Havacılığa Giriş Dersi 8. Ünite Özet
Sivil Havacılık Faaliyetlerinin Düzenlenmesi
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Giriş
Hava yolu ulaştırması sistemi küresel bir sistemdir. Ulaştırma hizmetinin kesintisiz devam edebilmesi, ilerleyen zaman içerisinde teknolojik gelişmeler ve doğan ihtiyaçlara dayalı olarak kısa, orta ve uzun vadede yeniliklerin planlanması ve yürürlüğe konulması ancak uluslararası ve ulusal düzenlemelere dayalı olarak yapılması hâlinde sürdürülebilirliği mümkündür. Sivil hava taşımacılığı sistemi; yürüttüğü faaliyetler, kurum ve kuruluşlar, kullanılan son teknoloji ürünü araç ve donanımlar, nitelikli iş gücü ile önemli bir sistemdir. Böyle bir sistem de ulusal ve uluslararası nitelikteki kurallar ve yasal düzenlemelerle denetlenmelidir. Sivil havacılık faaliyetlerinin uluslararası standartlara ve kurallara bağlanarak düzenlenebilmesi için farklı zamanlarda çeşitli sözleşmeler, anlaşmalar yapılmaya çalışılmıştır. Bunlarla beraber uluslararası örgütlenme girişimlerinde de bulunulmuştur. Bu sözleşmelerin ve örgüt oluşumlarının bazıları geçerliliklerini sürdürmüş, bazıları ise sonlandırılmıştır.
Uluslararası Yasal Düzenlemeler
Günümüzde küresel sivil hava taşımacılığı ile ilgili yasal düzenlemelerin temelleri 1910’ların sonunda atılmaya başlamıştır. 1. Dünya Savaşı sonundan başlayarak sivil hava taşımacılığı faaliyetleri hem uçak sayısındaki artış hem de yolcu ve posta taşıma talebindeki artışla yoğunlaştığı için uluslararası anlamda düzenlenmeye çalışılmış ve kurallar oluşturulmaya başlanmıştır. Bu amaçla zaman zaman “ konvansiyon ” olarak da adlandırılan çeşitli uluslararası sözleşmeler yapılmıştır. Bu sözleşmeler şunlardır:
- Paris Sözleşmesi (1919),
- Madrid Sözleşmesi (1926),
- Havana Sözleşmesi (1928),
- Varşova Sözleşmesi (1929),
- Şikago Sözleşmesi (1944),
- Montreal Sözleşmesi (1999).
Paris Sözleşmesi: 1. Dünya Savaşı sonundaki Paris Barış Konferansında, savaşta yenilen Almanya’ya ticari havacılık alanında verilecek izinlerin sınırlarını belirlemek amacıyla Müttefikler Arası Havacılık Komisyonu kurulmuştu. Bu komisyonun barış zamanlarında uygulanabilecek uluslararası hava seyrüseferine dair bir Sözleşme hazırlaması da istendi. Resmi adı “Hava Seyrüseferinin Düzenlenmesine Dair Anlaşma” olan Paris Sözleşmesi 13 Ekim 1919 tarihinde 27 devlet tarafından imzalanmıştır. Ancak, imzacılardan Amerika Birleşik Devletleri, bu Sözleşmeyi onaylamamıştır. Paris Sözleşmesi hava seyrüseferi ile ilgili uluslararası hukukun ilk çok taraflı dokümanıdır. Bugün geçerliliğini yitirmiş olsa da, hava hukukunun bazı temel kavramlarının oluşturulmasına öncülük etmiştir. İlk maddesiyle devletlerin ülkeleri üzerinde bulunan hava sahasındaki hükümranlık hakları tanınmıştır. Ülkenin de topraklar ve karasularından oluştuğu kabul edilmiştir. Bu prensip günümüz hava hukukunun da omurgasını meydana getirmektedir.
Madrid Sözleşmesi : 1 Kasım 1926 tarihinde imzalanan anlaşmanın resmi adı İber-Amerikan Hava Seyrüseferi Sözleşmesi dir . Sözleşme İspanya’nın liderliğinde bazı Latin Amerika ülkelerince kabul edilmiştir. Bu nedenle geniş bir uygulama alanı bulamamıştır. Madrid Sözleşmesi ana hatlarıyla Paris Sözleşmesi’ne benzemektedir. Bu nedenle Madrid Sözleşmesi’ni imzalayan ülkeler daha sonra Paris Sözleşmesi’ni imzalamışlardır. Sonuç olarak Madrid Sözleşmesi hiçbir zaman yürürlüğe girememiştir.
Havana Sözleşmesi ; Amerika Birleşik Devletleri ile beraber kıtasındaki yirmi devlet tarafından 20 Şubat 1928 tarihinde imzalanmıştır. Bu sözleşmeyi imzalayan devletler “Mutlak ve Münhasır Egemenliği” prensip olarak belirlemiştir. Havana Sözleşmesi Paris ve Madrid Sözleşmelerinden farklı olarak ticari amaçla kullanılan uçaklara daha çok serbesti tanımaktadır. Sözleşme uluslararası uçuş güzergâhları ile trafik haklarını ikili ya da çok taraflı anlaşmalara bırakmaktadır. Bu Sözleşme sayesinde ABD kaynaklı havayolu şirketleri Amerika kıtasında daha rahat uçuş düzenleyebilir hale gelmiştir. Sözleşme, Şikago Sözleşmesi’nin yürürlüğe girmesiyle geçerliliğini yitirmiştir.
Varşova Sözleşmesi : 12 Ekim 1929 tarihinde imzalanan ve 13 Şubat 1933 tarihinde yürürlüğe giren Varşova Sözleşmesi’nin tam adı “Uluslararası Hava Taşımalarına İlişkin Bazı Kuralların Birleştirilmesi Hakkında Anlaşma” dır. Türkiye de 1 Mart 1977 tarihinde 2073 sayılı Kanun’la bu sözleşmeye taraf olmuştur. Bu sözleşmedeki asıl amaç, farklı ülkelerde farklı hukuki yapılar ve düzenlemeler nedeniyle havayolu şirketleri ile yolcuların mağduriyetinin önüne geçilmesidir.
Montreal Sözleşmesi: Resmi başlığı Hava Yoluyla Uluslararası Taşımacılığa İlişkin Belirli Kuralların Birleştirilmesine Dair Sözleşme olan Montreal Sözleşmesi 28 Mayıs 1999’da imzalanmış ve 4 Kasım 2003 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Türkiye 2 Nisan 2009 tarih ve 5866 sayılı Kanun ile sözleşmenin onaylanmasını uygun bulmuştur. Sözleşmenin Türkiye’de yürürlüğe giriş tarihi 26 Mart 2011’dir. Montreal Sözleşmesi Varşova Sözleşmesinin yerini almıştır. Sözleşme ile uluslararası hava taşımalarında, yolcu, yük ve bagajla ilgili kayıtlar ve taşıyıcının, yolcunun, göndericinin ve alıcının hak ve yükümlülükleri ile bunların kullanılmasına ve taşıyıcının hukuki sorumluluğuna ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir. Taşıyıcının havayoluyla taşıma sırasında yolcu ve eşyaya gelen zararlara karşı sorumluluğunu düzenlemektedir. Taşıyıcının sınırsız sorumluluğu kavramı getirilmiştir.
Uluslararası Sivil Havacılık Sözleşmesi (Şikago Sözleşmesi) : II. Dünya Savaşı hava araçlarının gelişimi ve kullanımı için çok büyük etken olmuş ve takip eden günlerde, hava taşımacılığında birçok politik ve teknik sorunu da beraberinde getirmiştir. Sürekli barışın temini ve ortaya çıkan sorunların çözümlenmesi amacıyla genel düzenlemelerin yapılması gereksinimi sonucu, ABD 1944 yılının ilk aylarında 55 ülkeye davet çıkartarak Kasım 1944’te Şikago’da toplanılması çağrısında bulunmuştur.
Anlaşma zemini aranan sorunlar şunlardır: Trafik haklarının değişimi, bilet ve kargo ücretlerinin kontrolü, uçuş sıklığı ve kapasitenin kontrolü. Şikago görüşmeleri sırasında iki farklı görüş ortaya çıkmıştır. Bu nedenle hava yolu taşımacılığını düzenleyen bu üç önemli konuda çok taraflı bir anlaşma sağlanamamıştır. Sözleşme daha çok hava taşımacılığı sisteminin emniyetli bir şekilde büyüyebilmesi için havayolu taşımacılığının teknik konuları üzerinde durmuş, buna karşın ekonomik düzenlemelere girmemiştir. Türkiye’nin 5 Haziran 1945 tarih ve 4749 sayılı Kanun ile taraf olduğu anlaşmanın amacı “uluslararası sivil havacılığın emin ve düzenli bir şekilde gelişebilmesi ve sivil havacılık hizmetlerinin eşit imkânlar esası üzerine tescili ile sağlam ve ekonomik bir şekilde işletilebilmesi için bazı prensip ve düzenlemeler konusunda anlaşmaya varılmasıdır ”.
Uluslararası Sivil Havacılık Sözleşmesi’nin Ekleri:
Uluslararası sivil havacılığın temellerini oluşturan, dolayısıyla uluslararası hava hukukunun kurallarını belirleyen Sözleşmenin 19 eki bulunmaktadır. Sözleşme bu eklerin hazırlanması ve güncellenmesi görevlerini ICAO’ya yüklediğinden, ekler gündelik konuşmalarda ICAO ekleri olarak adlandırılmaktadır. Bu ekler ile havacılık personeline, hava araçlarına, hava seyrüseferine, havaalanlarına, neredeyse havacılık faaliyetlerinin tamamını kapsayacak şekilde işletme usullerine dair uluslararası standartlar ve uygulama önerileri getirilmiştir.
Sivil Havacılık Faaliyetlerini Düzenleyen Uluslararası Kuruluşlar
Uluslararası Sivil Havacılık Teşkilatı (ICAO): ICAO sivil havacılık faaliyetlerini en geniş anlamda düzenleyen uluslararası kuruluştur. Günümüzde ülkeler yapmış oldukları düzenleme ve faaliyetlerde ICAO’nun belirlemiş olduğu standart ve düzenlemeleri kullanmaktadır. Sivil havacılık otoritelerinin kuruluşunda, sivil havacılık faaliyetlerinde yapılacak bütün düzenleme ve denetlemelerde ülkeler öncelikle ICAO tarafından belirlenen düzenlemelere uymak zorundadır. ICAO’nun yaptığı düzenlemelerin bir kısmı zorunluluk bir kısmı ise tavsiye niteliği taşımaktadır.
ICAO’nun Kuruluşu ve Tarihçesi: ICAO Şikago Sözleşmesi’nin 43’üncü maddesi uyarınca kurulmuştur. Sözleşmenin 2’inci bölümünün başlığı da “Uluslararası Sivil Havacılık Teşkilatı” şeklindedir. Şikago Sözleşmesinin onaylanma ile ilgili 91’inci maddesinde, sözleşmenin yürürlüğe girebilmesi için imzacı taraf devletlerden en az 26’sı tarafından onaylanma koşulu bulunduğundan, sözleşmenin imzalanmasından hemen sonra 6 Haziran 1945’te Geçici Uluslararası Sivil Havacılık Teşkilatı kurulmuş ve bu kuruluş 26 devletin onaylaması koşulu sağlanana kadar görev yapmıştır. 5 Mart 1947’de 26’ıncı devletin onayı alınınca, 91’inci madde uyarınca 30 gün beklendikten sonra 4 Nisan 1947 tarihinde ICAO resmen kurulmuştur. Teşkilatın merkezi Kanada’nın Montreal şehrindedir. ICAO 3 Ekim 1947 tarihinde imzalanan bir protokol çerçevesinde Birleşmiş Milletlerin bir uzman kuruluşu hâline gelmiştir. 2015 yılı itibarıyla, 191 devlet ICAO üyesidir.
ICAO’nun Amaçları ve Görevleri: ICAO’nun amaçları, Şikago Sözleşmesi’nin 44. maddesinde açıklandığı üzere aşağıdaki gibidir:
a. Bütün dünyada uluslararası sivil havacılığın emniyetli ve düzenli gelişmesini sağlamak,
b. Barışsever amaçlar için hava araçları seçilmesini ve işletilmesini desteklemek,
c. Uluslararası sivil havacılık için havayolları, havaalanları ve hava seyrüsefer kolaylıklarının gelişmesini sağlamak,
d. Bütün İnsanların hava ulaşımından yararlanmalarını ve bu ulaşımın emin, düzenli, yeterli ve ekonomik olmasını sağlamak,
e. Makul olmayan rekabetin ekonomik bakımdan sebep olacağı israfı önlemek,
f. Taraf devletlerin arasında hiçbir fark gözetmemek,
g. Uluslararası hava seyrüseferinde uçuş emniyetini garanti altına almak,
h. Genel olarak uluslararası sivil havacılığa ait tüm konuların gelişimini temin etmek.
ICAO’nun Yönetimi: ICAO’nun en yetkili organı 191 üye ülkenin birer oy hakkı ile temsil edildiği genel kuruldur. Genel kurul her 3 yılda bir toplanarak örgütün çalışmalarını detaylı bir şekilde değerlendirerek, gelecek yıllardaki politikalarını belirler. Genel kurulun altında sürekli görev yapan ve üyeleri genel kurul tarafından 3 yıllığına seçilen konsey bulunur. Konsey 36 üye devletten meydana gelir. Konsey ICAO’nun çalışmalarına yön veren organdır. Konseyin en önemli amacı sivil havacılık ile ilgili standartları ve uygulama önerilerini geliştirmektir. Şikago Sözleşmesi’nin 54. maddesi uyarınca kurulmuş olan Hava Seyrüsefer Komisyonu ve Hava Taşımacılığı Komitesi standartların ve uygulama önerilerinin geliştirilmesinde Konsey’e destek verirler. Hava Seyrüsefer Komisyonu’nun desteği teknik konularda, Hava Taşımacılığı Komitesi’nin desteği ise ekonomik konulardadır. Konsey ICAO’nun mali işlerinden de sorumlu olduğu için, bu konuda finans komitesinden destek alır. ICAO’nun diğer organı ise genel sekreter tarafından yönetilen sekretaryadır. Sekretarya çatısı altında görev yapan; Hava seyrüsefer, Hava taşımacılığı, Hukuk ve dış ilişkiler, Teknik işbirliği ile Yönetim ve hizmetler olarak 5 büro bulunmaktadır. ICAO’nun merkezi yönetiminin yanı sıra dünya ölçeğinde 7 ayrı bölgede ofisi (Asya ve Pasifik Of.-Bangkok; Doğu ve Güney Afrika Of.- Nairobi; Avrupa ve Kuzey Atlantik Of.-Paris; Orta Doğu Of.-Kahire; Kuzey Amerika, Orta Amerika ve Karayipler Of.-Mexico City; Güney Amerika Of.-Lima ve Batı ve Orta Afrika Of.-Dakar) bulunmaktadır. Türkiye, Paris’te bulunan Avrupa ve Kuzey Atlantik Ofisi bölgesi içinde yer almaktadır.
Avrupa Havacılık Emniyeti Ajansı (EASA): EASA Avrupa Birliği’nin (AB) havacılık emniyeti otoritesidir. Ajansın ana faaliyetleri strateji ve emniyet yönetimi, havacılık ürünlerinin sertifikalandırılması ve AB üyesi devletlerin kendi görev alanındaki faaliyetlerinin ve onaylanmış kuruluşların gözetimini yapmak ve bu yolla Avrupa’da havacılık emniyetini sağlamaktır.
EASA’nın Kuruluşu ve Tarihçesi: EASA’nın kurulmasına 15 Temmuz 2002 tarihinde karar verilmiştir. Ajans faaliyetlerine 28 Eylül 2003 tarihinde başlamıştır. EASA’nın üye sayısı 32’dir. Bu üyelerden AB üyesi olmayan İzlanda, Liechtenstein, Norveç ve İsviçre’nin toplantılarda oy hakkı bulunmamaktadır. EASA sadece AB üyelerinin üye olabileceği bir ajans niteliğindedir. EASA’nın merkezi Almanya Köln’dedir.
EASA’nın Görevleri: EASA’nın 2013 yılı Genel Raporu’nda belirtilen 7 ana görevi bulunmaktadır:
- Havacılık emniyetinin geliştirilmesi için veri toplamak, analizler ve araştırmalar yapmak,
- Kural Koyma : Havacılık emniyeti ile ilgili yasal düzenlemeleri hazırlamak ve Avrupa Komisyonu’na, üye devletlere teknik danışmanlık vermek,
- Avrupa havacılık emniyeti mevzuatının tüm AB üyesi devletlerde birebir uygulanmasını sağlamak için eğitim ve denetimler yapmak,
- Havacılık ürünlerinin, parçalarının ve aletlerinin uçuşa elverişlilik ve çevre tip sertifikasyonunu yapmak,
- Dünyada hava aracı dizayn organizasyonlarını ve AB dışındaki üretim ve bakım organizasyonlarını onaylamak,
- Avrupa Topluluğu Yabancı Hava Aracı Emniyet Değerlendirmesi (Safety Assessment of Foreign Aircraft, SAFA) programını koordine etmek,
- Uluslararası sivil havacılık kuruluşları ve AB dışındaki ülkelerin havacılık emniyet otoriteleriyle koordinasyon.
EASA’nın Yönetimi: AB üyesi devletlerin sivil havacılık otoritelerinin üst düzey yöneticilerinden, Avrupa Komisyonu temsilcilerinden ve AB üyesi olmayan, ancak EASA kurallarını uygulayan 4 devletin temsilcilerinden oluşan 32 kişilik bir yönetim kurulu vardır. Yönetim kurulunda olan, ancak AB üyesi olmayan devletlerin oy hakkı yoktur. Yönetim kurulu Ajansın önceliklerinin belirlenmesinden, bütçesinin oluşturulmasından ve Ajansın faaliyetlerini izlemekten sorumludur. Yönetim kurulu ayrıca genel müdürün atamasını yapar. EASA yönetim kurulunun atadığı genel müdür tarafından yönetilir. Genel müdüre bağlı 2 genel müdür yardımcısı ve 1 başmühendis bulunmaktadır.Başmühendis uzmanlardan sorumlu olarak çalışmaktadır. Genel müdürlüğe bağlı ayrıca 4 müdürlük bulunmaktadır. EASA organizasyonunda yönetim kuruluna destek veren danışma ve temyiz kurulları bulunmaktadır.
Diğer Uluslararası Sivil Havacılık Kuruluşları
Avrupa Sivil Havacılık Konferansı (ECAC): ECAC emniyetli, verimli ve sürdürülebilir bir Avrupa hava taşımacılığı sisteminin sürekli gelişiminin desteklenmesi için Avrupa devletlerinin kurdukları bir örgüttür. Örgüt bu amaçla;
- Üye devletlerarasında sivil havacılık politikaları ve uygulamalarının uyumluluğu;
- Üye devletler ve dünyanın kendi bölgesi dışında kalan diğer tarafları arasında ortak politika anlayışını (örneğin ICAO Genel Kurulları için Avrupa’nın politika ve pozisyonlarını hazırlayarak) hedefler.
ECAC’ın güncel stratejik öncelikleri havacılık emniyeti, havacılık güvenliği ve çevredir.
ECAC’ın Kuruluşu ve Tarihçesi: Avrupa Hava Ulaşımının Koordinasyonu Konferansı, Aralık 1953’te ICAO’nun isteğiyle 1954 Nisan’ında Strazburg’da toplandı. Bu toplantıda alınan birçok kararın yetkilendirdiği bir birim tarafından ICAO ile yakın koordinesi gerektiğinden, sivil havacılık üst düzey otoritelerinden oluşan daimi bir Avrupa örgütü kurulması görüşü benimsendi. Bu örgütün, düzenli toplantılar yapması ve ICAO hizmetlerinden yararlanması öngörüldü. Örgütün ismi ECAC olarak belirlendi ve ilk toplantıda amaçları şu şekilde oluşturuldu:
- Yapılan bu konferansın çalışmalarını sürdürmek,
- Avrupa hava ulaşımındaki gelişmeleri izlemek amacıyla daha iyi koordinasyon ve gelişim sağlamak,
- Avrupa sahasında çıkabilecek özel sorunları dikkate almak ve çözüm geliştirmek,
1954 yılında Strazburg’da yapılan Avrupa Hava Ulaşımının Koordinasyonu Konferansı’na katılan ülkeler ECAC’a üye olarak davet edildi, ayrıca Avrupa ülkeleri doğrudan üye sayıldı. Bu şekilde Strazburg toplantısına katılan Türkiye’de ECAC’a doğrudan üye oldu.
ECAC’ın Yönetimi ve Yapısı: Merkezi Paris’te bulunan ECAC, devletlerarası bir kuruluş statüsünde olup faaliyetleri üye ülkeler temsilcilerinin katıldığı toplantılar ile yürütülmektedir. Üst yönetimi, üye ülkeler üst düzey temsilcilerinin (bakanlık) katıldığı kurul toplantısıdır. Bu toplantılar olağan olarak yılda bir yapılmaktadır. ECAC üyesi ülkelerin sivil havacılık otoritelerinin genel müdürleri ise yılda 3 kez toplanmaktadırlar.
Hava Seyrüseferin Emniyeti için Avrupa Teşkilatı (EUROCONTROL) : Aralık 1960’da Belçika’da Federal Almanya, Fransa, İngiltere, Hollanda ve Lüksemburg tarafından imzalanan ve 1 Mart 1963 tarihinde yürürlüğe giren uluslararası anlaşma sonucunda EUROCONTROL kuruldu. Türkiye Mart 1989’da üye oldu. 2015 yılı itibarıyla 41 üye ülkeden oluşan hükümetler arası bir organizasyon olup, 21. yüzyıl ve ilerisi için “Tek Avrupa Hava Sahası” kavramına dayalı olarak gereken hava trafik yönetimi performansını partnerleri ile birlikte sağlamayı hedefler.
EUROCONTROL’ün Yönetimi ve Bölümleri : EUROCONTROL’ün en üst organı üye devletlerin hava seyrüseferinden sorumlu bakanlarından oluşan ve genel politikaları formüle ederek, kararları veren Daimi Komisyondur. Üye ülkelerin Sivil Havacılık Genel Müdürlerinin oluşturduğu Geçici Konsey EUROCONTROL’ün Daimi Komisyon tarafından belirlenmiş genel politikalarının uygulanmasından ve günlük çalışmaları yürüten EUROCONTROL Ajansının gözetim ve denetlenmesinden sorumludur. Ajans Daimi Komisyon ve Geçici Konsey tarafından kendine verilen görevleri yerine getirmekten sorumludur. EUROCONTROL Ajansı Genel Müdürlüğüne bağlı 6 müdürlük bulunmaktadır.
Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA): IATA tüm dünyadan tarifeli havayolu işletmelerinin katıldığı ticari bir kuruluştur. Bu kuruluşun öncelikli amacı, emniyetli, düzenli ve ekonomik bir havayolu taşımacılığı hizmetinin verilmesini desteklemektir. En önemli faaliyetleri şunlardır: üyelerinin haklarını korumak, üyeleri arasındaki iş birliği ve eş güdümü sağlamak, tarifeleri belirlemek, bilet satış ve kargo acenteleriyle havayolu işletmeleri arasında gelirlerin aktarımı ile komisyonların dağıtımını sağlamak ve her yıl düzenli istatistikler yayınlayarak sistemin tüm kullanıcılarını havayolu taşımacılığı sektöründen haberdar etmektir.
IATA’nın Kuruluşu ve Tarihçesi: IATA havayolları arası bir kuruluş olarak Nisan 1945’te Havana, Küba’da kurulmuştur. Kuruluşunda IATA’nın sadece 31 ülkeden 57 üyesi bulunmaktaydı. Günümüzde ise 117 ülkeden 260 üyeye sahiptir. Bu 260 üye toplam trafik hacminin 0 /0 83’ünü oluşturmaktadır.
IATA’nın Yönetimi : IATA bir işletme gibi genel müdürlükle yönetilen bir dernektir. Genel müdürün yanında 3 genel müdür yardımcısı ve 1 genel danışman bulunmaktadır. Genel müdürlüğe bağlı olarak çalışan şubeler ve bölgeler bulunmaktadır. Türkiye Avrupa ofisine bağlıdır. IATA’nın Türkiye temsilciliği İstanbul’dadır.
Türkiye’de Sivil Havacılık Düzenlemeleri
Ülkemizde hava taşımacılığı ile ilgili çalışmalara bakıldığında 1914 yılında yapılan İstanbul-BilecikEskişehir-Kahire hattında yapılan posta taşımacılığı göze çarpmaktadır. 20 Mayıs 1933 tarihinde Milli Savunma Bakanlığına bağlı olarak Devlet Hava Yolları İşletmesi 5 uçaklık bir filoyla kurulmuştur. İşletme uzun yıllar hem havayolu hem de havaalanı işletmeciliği faaliyetlerini yürütmüştür. 1954 yılında Ulaştırma Bakanlığı bünyesinde Sivil Havacılık Dairesi Başkanlığı kurulmuştur. Devlet Hava Yolları İşletmesi 1955 yılında çıkarılan 6623 sayılı Kanun’la Türk Hava Yolları Anonim Ortaklığı adını almıştır. Havaalanlarının işletimi, yer hizmetleri, hava trafik kontrol ve havacılık haberleşmesi işlevleri 1956 yılında 6686 sayılı Kanun ile Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ)’ne verilmiştir. Böylelikle Türk Hava Yolları (THY) ülkemizin iç ve dış hatlarda havayolu hizmeti sunan taşıyıcısı olmuştur. Aynı zamanda ikram ve yer hizmetleri vermek amacıyla THY kapsamında Uçak Servisi Anonim Şirketi (USAŞ) kurulmuştur. Kamuda bu gelişmeler yaşanırken 1958 yılında Türkiye’nin ilk özel yer hizmetleri şirketi olan Çelebi Hava Servisi kurulmuştur. 1983 yılına kadar ülkemizde sivil hava ulaştırması kamu tekelinde faaliyetler sürdürmüştür. 1983 yılında kabul edilen 2920 sayılı Sivil Havacılık Kanunu ile özel sektörün de havayolu taşımacılığı faaliyetlerinde bulunmasına izin verilmiştir.
2920 Sayılı Türk Sivil Havacılık Kanunu: 14 Ekim 1983 tarihinde kabul edilmiştir. Kanunun amacı: devamlı ve hızlı bir gelişme gösteren, ileri teknolojinin uygulandığı, sürat ve emniyet faktörlerinin büyük önem taşıdığı sivil havacılık sahasındaki faaliyetlerin ulusal çıkarlarımız ve uluslararası ilişkilerimize uygun bir şekilde düzenlenmesini sağlamaktır.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı: Ülkemizde sivil havacılık faaliyetlerini devlet düzeyinde düzenleyen en üst düzey kurumdur. Bakanlık ülkemizde haberleşme, denizcilik, demiryolu, karayolu ve havayolu alanlarında faaliyet göstermektedir. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın en üst düzey yetkilisi bakandır. Organizasyonda bakana bağlı olarak 1 bakan yardımcısı, 1 müsteşar ve 5 müsteşar yardımcısı bulunmaktadır.
Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) : 1983 yılında 2920 sayılı Türk Sivil Havacılık Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra 9 Nisan 1987 tarihinde kabul edilen 3348 sayılı Ulaştırma Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun çerçevesinde bakanlığa bağlı bir ana hizmet birimi olarak kurulmuştur.
SHGM’nin Görev ve Yetkileri: Türkiye’de sivil havacılık alanında kurallar ve standartlar koymak, kişiler ve tüzel kişilerin havacılık faaliyetlerinde bu kural ve standartlara uyup uymadıklarını denetlemek, sivil havacılık faaliyetinde bulunacaklara izin ve yetki vermek; kurallara ve standartlara uymayanlara yaptırımlar ve cezalar uygulamak hususunda tek yetkili kurumdur. Türkiye’nin sivil havacılık otoritesidir. SHGM’nin görev ve yetkileri 5431 sayılı Kanun’da 23 madde hâlinde ifade edilmiştir.
SHGM’nin Yönetim Yapısı : SHGM genel müdürün altında özel kalem, insan kaynakları müdürlüğü, hukuk müşavirliği ve 2 genel müdür yardımcısı ile bunlara bağlı 8 daire başkanlığından (Uçuşa elverişlilik, Hava seyrüsefer, Havaalanları, Sektörel düzenlemeler ve eğitim, Strateji geliştirme, Hava ulaşım, Havacılık güvenliği, Uçuş operasyon) oluşan bir organizasyona sahiptir.
Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) : DHMİ 8 Haziran 1984 tarih ve 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname Hükümleri çerçevesinde faaliyette bulunmak üzere kurulmuş bir Kamu İktisadi Kuruluşudur. DHMİ’nin amacı ana statüsünde Sivil Havacılık faaliyetlerinin gereği olan, hava taşımacılığı, hava alanlarının işletilmesi, meydan yer hizmetlerinin yapılması, hava trafik kontrol hizmetlerinin ifası, seyrüsefer sistem ve kolaylıklarının kurulması ve işletilmesi, bu faaliyetler ile ilgili diğer tesis ve sistemlerin kurulması, işletilmesi ve modern havacılık düzeyine çıkarılmasını sağlamak şeklinde ifade edilmiştir.