Film ve Video Yapımı Dersi 4. Ünite Sorularla Öğrenelim
Işıklandırma Ve Aydınlatma
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Film yapmanın ışıkla olan ilişkisi nasıl açıklanabilir?
Film yapmak, ışıkla resim yapmak anlamına gelir;
fakat ışık, zihinde hayal yaratan resimlerin soyut bir
hammaddesidir. Bir film izlendiğinde perdede görülen her
şey ışık ve gölge oyunlarıdır.
R. Arnheim’a göre, sanatçının ışık anlayışı insanın
tutum ve davranışlarını nasıl etkilemektedir?
R. Arnheim’a göre, sanatçının ışık anlayışı insanın
genel tutum ve davranışlarını iki biçimde etkilemektedir.
Birincisi, nesneleri gerçek ortamı içinde fark edilir duruma
getirmesidir. Yani ışık bir öğe olarak seçici dikkati
oluşturur. Bir nesne üzerindeki ışığın meydana getirdiği
aydınlık, karanlık ve gölge o nesnenin zihinde oluşmasını
sağlar. İkincisi ise sanatçının bakış açısının nesneleri bilim
adamlarının fiziksel gerçeğinden kurtarmasıdır.
Filmde ışığın işlevi nasıl açıklanabilir?
Işık teknik bir gerekliliktir; nesnelerin biçimini ortaya
çıkartır, görülebilirliğini sağlar ve aynı zamanda filmin
duyarlı film yüzeyi üzerinde pozlanmasını sağlar. Diğer
taraftan ışığın görüntüde estetik bir öğe olarak düşünülmesi
aydınlatma kavramıyla ilgilidir. Aydınlatma, ışık-gölge
düzenlemesiyle görüntüyü etkiler ve anlamlandırır.
Filmde gölgenin önemi nedir?
Filmin nesnel gerçekliği ışık-gölge
düzenlemesiyle yaratılır. Nesnenin ya da figürün mekân
içerisindeki hacmini, diğer nesne ve figürlerle olan
ilişkisini ortaya çıkaran ışık değil, gölgedir. Gölgeyi
tanımak ve onu yaratıcı bir biçimde kullanmak tüm görsel
sanatçılar için önemli olmuştur.
Filmde aydınlatmanın işlevi nasıl açıklanabilir?
Aydınlatma her şeyden önce gündüz ile geceyi,
güneşli ve kapalı havayı, iç mekân ile dış mekânı gösterir.
Yani öncelikli olarak izleyicinin dünya algısındakinin bir
kopyasını yaratmaya çalışmaktadır. Bunun dışında
simgesel anlamlar için de kullanılır.
Filmde teknik bir gereklilik olarak ışıklandırmanın
işlevi nasıl açıklanabilir?
Işıklandırma, film ya da elektronik görüntü için, her
şeyden önce sahneyi görünür kılmak ve pozlamak için teknik
bir gerekliliktir. Görüntü yönetmeni öncelikle film ya da
video için yeterli pozlamayı sağlayacak ışık miktarını
belirlemek ve sahne üzerinde dağılımını gerçekleştirmek
zorundadır. Bunu yaparken de genellikle ışığı inandırıcı bir
araç olarak kullanacak ve izleyicinin günlük yaşamdaki
algısının benzerini yaratmaya çalışacaktır.
Filmde ışığın anlamın taşıyıcısı olarak işlevi nasıl
açıklanabilir?
Işığı anlamın bir taşıyıcısı, hatta anlamın yaratıcısı
olarak kullanmak yönetmenin yaratmak istediği dünyanın
ve görüntü yönetmeninin biçemsel yaklaşımının bir
sonucu olacaktır. Aydınlatma biçimi aynı zamanda
anlamla birlikte inşa edilecek sanatsal bir düzenlemedir.
Bu aydınlatma düzenlemesinin içerisinde yönetmenin
izleyicinin gözünü yönlendirmek istediği alanların ışıkla
belirlenmesi olabildiği gibi, kimi şeyleri izleyiciden
saklamak, kimi zaman dramatik etkiyi yaratmak ve
kuvvetlendirmek gibi düzenlemeler de vardır.
Işıklandırma yapmadan önce görüntü yönetmeni hangi
soruları cevaplamalıdır?
Işıklandırma yapmadan önce görüntü yönetmeni
şu soruların cevaplarını vermelidir:
• Mekânın büyüklüğüne, kullanılacak objektiflere,
filmin hızına ve renk ısısına, çekim
senaryosundaki çekimlerin; çekim ölçeği ve açısı,
kamera hareketi gibi özelliklerine göre ne kadar
ışığa ihtiyacı vardır?
• Işıkların yoğunluğu ve sertlik dereceleri ne
olacaktır?
• Işıkların kombinasyonu nasıl olacaktır?
Taklit ışıklandırma nedir?
Işıklandırma için yapılan ilk iş gerçek dünyanın
bir kopyasını yaratmaktır. Görüntü yönetmeni ya doğal
ışık kaynağı olan güneşi ya da yapay ışık kaynaklarını
taklit eder veya her iki ışık kaynağının kombinasyonunu
kullanır.
Taklit ışıklandırmada ışık-gölge ilişkisi açısından
nelere dikkat etmek gerekir?
Günlük hayatta bir iç mekândaysanız pencereden
gelen kuvvetli gün ışığı ana aydınlatma kaynağı iken
mekâna giren bu ışığın duvardan yansımaları gün ışığının
yaratacağı gölgeleri yumuşatacaktır. Dışarıda da güneşin
yaratacağı sert gölgeler kısmen de olsa yerden yansıyacak
ışınlarla yumuşayacaktır. Bulutlu bir hava ise daha
yumuşak ve daha az gölgeli ya da tümüyle gölgesiz bir
durum yaratacaktır.
Taklit ışıklandırmadaki temel sorun nedir?
Taklit ışıklandırmada temel sorun filmin ya da
video alıcısının göz gibi, ayrıntıları ayırt etme ve farklı
yoğunluktaki ışıkları dengeleme özelliğinin olmayışıdır.
Göz parlak ışığın ve aynı zamanda keskin gölgelerin
olduğu bir ortamda her iki alanı da görebilme yeteneğine
sahipken film ya da video aynı yetenekte değildir. Ayrıca
günlük yaşamda kullanılan yapay ışıklar pozlama için
yeterli olmadıklarından hem sahne içindeki yapay ışıkları
taklit etmek hem de yeterli pozlama düzeyini sağlamak
için yapılacak düzenlemeler diğer bir sorundur.
Taklit ışıklandırmada karşılaşılan pozlama sorunu bir
örnekle nasıl açıklanabilir?
Örnek olarak, sadece mum ışığının taklit edildiği
bir gece aydınlatmasında mumlar yeterli pozlamayı
sağlayamayacağı için kullanılacak ışık kaynaklarının yönü
ve mum ışığının yarattığı titreme etkisi görüntü yönetmeni
için çözülmesi gereken güç bir sorundur.
Üç anahtar ışıklandırma nedir?
Görüntü yönetmeni gerçek dünyanın üç boyutlu
bir taklidini yaratmak için temelde üç farklı ışığı
kullanmak durumundadır: Anahtar ışık (key light), dolgu
ışık (fill light) ve arka / kontur ışık (back light). İlk ikisi
gerçek yaşamdaki ışık algısının doğrudan karşılığı iken
üçüncüsü (arka ışık) perde ya da televizyon ekranı gibi iki
boyutlu bir yüzeyde üçüncü boyut algısını güçlendirmek
için gerekli bir koşuldur.
Anahtar ışık nasıl kullanılmalıdır?
Ana ışık kaynağını temsil eden anahtar ışık için
genellikle sert ve parlak ışık kullanılmakla birlikte bu her
zaman için doğru değildir. Kimi zaman yumuşak ışık da
anahtar ışık olabilir. Örneğin bulutlu bir gün taklit edilmek
isteniyorsa bulutluluk derecesine göre kuvvetli yumuşak
ışık anahtar ışık görevini üstlenecektir.
Anahtar ışık için sert ışık kullanılması durumunda
ortaya çıkabilecek durumlar nelerdir?
Anahtar ışık için sert ışık kullanılıyorsa
ışıklandırılacak nesnenin doku ve şekli ortaya çıkarken
keskin ve derin gölgeler yaratacaktır. Bu aydınlatılan
nesnenin kaba şeklini ortaya çıkaracağı gibi izleyicinin
algısını bozan gölgelere de neden olabilir. Ayrıca özellikle
parlak yüzeylerde ışık patlamalarına da neden olabilir ve
çözülmesi güç problemler de doğurur.
Anahtar ışık için yumuşak ışık kullanılması durumunda
ortaya çıkabilecek durumlar nelerdir?
Anahtar ışık olarak yumuşak ışık kullanılıyorsa
ışıklandırılacak nesnenin doku ve hatlarını vurgulamadığı
gibi dikkat dağıtıcı gölgeler yaratmaz. Yarım tonlar ve ton
basamakları oluşturacağı için gözü rahatsız etmeyecek bir
görüntü oluşabilir. Ancak bu gibi durumlarda konu keskinlik
ve berraklığını kaybeder ve basık bir durum yaratılır.
Dolgu ışık nasıl kullanılmalıdır?
Genellikle günlük hayatta ana ışık kaynaklarının
çeşitli yüzeylerden yansımalarını taklit etmek için kullanılan
dolgu ışık, yumuşak ve dağınık bir ışıktır. Sert anahtar ışığın
yarattığı gölgeleri yumuşatmak için, kamera-nesne ekseninde
anahtar ışığın tersi yönünde yerleştirilen bu ışık için ana
ışığın yarısı ya da üçte biri kadar güçte denilse de bu
yaratılmak istenen kontrastlık derecesine bağlıdır. Dolayısıyla
kullanılacak dolgu ışık yoğunluğu için kesin bir kural yoktur.
Ancak anahtar ışığı aşmamalıdır.
Dolgu ışık kullanmak her zaman gerekli midir?
Bazı durumlarda dolgu ışığa gerek duyulmadığı gibi
bazı durumlarda da anahtar ışığın karşısına yerleştirilecek bir
yansıtıcı da dolgu ışığın görevini görebilir.
Hangi durumda bir istisna olarak, dolgu ışık için sert
ışık kullanmak gerekir?
Dolgu ışığın yumuşak ışık dışında sert ışık
kaynaklarıyla kullanıldığı tek istisna, güçlü ve parlak gün
ışığının anahtar ışık olarak kullanıldığı durumlardır. Güneş
ışığının yaratacağı sert ve derin gölgeler ancak yine
kuvvetli bir sert dolgu ışıkla yumuşatılabilir.
Arka ışık kullanmak her zaman gerekli midir?
Aydınlatılacak nesnenin arkasından ve yukarıdan
kullanılan arka ışığın (kontur ışık) gerekliliği konusunda
tartışmalar olsa da kimi zaman iyi kullanıldığında
inandırıcılığı arttırmaktadır. Çoğu zaman aydınlatılacak
nesne arka fondan ayrı görünmeyebilir ve iç içe geçmiş
gibi algılanabilir. Bu gibi durumlarda hem nesneyi arka
fondan ayırmak için hem de nesnenin üzerine düşecek
geçişli ara tonlar ile üç boyutluluk etkisini arttırmak için
arka ışık kullanmak gerekebilir.
Arka ışık nasıl kullanılmalıdır?
Net olarak kontrol edilmesi gerektiği için
genellikle sert ışık olarak kullanılan arka ışığın yoğunluk
derecesi yaratılmak istenen atmosfere göre değişiklik
gösterebilir. Çok güçlü ve yoğun olan sert ışıklar dikkatin
dağılmasına neden olabileceği gibi aynı zamanda
kamerayla oluşturacağı açıya göre objektifte ışık
yansımaları riski de taşır. Bazen de nesnenin gölgesinin
nesne önünde yaratacağı ek gölgeler nedeniyle yumuşak
ışık da arka ışık için tercih edilebilir.
Arkafon ışığı nedir?
Üç anahtar ışıklandırma çalışmasının her zaman
bir parçası olarak düşünülmesi gereken bir çalışma da
arkafon (set ışığı) kullanımıdır. Bu ışıklandırma
çalışmasında temel amaç sahnede ana aydınlatılacak konu
ya da nesnenin arkasında yer alacak setin ve arkafonun
ışıklandırılmasıdır. Bu ışıklandırma nesneyi fondan
tümüyle ayırdığı gibi derinlik etkisini de arttıracaktır.
Arkafon ışığı nasıl kullanılmaktadır?
Arkafon ışığı genellikle üç anahtar
ışıklandırmadaki ışıklardan tümüyle bağımsız kendine
özgü bir ışıklandırma olmakla birlikte setin durumuna
göre anahtar ışık ve dolgu ışıktan kaçan ışıkla da arkafon
ya da set ışıklandırılabilir.
Işıklandırma oranı nedir?
Işıklandırma oranı nesneyi ya da konuyu aydınlatan
ana ışık kaynakları anahtar ışık ve dolgu ışığın yoğunluk
oranlarını ifade eder. Dolgu ışık sadece anahtar ışığın
yarattığı gölgeleri yumuşatmakla kalmaz aynı zamanda
anahtar ışıkla aydınlatılmış alanların ışık seviyesini de
yükseltir. Bu iki temel ışık arasındaki oranlama tümüyle
görüntü yönetmeninin kontrolü altındadır.
Anahtar ışık-dolgu ışık oranının formülü nasıl
açıklanabilir?
Anahtar ışık-dolgu ışık oranı olarak adlandırılan
çalışma gerçekte iki ışığın aydınlattığı ana parlaklık seviyesiyle
sadece dolgu ışığın seviyesi arasındaki oranlamadır. Yani
“anahtar ışık + dolgu ışık / dolgu ışık” oranıdır.
Işıklandırma oranı nasıl hesaplanır?
Hesaplama yapabilmek için önce her iki ışığın
aydınlatılan konu ya da nesne üzerine düşen ışık
yoğunluğu diyafram değeri olarak pozometre ile ölçülür.
Sonrasında ya anahtar ışık kapatılarak ya da pozometrenin
ışık sensörüne anahtar ışığın düşmesi engellenerek sadece
dolgu ışık ölçülür. Bu ölçülen iki değer arasındaki fark
ışıklandırma oranını gösterir. Örneğin anahtar ışık + dolgu
ışık ölçümü sonucu diyafram değeri f 8 olsun, sadece
dolgu ışık değeri de f 5,6 ölçülmüşse ışıklandırma oranı
2:1’dir. Yani aralarında bir kat fark vardır.
Maksimum ışıklandırma toleransı nedir?
Maksimum ışıklandırma toleransı, film ya da
video çekerken ışıklandırma oranları için bilinmesi
gereken çok önemli bir konudur. Bir film çekiminde en
aydınlık alanla en karanlık alan arasındaki fark yedi
diyaframdan fazla olamaz. Bu da sinema perdesinde
ulaşılabilecek en yüksek ışıklandırma oranının 128:1
olduğunu gösterir. Bu oranın üzerine çıkılması durumunda
en parlak alanda tüm ayrıntılar kaybolup parlak bir beyaz
olurken, en karanlık alanda da hiç bir şey görünmeyecek
ve simsiyah olacaktır. Dolayısıyla sahne aydınlatması
yapılırken bu maksimum oran içinde kalmak önemlidir.
Bir video görüntüsü için ışıklandırma toleransı nedir?
Bir video görüntüsü için ışıklandırma toleransı beş
diyafram pozlama basamağı kadardır. Bunun ışıklandırma
oranı da 32:1’dir. Bu oranın üzerine çıkıldığında
televizyon ekranında ortaya çıkan sonuç filmdekinden çok
daha kötü ve rahatsız edici olacaktır.
Video görüntüsü için ışıklandırma toleransı aşılırsa
hangi durumlarla karşılaşılır?
Video görüntüsü için ışıklandırma toleransı
aşılırsa en aydınlık ve karanlık alanda elektronik gürültü
(video noise) denilen rahatsız edici ışık patlamaları ve
karıncalı (elektronik ışık taneciklerinin belirginleştiği)
karanlıklar oluşacaktır. Bu nedenle de izleyiciler bu
anormal hatanın farkında olacaklardır.
Işığın kullanımı hangi ana boyutlar içerisinde
düzenlenebilir?
Işığın kullanımı dört ana boyut içerisinde
düzenlenebilir:
• Parlaklık
• Kontrastlık
• Doku
• Yön.
Parlaklık, kontrastlık, doku ve yön unsurlarının
boyutları nasıl açıklanabilir?
Parlaklık, yüksek anahtar ışıktan, düşük anahtar
ışığa; Kontrastlık, parlak yüksek ışıklar ve derin gölgeler
ile oluşan yüksek kontrastlıktan, aşırı olmayan bir
aydınlatmaya sahip düşük kontrastlığa kadar değişir;
Doku, sert ya da yumuşak olabilir; Işığın yönü ise farklı
yönlerden gelen ışık kaynakları arasında karmaşık bir
dengeye sahip sahneleri oluşturur.
Yüksek anahtar ışık nedir?
Yüksek anahtar ışık, tümü yüksek ışıkla
aydınlatılmış ve gölgesiz bir sahneyi tanımlar. Bu da
sahnenin tümünün parlak olması anlamına gelir. Güneşli
bir öğleden sonra sahneyi parlak bir şekilde aydınlatırken,
gece yumuşak ışıklarla yaratılan bir sahne de gölgesiz ve
parlak olabilir. Yani yüksek anahtar ışığın olması sadece
yumuşak ya da sadece sert ışıkla yaratılan bir ışıklandırma
biçimi değildir. Işıklandırma oranı burada görüntü
yönetmenine yardımcı olacaktır. Eğer ışıklandırma
düzenlemesi düşük bir oransa görüntü yüksek anahtar
ışığa doğru yönelecektir.
Yüksek anahtar ışık nasıl bir anlam yaratır?
Yüksek anahtar ışıkla görüntüde açık griden
beyaza kadar olan tonlar hakim olduğundan görüntünün
yaratacağı anlam; nezaket, sadelik, neşe, şeffaflık ve
ferahlık şeklindedir. Çünkü izleyiciyi tedirgin edecek
karanlıklar yoktur.
Notan aydınlatma nedir?
Yüksek anahtar ışıkla aydınlatmanın en uç noktası
tümüyle gölgesiz bir aydınlatma olan notan aydınlatmadır.
Özellikle televizyonda haber sunumlarında kullanılan bu
aydınlatma tümüyle yorumdan uzaktır. İzleyici dramatik
etkiden tümüyle uzaklaştırılarak tanımsız bir dünyaya
sokulur. Gerçek hayatta olmayan bir karşılığı vardır.
Nesneler ve figürler sanki yüzüyor gibidir. Etkisi basık ve
iki boyutludur. Doku, hatlar ve şekil çok zayıfladığı,
zaman zaman da ortadan kalktığı için, dikkat tonsal ve
renksel ilişkiler üzerinde yoğunlaşır.
Düşük anahtar ışık nedir?
Düşük anahtar ışık çerçevenin büyük bölümünün
karanlık içinde kalması ve az sayıda farklı ışık
havuzlarının olmasıdır. Bu tür aydınlatmada ışıklandırma
oranı yüksek olacaktır. Örneğin 16:1 ya da 32:1
ışıklandırma oranı kuvvetli gölgeli ve karanlık alanlar
yaratacaktır.
Düşük anahtar ışık nasıl bir anlam yaratır?
Orta griden siyaha kadar tonların hakim olduğu
görüntüde az ve küçük aydınlık alanlar izleyicinin
gözünün buralara yönlenmesine yol açarken karanlık
alanlar tedirginliğe ve bilinmezliğe yol açar. Görüntü
kuvvetli şekilde dramatiktir. Düşük anahtar ışıklandırma
gizem ve gerilim ile ilişki kurar. Bu nedenle korku ve
gerilim filmleri ile anlatı filmlerinin ciddi dramatik
sahnelerinin ana karakteristiği olmuştur.
Yüksek kontrastlık nasıl açıklanabilir?
Yüksek kontrastlık, sert ışığın yarattığı keskin
gölgeli bir ışıklandırmadır ve öncelikle iki boyutlu
perdede üç boyutun kuvvetli bir şekilde yaratılmasını
sağlar. Bu izleyicinin günlük yaşantıdaki algısal
bilgilerinin bir kopyasıdır. Derinliğin, mesafenin ve
dokunun fiziksel özelliklerini ortaya çıkartır.
Düşük kontrastlık nasıl açıklanabilir?
Düşük kontrast, yumuşak ışığın yarattığı hafif
gölgeli bir aydınlatmadır. Kontrastlık azaldığında
alanlardaki farklılaşma da azalır. Bunlar birbirinin içinde
eriyor gibi görünür. Dolayısıyla bu da üç boyutluluğun
mekânsal bilgisi ile derinlik ve doku işaretlerini azaltır,
ama aynı zamanda düşük kontrastlık sakinleştirici ve
melankoliktir.
Üstten aydınlatma nasıl bir anlam yaratır?
Üstten aydınlatmanın nesneleri ve figürleri
yumuşatıcı bir etkisi vardır; nesnelere ruhani bir anlam
verir, heybetli bir bakış ya da gençliğin ve tazeliğin
havasını verir.
Alttan aydınlatma nasıl bir anlam yaratır?
Alttan aydınlatma, dengesizlik, huzursuzluk ve
endişe hissini uyandırırken, nesnelerin ve figürlerin
özelliklerini bozar, şeytansı ve doğa üstü görünümleri de
verir. Genellikle dramatik korku efekti yaratmak için de
kullanılır.
Yandan aydınlatma nasıl bir anlam yaratır?
Bu aydınlatmada nesnenin yarısı aydınlatılmış
diğer yansı ise gölgeli görülür. Bu tip bir aydınlatma yüze
ferahlık, sağlamlık ve kuvvet verirken, yüzdeki çizgileri
göstererek onu çirkin de yapabilir. Aynı zamanda, iki
anlamlı, belirsiz bir kişiliği de gösterebilir ya da baştan
çıkarıcı bir kadını tanımlar.
Önden aydınlatma nasıl bir anlam yaratır?
Önden aydınlatma yanlışları bulanıklaştırır,
görüntüyü donuklaştırır, yüzü güzelleştirir fakat karakteri
uzaklaştırır.
Arkadan aydınlatma nasıl bir anlam yaratır?
Arkadan aydınlatma figürün sadece kenar
çizgilerini aydınlatır. Aynı zamanda arkadan aydınlatma,
nesneyi ya da figürü arka plandan ayırarak görüntüye
derinlik ekler.
Temel aydınlatma stratejileri nelerdir?
Temelde iki ana aydınlatma stratejisi kullanılır;
• Gerçekçilik
• Resimsellik.
Gerçekçi ışık tasarımı nedir?
Perdedeki belirli bir ışık kaynağını taklit etmek
için oluşturulan bir ışık tasarımı gerçekçi ışık tasarımıdır.
Gerçekçi bir etki yaratmak için görüntü yönetmeni, alan
derinliği ile sahnenin nasıl sıcak ya da parlak bir şekilde
pozlanması gerektiğini bu ışık kaynaklarını dengeleyerek
bulmak zorundadır.
Gerçekçi ışık tasarımı nasıl kullanılmaktadır?
Gerçekçi ışık tasarımında yönetmen, özellikle de
dış gün ışığı çekimlerinde mevcut aydınlatmayı ve ışık
kaynaklarını kullanır. Bununla beraber birçok görüntü
yönetmeni dış çekimlerde hem doğal ışığı büyütmek hem
de güneş ışığının yarattığı sert kontrastlıkları yumuşatmak
için bazı aydınlatma araçları ve yansıtıcılar kullanır. İç
mekân çekimlerinde gerçekçi ışık tasarımını tercih eden
yönetmenler ve görüntü yönetmenleri, mekân içerisindeki
bir pencere ya da lamba, mum gibi ışık kaynaklarını tercih
ederek görüntülerini oluşturabilirler.
Resimsel ışık tasarımı nedir?
Resimsel ışık tasarımı, kaynak simülasyonuyla
tam olarak ilgili olmayan, sadece “resimsel” ve “görsel”
değerleri vurgular. Bu tür bir aydınlatma dışavurumcu
(ekspresyonist) aydınlatma olarak da ifade edilir.
Dışavurumcu aydınlatmada ışık gerçekliğinden uzakta
kullanılır. Yönetmeni sembolik anlamlandırmalar
yönlendirir ve bu yönelim doğal ışığın taklidinin kasten
bozulması ve değişimiyle yaratılır.
Sinema tarihinde biçemci aydınlatma nasıl
açıklanabilir?
Farklı dönemlerde, film yapımcıları gerçekliği
yorumlamak için ışığın kullanımında farklı gelenekleri
takip etmişler ve farklı özgün biçemler yaratmışlardır. İlk
sessiz filmlerin yönetmenleri ve görüntü yönetmenleri
beyaz kanvasın içindeki doğal gün ışığını filtreleyerek ve
ressamın stüdyosundan çeşitli teknikleri uyarlayarak ışığı
kullanmıştır. Alman dışavurumcuları resimde farklı bir
teknik olan “chiaroscuro”yu kullanarak ışığın ve gölgenin
yönetimiyle tanıştılar. Bu klasik Hollywood biçemiyle
gelişti. Biçemci aydınlatma, yeni gerçekçiliğin hem biçim
hem de içerikle bir kırılma yarattığı 1950’lere kadar
uzanmaktadır.
Raoul Coutard’ın geliştirdiği aydınlatma tekniği nasıl
açıklanabilir?
Yeni Dalganın en önemli görüntü yönetmeni
Raoul Coutard, İtalyan Yeni Gerçekçiliğinin tavanlı doğal
dekorlarla çalışma ilkesini izleyerek, tavana dolaylı ışıklar
yerleştirip oyuncuyu ve kamerayı özgürleştirdi. Daha
önceki Amerikan stüdyo çalışma tarzında doğal gölgeler
yaratmaya çalışan projektörler oyuncuları ve kamerayı
sahne içine sıkıştırmaya ve hareketsiz kılmaya zorlarken,
Coutard’ın geliştirdiği bu teknikle oyuncular üzerine
yansıyan yaygın bir ışık düşüyor ve belirleyici gölgelerin
sonu geliyordu. Böylece oyuncu hareketi mekân içinde
sınırsız bir hareket kazanırken, kamera da yönetmenin
istediği gibi hareket edebilme avantajına da sahip
oluyordu. Bu teknik birçok Yeni Dalga yönetmeninin
mizansen düzenlemesini ve biçemci tavırlarını etkiledi.
70’li ve 80’li yıllardaki aydınlatma araçlarıyla ilgili
gelişmeler nasıl açıklanabilir?
70’li yılların başında piyasaya sürülen softlights
ışıklar Godard - Coutard ışığını yaygınlaştırdı. 80’li
yıllarda ise hafif aydınlatma araçlarının ortaya çıkmasıyla
karanlık bölgelerin kalmasından korkulmadan, fakat
gölgeli ve gölgesiz biçemin bir arada kullanıldığı, derin
net izlenimi veren, eski ve yeninin sentezi düzenlemeler
ortaya çıktı.
Işıkla resim yapmak ne anlama gelir?
Film yapmak, ışıkla resim yapmak anlamına gelir; fakat ışık, zihinde hayal yaratan resimlerin soyut bir hammaddesidir. Bir filmi izlendiğinde perdede görülen her şey ışık ve gölge oyunlarıdır.
Işıklandırma yapmadan önce görüntü yönetmeni hangi soruların cevaplarını vermelidir?
- Mekanın büyüklüğüne, kullanılacak objektiflere, filmin hızına ve renk ısısına, çekim senaryosundaki çekimlerin özelliklerine (çekim ölçeği ve açısı, kamera hareketi gibi) göre ne kadar ışığa ihtiyacı vardır?
- Işıkların yo.unlu.u ve sertlik (sert ışık, yumuşak ışık) dereceleri ne olacaktır?
- Işıkların kombinasyonu nasıl olacaktır?
Görüntü yönetmenleri gerçek dünyanın üç boyutlu bir taklidini yaratmak için hangi temel ışıkları kullanırlar?
Görüntü yönetmeni gerçek dünyanın üç boyutlu bir taklidini yaratmak için temelde üç farklı ışığı kullanmak durumundadır: Anahtar ışık (key light), dolgu ışık (fill light) ve arka (kontur) ışık (back light).
Görüntü yönetmenlerinin kullandığı temel ışıklandırmalardan biri olan anahtar ışık hakkında neler söylenebilir?
Ana ışık kaynağını temsil eden "anahtar ışık" için genellikle sert ve parlak ışık kullanılmakla birlikte bu her zaman için doğru değildir. Kimi zaman yumuşak ışık da anahtar ışık olabilir. Örneğin bulutlu bir gün taklit edilmek isteniyorsa -bulutluluk derecesine göre- kuvvetli yumuşak ışık anahtar ışık görevini üstlenecektir. Anahtar ışık için sert ışık kullanılıyorsa ışıklandırılacak nesnenin doku ve şekli ortaya çıkarken keskin ve derin gölgeler yaratacaktır. Bu aydınlatılan nesnenin kaba şeklini ortaya çıkaracağı gibi izleyicinin algısını bozan gölgelere de neden olabilir. Ayrıca özelikle parlak yüzeylerde ışık patlamalarına da neden olabilir ve çözülmesi güç problemler de doğurur. Eğer anahtar ışık olarak yumuşak ışık kullanılıyorsa ışıklandırılacak nesnenin doku ve hatlarını vurgulamadığı gibi dikkat dağıtıcı gölgeler yaratmaz. Yarım tonlar ve ton basamakları oluşturacağı için gözü rahatsız etmeyecek bir görüntü oluşabilir. Ancak bu gibi durumlarda konu keskinlik ve berraklığını kaybeder ve basık bir durum yaratılır. Ana ışık için yumuşak ışık kullanmanın diğer bir nedeni; eğer ana ışık aydınlatılacak nesneye ne kadar yakınsa o kadar yumuşak olmalıdır. Çünkü yakın sert ışıklar şekilde ve dokuda ciddi bozulmalara neden olacaktır.
Görüntü yönetmenlerinin kullandığı temel ışıklandırmalardan biri olan dolgu ışık hakkında neler söylenebilir?
Genellikle günlük hayatta ana ışık kaynaklarının çeşitli yüzeylerden yansımalarını taklit etmek için kullanılan “dolgu ışık” yumuşak ve dağınık bir ışıktır. Sert anahtar ışığın yarattığı gölgeleri yumuşatmak için, kamera-nesne ekseninde anahtar ışığın tersi yönünde yerleştirilen bu ışık için “ana ışığın yarısı ya da üçte biri kadar güçte” denilse de bu yaratılmak istenilen kontrastlık derecesine bağlıdır. Dolayısıyla kullanılacak dolgu ışık yoğunluğu için kesin bir kural yoktur. Ancak anahtar ışığı aşmamalıdır. Zaten yüksek yoğunlukta kullanılması da yeni istenmeyen gölgeler yaratma ihtimalini ortaya çıkarır. Bu gibi durumlarda yüksek dolgu ışığı üç boyutluluk etkisinin azalmasına da neden olabilir. Ayrıca dağınık olması sınırlandırılması ve kontrol edilmesini de zorlaştırır. Aydınlatılacak nesneden uzaklaştıkça da yoğunluğu hızla düşer. Bu nedenlerle anahtar ışıkla dolgu ışık arasındaki oran dikkatli bir dengeleme gerektirir. Kimi zamanlar dolgu ışığa gerek duyulmadığı gibi kimi zamanda anahtar ışığın karşısına yerleştirilecek bir yansıtıcı da dolgu ışığın görevini görebilir. Dolgu ışığın yumuşak ışık dışında sert ışık kaynaklarıyla kullanıldığı tek istisna, güçlü ve parlak gün ışığının anahtar ışık olarak kullanıldığı durumlardadır. Güneş ışığının yaratacağı sert ve derin gölgeler ancak yine kuvvetli bir sert dolgu ışıkla yumuşatılabilir.
Görüntü yönetmenlerinin kullandığı temel ışıklandırmalardan biri olan arka ışık hakkında neler söylenebilir?
Aydınlatılacak nesnenin arkasından ve yukardan kullanılan “arka ışık (kontur ışık)” gerekliliği konusunda tartışmalar olsa da kimi zaman iyi kullanıldığında inandırıcılığı arttırabilir. Çoğu zaman aydınlatılacak nesne arka fondan ayrı görünmeyebilir ve iç içe geçmiş gibi algılanabilir. Bu gibi durumlarda hem nesneyi arka fondan ayırmak için hem de nesnenin üzerine düşecek geçişli ara tonlar görüntüde üç boyutluluk etkisini arttıracaktır. Net olarak kontrol edilmesi gerektiği için genellikle sert ışık olarak kullanılan arka ışığın yoğunluk derecesi yaratılmak istenen atmosfere göre değişiklik gösterebilir. Çok güçlü ve yoğun olan sert ışıklar dikkatin dağılmasına neden olabileceği gibi aynı zamanda kamerayla oluşturacağı açıya göre objektifte ışık yansımaları riski de taşır. Bazen de nesnenin gölgesinin nesne önünde yaratacağı ek gölgeler nedeniyle yumuşak ışık da arka ışık için tercih edilebilir.
Arkafon ışığı ne demektir?
Üç anahtar ışıklandırma çalışmasının her zaman bir parçası olarak düşünülmesi gereken bir çalışmada “arkafon ışığı (set ışığı)” kullanımıdır. Bu ışıklandırma çalışmasında temel amaç sahnede ana aydınlatılacak konu ya da nesnesinin arkasında yer alacak setin ve arkafonun ışıklandırılmasıdır. Bu ışıklandırma nesneyi fondan tümüyle ayırdığı gibi derinlik etkisini de arttıracaktır. Arkafon ışığı genellikle üç anahtar ışıklandırmadaki ışıklardan tümüyle bağımsız kendine özgü bir ışıklandırma olmakla birlikte setin durumuna göre anahtar ışık ve dolgu ışıktan kaçan ışıkla da arkafon ya da set ışıklandırılabilir.
Işıklandırma oranı ne demektir?
Işıklandırma oranı nesneyi ya da konuyu aydınlatan ana ışık kaynakları anahtar ışık ve dolgu ışığın yoğunluluk oranlarını ifade eder. Dolgu ışık sadece anahtar ışığın yarattığı gölgeleri yumuşatmakla kalmaz aynı zamanda anahtar ışıkla aydınlatılmış alanların ışık seviyesini de yükseltir. Bu iki temel ışık arasındaki oranlama tümüyle görüntü yönetmeninin kontrolü altındadır.
Işıklandırma toleransı ne anlama gelir?
Film ya da video çekerken ışıklandırma oranları için bilinmesi gereken çok önemli bir nokta vardır. O da film ve videodaki maksimum “ışıklandırma toleransı”dır. Bir film çekiminde en aydınlık alanla en karanlık alan arasındaki fark yedi diyaframdan fazla olamaz. Bu da sinema perdesinde ulaşılabilecek en yüksek ışıklandırma oranının 128:1 oldu¤unu gösterir. Bu oranın üzerine çıkılması durumunda en parlak alanda tüm ayrıntılar kaybolup parlak bir beyaz olurken, en karanlık alanda da hiç bir şey görünmeyecek ve simsiyah olacaktır. Dolayısıyla sahne aydınlatması yapılırken bu maksimum oran içinde kalmak önemlidir. Video görüntüsü için durum çok daha kısıtlayıcıdır.
Işığın kullanımı hangi dört ana başlık içerisinde değerlendirilir?
Işığın kullanımı dört ana boyut içerisinde düzenlenebilir: parlaklık, kontrastlık, doku ve yön. “Parlaklık”, ‘yüksek anahtar ışık’tan ‘düşük anahtar ışık’a kadar değişir; “Kontrastlık”, parlak yüksek ışıklar ve derin gölgeler ile oluşan ‘yüksek konrastlık’tan, aşırı olmayan bir aydınlatmaya sahip ‘düşük kontraslık’a kadar değişir; “doku”, sert ya da yumuşak olabilir, örneğin, ‘yumuşatılmış bir ışık keskin olmayan çizgiler üretirken, temiz gölgelemeye yol açan ve belirgin kenar çizgileri veren ışık serttir; son olarak, “ışığın yönü”, farklı yönlerden gelen ışık kaynaklan arasında karmaşık bir dengeye sahip sahneleri oluşturur.
Yüksek Anahtar Işık tanımı neyi ifade etmek için kullanılır?
“Yüksek anahtar ışık” tümü yüksek ışıkla aydınlatılmış ve gölgesiz bir sahneyi tanımlar. Bu da sahnenin tümünün parlak olması anlamına gelir.
Işıklandırma düzenlemesi 1:1 oranındaysa görüntünün ışık parlaklığı hakkında neler söylenebilir?
Eğer ışıklandırma düzenlemesi düşük bir oransa görüntü yüksek anahtar ışığa doğru yönelecektir. Örneğin 2:1 ya da 4:1 gibi bir oranda aydınlık alanlarla karanlık alanlar arasındaki fark düşük olacağı için görüntü yüksek anahtar ışığa sahip demektir. Hatta oran 1:1 olduğunda anahtar ışık ve dolgu ışık yoğunluğu eşit demektir ve görüntü tümüyle gölgesiz ve parlaktır.
Yüksek Anahtar Işık sayesinde görüntünün elde edilen anlam nasıl olur?
Yüksek anahtar ışıkla görüntüde açık griden beyaza kadar olan tonlar hakim olduğundan dolayı görüntünün yaratacağı anlam nezaket, sadelik, neşe, şeffaşık ve ferahlık şeklindedir. Çünkü izleyiciyi tedirgin edecek karanlıklar yoktur.
Yüksek anahtar ışık en çok hangi yapımlarda kullanılır?
Yüksek anahtar ışık genellikle müzikaller, komediler ve tüm diğer filmlerin kimi sahnelerinde iyimserlik ve heyecan ile ilişki kurar. Özellikle Holywood’un “Singing in the Rain” (1952), “An American in Paris” (1951), “The Bandwagon” (1953) gibi kimi müzikalleri bu biçemi kullanmıştır.
Notan aydınlatma ne demektir?
Yüksek anahtar ışıklı bir aydınlatmanın en uç noktası tümüyle gölgesiz bir aydınlatma olan “notan” aydınlatmadır. Özellikle televizyonda haber sunumlarında kullanılan bu aydınlatma tümüyle yorumdan uzaktır. ‹zleyici dramatik etkiden tümüyle uzaklaştırılarak tanımsız bir dünyaya sokulur. Gerçek hayatta olmayan bir karşılığı vardır. Nesneler ve figürler sanki yüzüyor gibidir. Etkisi basık ve iki boyutludur. Doku, hatlar ve şekil çok zayışadığı, zaman zaman da ortadan kalktığı için, dikkat tonsal ve renksel ilişkiler üzerinde yoğunlaşır.
Düşük anahtar ışık ifadesi ne için kullanılır?
“Düşük anahtar ışık” çerçevenin büyük bölümünün karanlık içinde kalması ve az sayıda farklı ışık havuzlarının olmasıdır. Bu tür aydınlatmada da ışıklandırma oranı yüksek olacaktır. Örneğin 16:1 ya da 32:1 ışıklandırma oranı kuvvetli gölgeli ve karanlık alanlar yaratacaktır. Bu da sahnenin düşük anahtar ışıkla aydınlatıldığı anlamına gelir.
Bir görüntünün yüksek kontrastlı olması ne ifade eder?
“Yüksek kontrastlık”, sert ışığın yarattığı keskin gölgeli bir ışıklandırmadır ve öncelikle iki boyutlu perdede üç boyutun kuvvetli bir şekilde yaratılmasını sağlar. Bu izleyicinin günlük yaşantıdaki algısal bilgilerinin bir kopyasıdır. Görüntü belirgin bir görünüşe sahip olacaktır. Görüntüde bir miktar ara tonlar da olabileceği gibi parlak alanlar ile gölgeli alanlar arasındaki derin fark insan gözünün daha çok bu alanlara yönlenmesine neden olacaktır. Derinliğin, mesafenin ve dokunun fiziksel özelliklerini ortaya çıkartır. Diğer taraftan yüksek kontrastlık dramatik olmaya yönelir.
Bir görüntünün düşük kontraslı olması ne anlama gelmektedir?
“Düşük kontrast” yumuşak ışığın yarattığı hafif gölgeli bir aydınlatmadır. Kontrastlık azaldığında alanlardaki farklılaşma da azalır. Bunlar birbirinin içinde eriyor gibi görünür. Dolayısıyla bu da üç boyutluluğun mekansal bilgisi ile derinlik ve doku işaretlerini azaltır. Ama aynı zamnda düşük kontrastlık sakinleştirici ve melankolikdir.
Bir görüntü oluşturulurken kullanılan üstten aydınlatma nasıl bir etki yaratır?
“Üstten aydınlatma”nın nesneleri ve figürleri yumuşatıcı bir etkisi vardır; nesnelere ruhani bir anlam verir, heybetli bir bakış ya da gençliğin ve tazeliğin havasını verir.
Gerçekçi ışık tasarımı ne demektir?
Perdedeki belirli bir ışık kaynağını taklit etmek için oluşturulan bir ışık tasarımı -güneş ya da iç mekandaki lamba olabilir- “gerçekçi ışık tasarımı”dır. Gerçekçi bir etki yaratmak için görüntü yönetmeni, “alan derinliği” ile sahnenin nasıl sıcak ya da parlak bir şekilde pozlanması gerektiğini bu ışık kaynaklarını dengeleyerek bulmak zorundadır.