aofsoru.com

Sağlıklı Yaşam Dersi 7. Ünite Özet

Bağımlılık Ve Sağlık

Giriş

Günümüzde bağımlılık tütün ve tütün ürünleri (sigara), alkol, madde ve internet bağımlılığı olmak üzere 4 gruba ayrılmıştır. Her maddenin bağımlılık düzeyi farklı olmakla birlikte bağımlılığın gelişimi; tütün, alkol ve maddeyi kullanma süresine, kullanan kişinin kişilik özelliklerine, maddenin cinsine, dozuna göre farklılık gösterebilmektedir.

Bağımlılık düzelebilir, tedavi edilebilir bir hastalık olsa da tütün, alkol ve madde tekrar kullanıldığında bağımlılık durumu tekrar kendini gösterebilir. Bu nedenle, bağımlı olan kişi, tüm yaşamı boyunca bağımlı olduğunu unutmamalı ve yaşamını ona göre sürdürmesi gerekmektedir.

Tütün ve Tütün Ürünlerinin Kullanımı ve Sağlık

Bağımlılık

Bağımlılık kişinin bağımlı olduğu nesneye/maddeye gereksinim duyması, ondan uzaklaşamaması, ulaşamadığında yoksunluk belirtileri göstermesi, bulamadığında diğer gereksinim duyduğu insani ihtiyaçlarından ve günlük yaşam özelliklerinden vazgeçip onu öncelemesi, o nesne/maddeyi yoğun arama davranışı içine girmesi olarak tanımlanmaktadır. Türlerine göre fiziksel bağımlılık ve psikolojik bağımlılık olarak ikiye ayrılmaktadır.

Fiziksel bağımlılık tütün, alkol ve maddenin varlığına karşı duyulan ve bu tür maddeler alınmadığı zaman, fizyolojik uyumun bozulmasına bağlı olarak vücudun tepkiler göstermesi durumudur.

Psikolojik bağımlılık ise kişinin duygusal ya da kişilik yapısı gereği, gereksinimlerini tatmin etme ya da giderme amacıyla o maddeye düşkünlüğü, bağımlı olduğu maddenin yarattığı psikolojik etkiyi yeniden yaşamak için güçlü bir isteğin olmasıdır.

Tütün Ürünleri

Tütün yaprağının tamamen veya kısmen ham madde olarak kullanılmasıyla elde edilen; içe çekme, çiğneme, emme ve buruna çekme amacıyla kullanılan tütün ürünleri kullanım şekline göre aşağıdaki başlıklar altında toplanabilir:

a.Tütünün yanmasından oluşan dumanın kullanımı

b.Tütünün dumansız olarak kullanımı (smokeless tobacco)

c.Tütünün başka amaçlarla sanayide kullanımı

Yanma sonucu oluşan dumanın akciğer içine çekilmesi şeklinde kullanılır. Sigara bu anlamda en sık kullanılan türün ürünüdür. Harmanlarına göre politip veya blend adlarını alan sigaranın, içerdiği tütün tiplerine ve uygulanan fabrikasyon yöntemlerine göre; Şark (Türk tipiOriental), Virginia (İngiliz), Dark (Fransız-esmer), Amerikan Blend ve Kretek olmak üzere beş çeşidi bulunmaktadır. Düşük katran içerdiği için “light” ve “ultra light” olarak tanımlanan sigaraların daha az zararlı olduğu görüşü hakimdir. Ancak bu tür sigaraların, içerisindeki katran miktarı daha az olsa da nikotin miktarları diğerleriyle aynıdır. Buna benzer bir diğer yanılgı mentollü sigaralarla ilgilidir. Normal sigaralara göre mentollü sigaraların da daha az zararlı veya zararsız olduğu düşünülmektedir. Ancak, bu sigaraların içeriğindeki mentol nedeniyle vücuda yayılma aşaması ve sürecini daha çok hızlı olabilmektedir.

Lületaşı, kiraz ağacı, gül ağacı ve Balsa ağacı kullanılarak yapılan pipolar için harmanlanmış, belirli nem oranındaki tütünler ve içimi keyifli kılmak ve bağımlığı sağlamak amacıyla meyan kökü, keçiboynuzu, incir özü, bal gibi koku verici maddeler kullanılır.

Parçalanmış veya yaprak hâlindeki puroluk tütünlerin, elde veya makinede sarılması ile üretilen tütün ürünlerine puro adı verilmektedir. Puronun ana vatanı Güney Amerika kıtası, Meksika ve Karayip Denizi adalarıdır. İlk defa Hindistan’da kullanılan nargile zamanla Pakistan, İran, Irak vb. Asya ve Orta Doğu ülkeleri ile ülkemizde de sıklıkla kullanılan tütün ürünü haline gelmiştir. Son olarak, “Makaron” adı verilen filtreli boş sigara tüpüne veya sigara kâğıdına sarılması esasına dayanan sarmalık/ kıyılmış tütün, birim maliyeti düşük olduğu için, sıklıkla ve fazla miktarda kullanılabilmektedir. Bu ürünün sigarayla aynı sağlık etkilerine ve risklerine neden olduğu bilinmektedir.

Tütünün Dumansız Olarak Kullanımı

Çiğnemelik tütün (chewing tobacco), enfiye, Maraş (ağız) otu, İsveç snus, Amerikan snuff gibi ürünlerin yer aldığı bu gruba, sigara bırakma amacı ile kullanılan nikotin preparatları (nikotin suyu, nikotin sakızı, nikotin lolipopu, nikotin bandı, nikotin tableti, nikotin granülleri, nikotin spreyi ve nikotin aşısı) da dahil edilebilir.

Çiğnemelik tütün yanak ve diş eti arasına yerleştirilerek kullanılır. Ara ara çiğnenerek tekrar yanakta bekletilir. Sigaranın kapalı alanlarda yasaklanmasıyla son zamanlarda bu ürüne yeniden ilgi artmıştır. Çiğnemelik tütün ağız hijyeni ve tat alma duyusunun bozulması, diş çürüğü ve diş eti sorunları, ağızda, yutakta geçmeyen yaralar ve kanserler, mide ülserleri ile kanserleri gibi sağlık sorunlarına neden olmaktadır.

El baş parmak ve el bileği arasındaki enfiye çukuruna konarak kullanılan enfiye tütünü bu grupta yer alan bir diğer üründür. Toz hâline getirilmiş ve yüksek nikotinli tütün ile bergamot, karanfil, tarçın ve karbonatın karıştırılması ile elde edilen ve buruna çekilerek kullanılan enfiye tütünü kimyon, gül suyu gibi esanslar da içerebilir. Bu ürünün kullanımı, burun derisi ve içerisindeki mukozada yaraların oluşması, yutak ve nefes borusu kanserleri, koku alma duyusu bozulması gibi sorunlara yol açabilmektedir.

Maraş (Ağız) Otu, İsveç Snus, Amerikan Snuff ve nikotin içeren preparatlar bu gruba gire diğer tütün ürünleridir.

Tütünün Başka Amaçlarla Sanayide Kullanımı

Tütün bitkisinin saplarından selüloz; çiçeklerinden esans, kolonya; küllerinden potasyum karbonat ve tohumundan yağ elde etmek için kullanılabilmektedir.

Tütün ürünlerinin kullanımı ile ilgili önemli bilgiler şunlardır:

Dünyada tütün ve sigara kullanımına bağlı olarak her 6 saniyede bir kişi hayatını kaybetmektedir. Tütüne bağlı ölümlerin artarak, 2030 yılında, 8,4 milyona ulaşacağı tahmin edilmektedir.

Tütün kullanımının, başta gelişmiş ülkelerde olmak üzere ciddi düzeylerde azaldığı, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde de azalma görülmekle birlikte kullanım sıklığının hâlâ yüksek olduğu görülmüştür.

Türkiye, yapılan tüm çalışmalar sonucunda sigara kullanma sıklığı azalmasına ve bu çalışmalar sonucunda Dünya Sağlık Örgütünce Sigara ile Savaşı’mda örnek ülkeler arasında gösterilmesine rağmen, hâlâ tütün kullanma sıklığının yüksek olduğu ülkeler arasındadır.

Sigara içenlerin yaklaşık 5’te 3’ü; sigara satın almak için yasal yaş sınırı olan 18 yaşından önce sigara içmeye başlamaktadırlar.

Tarih boyunca erkekler kadınlardan daha fazla tütün ve tütün ürünü kullanmışlardır. Ancak son yıllarda kadınların bu ürünlerin kullanımını artırması için bazı stratejiler geliştirilmiş; tütün kullanımının canlılık, incelik, özgürlük, entelektüellik, cinsel cazibe, özgürlük ve bağımsızlık sembolü gibi sunulduğu görülmüştür. Bunun yanı sıra, akran etkisi ve akran baskısı, özgüven yetersizliği, merak özenti gibi davranışsal bozukluklar ve ailede tütün/ sigara içen varlığı, bireyin sosyoekonomik durumu, okul başarısı ve sosyal uyumsuzluk, genetik faktörler ve toplumsal yapı da tütün ve tütün ürünlerinin kullanımında belirleyici olabilmektedir.

Sigara bırakma programlarının iki aşaması vardır. İlk basamak günlük hayatta bireyi sigara içmeye iten durumların belirlenmesi ve bunların değiştirmesini sağlamaktır. Diğer aşamada hekim kontrolünde ve hekimin gerek görmesi hâlinde bilimsel anlamda etkinliği kabul görmüş ilaç ve tıbbi yöntemleri kullanılabilir.

Tütün ve tütün ürünlerinin; bireye, topluma ve gelecek nesillere hem sağlık hem de ekonomik zararları vardır. Bunu önlemek için de ülkelerin politikaları önemli rol oynamaktır. Bu politikalar şu maddelerde toplanır (MPOWER):

  • Tütün kullanımının ve önleme politikalarının izlenmesi
  • İnsanların sigara dumanından (pasif etkilerinden) korunması
  • Sigarayı bırakmak isteyenlere yardım edilmesi
  • Bireylerin, sigaranın zararları konusunda uyarılması
  • Tütün reklamı, tanıtımı ve sponsorluğu ile ilgili yasakların uygulanması
  • Tütüne uygulanan vergi miktarının artırılması

Alkol Bağımlılığı ve Sağlık

Üzüm, elma, ahududu, hurma, turunçgiller gibi içeriğinde şeker olan meyveler ile arpa gibi tahıl; şekerpancarı, şekerkamışı şıraları gibi glikoz içeren özsular, mayalandıktan sonra damıtılarak elde edilen ve temel maddesi, etanol/etil alkol olan içeceklere, alkollü içki/içecek olarak anılmaktadır. Genetik faktörler; kişilik bozuklukları, bilişsel bozukluklar; depresyon gibi psikiyatrik hastalıkların varlığı, kronik, ağrılı, yaşam kalitesini bozan hastalık varlığı; şiddete ve cinsel istismara maruz kalma, alkolü ilk deneme yaşının düşük olması; kişinin orta ve ileri yaşta olması, psikolojik ve fiziksel travma yaşama, ekonomik zorluklar gibi pek çok durum alkol bağımlılığının nedenler arasında bulunmaktadır

Alkol kullanımı önemli sağlık sorunlarının da beraberinde getirmektedir. Siroz hastalığı, B1 vitamini eksikliği, sinir sistemi bozuklukları, mide, pankreas ve karaciğer kanserleri, depresyon ve anksiyete gibi psikolojik hastalıklar alkol bağımlılığının neden olduğu sağlık sorunlarındandır. Ancak, alkol bağımlılığı tedavi edilebilen bir hastalıktır. Hem psikiyatri kinikleri hem de AMATEM adı verilen alkol ve madde bağımlılığı tanıtedavi merkezleri bu konuda yardımcı olmaktadırlar.

Bağımlılık Yapıcı Maddeler ve Sağlık

Beyin işlevlerinde değişikliklere neden olarak fiziksel ve psikolojik olarak sakinleştirici veya uyarıcı etkileri olan; sürekli kullanma isteği doğurarak bağımlılık oluşturan, kullanılmadığında yoksunluk belirtileri ortaya çıkan; her türlü bitkisel kökenli ya da kimyasal yollarla oluşturulmuş, sentetik moleküllerden elde edilen maddelere bağımlılık yapıcı madde denmektedir. Psikoaktif veya uyuşturucu maddeler olarak da anılan bu maddelerin bağımlılığı sonucunda ortaya çıkan bağımlılığın ölçütleri şunlardır:

  1. Tolerans gelişmesi,
  2. Madde kullanılmadığında, kesildiğinde ya da dozu az olduğunda yoksunluk belirtilerinin olması,
  3. Başarısızlıkla sonuçlanan bırakma denemeleri,
  4. Maddeyi aramak, bulmak, kullanmak ya da aksine bırakmak için büyük zaman harcama,
  5. Madde kullanımı nedeni ile sosyal ve ailesel ilişkilerin bozulması; iş, meslek başarısızlıkları ve kaybı; ekonomik çökkünlük, okul başarısızlıkları gibi bireysel ve toplumsal düzeyde zarar görmeler,
  6. Fiziksel ve psikolojik sorunların ortaya çıkmasına ya da artmasına rağmen madde kullanımının sürdürülmesidir.

Yaş, cinsiyet, toplumsal kültür, aile ve sosyal çevre, sosyoekonomik düzey, genetik faktörler, psikolojik gelişim madde bağımlılığına neden olan etmenler olarak gösterilmektedir. Gençlerin bunlarla karşılaşmasının ve tanışmasının önlenmesi, konu hakkında eğitimlerin düzenlemesi ve güvenlik güçlerinin etkin ve sürekli mücadeleleri büyük önem taşımaktadır.

Teknoloji-İnternet Bağımlılığı ve Sağlık

İnternetin aşırı kullanılması isteğinin önüne geçilememesi, internette geçirilen süreye gittikçe daha fazla ihtiyaç duyulması, internete bağlı olmadan geçirilen zamanın önemini yitirmesi, yoksun kalındığında aşırı sinirlilik, gerginlik, huzursuzluk gibi durumların ortaya çıkması ve kişinin iş, sosyal ve aile yaşamının giderek bozulması internet bağımlılığı olarak tanımlanmaktadır. İnternet bağımlılığının ölçütleri şunlardır:

  1. İnternet ile ilgili aşırı zihinsel uğraş
  2. İstenilen keyfi almak için giderek daha fazla oranda internet kullanma gereksinimi duyma,
  3. İnternet kullanımını kontrol etme, azaltma ya da tamamen bırakmaya yönelik başarısız girişimlerin olması,
  4. İnternet kullanımının azaltılması ya da tamamen kesilmesi durumunda huzursuzluk, çökkünlük ya da kızgınlık hissedilmesi,
  5. Başlangıçta planlanandan daha uzun süre internette kalma
  6. Aşırı internet kullanımı nedeniyle aile, okul, iş ve arkadaş çevresiyle sorunlar yaşama, eğitim veya kariyer ile ilgili bir fırsatı, tehlikeye atma ya da kaybetme,
  7. Başkalarına (aile, arkadaşlar, hekim, sağlık personeli, terapist vb.) internette kalma süresi ile ilgili yalan söyleme,
  8. İnterneti, problemlerden kaçmak veya olumsuz duygulardan (çaresizlik, suçluluk, çökkünlük, kaygı vb.) uzaklaşmak için kullanma

Genel anlamda literatürde internet bağımlılığı ile sıklıkların %3 ila %15 arasında değiştiği görülmektedir. Bununla birlikte %18,3 hatta %39,6 şeklinde bildirilen sıklıklar söz konusudur. Uzun süre internet kullanımının internet, sosyal medya, akıllı telefon, dijital oyun bağımlılığının; depresyon, dürtü sellik, yalnızlık, uyku kalitesi sorunları, kısa uyku süresi, kendini iyi hissetmeme, yorgunluk, karmaşık düşünceler, dikkat eksikliği, akademik performanslarda başarısızlık, içe kapanıklık, iletişim ve sosyalleşme sorunları ile baş ağrısı, baş dönmesi, kulak çınlaması, görme bozuklukları, boyunbel-dirsek–bilek ağrıları ve sorunları, fiziksel aktivite kısıtlığı ve obezite ile ilişkili olduğu saptanmıştır.

Çocukların teknoloji-internet bağımlılığı ile mücadelede, ebeveynlerin rol model olmaları, çocuklarına baskı kurmadan, onların bireysel yaşamlarına saygı göstermek koşuluyla, onunla paylaşımcı olmayı sağlayarak, özellikle sosyal medyadaki arkadaşlarını ve mesajlaşmalarına dikkat etmeleri önemlidir. Erişkinler ise bir klinik psikolog veya psikiyatr ile görüşerek teknoloji–internet bağımlıları için geliştirilen davranışsal terapi yöntemlerinden faydalanabilir.


Yukarı Git

Sosyal Medya'da Paylaş

Facebook Twitter Google Pinterest Whatsapp Email