Fotoğraf Tarihi Dersi 4. Ünite Sorularla Öğrenelim
Fotoğrafın Sanat Yapıtı Olma Mücadelesi
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Camille Recht’in fotoğraf ve resimin üretim şekli üzerine karşılaştırmasını açıklayınız?
Camille Recht, fotoğraf ve resimin üretim şekli üzerine şöyle bir karşılaştırmada bulunmuştu: “Kemancı sesi önce oluşturmak zorunda, aramak, şimşek hızıyla bulmak zorundadır, piyanist ise tuşa basar, ses çıkar. Araç gerek ressamın gerek fotoğrafçının emrine amadedir. Ressamın çizimi, renk seçimi keman çalmadaki ses oluşturmaya benzer, fotoğrafçı ile piyanistin avantajları olan mekanik öğe onları aynı zamanda kısıtlayıcı yasalara bağlarken kemancı böyle zorunluluklardan bir hayli uzaktır.
Güzel Sanatlar Akademisi de Bayard’ın görüntülerinin hangi niteliğini öne çıkartmıştır?
Güzel Sanatlar Akademisi de Bayard’ın görüntülerinin “eski ustaların desenlerine yakın” niteliğini öne çıkartmıştır.
Oscar Gustav Rejlanderin İki Yol eseri hakkında kısaca bilgi veriniz.
Stüdyo ortamında elde edilen otuz farklı negatifin albümen tekniği ile tek bir baskı üzerinde bir araya getirilmesiyle gerçekleştirilmiştir. Tamamlanması altı hafta sürmüştür. 41X79cm boyutlarındaki bu fotomontaj, insanoğlunun doğru ya da yanlış kabul edilen durumlarını açıkça sergileyen soylu bir Viktoria dönemi tablosunu ve figürlerin dengelenme düzeni, merkezdeki kemer ve bir mimari sahne fikriyle Raffaello’nun “Atina Okulu” adlı resmini oldukça andıran özellikler taşır. Eserde bir filozofun, iki genç adamın erkekliğe doğru attığı adımda onlara rehberlik ederek doğru yolu göstermesi anlatılır.
Ressam Delaroche’un atölyesinden geçmiş hangi ünlü isimler, kâğıt üzerine gerçekleştirilen fotoğrafik görüntüyle sanatsal bir fotoğrafçılığın mümkün olduğunu açıkça dile getirmişlerdir?
Gustave Le Gray, Charles Negre, Roger Fenton, Henri Le Secq, Charles Marville ve William Newton kâğıt üzerine gerçekleştirilen fotoğrafik görüntüyle sanatsal bir fotoğrafçılığın mümkün olduğunu açıkça dile getirmişlerdir.
Henry Peach Robinson hakkında kısaca bilgi veriniz.
Henry Peach Robinson, 1850’li yıllarda fotoğrafa merak salmış, 1857 yılında ticari portreler üreten bir stüdyo açmış, arkadaşı ve meslektaşı Rejlander gibi stüdyo ortamında elde ettiği farklı negatifleri tek bir görüntü üzerinde bir araya getirerek gerçekleştirdiği birleşik baskılarıyla ismini duyurmuş İngiliz bir fotoğrafçıydı. O da fotoğrafın resim sanatı gibi duyguları iyi bir şekilde aktarabileceğini ve sanatsal bir araç olarak kullanılabileceğini savunmuştur. Robinson fotoğrafın gerçekliği doğrudan yansıtma özelliğiyle ilgilenmemiş, çalışmalarında gerçek yaşamdan kopuk, Victoria dönemine özgü motiflerle bezenmiş kurgusal bir dünya tasarımına yönelmişti. Robinson, resim sanatında olduğu gibi fotoğrafın da yolunun ancak fotoğrafçının kendini sınırlamadığı, ifade olanaklarının kullanımına özgürce başvurduğu takdirde açılacağını iddia ediyordu.
William Henry Fox Talbot, 1844 tarihli “Doğanın Kalemi” başlıklı kitabında fotoğrafı nasıl tanımlamıştır?
William Henry Fox Talbot, 1844 tarihli “Doğanın Kalemi” başlıklı kitabında fotoğrafı yeni bir sanat aracı olarak tanımlamıştır.
Resmin ısrarlı savunucularından Charles Baudelaire’in fotoğraf makinesi hakkında görüşü nedir?
Baudelaire “1859 Salonu”nda, mekanik olarak ilerleyen çağı lanetliyor ve bu anlamda fotoğrafı da sert bir dille eleştiriyordu. Baudelaire çağdaşı olduğu toplumu, doğanın kopyalanmasını sanatla karıştırdığı ve bu kopyalamanın da bir endüstriye dönüştüğü için suçlamıştı. Her geçen gün hayal ettiklerini değil de, gördüklerini resmetmeye daha çok eğilim gösteren ressamlar ve kendi görüntüsünü bir metal parçası üzerinde görmek için koşuşturan toplum, ona göre kendinden geçmiş bayağı bir tutum içerisindeydi. Dönemin büyük bir sanayi çılgınlığı içerisinde olduğunu söylüyor, bu anlamda fotoğrafı bir istila olarak değerlendiriyor, fotoğrafçılığın bir sanat dalı olmadığını, sadece biçimsel amaçlara hizmet eden bir zanaat olduğunu ısrarla savunuyordu. Ona göre fotoğrafın asıl görevi bilime ve sanata uşaklık etmekti.
Fotoğraf karesinin işlevleri nelerdir?
Bir fotoğraf karesi, tanımlayıcı, bilgilendirici ya da iletişim sağlayıcı bir belge, inanırlığı yüksek bir kanıt, ideoloji üreten veya pazarlayan bir araç, duygusal bir bağ kurabileceğiniz ailenize ait bir portre, daha önce keşfedilmemiş bir manzara, vb. pek çok farklı şey olabileceği gibi aynı zamanda da bir sanat eseri olabilmektedir.
Dagerreyotip ve Bayard’ın görüntüleri arasındaki farklar nelerdir?
Dagerreyotipin metal üzerinde parıldayan, bıçak kadar keskin görüntüsü yanında Bayard’ınkiler, kâğıttan ve kimyasalların kâğıda yedirilmesindeki düzensizlikten kaynaklanan ince tonal değişiklikleri, derin siyahları, grenli dokusu ve kırık netliğiyle çizime çok benzemekteydi.
1839 yılında Daguerre’in buluşunun Fransız hükümetine raporla takdim edilmesi işini üstlenen komitenin başkanı Paul Delaroche’un fotoğraf makinesi hakkında görüşü nedir?
Paul Delaroche, ressamın ne denli yetenekli olursa olsun, çok uzunca bir süre gözlem yaparak ve çalışarak, o da zahmetini karşılamayacak kadar kusurlu ve eksik biçimde elde edebileceği bir takım görüntülere, fotoğraf makinesinin çok kısa sürede erişebildiğini söylemiştir.
Walter Benjamin’in fotoğrafa bakışını anlatan kitabın adı nedir?
Fotoğrafın Kısa Tarihi.
Yüksek Sanat döneminde en çok işlenen temalar nelerdir?
Zaman zaman gündelik hayat ve sıradan konuları işlemekle birlikte çoğunlukla gerçek yaşamdan kopuk, Victorian motiflerle bezenmiş, ahlaki mesajlar taşıyan İncil’den ve önemli sanat yapıtlarından alınmış dinsel, tarihsel, mitolojik veya alegorik hikâyeler bu dönem fotoğrafçıları tarafından en çok işlenen temalar olmuştur.
Yaşayan Tabloları açıklayınız.
Yaşayan Tablolar, tiyatroya özgü bir şekilde aydınlatılmış ortamda poz veren bir grup insanın bir tablodaki modellermişçesine hareketsiz durdukları, çoğu zaman ışık oyunlarıyla güçlendirilen görsel sanat. Kimi zaman ünlü bir tablonun, kimi zaman da bir efsanenin canlandırıldığı bu sahneler, 19. yüzyıl ev ve saray eğlencelerinin vazgeçilmez bir parçası olmuştur.
Kalotip yönteminin mucidi kimdir?
Kalotip yönteminin mucidi William Henry Fox Talbot’dur.
Victoria dönemini hakkında bilgi veriniz.
Victoria dönemi, amcası Kral IV. William’ın ölümü üzerine 20 Haziran 1837 tarihinde 18 yaşındayken tahta çıkan Kraliçe Alexandrina Victoria’nın, 1837 ve 1901 yılları arasında Birleşik Krallık ve İrlanda Kraliçesi olarak hükümdarlık yaptığı döneme “Victoria dönemi” denmektedir. Kraliçe Victoria’nın son derece otoriter tavrı ve baskıcı ahlak kuralları altında şekillenmiş 19. yüzyılın ikinci yarısını kapsayan bu dönemde, İngiliz İmparatorluğu ekonomik ve politik durumu, sömürgeleri, sanayi devrimi, bilim ve sanatıyla gücünü görkemli bir biçimde yükseltmiştir.
Fred Holland Day hakkında kısaca bilgi veriniz.
Amerika’da Resimselciliğin sembolik taraflarında dolaşan fotoğrafçılardan birisi olan Fred Holland Day, platin baskılarıyla, kompozisyonları ve özellikle de temalarıyla klasik yapıtların tarzını yansıttığı fotoğraflarında, İncil’den alınmış çok miktarda dinsel konu canlandırmıştır. 1896’dan 1898’e kadar gerçekleştirdiği çalışmaları içerisinde, kendisinin çarmıha gerilmiş olarak gösterildiği “Çarmıha Germe”, “Çarmıha Gerilmiş İsa Olarak Day”, “İsa Olarak Day” en dikkate değer fotoğrafları arasındadır. 1898 tarihli İsa’nın son yedi sözünü, her sözünün bir kareye denk gelecek şekilde düzenlendiği yedi fotoğrafla tasvir ettiği “Yedi Söz” isimli serisi Day’in en ünlü ve en çok tartışma yaratan çalışması olmuştur.
Julia Margeret Cameron hakkında kısaca bilgi veriniz
1860’ların ortalarında, 48. yaş gününde kızının kendisine hediye ettiği fotoğraf makinesiyle tesadüf eseri fotoğrafçılığa başlayan Cameron, kısa zamanda geliştirdiği kendine has tekniği ve döneminin üslubunu yorumlayış biçimiyle usta bir portre sanatçısı olmuştu. Fotoğraflarında, Shakespeare ve Tennyson’un şiirlerinden esinlenerek, Raphael öncesi (Pre-Raphael) ekolün ve Hristiyan tipolojisinin etkileri altında, Ortaçağ Avrupa’sına ait tarihsel ya da edebi konuları, o zamanın dekor ve kostümlerini bahçesindeki stüdyosunda yeniden tasarlayarak işliyordu. Gerçeğin doğrudan temsili yerine, hem seçtiği konuları hem de duygusal bir ifadenin arayışı içerisinde keskin netlik yerine netsiz odaklamaları (hafif flu) tercih ederek oluşturduğu üslubuyla etkileyici birçok fotoğrafa imzasını atmıştır.
Oscar Gustav Rejlander hakkında kısaca bilgi veriniz.
Oscar Gustav Rejlander, İtalya’da resim eğitimi almış bir İsveçliydi. 1840’lı yıllarda İngiltere’ye yerleşmiş ve W.H.F. Talbot’un asistanlarından Nicholas Henneman’ın ilham vermesiyle 1850’lerin başlarında enerjisini fotoğrafa yönlendirmiştir. Günümüzde, N.Y.Rochester’da Eastman Müzesi’nde muhafaza edilen Rejlander’in 1857 tarihli “Hayatın ‹ki Yolu” başlığını taşıyan ünlü bileşik baskısı, o dönemi yansıtan en önemli eserlerden birisi olmuştur.
Henry Peach Robinson 1869 yılında yayınladığı manifesto niteliği taşıyan “Fotoğrafta Resimsel Etki” başlıklı yazısında nelerden bahsetmiştir?
Her türlü sanat fotoğrafına özgü “resim etkisi”ne sahip bir çalışmanın nasıl gerçekleştirileceğine ilişkin bilgiler vermiş, öne çıkarılması gereken kompozisyon, armoni ve denge sorunlarını yeniden ele almış, farklı negatiflerin bir araya getirilmesiyle oluşturulan baskıların doğal gerçeklikten uzaklaşılmaması adına her aşamasında dikkatli davranılması gerektiğini vurgulamıştı. Ona göre, aynı ressam gibi fotoğrafa müdahale etmek fotoğrafçıya büyük bir özgürlük kazandırmaktaydı. Robinson, doğayı yeniden yapılandırmak ve idealleştirmek için kullanılabilecek bir yöntem olan fotomontaja başvurmanın önemini flu sözlerle vurguluyordu: “Doğanın düzensiz bir yığın halinde, aslına tam olarak uygun tasviri gerçekliktir; aynı tasvirin seçilerek ayıklanmış hali gerçeklik ve güzelliktir; birincisi sanat değildir, ikincisiyse sanattır.”
Resimselci fotoğrafçılar kendilerini Yüksek Sanat fotoğrafçılarından nasıl ayırmaktadırlar?
Resimselci fotoğrafçılar, her ne kadar doğanın fotoğraf aracılığıyla yeniden kaydı yapılırken, gerçekliğin yanı sıra aynı anda manipülasyonun da uygulanabileceğini savunmuş olsalar da, fotoğrafın kuramsal özüne aykırı olduğunu iddia ettikleri Yüksek Sanat hareketine karşı çıkmışlardı. Resimselciler fotoğraflarına hem çekim öncesinde, hem de sonrasında müdahale ediyorlardı ve ortaya çıkan sonuçlar her ne kadar resme benzese bile, Yüksek Sanat hareketindeki gibi çoklu baskılar yapmadıkları, herhangi bir birleştirme yöntemi uygulamadıkları için kendi çalışmalarının, Yüksek Sanat fotoğrafçılarının çalışmalarında olduğu gibi fotoğrafın diline aykırı (anti-fotoğrafik) olmadığını iddia etmişlerdi. Ayrıca öznelliğe açık, içerikten çok görüntünün estetik yapısına önem veren yaklaşımlarıyla da, Yüksek Sanat’ın akademik kurallara sıkı sıkıya bağlı sınırlayıcı tutumunu küçümsemişlerdir.
Kağıt üzerindeki fotoğrafik görüntü, o dönemde bilinen ve kullanılan hangi sanatsal tekniklere benzerlik gösteriyordu?
Kağıt üzerindeki fotoğrafik görüntü, o dönemde bilinen ve kullanılan estamp, suluboya, lavi deseni, vb. sanatsal tekniklere oldukça benzerlik gösteriyordu.
Avrupa’da 19. Yüzyılın sonlarında sanat kavramı nasıl bir değişikliğe uğramıştır?
Avrupa’da 19. yüzyılın sonlarında sanat kavramı, eski sanat sisteminde olduğu gibi herhangi bir insani üretim ve performans için kullanılan bir cins isim ya da sadece Güzel Sanatlar kategorisini (şiir, resim, müzik, vs.) tanımlayan bir kısaltma haline gelmekle kalmayıp, aynı zamanda da bağımsız bir eserler ve icralar, değerler ve kurumlar alanı haline gelerek aşkın bir gücün özel adı olmuştur. İster idealist ve dirimselci felsefelerin teknik terimleri çerçevesinde, isterse Comte ya da Tolstoy’un yaptığı gibi daha genel bir çerçevede tasavvur edilsin, artık sanattan bir tür metafizik öz olarak söz ediliyordu.
Yüksek Sanat hareketini açıklayınız?
Fotoğrafçıların ilk olarak ortak bir anlayış çerçevesinde tek bir çatı altında toplanmasını sağlamış, “Yüksek Sanat” (High-Art) adındaki fotoğraf hareketi çok önemli bir rol üstlenmiştir. Victoria Dönemi İngiltere’sinde gelişmiş ve kraliçenin iyi niyetli desteğini arkasına almış “Yüksek Sanat” fotoğraf hareketi, melodramlar içeren konularıyla bu dönemin resim sanatı özelliklerini bünyesinde topluyordu. William F. Lake Price, Oscar Gustav Rejlander, Henry Peach Robinson ve geç dönemlerinde Julia Margeret Cameron bu akımının önemli isimleri arasında yer almışlardır.
Londra Fotoğraf Kulübü kaç yılında kimler tarafından kurulmuştur?
Londra Fotoğraf Kulübü 1886 yılında Peter Henry Emerson, Captain Abney, George Davison ve bazı amatör fotoğrafçılarla birlikte kurulmuştur.
Julia Margeret Cameron fotoğraflarında kimleri model olarak kullanmış ve hangi temalardan etkilenmiştir?
Cameron’un fotoğraflarında kullandığı modellerin neredeyse hepsi, kendi yakın çevresindeki insanlardan oluşmaktaydı. Sanatçılar, aile üyeleri, komşular, arkadaşlar ve çalışanlar onun tasarımlarında yeniden hayat bulmuştur. Bu tanıdığı kişileri, büyük bir titizlikle hazırlamış olduğu sahneler ve kostümler içerisinde, tarihin, mitolojinin, edebiyatın bilinen kahramanlarına dönüştürmekte ve fotoğraflarına verdiği alegorik isimlerle de bu hikâyelerini destekler. Oluşturduğu portrelerinde keskin zekâsı olan güçlü erkekler onun ilgisini daha çok çekerken, kadınlarda ise aradığı özellik daha çok şiirsel bir güzellik anlayışı üzerine şekilleniyordu. Bu fotoğrafları güçlendiren şey Cameron’un bakışındaki eşsiz duyarlılıktır.
Camera Work dergisi hakkında kısaca bilgi veriniz.
Alfred Stieglitz, 1903 yılında resimsi fotoğrafın en tipik öreklerinin yer alacağı “Camera Work” adlı etkin bir dergi çıkartmıştır. Gerek 1. Dünya Savaşı, gerekse Stieglitz’in fotoğraf anlayışında meydana gelecek değişimler gibi çeşitli nedenlerle 1917 yılında sonlanacak olan bu dergide, kendisi de dâhil olmak üzere Gertrude Käsebier, Edward Steichen, Frank Eugene, Clarence H. White, Alvin Langdon Coburn, J. Craig Annan, Hill & Adamson, Baron Adolf de Meyer, Heinrich Kühn, George Seeley, Robert Demachy, Anne Brigman, Paul Strand gibi isimlere yer verdi.
Resimselci fotoğrafçılar görüntülerini nasıl oluşturuyorlardı?
Bu dönemin temsilcileri gerçek görüntülerden yola çıkarak çektikleri fotoğraflarında, resim sanatının kompozisyon, ışık, uyum, denge, vb. gibi estetik ve görsel özelliklerini kullanıyorlardı. Çekim aşamasında objektiflerinin önüne koydukları ya da sürdükleri bir takım yumuşatıcı maddelerle ve çekim sonrasında da gerçekleştirdikleri yumuşak tonlamalar sağlayan farklı baskı yöntemleriyle fotoğraflarındaki resimsel ifadeyi güçlendirmeye çalışıyorlar, bu anlamda dramatik ve şiirsel görüntülerin peşinde koşuyorlardı. Seçtikleri konuları, oluşturdukları kompozisyonları, çekim öncesi ve sonrası gerçekleştirdikleri müdahaleleri içeren yaklaşımlarıyla fotoğraflarını daha kişiselleştirerek fotoğrafa doğrudan gerçeklik dışında yeni bir dil yetisi kazandırmaya çalışıyorlardı. Bu anlamda köklü sanatsal geleneğiyle resim, gerçekliğin değil de güzelliğin peşinde koşan bu fotoğrafçılara rehberlik yapmıştır.
Resimselci fotoğrafın başlangıcı olarak kabul edilen gelişme nedir?
Henry Peach Robinson’ın 1869 yılında yayınlamış olduğu “Fotoğrafta Resimsel Etki” adlı kitabı, Resimselci fotoğrafın başlangıcı olarak anılır.
The Linked Ring grubu hakkında kısaca bilgi veriniz.
Henry Peach Robinson, George Davidson, Henry Van der Weyde, William Smedley-Aston, Frank Sutcliffe, Frederick H. Evans, Paul Martin, Alvin Langdon Coburn, Frederick Hollyer, J. B. B. Wellington, Richard Keene, James Craig Annan, Alfred Horsley Hinton, Lydell Sawyer, Alfred Maskell, Alfred Stieglitz, Rudolf Eickemeyer, Clarence H. White gibi isimlerin yer aldığı bir fotoğrafçı grubu, kurumsallaşmaya giderek ve her yıl fotoğraf sergileri düzenleyerek fotoğraf makinesinin sanatsal bir ifade biçimi olarak kullanılmasında önemli adımlar atmışlardır. Bunun yanı sıra 1898 yılında Avusturya’da da Carl Christian Heinrich Kühn, Hans Josef Watzek ve Hugo Henneberg önderliğinde bir grup, gerçekleştirdikleri etkinliklerle İngiltere’de atılan bu adımları destekliyorlardı.
Photo Secession derneği kim tarafından nerede kuruldu?
Photo Secession derneği 1902 yılında New York’ta Alfred Stieglitz tarafından kuruldu.
Fotoğrafın sanat müzeleri ve güzel sanat okullarının çoğu tarafından sanat olarak kabulü ne zaman gerçekleşmiştir?
Fotoğrafın sanat müzeleri ve güzel sanat okulları tarafından tamamen kabul edilmesi ancak 20. yüzyılın ortalarına doğru gerçekleşmiştir.
Resimselci fotoğrafçılar hakkında bilgi veriniz.
Resimselci fotoğrafçılar, fotoğrafta ortak bir tavır olarak resimselci üslubu benimsemiş olsalar da, diğer yandan geniş kitlesiyle hem Sembolizm, hem Empresyonizm (İzlenimcilik) hem de Natüralizm (Doğalcılık) gibi sanat anlayışlarından etkilenen ve birbirinden farklı sonuçlar ortaya çıkartan sanatçılardan oluşmaktaydı. Peter Henry Emerson, Frank Eugene, Robert Demachy, Clarence Hudson White, Alvin Langdon Caburn, Fred Holland Day, Gertrude Käsebier, Edward Steichen ve Alfred Stieglitz bu üslubun en önde gelen isimleri olmuştur.
Resimselci Fotoğrafçıların öne çıkan özellikleri nelerdir?
Fotoğrafın belgeci yönünü yadsıyan bu fotoğrafçılar, İzlenimci bir üslupta yumuşak odaklı objektiflerle ya da karanlık odalarında negatiflere uyguladıkları fırçayla boyama, renk değiştirme, oyarak işleme ve kazıma gibi elle rötuşa izin veren yöntemlerle manipüle edilmiş görüntüler üzerine yoğunlaşmakta ve plastik sanatlardaki bireysel ifadeciliğinin izlerini taşıyan sanat eserleri gibi biricik fotoğraflar üretmekteydiler. Fotoğraflarına daha fazla resimsel etkiler kazandırabilmek amacıyla foto-gravürün dışında jelâtin gümüş, gümüş klorid, platinyum, karbon, gum bikromat, gum platin, vb. gibi baskı yöntemleri gerçekleştirmişlerdi. Ayrıca konularında tam anlamıyla bir birlik söz konusu olmasa da, fotoğraflarında özellikle kır ve kent manzaraları (landscape, cityscape) önemli bir yer teşkil ediyordu. Yağmurlu havalar da yumuşak resimsel etkisi ve yansımalar oluşturmaları dolayısıyla ilgilerini çekiyordu. Tüm bu unsurlar her fotoğrafçı tarafından kendilerine özgü olarak yeniden yorumlanabiliyor ve böylece fotoğrafçı kendi bireysel üslubunu isteğine göre şekillendirerek öznel anlatımını güçlendirebiliyordu.
Resimselci hareket İngiltere’de hangi yılda hangi grup ile şekillenmiştir?
Resimselci hareket İngiltere’de 1892 yılında kurulan “The Linked Ring” grubuyla şekillenmiştir.
Bir sanat müzesinde açılan ilk fotoğraf sergisi hangi yılda nerede açılmıştır?
1893 yılında Hamburg Kunsthalla’de açılmıştır
Alfred Stieglitz hakkında kısaca bilgi veriniz.
Alfred Stieglitz, uzun bir süre desteklediği resimselciliğe sırt çevirerek çalışmalarında gittikçe daha gerçekçi, modern ve daha çağdaş bir fotoğraf anlayışı sergiledi. İlerleyen dönemlerinde resimselciliği yadsıyarak “Resimselci Fotoğraf”ın ölümünü ilan etti ve “Saf Fotoğraf” daha kapsayıcı bir ifadeyle de “Doğrudan Fotoğraf” anlayışını gündeme getirdi. Bu nitelik sıçraması, resmin fotoğraf içinde bir zamanlar yüklendiği rolü unutturdu, yeni bir yaklaşım meydana getirdi.
Doğrudan (Straight) fotoğrafın diğer adı nedir?
Doğrudan (Straight) fotoğrafın diğer adı saf fotoğraftır.
Peter Henry Emerson yayınladığı Sanat Öğrencileri için Naturalist Fotoğraf kitabında nelerden bahseder?
20. yüzyılın başında Amerika’da etkisini gösterecek olan, ne çekim ne de baskı aşamasında fotoğrafa herhangi bir müdahalenin yapılmadığı “Doğrudan Fotoğraf” (Straight) anlayışına yakın bir kuram geliştirmişti. Emerson bu kitabında fotoğrafın diğer sanatlardan bağımsız bir sanat dalı olduğunu ve fotoğrafik görüntünün sanat yapıtı olabilmesi için resme öykünmesi gerekmediğini söylüyordu ve bunu gerçekleştirebilmek için de tabiata bağlı, içten ve doğal bir yaklaşımı öneriyor, görüntünün hakikiliğini zedeleyecek her çeşit müdahalenin bertaraf edilmesi gerektiğini vurguluyordu. Bu anlamda “gözlem”, fotoğrafçı için önemli bir unsurdu. İyi bir gözlemle gerçekleştirilecek izlenimler, doğanın “doğru” olarak yorumlanmasında büyük bir önem arz ediyordu. Fotoğrafçılara, daha doğal ve gözün gördüğü gerçekliğe daha uygun olanı elde edebilmek adına ise, fotoğrafik görüntüde önemli olan unsurun netlenerek, bunun dışındaki alanların netsiz bırakılmasına yönelik bir tutumu içeren “seçici netlik” kuramını önermekteydi. Bu ilkeler fotoğrafta yeni bir anlayışı simgelemekteydi.
Bir fotoğraf karesi eşsiz kılan özellikler nelerdir?
Bir fotoğraf karesi, tanımlayıcı, bilgilendirici ya da iletişim sağlayıcı bir belge, inandırıcılığı yüksek bir kanıt, ideolojiler sunan ve pazarlayan bir araç, duygusal bir bağ kurabileceğiniz ailenize ait bir
portre, vb. pek çok farklı şey hâline gelebileceği gibi, aynı zamanda da bir sanat eserine dönüşebilmektedir. Onun temel malzemesi görünür dünyadır ve görülen her şeyin fotoğrafı çekilebilmektedir. Fotoğraf, bir saniye sonrasında bile hiçbir şeyin aynı olmadığı, sürekli dönüşüm içerisindeki dünyamızın değişimini durdurabilen, onları “o an” oldukları gibi gösterebilen ve bu niteliğiyle de insanoğlunun kendi dünyasını keşfetmesinde önemli bir rol oynamış eşsiz bir araçtır. Fakat diğer yandan da insanoğlunun kendi düşünce ve duygularını ifade edebilmesine veya dışa vurabilmesine olanak tanıyan, gerçekte olmayan bir dünya yaratabilen, kandırabilen, vb. yoruma açık bir araçtır da!
Ressamların fotoğraf makinesine karşı ilk tutumları ne olmuştur?
Özellikle ressamlar, çizim yeteneğine sahip olmadan doğanın gerçeğe uygun görüntülerinin mükemmel bir şekilde kopyalanabilmesine olanak tanıyan bu makine karşısında, hem haranlıkla karışık büyük bir çaresizlik içerisinde saldırgan bir tutum, hem de sanatı yeniden tanımlama çabası içerisine girmişlerdir.
Fotoğrafların hiçbir kaliteli sanatı aşamayacağını ifade eden kişi kimdir?
Fakat diğer yandan da Ruskin, resmin üstünlüğü konusunda hiçbir şüphe duymamış ve fotoğrafların hiçbir kaliteli sanatı aşamayacağını ifade etmiştir.
Fotoğraf makinesinin icadı ile toplumu, doğanın kopyalanmasını sanatla karıştırdığı ve bu kopyalamanın da bir endüstriye dönüştüğü için suçlayan kişi kimdir?
Baudelaire çağdaşı olduğu toplumu, doğanın kopyalanmasını sanatla karıştırdığı ve bu kopyalamanın da bir endüstriye dönüştüğü için suçlamıştır.
Fotoğraf disiplini içerisinde ortaya çıkan yeni yaklaşım biçimleri nelerdir?
Böylece fotoğraf disiplini içerisinde, manzara, portre gibi konulara ek olarak, biçimle, estetikle, resim sanatının köklü geleneksel dünyasıyla daha ilgili; ünlü tabloları, mitolojik sahneleri, dini tasvirleri vb. konu alan yeni bir yaklaşım biçimi ortaya çıkmıştır.
“Doğanın Kalemi” başlıklı kitabında fotoğrafı yeni bir sanat aracı olarak tanımlayan kişi kimdir?
Günümüz dijital teknolojilerine kadar hemen hemen tüm fotoğraf tarihinin üzerine kurulu olduğu negatif-pozitif ilkesini ortaya çıkartan Kalotip yönteminin mucidi William Henry Fox Talbot, 1844 tarihli “Doğanın Kalemi” başlıklı kitabında fotoğrafı yeni bir sanat aracı olarak tanımlamıştır.
Dagerotip ile kağıt baskı arasındaki rekabet nasıl başlamıştır?
Dagerotip’in metal üzerinde parıldayan, bıçak kadar keskin görüntüsü yanında Bayard’ınkiler, kâğıttan ve kimyasalların kâğıda yedirilmesindeki düzensizlikten kaynaklanan ince tonal değişiklikleri, derin siyahları, grenli dokusu ve kırık netliğiyle İzlenimci resimleri andırmaktadır. Ayrıca dagerotip’in duyurulmasında büyük bir rol oynamış Bilimler Akademisi’nin Bayard’ı desteklememesi üzerine, o da yönünü Güzel Sanatlar Akademisi’ne dönmek durumunda kalmıştır. Güzel Sanatlar Akademisi de, Bayard’ın görüntülerinin “eski ustaların desenlerine yakın” niteliğini öne çıkartmıştır. Böylelikle, her ne kadar kabul edilmiş genel bir tutumu yansıtmasa da, birinin sanatsal özelliği, diğerinin bilimsel özelliğiyle karşılaştırılmış ve “bilimsel” dagerotip ile “sanatsal” kâğıt baskı arasında küçük bir rekabet başlamıştır.
Victoria dönemi hangi dönemde gerçekleşmiştir?
Victoria dönemi: Amcası Kral IV. William’ın ölümü üzerine 20 Haziran 1837 tarihinde 18 yaşındayken tahta çıkan Kraliçe Alexandrina Victoria’nın (1819-1901), 1837-1901 yılları arasında Birleşik Krallık ve İrlanda Kraliçesi olarak hükümdarlık yaptığı döneme “Victoria dönemi” denmektedir. Kraliçe Victoria’nın son derece otoriter tavrı ve baskıcı ahlak kuralları altında şekillenmiş 19. yüzyılın ikinci
yarısını kapsayan bu dönemde, Britanya İmparatorluğu ekonomik ve politik durumu, sömürgeleri,
sanayi devrimi, bilim ve sanatıyla gücünü görkemli bir biçimde yükseltmiştir.
'Yaşayan Tablolar' nasıl bir sanat türüdür?
“Yaşayan Tablolar” (Tableaux Vivants): Tiyatroya özgü bir şekilde aydınlatılmış ortamda poz veren bir grup insanın bir tablodaki modellermişçesine hareketsiz durdukları, çoğu zaman ışık oyunlarıyla güçlendirilen görsel sanat. Kimi zaman ünlü bir tablonun, kimi zaman da bir efsanenin canlandırıldığı bu sahneler, 19. yüzyıl ev ve saray eğlencelerinin vazgeçilmez bir parçası olmuştur.
“Yaşayan tablolar” alışkanlığından esinlenen fotoğrafçıların en çok işlediği temalar hangileridir?
Zaman zaman gündelik hayat ve sıradan konuları işlemekle birlikte, çoğunlukla gerçek yaşamdan kopuk, Victorian motierle bezenmiş, ahlaki mesajlar taşıyan, İncil’den ve önemli sanat yapıtlarından alınmış dinsel, tarihsel, mitolojik veya alegorik hikâyeler, bu dönem fotoğrafçıları tarafından en çok işlenen temalar olmuştur.
Oscar Gustav Rejlander'in “Hayatın İki Yolu” adlı çalışmasının özelliği nedir?
Bu çalışma, stüdyo ortamında elde edilen otuz farklı negatifin albümen tekniği ile tek bir baskı üzerinde bir araya getirilmesiyle gerçekleştirilmiştir ve tamamlanması da altı hafta sürmüştür. 40,64 x 78,74 cm boyutlarındaki bu fotomontaj, dönemin doğru ya da yanlış kabul edilen durumlarını açıkça sergileyen soylu bir Viktoria dönemi tablosunu ve figürlerin dengelenme düzeni, merkezdeki kemer ve bir mimari sahne tasarımıyla da Raffaello’nun “Atina Okulu” (School of Athens, 1508/11, Vatikan Müzeleri) adlı resmini andıran özellikler taşımaktadır: bir filozofun, iki genç adamın erkekliğe doğru attığı adımda, onlara rehberlik ederek doğru yolu göstermesi. Kraliçe Victoria’nın, eşi Prens
Albert’in hayranlığını kazanmış olmasından dolayı satın aldığı bu eserin kamuoyuna ilk takdimi, 1857 yılında Manchester’daki “Sanat mücevherleri” adlı sergiyle gerçekleşmiştir. Fakat, gerek bir sanat eseri olarak, gerekse taşıdığı ahlaki mesaj açısından büyük tartışmalara neden olmuştur.
Robinson da Rejlander'in fotoğraf anlayışını ne oluşturur?
Robinson da Rejlander gibi fotoğrafın gerçekliği doğrudan yansıtma özelliğiyle ilgilenmemiş, çalışmalarında gerçek yaşamdan kopuk, Victoria dönemine özgü motiflerle bezenmiş kurgusal bir dünya tasarımına yönelmiştir.
Henry Peach Robinson'un 1858 tarihli Sönen Hayat isimli fotoğrafı hangi konu üzerine odaklanmaktadır?
1858 tarihli “Sönen Hayat” (Fading Away) ismini verdiği çalışmasında Robinson, veremden ölmekte olan aşk zarafetiyle kuşatılmış genç bir kızın ve onun aile fertlerinin umutsuz, acınası hâline odaklanmıştır.
Julia Margeret Cameron'ın 1865 tarihli 'Torunum' isimli fotoğrafı hangi tema çerçevesinde yorumlanmıştır?
Cameron’un 1865 tarihli “Yaz Günleri” (Summer Days) başlıklı fotoğrafındaki genç kızlar melekleri andırmaktadır. Aynı yıl gerçekleştirdiği “Torunum” (My Grandchild) ismini taşıyan fotoğrafında ise, her ne kadar başlık o konuya gönderme yapmasa da, Hristiyan resim geleneğinin en bilinen temalarından birisi olan “Meryem Ana ve Çocuk İsa” yorumunun yapılmasını sağlayacak bir düzenleme hissedilmektedir.
Resimselci fotoğrafçılar hangi sanat yönelimlerinden etkilenmiştir?
Resimselci fotoğrafçılar, Sembolizm, Empresyonizm (İzlenimcilik) ve Natüralizm (Doğalcılık) gibi sanat yaklaşımlarından etkilenmişlerdir
Resimselcilik dönemi fotoğrafçıları resim sanatının hangi özelliklerini kullanmıştır?
Bu dönemin temsilcileri, gerçek görüntülerden yola çıkarak çektikleri fotoğraflarında, resim sanatının kompozisyon, ışık, uyum, denge, vb. gibi estetik ve görsel özelliklerini kullanmışlardır.
Fred Holland Day'ın fotoğrafları hangi konuyu ele alır?
Amerikada Resimselciğin sembolik taraflarında dolaşan fotoğrafçılardan birisi olan Fred Holland Day (1864-1933), platin baskılarıyla, kompozisyonları ve özellikle de temalarıyla klasik yapıtların tarzını yansıttığı fotoğraflarında, İncil’den alınmış ilahi konuları canlandırmıştır.
Fred Holland Day'in en ünlü ve en çok tartışma yaratan çalışması hangisidir?
Fred Holland Day'in en ünlü ve en çok tartışma yaratan çalışması hangisidir?
Çalışmalarının hem resme hem de fotoğrafa benzediğini, fakat aynı zamanda her ikisi de olmadığını dile getiren kişi kimdir?
Bu dönemin en bilinen isimlerinden birisi olan İngiliz fotoğrafçı Peter Henry Emerson, Yüksek Sanatın yapay pozlara ve farklı negatierin tek bir baskı üzerinde birleştirilmesine dayanan fotomontaj tekniğiyle üretilmiş kompozisyonlarına karşı çıkmış, Resimselciliğin ise daha çok doğrudan ve doğal görüntüler üreten fotoğraf anlayışını savunan kesiminde yer almıştır. Emerson çalışmalarının hem resme hem de fotoğrafa benzediğini, fakat aynı zamanda her ikisi de olmadığını dile getirmiştir.
Fotoğrafın resim ve heykel gibi plastik sanatlar alanına dâhil olmasında önderlik yapan sanatçı kimdir?
Buna çok benzer bir süreç yaşayan, uzun bir süre desteklediği resimselciliğe sırt çevirerek, fotoğrafı “doğrudan”, “saf ” bir yaklaşıma sürükleyen tarihinin başka bir önemli ismi Alfred Stieglitz, elli yılı aşan kariyeri süresince fotoğrafın resim ve heykel gibi plastik sanatlar alanına dâhil olmasında önderlik yapmış Amerikalı bir fotoğrafçıdır.