Finansal Yönetim 1 Dersi 4. Ünite Sorularla Öğrenelim
Finansal Analiz
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Kapsadığı döneme göre yapılan analizler statik analiz ve dinamik analiz olarak iki şekilde incelenir. Statik ve dinamik analiz arasındaki en belirgin fark nasıldır?
Statik analiz, işletmenin mali durumunu ve faaliyet sonuçlarını tek bir dönem için ortaya koyar ve belirli bir tarihte düzenlenmiş veya belirli bir döneme ait mali tablolardaki çeşitli kalemler arasındaki ilişkiyi gösterir. Statik analiz, işletmenin ortakları ve işletmeye uzun süreli kaynak sağlayacaklar arasında yapılan analizdir. Dinamik analizde ise,birden fazla dönemi kapsar ve mali tablolar birbirini izleyen dönemler itibariyle incelenir. Bir işletmenin belirli bir dönemindeki mali durumu ve faaliyet sonuçları geçmiş dönemleriyle karşılaştırılır ve olumlu ya da olumsuz gelişmelerin ortaya konulması, analizin değerini artıracaktır. İşletmenin zaman içinde gelişimin yönünü¨ gösteren dinamik analizden sadece cari donemi değerlendirmek için değil, aynı zamanda, geleceğe ilişkin tahminlerin yapılmasında da faydalanılır.
Finansal analizde analizin amacına bağlı olarak çok sayıda finansal tablodan faydalanılabilir. Hangi temel finansal tablolar mali analizde kullanılır?
Finansal analizde kullanılan finansal tablolar analizin amacına göre farklı formadadır. Temel finansal tablolar olarak bilanço ve gelir tablosudur. Bilanço durum tablosudur ve işletmenin belirli bir periyottaki varlıklarını, borçlarını ve öz sermeyesini gösterir ve işletmenin varlıkları ile paraya dönüşüm çabukluğunu durumunu ortaya koyar. Gelir tablosu ise bir hesap döneminde işletmenin elde ettiği tüm hasılat ve gelirler ile yaptığı tüm maliyet ve giderleri gösterir. Bu tablo net satışlar, bürüt satış karı veya zararı ile esas faaliyet karını veya zararını gösterir.
İşletmeye kredi verecekler birinci derecede işletmenin likiditesiyle ilgilenirken, bir tahvil alıcısı, işletmenin uzun dönemli mali yapısıyla ilgilenir. Farklı amaçlara yönelik oranlar vardır. Aşağıdakilerden hangisi cari oranı gösterir ve bu oranlardan cari oran nedir ve nasıl hesaplanır?
Dönen varlıkların kısa vadeli yabancı kaynaklara bölünmesiyle hesaplanır. Cari oranın hesaplanmasında, şüpheli alacak karşılığı stok değer düşüş karşılığı, menkul değerler değer düşüş karşılığı gibi düzeltici hesapların ilgili donemin dönen varlıklarından düşülmesi gerekir. Ayrıca bankalardaki paranın bir kısmı bloke edilmiş ise bunun da ilgili hesaptan indirilmesi gerekir. Üretim işletmelerinde cari oranın genellikle 2 olması uygun olarak düşünülür. Cari oran dönen varlıkların kısa vadeli yabancı kaynaklara bölünmesi ile bulunur.
Cari oran= Dönen Varlıklar/Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar
Asit-test oranı bize neyi anlatır ve nasıl hesaplanır?
Likit varlıkların kısa vadeli yükümlülüklere oranı ile hesaplanır. Likidite oranı olarak da bilinir. Asit Test oranı bir işletmenin hemen nakde dönülebilecek varlıklarının kısa vadeli yükümlülüklerini karşılama oranını gösterir. Asit-Test Oranı aynı zamanda likiditenin daha doğru değerlendirilmesinde kullanılan bir ölçüde, çabuk oran, hassas oran ya da asit- test oranı olarak ifade edilen orandır. Asit-test oranının altında yatan varsayım, alacakların norma ödeme süresi içinde nakde çevrilebilmesidir. Uygun oranı ise birdir.
Asit Test Oranı = (Dönen Varlıklar- Stoklar) / Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar
Eğer bir işletmenin stok devir hızı 3.5 bulunmuşsa ve sektördeki stok devir otaması da 3.9 ise buradaki problem nedir?
Stokların devir hızı, stokların likiditesini göstermesinin yanında satışlar arasındaki ilişkiyi de gösterir satışların maliyeti ortalama stoklara bölünerek bulunur. Genellikle stok devir hızı yükseldikçe, işletmenin stok yönetimi etkinliğinin yanında satışların da yoğunluğunu gösterir. Stok devir hızı düşükse stokları yenilemek için küçük siparişlerin verilmiş olması sonucu da çıkabilir. Stok devir hızı hesaplanırken satışların maliyeti de önemlidir. Stokların yavaş devir hızı yavaş hareket eden stokları ve bazı stokların da modası geçmiş olduğunu da gösterebilir. Bazen işletmeler politikası gereği ani siparişler için stok bulundurmak zorunda kalabilir. Fazla stok işletmeyi likidite açısından zora sokabilir veya stokların bozulması riskini de beraberinde getirir.
Finansal yönetimde finans konusu büyük bir öneme sahiptir. Bu nedenle finansal yönetim acısından borç oranlarının önemi büyüktür. Bir işletmenin borç miktarı, kısa ve uzun vadeli kredi verenlerin yakından ilgilendirir. Eğer bir işletme kaynaklarının %85’ini borç ile finanse ediyorsa bu işletmenin finansal yapısı nasıldır?
İşletmenin öz kaynakları yetersiz ve borçlanmaya gidiyor ve fazla borçlanma artan riskleri de beraberinde getirir. İşletmelerin borç oranı, toplam yabancı kaynakların toplam öz sermayeye bölünmesi ile bulunur. İşletmenin şirketi finanse ederken daha fazla dış kredi kullandığını gösterir. İşletme fazla kredi kullandığında, kullandığı kısa ve uzun vadeli borçları süresini de hesaba katmak zorundadır. Faiz masrafları genellikle bir yıldan uzun süreli borçlar üzerine yoğunlaştığı için oranın hesaplanmasında uzun vadeli borç-öz sermaye oranı kullanılır. İşletmenin gelirleri ve varlıkları üzerinde özellikle borç verenlerin hakları olduğu için faaliyetlerdeki dalgalanmalardan daha çık hissedarlar etkilenir. Bu durum fazla borçlanma nedeniyle riskleri arttırır ve hissedarları etkileyecektir.
İşletmeler piyasa performansını değerlendirirken hangi oranlara ihtiyaç duyarlar?
İşletmeler piyasa performansı için fiyat-kazanç oranına bakarlar. Bu oran fiyat-gelir veya fiyat-kazanç oranı olarak her bir liralık hisse başına net kazancı gösterir ve ayrıca yatırımcının hisse senedine ne kadar ödemeye hazır olacağını gösteren bir orandır. Fiyat kazanç oranı, Hisse Senedi Piyasa Fiyatı (HBF)’ye Hisse Başı Kar (HBK) bölünerek bulunan değerdir. Genelde, bir işlemenin F/K oranı, işlemenin riski ne kadar azalırsa o oranda yükselir.
İşletmenin değeri arttıkça şirketin piyasa değeri de artacaktır. Bu oran ise, Hisse Senedi Piyasa Değeri, Hisse Senedi Defter Değerine bölünerek bulunur.
Diğer önemli oran ise, Kar Payı Dağıtım Oranıdır. Bu oran işletmenin elde ettiği karı yüzde kaçını ortaklara dağıttığını gösterir ve hisse başına dağıtılan kar payı kara bölünmesiyle bulunur.
Kar Payı Verimi oranı ise Hisse Başına Dağıtılan Kar Payının Hisse Senedi Piyasa Fiyatına bölünmesi ile hesaplanır.
Karşılaştırmalı analiz neyi amaçlar?
Karşılaştırmalı analiz, bir işletmenin farklı tarihlerde düzenlenmiş mali tablolarında yer alan kalemlerde görülen değişikliklerin incelenmesidir. Buna aynı zamanda yatay analiz de denilmektedir ve dinamik bir analizdir. Mali tablolarda yer alan kalemler arasındaki ilişkiler yerine, bu kalemlerin zaman içinde gösterdiği artış ve azalışları inceler. Karşılaştırmalı analiz yapılırken, işlemlerin daime gerçekleştiği tarihlerde muhasebeleştiğini ve bu nedenle de mali tablolarda yer alan kalemlerin para değerinin çok yakından izlenir. Karşılaştırmalı analizde değişiklikler mutlak ve yüzde olarak ifade edilir.
Bir işletmenin uzun dönemli değişimlerinin ve aynı endüstrideki değişimleri nasıl belirlenir ve bu analize ne ad verilmiştir.?
Bir işletmenin uzun zaman dönemi kapsayan değişimlerin yanında sektördeki değişimleri baz alınarak yapılan analize Trend Analizi denir. Bu analiz ile işletmenin endüstri standartları ile karşılaştıran statik bir yaklaşımdır. İşlemedeki değişimi daha iye anlayabilmek için trend analizi yapılmalıdır. Bu analiz işletmeler için 5-10 yıllık olan değişimleri analiz ederek, sektördeki diğer işletmeler ile oranlar. Bu şekilde işletmenin sektör ortalamalarında kalıp kalmadığı analiz edilmektedir.
Alacakların ortalama tahsil süresi likidite açısından neden önemlidir ve nasıl ölçülür?
Alacakların Ortalama Tahsil Süresi alacakların likiditesini ölçmek için önemlidir ve bize ortalama tahsil süresini verir. Bunun için sektörün ortalaması önemlidir. Bir işletmenin ortalama tahsil süresi sektörün ortalamasından uzun olması işletmenin alacaklarına daha fazla fon bağladığını gösterir ve yeterli düzeyde satışlarını arttırdığı, arzu ettiği karlılığı ulaşabileceğini gösterecektir. Buna karşı ortalama tahsil süresinin çok sısa olması işletmenin kredi politikasından kaynaklandığını ve karlılığı etkileyeceği söylenebilir. Satışların mevsimlik olduğunda ise yıl sonu alacak bakiyesine bakmak gerekecektir.
Bir işlemenin Ortalama tahsil süresi, Ticari Alacakların Yıllık Kredili Satışlarına bölünerek bulunur.
Bir işlemenin Ortalama tahsil süresi = Ticari Alacaklar/Yıllık Kredili Satışlar*360
Amacına göre finansal analizde, yönetim analizi ve yatırım analizi yapılır. Bu iki analiz arasındaki fark nasıldır?
Yönetim analizinde, işletme yönetiminin etkin karar alabilmesi için yapılan analiz çeşididir. Bu analizde, yönetim fonksiyonlarının yerine getirilmesine yönelik, işletme için yapılan analizdir. İşletme faaliyetinin planlanan amaçlar doğrultusunda gerçekleşip gerçekleşmediği incelenir ve gerekli düzelmeler yapılır. Yatırım analizinde ise, işletmeye yatırım yapan veya yatırım yapacaklar tarafından yaptırılan analizdir. İşletmenin ortakları, işletmeye ortak olmayı düşünenler ile işletmeye uzun süreli kaynak sağlayacak olan bankalar gibi kurumlar tarafından yapılan analizlerdir. Bu analizde odak noktası, işletmenin daha çok kanma gücü ve dağıtılacak kar payları, hisse senedi değerlerinin değişimleri analiz edilir.
Mali rantabilite denilince ne anlaşılır?
Karla işletmeye yatırım yapan ortakların yatırımları arasındaki ilişkinin belirlenmesinde karlılık analizleri önemli bir göstergedir. İşlemeye ortaklarca sağlanan fonların ne derece verimli olduğun ölmek gereklidir. Bu açıdan bakıldığında, öz sermayenin karlılık oranı olarak kârla sermaye arasındaki ilişkileri ifade eder ve mali rantabilite hesaplanırken net kâr işletmenin nominal, ödenmiş, efektif ve öz sermayesine oranlanmasıdır.
Finansal analizlerde genellikle hangi teknikler kullanılır?
Finansal tabloların analiz edilmesinde finansal tekniklerin kullanılması gereklidir. Finansal analizden sağlanacak fayda için bazen birkaç tekniğin birlikte kullanılması gerekir. Bu analiz teknikleri,
- Oran analizleri veya rasyo analizleri
- Yüzde yöntemiyle yapılan analiz veya dikey analiz
- Karşılaştırmalı analiz veya yatay analiz
- Eğilim yüzdeleri analizi veya trend analizi
Oran analizlerinin özelliği nedir?
Finansal oran analizleri finansal tablolarda bulunan iki kalem arasındaki ilişkiyi gösterir. Finansal tablolardan birçok oran elde edilebilir. Burada önemli olan, mali tablolardan amacına uygun kalemleri seçerek aralarındaki ilişkinin araştırılmasıdır. Oran analizindeki temel amaç, mali tablolarda yer alan iki kalem arasındaki matematiksel ilişkiden daha çok yorumlanmasıdır. Hesaplanan oranlar, işletmenin geçmiş dönemleri oranlarıyla karşılaştırılmalı ve tek bir dönem yerine birçok döneme ait ilişkileri analiz edilmelidir. Her hesaplama aynı zamanda sektör ortalamalarıyla da mukayese edilmelidir.
Bir işlemenin etkin olup olmadığını anlamak için hangi oranlara bakmak lazımdır?
Faaliyet oranları işletmenin etkinliğini ölçen oranlardır ve işletmelerin elindeki varlıkları, bu varlıklardan sağladığı gelirlere, bu gelirlere oranla yaptıkları yatırmalara, yapılan yatırımların verimliğine bakmak için bazı oranlar kullanılması gerekir. Faaliyet oranlarının yüksek çıkması istenilen bir orandır anacak karlılık oranlarının da yüksek olması ve birlikte yorumlanması gerekmektedir. Faaliyet oranları, alacakların ortalama tahsil süresi, alacakların devir hızı, stok devir hızı, sabit varlıkların devir hızı ve toplam varlıkların devir hızıdır.
Bir işletmenin gelirleri ve varlıkları üzerinde daha çok borç verenlerin hakları vardır. Borç verenler daha çok neden etkilenirler ve borç verenler için hangi oranlar önemlidir?
İşletmenin gelirleri ve varlıkları üzerinde daha çok borç verenler işletmenin faaliyetlerinden ve işletmedeki dalgalanmalardan çok etkilenirler. İşletmenin borçlanması da onlar için risk teşkil edecektir. Bu bakımdan işletmenin finansal yapısını anlamak için işletmenin borç oranı önemlidir. Borç oranı, toplam yabancı kaynakların toplam varlıklara bölünmesiyle bulunur.
Bir işletme yıl sonu itibariyle borç-öz sermaye oranı bulunduğu endüstri oranın üzerinde %30 gibi yüksek bir değerde bulmuştur. Bu şirket için ne anlama gelmektedir?
Eğer bir firmanın borç-öz sermaye oranı endüstri oranın üzerinde bir değer çıkıyorsa, o işletmenin çok borç kullandığı anlaşılmaktadır. Bu durumda işletmeye borç verenler için firma fazla güvenilir değil veya az bir güvenlik marjına sahiptir. İktisadi daralma olduğunda faiz düzeyini karışayacak düzeyde nakit akışı sağlamada zorlukla karşılaşabilir. İşletme yeni fonlara ihtiyacı olduğunda da bunu bulmasının maliyeti yüksek olacaktır.
Sabit aktiflerin devir hızı bir işletme için neden önemlidir?
Bu devir hızı bir işletmenin sabit varlıklarından ne oranda faydalandığını gösterir. Bir birim sabit mal karşılığında kaç birimlik satış yapmış olması hesaplanır. Bir işletmenin sabit varlıkları olarak, makine, araç, gereç ve binalardır ve bu varlıklara ne kadar yatırım yapıldığını gösterir. Sabit varlıklar belirlenirken satın alma maliyeti, sabit varlıkların alınmalarından bugüne kadar geçen süre, satın alınana göre kiralanan sabit varlıklardır. Diğer önemli bir konu ise sabit varlıkların bir yatırım malı olup olmadığıdır.
Sabit varlıkların devir hızı, net satışlara net sabit varlıklar bölünerek bulunur.
Bu formüle göre sabit varlıkların sektör ortalamasına göre oranı düşükse işletme sabit varlıklarını fazla etkili kullanamıyor demektir.
İmtiyazlı hisse senetlerinin özelliği nedir ve adi hisse senedinden farkı nedir?
İmtiyazlı hisse senetleri melez karakterli finansal varlıklardır. Sürekli kâr payı ödemeyi gerektirir ve bu nedenle de tahvil, ortaklık hakkı vermesi nedeniyle hisse senedi özelliğine sahiptir. İmtiyazlı hisse senetleri öz sermayenin bir unsuru olmaktan çok işletmenin borçları için baş vurulan bir yoldur. İmtiyazlı hisse senetleri, adi hisse senetlerine kıyasla bir öncelik hakkını temsil eder. Bu sebepten adi hisse senetleri sahipleri bir işletmeyi incelerken, imtiyazlı hisse senetlerini genellikle borç olarak kabul ederler.