kısıtlaması, yasaklı maddelerin dıs¸ında ele alınması gereken bir konudur. Sıvı kısıtlaması, hava yolu ile tas¸ınması dogˆrudan dogˆruya yasaklı olmamasına kars¸ın, gu¨venlik ac¸ısından maddenin sınırlandırılarak tas¸ınmasına yo¨nelik bir uygulamadır. Sıvı kısıtlaması sadece yolcu ya da kabin ekibi beraberindeki el/kabin bagajlarına uygulanmaktadır. Yolcuların el bagajlarında tas¸ıması kısıtlanan maddeler:
- Su, s¸urup ic¸ki dahil her türlü sıvı
- Kremler, losyonlar, yağlar (kozmetik yagˆlar da^hil) parfümler, maskara da^hil her tu¨rlu¨ makyaj malzemesi (katı ha^lde olan rujlar haric¸)
- Tıras¸ ko¨pükleri, deodorantlar
- Dis¸ macunu dahil her tu¨rlu¨ macun kıvamındaki maddeler
- Rec¸el, bal, yogˆurt, pekmez ve salc¸a gibi tam katı ha^lde olmayan yiyecekler
- Kontak lens sıvıları
- Şampuanlar
- Yukarıdaki maddelere benzeyen diğer maddelerdir.
El bagajında tas¸ınması kısıtlanmıs¸ sıvıların tas¸ınma kos¸ulları bulunmaktadır. Bu maddeler belirli oranları as¸mayacak bir miktarda ve gerekli go¨rülen s¸ekilde ambalajlanması durumunda yolcunun el bagajında tas¸ınabilmektedir.
İnsan Hakları ve Havacılık Güvenliği
Risk tabanlı tarama (profilleme) ya da biyometrik teknolojilerin kullanımı amacıyla, kis¸isel verilerin depolanması ve bas¸ka bireylerin eris¸imine ac¸ılması, mahremiyet haklarının ihlali konusunda o¨nemli sorunlara neden olmaktadır. Bu yo¨ntemlerin kullanılması sonucu olus¸an, üc¸ mahremiyet hakkından bahsedilmesi mümkündür:
- Bir bireyin kendine ilis¸kin bilgiyi paylas¸acagˆı kis¸ileri sec¸me ve bu bilgilerin yayılmasında kontrol sahibi olma hakkı
- Bir bireyin kendisine ilis¸kin hangi verinin yayıldıgˆını, hangi verinin toplandığını ve nerede saklandığını bilme ve eksik veya yanlıs¸ veriye itiraz etme hakkı,
- Bireyin, gerek toplumun sağlık ve emniyeti ic¸in gerekse devletin faaliyetlerini denetleyebilmesi ic¸in mes¸ru olan bilme hakkıdır.
Biyometrik teknolojiler yardımıyla ya da profil belirleme amacı ile veri tabanlarının olus¸turulması, yolcuların mahremiyeti ac¸ısından kaygıların yas¸anmasına neden olmaktadır. Ancak profil belirleme su¨rec¸lerinde bu verilerin dıs¸ına c¸ıkılması, c¸ok daha ciddi problemlerin yas¸anmasına neden olabilmektedir.
Havacılık Güvenliğinin Geleceği
Havacılık güvenliği birbirine bağlı farklı sistemleri ic¸eren, uluslararası ya da yerel gereklilikler doğrultusunda belirlenen düzenlemelere go¨re s¸ekillenen, oldukc¸a kapsamlı ve karmas¸ık bir yapı olus¸turmaktadır. Hava seyrüseferi ile ilis¸kili havacılık bilgilerinin, uc¸us¸un her as¸amasına yo¨nelik olarak gerekli birimler ic¸in u¨retilmesi ve elektronik ortamda iletilmesi is¸lemlerinin koordine edilmesi, hava trafik yo¨netimi hizmetleri olarak adlandırılmaktadır. Hava trafik bilgi yo¨netimi hizmetleri kapsamında, ilgili birimlere dağıtılması gereken bilginin, sanal ortamda korunması kac¸ınılmaz bir gereklilik olduğu ic¸in, son derece karmas¸ık bir su¨recin, donanımın ve yazılımın korumasını gerektirmektedir. Proaktif bir yaklas¸ım ic¸indeki havacılık güvenligˆinde, en bu¨yu¨k risk unsuru ha^line gelmeye bas¸layan sanal ortamda paylas¸ılan bilginin, siber saldırılara kars¸ı korunmasına yo¨nelik düzenleme ve uygulamalara odaklanılmaktadır. Siber saldırıların, yas¸anmadan o¨nlenebilmesi amacıyla c¸es¸itli düzenlemeler getirilmektedir. Bu düzenlemelerden birisini de 2015 yılında güncellenen Sivil Havacılık Güvenliği Eğitim ve Sertifikasyon Talimatı’na, “ATM/AIM Gu¨venligˆi Egˆitimi”nin eklenmesi olus¸turmaktadır. Birc¸ok biles¸eni bulunmasına rağmen, havacılık güvenligˆi konusunda gelecekte yas¸anabilecek potansiyel tehditlerin, siber saldırılardan kaynaklanabileceği ve bunların o¨nlenmesine ilis¸kin uygulamaların belirleyici roller u¨stlenecegˆi o¨ngo¨ru¨lmektedir.