Siyaset Felsefesi 1 Dersi 3. Ünite Sorularla Öğrenelim
Toplum Ve Devlet Öğretileri-Iı: Rönesans Ve Modern Felsefenin Toplum Ve Devlet Öğretileri
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Ortaçağ'da nasıl bir devlet anlayışı hakimdi?
Ortaçağın evrensel devleti Tanrı devletinin yeryüzündeki temsilcisi olan Kilise’ydi ve bütün siyasal gücü kendi elinde bulundurduğundan her türlü ulusal siyasal oluşumun ve ulus devletlerin üstündeydi.
Rönesans ile birlikte ne gibi toplumda ve yaşamdane gibi temel değişiklikler meydana gelmiştir?
Rönesans’la birlikte Ortaçağ’ın bu dinsel anlayışının yerini, artık “öbür dünya”ya değil, “bu dünya”ya bağlı olmak isteyen bir anlayış alır.Bu yüzden Rönesans bir anlamda Eskiçağ’ın yeniden doğuşudur. Rönesans’ın doğalcı tavrı sonucu doğal hukuk, insanların doğaları gereği sahip oldukları haklar, doğal adalet gibi kavramlar Hukuk ve Siyaset Felsefelerinin temel ilgileri hâline geldi.
İtalyan siyaset felsefesi yazar Machiavelli nasıl bir devlet anlayışını savunmuştur?
Ulusal ve laik bir devlet anlayışı sunan Machiavelli güce dayanan ulusal devlet idealini ortaya koyar ve devletin, hükümdarın ya da egemenin gücünü bir ulusa dayanmaktan alması gerektiğini öne sürer. Bu anlayışa göre devlet gücünü Kilise’den almamalıdır, Kilise’ye bağlı olmaktan kurtulmalıdır.
Fransız siyaset felsefecisi Jean Bodin’in Doğal Adalet Anlayışı nasıldır?
Jean Bodin’e göre hükümdarın yetkisi ve hakları Tanrı ve doğa yasalarına bağlıdır. Bu yüzden de bu yasalardan bağımsız olarak mutlak güce sahip bir egemen olamaz. Dünyanın tüm hükümdarları Tanrı’ya ve doğa yasalarına bağlıdır.
Fransız siyaset felsefecisi Jean Bodin hangi yönetim türleri üzerinde durmuştur?
Bodin üç tür yönetim biçiminden söz eder: Demokrasi, aristokrasi ve monarşi. Monarşi tek kişinin egemenliği, aristokrasi birkaç kişinin egemenliği, demokrasi ise herkesin egemenliğidir. En iyi yönetim biçimi monarşidir. Bunun nedeni egemenliğin bölünemez olduğu yollu anlayışıdır ve buna uygun tek yönetim de monarşidir.
Yeniçağ’ın başlarında yaşamış olan Hollandalı düşünür Hugo Grotius'un Doğa Yasasına Dayalı Devlet Tasarımı nasıldır?
Hugo Grotius insanın doğal haklarının çıktığı doğal hukuk ile insanların kendilerinin koyduğu pozitif hukuk arasında bir ayırım yaparak, doğal hukuku pozitif hukuktan önce gelen ve daha üstün olan bir hukuk olarak belirlemiştir.
Toplum (Devlet) Tasarımları olarak yazılan belli başlı ütopyalar hangileridir?
Rönesans döneminde ideal devlet tasarımları olarak ütopyalar yazılmıştır. Bu ütopyalar edebi bir dille roman biçiminde yazılmış yapıtlardır. Bu ütopyalardan başlıcaları Thomas More’un Ütopya’sı, Tommaso Campanella’nın Güneş Devleti (Civitas Solis) ve Francis Bacon’un Yeni Atlantis (Nova Atlantis) adlı yapıtlarıdır. Her üç ütopyada da ideal toplum ve devlet tasarımları karşımıza çıkar.
Thomas More (1478-1535) 1516’da yazdığı Ütopya adlı romanında nasıl bir toplum ve devlet anlayışı ortaya koyar?
Ütopya adlı romanında ideal ve sosyalist bir toplum ve devlet düzeni tasarımı sunar. Bu toplum ve devlet düzeninde toplumdaki her tek birey ahlaken olgunlaşmıştır ve adil bir toplum düzeni vardır. Bu ahlaken olgunlaşmış olmanın ve adil toplumun temelini özel mülkiyetin bu toplumda yeri olmaması oluşturur.
Tommaso Campanella da (1568-1639) Civitas Solis (Güneş Devleti) adını verdiği yapıtında nasıl bir toplum ve devlet anlayışı sergiler?
Yazar yapıtında ideal bir toplum ve devlet düzenini betimlemiştir. Bu devlette bilim ve felsefe egemendir. Bu devletin yöneticileri de iyi bir eğitim alarak yetişmiş kimselerdir. Güneş devletinin başında hem filozof hem de rahip olan bir yönetici vardır.
Francis Bacon (1561-1626) Nova Atlantis adlı yapıtında nasıl bir toplum ve devlet anlayışı ortaya koyar?
Bu yapıtta da Ben Salem adındaki bir adada kurulmuş olan ve bilime dayalı ideal bir toplum ve devlet tasarımı sunulur. Bu adada dış dünya ilişkisi kesilmiş olan bir toplum ve devlet anlatılmaktadır.
İngiliz filozofu Thomas Hobbes (1588-1679) devleti nasıl tanımlar?
Hobbes’a göre devlet varlığı zorunlu olan ve insanların bir araya gelmesinden oluşan doğal olmayan, yapma bir cisimdir.Devletin doğal bir cisim değil de yapma bir cisim olması onun varlığının zorunlu olmadığı anlamına gelmez, tersine devletin varoluşu zorunludur.
Hobbes devletin zorunlu varlığını temellendirmek için hangi varsayımdan hareket eder?
Bu varsayım doğa durumu varsayımıdır. Hobbes’a göre doğa durumu bir savaş durumudur. Leviathan’da Hobbes doğa durumundaki insanların sınırsız erklerini bir kişi ya da kurula devretmelerinin nedenlerini ortaya koyar. Hobbes devletin varlığını anlayabilmek için önce insanı anlamak gerektiğinden söz eder ve insan anlayışından hareketle devlet görüşünü biçimlendirir.
Hobbes doğa durumundaki herkesin herkese karşı savaşı durumunu hangi ünlü sözü ile ortaya koyar?
Böyle bir durumda “İnsan insanın kurdudur” (Homo homini lupus). Bunun sonucu olarak da doğa ya da savaş durumunda “Hep şiddetli ölüm korkusu ve tehlikesi vardır; ve insan hayatı, yalnız, yoksul, kötü, vahşi ve kısa sürer”.
Hobbes'e göre devlet birey ilişkisi nasıl tanımlanmıştır?
Hobbes’a göre devlet, bireylerin bir sözleşmeyle haklarını ve güçlerini devrettikleri, bütün insanların istançlerini kendinde toplayan ve onlar adına karar verme yetkisini elinde bulunduran mutlak güçtür.
John Locke Liberal Devlet Anlayışını nasıl temellendirmiştir?
John Locke’a göre devletin kökeni bireylerin özgür ve eşit oldukları doğa durumundan çıkmak için yapılmış bir sözleşmedir.
John Locke'un doğa yasaları yaklaşımı nasıldır?
John Locke’a göre doğa yasaları konulmuş olan pozitif yasaların da, bu yasaları koyanların da üstündedir ve yasa koyucular içinde olmak üzere bütün insanlar için bağlayıcıdırlar.
Locke’a göre uygar topluma geçiş nedenleri nelerdir?
Locke’a göre uygar toplumu oluşturmak üzere insanların biraraya gelmelerinin amacı da mülkiyetin korunmasıdır. Uygar topluma geçişin ikinci bir nedeni de doğa durumunda doğa yasalarını uygulayacak tarafsız bir yargıcın bulunmamasıdır.Uygar topluma geçişin üçüncü nedeni ise doğa durumunda verilmiş bir yargıyı destekleyip uygulayabilecek bir makam yoktur.
Fransız filozofu Montesquieu (1689-1755) siyasal özgürlük anlayışı neyi ifade etmektedir?
Montesquieu’ye göre demokrasilerde halk istediğini yapıyor görünmektedir, ama siyasal özgürlük insanın istediğini yapabilmesi değildir. Devlette, yani yasaları olan bir toplumda özgürlük insanın isteyeceği şeyi yapabilmesi, istemeyeceği şeyi yapmaya zorlanmaması olabilir. Özgürlük yasaların izin verdiği her şeyi yapma hakkıdır. Bir yurttaş yasaların yasakladığını yapamaz, yaparsa özgürlüğünü kaybeder.
Montesquieu yasama, yürütme ve yargı anlayışı nasıldır?
Montesquieu’ye göre yasama gücü ile yürütme gücü bir kişide ya da bir toplulukta birleşirse özgürlük olmaz. Yargı gücünün yasama ve yürütme güçlerinden ayrılmaması durumunda da özgürlük yoktur. Bu yüzden tek kişi ya da seçkinlerden oluşan bir grup, eğer bu üç gücü elinde tutarsa her şey yitirilir.
Jean-Jacques Rousseau'nun Sözleşmeye Dayalı Halk Egemenliği anlayışı nasıldır?
Jean-Jacques Rousseau (1712-1778) halk egemenliğini toplum sözleşmesine dayandıran düşünürdür. Toplum sözleşmesini egemen güce bir boyun eğme ilişkisine değil, ortaklık anlaşmasına dönüştürerek hükümdarın egemenliğini halkın istencine bırakmıştır.
Rousseau doğa ve mülkiyet arasında nasıl bir ilişki kurar?
Rousseau’ya göre doğa durumunda insanlar tam bir eşitlik hâlinde özgür olarak yaşarlarken, mülkiyetin ortaya çıkışı bu doğal eşitliği de ortadan kaldırmıştır.