Yeni Türk Edebiyatına Giriş 2 Dersi 8. Ünite Sorularla Öğrenelim
19. Yüzyılda Medeniyet Değişimi
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Batıda terimsel karşılığı “civilization” olan “medeniyet” kelimesinin kökü nereden gelir?
Medeniyet kelimesinin kökü “medine” den gelir. Medine ise şehir demektir. Dolayısıyla medeniyet için kısaca şehirlilik, uygarlık denilebilir.
Türkiye’nin şehirleşmiş Batı ile ilişkiye girdikten sonra hızla kırsal nüfusunun azalması ve kent nüfusunun artmasının temeli neye dayanır?
Çağlar boyunca şehir ve kırsal bir arada olmuştur. Şehir yaşamsal ihtiyaçlarını karşılamak için kırsala, köye muhtaçtır. Şehrin zirai ihtiyaçlarını karşılamak için yakın çevrede gerek tarım gerek hayvancılıkla uğraşan bir kesim vardır. Yaşamsal ihtiyaçları karşılanmış şehirli insan ile tarımsal faaliyet içerisinde olan insan arasında üretim ve tüketim çeşitliliği arasında ciddi bir fark vardır ve sanat da son noktada fizyolojik ihtiyaçları giderilmiş şehirlinin faaliyetidir. Teknoloji ilerledikçe tarımsal faaliyet alanları şehirden gittikçe uzaklaşır ve tarım yapılabilmesi için gereken insan sayısında azalma olur. Kırsalda istihdam edilemeyen insanların iç göçle şehirlere yönelmesi son tahlilde şehirlerde daha kompleks bir yapının oluşmasını sağlar. Kısaca modernleşme şehirleşmedir. Türkiye’nin şehirleşmiş Batı ile ilişkiye girdikten sonra hızla kırsal nüfusunun azalması ve kent nüfusunun artması bundan dolayıdır.
Osmanlı’nın Rönesans gerçeği çerçevesinde coğrafi, felsefi, sanatsal değişimler olurken neden çağı yakalama konusunda geri kalmıştır?
En genel yanıt toplumun kültür yapısının ve zihniyetinin değişime açık olmamasıdır. Osmanlı’da bilimsel çalışmaların metodik bir biçimde kuşaktan kuşağa aktarıldığını ve zamanla geliştiğini söylemek pek mümkün değildir. Bir ekol oluşturulamaz. Yine çalışmaların topluma yayıldığı ve bir zihniyet değişimine yol açtığı da iddia edilemez. Osmanlı uleması büyük ölçüde statükocudur ve mevcut durumun devamını sağlamanın en iyi yol olduğuna inanır. Çünkü bilgi mutlaktır ve Kur’an-ı Kerim’le sunulur. Dünyadaki tüm canlıların Allah tarafından önceden belirlenmiş bir kader dairesi içinde yine kendisine ulaşacağına olan inanç, bilimin gözlem, deney ve sonuç silsilesine uymaz. Osmanlı ve İslam dünyasında bilimle elde edilen bilginin Kur’an-ı Kerim’le mutlak surette uyuşması beklenir. Sonuç olarak bilgiyi dinî kaynakların bilgisiyle sınırlamak, Osmanlı ulemasını çelişkiye ve çatışmaya düşürür. Dini, bilimle kavuşturup bilimin referanslarını dinde aramak, ulemayı güdük bir dairenin içine hapseder. Bu dairenin dışına çıkmak kolay olmadığı için en güvenli yol statükonun devamını sağlamaktır. Bu zihni yapı siyasette de kendisini aynı biçimde gösterir. Padişah Allah’ın gölgesi ve dinin temsilcisidir. Tanrısal bir ontolojisi vardır. Dolayısıyla her ne yaparsa yapsın tanrısallığı, yaptıklarının doğru ya da yanlış olduğuna bakılmaksızın kabul edilmesini gerektirir.
Rusya’nın Osmanlı ile aşağı yukarı aynı zamanlarda modernleşmeye başladığı düşünüldüğünde milliyetçiliğin Rusya’da yaşayan Türkler arasında daha bilinçli bir biçimde gelişmesinin nedeni nedir?
Rusya’nın da Osmanlı ile aşağı yukarı aynı zamanlarda modernleşmeye başladığı düşünüldüğünde, Rus Çarlığı içindeki Türklerin dine karşı olmayan ama din dışı bir hayatın varlığıyla tanışmaları, kültür ve bilimde Batı’yı nirengi almaları ve yeni bir hayat tarzını benimsemeleri Osmanlı Türklerinden önce olmuştur. Milliyetçiliğin de Rusya’da yaşayan Türkler arasında daha bilinçli bir biçimde gelişmesi de bununla ilgilidir.
Osmanlı’yı medeniyet değişimine zorlayan toplumsal ve siyasi gelişmeler nelerdir?
Savaşlardaki mağlubiyetler ve toprak kayıpları Osmanlı’yı modernleşme ve batılılaşma çalışmalarına yönelmeye zorlamıştır. Coğrafi keşiflerle dünya kat kat büyümüş, farklı yerler ve iklimlerle yepyeni şartların ortaya çıkması başta Türkiye olmak üzere benzer bir çok ülkenin ekonomik önemlerinin azalmasına ve zamanla kaybedilmesine neden olmuştur. Bununla birlikte Rönesans, Reform, hümanizm, aydınlanma felsefesi, sanayi devrimi, Fransız ihtilali gibi gelişmeler Osmanlı’nın mevcut konumunu koruyabilmesi için en iyi yolun medeniyet değişimi olduğu düşüncesine zorlamıştır.
Osmanlı’nın medeniyet değişimi konusunda attığı ilk adım hangi alanda gözlenmiştir.
Mühendishâne-yi Bahrî-i Hümâyûn (1773) ve Mühendishâne-yi Berrî-i Hümâyûn (1795)’un kurulması, Nizam-ı Cedit Ordusunun kurulması (1793), Yeniçeri Ocağının kaldırılması (1826) ve Âsakir-i Mansure-yi Muhammediye’nin kurulması (1826) gibi girişimler hep askerî alandaki gerilemeyi önlemek içindir.
7. Askerî, toplumsal ve siyasi alanlardaki geniş çaplı ıslahat çalışmalarıyla Osmanlı modernleşmesinin sembollerinden biri olan 30. Osmanlı Padişahı kimdir?
II. Mahmut (1785-1839)
1826’ da Yeniçeri Ocağının kaldırılışı neyi müjdelemektedir?
1826’da Yeniçeri Ocağının kaldırılışı geçmiş askerî anlayışın terk edilip yeni, teknik ve Batı sistemine yakın bir orduya geçişin müjdesidir. Bu aynı zamanda Batı ile ilişkilerin ve Batılılaşma unsurlarının mecburen askerî alanın dışına da çıkmasını sağlayacaktır ve Batılılaşma yolunda zaman zaman engel teşkil eden bir kurumun ortadan kaldırılması yolun daha hızlı kat edilebilmesinin de önünü açar.
Osmanlı’da “medeniyet” düşüncesinin doğduğu dönem olarak hangi dönem ele alınmaktadır?
II. Mahmut Dönemi’ni Osmanlı’da “medeniyet” düşüncesinin doğduğu dönem olarak ele almak gerekir. Memurlara ve valilere maaş bağlanması, köy ve mahalleler için muhtarlıklar kurulması, erkekleri kapsayan bir nüfus sayımının yapılması, Posta Teşkilatı’nın kurulması, nazırlıkların kurulması, karantina sisteminin getirilmesi, pasaport alma usulünün konulması, mülkiyet hakkının tanınması vb. pek çok ıslahat II. Mahmut Devri’nde yönün Batı’ya çevrildiğinin göstergesidir. Mekteb-i Tıbbiyye gibi Avrupa tarzı okulların açılması, Batı müziği dinlemenin serbestleşmesi ve ilk gazete Takvim-i Vekayi’nin yayın hayatına girmesi ise kültürel manada Batı’ya yönelişi ifade eder.
II. Mahmut döneminde medeniyetin hızlı yayılmasında etkileri büyük olan kişiler kimlerdir?
Tanzimat Fermanı’nın hazırlayıcısı Mustafa Reşit Paşa, yine Mustafa Sami Efendi, Mehmet Emin Paşa ve Ahmet Vefik Paşa gibi isimlerin yeni medeniyetin değerlerinin hızlı yayılmasında etkileri büyüktür.
Avrupa medeniyetinin Doğu ile arasındaki farkı açmasının temel nedeni nedir?
Tahta, pişmiş kil, porselen vb. ilkel yöntemlerle gelişen matbaa, bugünkü anlamda ilk defa Johannes Gutenberg (1398-1468) tarafından 1447’de icat edilmiştir. Gutenberg, kitap çoğaltmaya ise 1455’te başlamıştır. İstanbul’un Türkler tarafından fethinden sonra yeni bir Haçlı çağrısı niteliğinde yazılan Indulgence ile 42 satırlık Gutenberg İncili ilk ürünlerdir. Avrupa’da matbaayla birlikte kitap ucuzlamış ve bilgi geniş halk kitlelerine yayılır olmuş- tur. Sihir, büyü ve batıl inanışlar yerini akla bırakır ve bu da yeni düşünce dünyası demektir. Dolayısıyla çok rahatlıkla Avrupa medeniyetinin Doğu ile arasındaki farkı açmasının temel nedeninin matbaa olduğu söylenebilir.
Osmanlı matbaa ile ne zaman tanıştı?
Osmanlı’ya matbaa Gutenberg’den neredeyse üç asır sonra İbrahim Müteferrika (1674-1745) ile gelmiştir. 13. İlk Türkçe kitap Osmanlı devletinde ne zaman basılmıştır? Cevap: Lale Devri’nde Sultan III. Ahmet zamanında basılmıştır.
Müteferrika matbaasında basılan ilk kitap nedir ve ne zaman basılmıştır?
Müteferrika matbaasında basılan ilk kitap 1729 yılında iki ciltlik Arapça-Türkçe bir sözlük olan Vankulu Lügati’dir.
Osmanlı devletinde matbaanın gecikmiş bir gelişme olmasının nedeni nedir?
Matbaanın gecikmesi ile ilgili hattatlık mesleğinden geçinenlerin olması, dinsel tutuculuk, ham madde eksikliği gibi doğru ya da yanlış teknik, siyasi ve kültürel pek çok neden sıralanır. Bunlar içinde en sahih olan gerekçe matbaaya geresinim duyan bir kitlenin olmayışıdır. Talep yoktur.
ilk gazeteler nelerdir?
Fransız Büyükelçiliğinin 1795’te çıkardığı Bulletin des Nouvelles ve 1796’da çıkardığı Gazette Francoise de Constantinople adlı gazetelerdir. Ancak bu gazeteler Osmanlı halkına doğrudan etkileri olmamaları sebebiyle önemli kabul edilmemişlerdir. Bu bakımdan Charles Tricon tarafından İzmir’de çıkarılan İzmirli anlamına gelen Smyrneen’i ilk girişim olarak değerlendirmek daha doğrudur.
İlk Türkçe gazete hangisidir?
Türkçe ilk gazete 11 Kasım 1831’de yayımlanmaya başlanan Takvim-i Vekâyi’dir.
İlk Türkçe gazete olan Takvim-i Vekayi’nin önemi nedir?
Gazetenin en büyük yararı ıslahat çalışmalarından halkı haberdar edip yayılmasını hızlandırmaktır. Hedef halk olduğu için II. Mahmut gazeteyi yayımlayacaklara gazetede kullanılacak dilin sade ve halk tarafından anlaşılır olmasını salık verir. Bu bakımdan Takvim-i Vekâyi dilin sadeleşmesi serüveninde ayrı bir öneme sahiptir. Takvim-i Vekâyi’nin Türk siyasi tarihinde bir diğer önemi, Tanzimat Fermanı’nın ilave olarak gazetede yayımlanmış olmasıdır. Dolayısıyla bu gazete için her türlü siyasi gelişmeden devletin halkı haberdar ettiği bir mekanizmadır denilebilir.
Osmanlı’da çıkarılan ikinci Türkçe gazete hangisidir?
İstanbul’da William Churchill adlı bir İngiliz’in devlet teşvikiyle 1840 yılında çıkarmaya başladığı bu gazete ikinci Türkçe gazetedir. Devlet teşvikiyle yayımlandığı için yarı resmî bir yayındır.
Ceride-i Havâdis’in Türk düşün tarihinde gerçekleştirdiği yenilikler nelerdir?
• İlk Türkçe -yarı resmî- özel gazetedir.
• Yaşanılan günlük siyasi ve sosyal hayata ait olayların yer aldığı ilk Türkçe gazetedir.
• İlk kez bir muhabir kadrosu kurulur.
• Devlet desteği alan ilk özel gazetedir.
• İlk yazar kadrosuna sahip gazetedir.
• İlk kez ilan yayımlayan ve gelir elde eden gazetedir.
• Ölüm ilanlarına yer veren ilk gazetedir.
• Edebî konuların kaleme alındığı ve edebiyatçılara kapılarını açan ilk gazetedir.
• Sermuharrirlik (baş muhabirlik) sistemini kuran ve sütunlarında yer veren gazetedir.
İlk özel Türk gazetesi nedir?
İlk özel Türk gazetesi olan Tercüman-ı Ahvâl, “gazeteciliğin pîri” unvanıyla anılan İstanbul Telgraf Müdürü Agâh Efendi (1832-1887) ve Şinasi (1826-1871) tarafından çıkarılır.
Tasvir-i Efkar gazetesinin önemi nedir?
Tanzimat modernleşmesinin yayılması ve halkın yeni değerlerle tanışmasını sağlamakla birlikte siyasetle yakından ilgili bir neslin ve çevrenin oluşmasında da önemli bir adımdır. Hürriyet ve medeniyet düşüncesinin yeşermesinde, başta Şinasi ve Namık Kemal’in yazılarıyla katkısı büyüktür.
İbret gazetesinin en önemli özelliği nedir?
Kadrosunda Ebüzziya Tevfik gibi önemli yazarları bulunduran İbret’in Türk siyasi tarihinde en önemli özelliklerinden birisi Namık Kemal’in en olgun ve ateşli yazılarının yayımlandığı yer olmasıdır. Namık Kemal gazetenin hacmini de genişleterek gazeteyi haber ağırlıklı olmaktan çıkarıp fikir ağırlıklı bir hâle getirir. Gazete “hürriyet” düşüncesinin savunulma merkezi gibidir. Gördüğü büyük ilgi ile bir ara tirajı 12.000’e ulaşan İbret, aynı zamanda Türk basın tarihinde özellikle ‘sistemli fikir gazeteciliği’ bakımından büyük değer ve önem taşımaktadır.
Edebiyat tarihine “ihtilal gazetesi” namıyla ün salan gazete hangisidir?
Ziya Paşa ve Namık Kemal’in dostluk ve yoldaşlığının sembollerinden biri olan Hürriyet, bu ikilinin Londra’da çıkarmaya başladığı ve edebiyat tarihine “ihtilal gazetesi” namıyla ün salan gazetedir.
Osmanlı devletinde Tercüme Odasının kurulma sebebi nedir?
Medeniyet değişimine zorlanan Osmanlı’nın değişimi hızlandırmak ve muasır seviyeye ulaşmak adına önem verdiği kurumlardan birisi de Tercüme Odasıdır. Geçmişte Avrupa ile ilişkilerde çok zaman askerî güçle elini sağlam tutmayı başaran Osmanlı, bu denge bozulduktan sonra Avrupa’yı daha yakından tanıma gayretinin içine girer. Bu da özellikle Hariciye içerisinde Türk ve Müslüman bir memur-bürokrat sınıfının ihtiyacını beraberinde getirir. Bu vesileyle 1821 yılında Tercüme Odası kurulur. Tercüme Odasının kurulmasından önce ise odanın görevini Divan-ı Humayun tercümanları görmektedir. 1821 Yunan İsyanı sırasında Divandaki tercümanların önemli bir kısmı Rum’dur. Rum tercümanlardan bazısının isyancılarla iş birliği içinde olduğu ifşa edilir. Birkaçı da idam edilir. Bundan sonra Rumlar devlet hizmetinde kullanılmaz. Tercüman ihtiyacını karşılamak için gayrimüslim tebaaya güvenmeyen Osmanlı, işi kendi bünyesi içinde kotarmak adına Tercüme Odasını kurar.
Osmanlı mimarisi en estetik eserlerini hangi tür yapılarda vermiştir?
Osmanlı mimarisi en estetik eserlerini ise dinî yapılarda, camilerde vermiştir. Özellikle Mimar Sinan (1489-1488)ın Süleymaniye ve Selimiye ile vardığı estetik zirve dikkat çekicidir.
İstanbul’da inşa edilen ilk barok mimari özellikli cami hangisidir?
Nuruosmaniye Camii’dir.
Saray çevresinde filizlenen yeni yaşam biçiminin uzantısı olarak değerlendirilebilecek mimari değişim, yayılarak devlet kurumlarına, ticari işletmelere ve son olarak sivil mimariye doğru genişlemiştir. Bu gelişmeler Osmanlının hangi dönemi ile başlamıştır?
Lale Devri ile başlamıştır. Lale Devri’ndeki değişim ise bir zihniyet dönüşümünden ziyade şahsi zevklerin biraz da ülke sorunlarının göz ardı edilerek öne çıkarılmasıdır. Öyle ki devletin günden güne borçlarının artmasına rağmen gerek yaşayış biçiminde gerekse mimari yapıların görkeminde gözle görülür artış vardır. Lale Devri’nde klasik Osmanlı mimarisi aşırı süslü bir hâle bürünür.
Güllü Agop kimdir?
Gedikpaşa Tiyatrosu’nun kurucusu, ilk Türkçe oyunları sahneleyen kişidir. Güllü Agop, Türkçe oyunlar sahneleyen Ermeni oyuncuların şivelerini düzeltmesi ve Türkçe oyunların sahnelenme sayısının artmasında çok önemli bir rol oynar.
Osmanlı’da tiyatro oyunu yazma geleneği ne zaman başlamıştır?
1860’ta Şinasi’nin Şair Evlenmesi ile başlayan tiyatro oyunu yazma geleneği, çevirilerle birlikte yüzyılın sonuna kadar geride yüzlerce yazılmış ve kimisi oynanmış oyun bırakmıştır.
Osmanlı musikisi kaça ayrılır?
3’e ayrılır. Halk müziği, klasik Türk musikisi ve tasavvuf musikisi şeklindedir.
Osmanlı musikisindeki modernleşme adımları nasıl başlamıştır?
III. Selim Dönemi’nde boru trampet takımının askerî eğitimiyle sınırlı olan değişim, II. Mahmut’un Mehterhâneyi Humayun’u kaldırıp Muzikayı Humayun (Mızıkayı Humayun)’u kurması ile devam eder (1826- 1828). Zaman içinde Batı klasiğinin önce saray çevresinde dinlenmeye başlaması adımlar arasındadır.
İlk Türk bandosunun kurucusu kimdir?
İlk Türk bandosunun kurucusu Giuseppe Donizetti, Batı müziğinin yaygınlaşmasında en önemli isimlerden birisidir.
İlk Türk Opereti hangi eserdir?
İlk Türk Opereti Dikran Çuhacıyan’ın Arif’in Hilesi eseridir. Bunu Kemanî Haydar Bey’in Pembe Kız’ı takip eder
Levni kimdir?
Levni (?-1732): Minyatür sanatının en büyük temsilcilerinden biri olan Levni, Surname-i Vehbi adlı 137 minyatürden oluşan albümde III. Ahmed Dönemi’nin saray hayatından görüntüler sunar. 4 Mohaç Seferi dönüşü Budapeşte’den yanına birkaç heykelle dönen İbrahim Paşa, hemen “Frenk” lakabıyla anılır olmuş ve halkı putperestliğe özendirmekle suçlanmıştır.
Sanayi-i Nefise Mektebi ne anlama gelmektedir?
Güzel Sanatlar Okulu anlamına gelmektedir.
Sanayi- Nefise Mektebi hangi dönemde kurulmuştur?
Resim sanatının gerçek anlamda gelişimini ve profesyonel bir biçimde icrasını sağlayacak kurumsa “Sanayi-i Nefise Mektebi” olur. II. Abdülhamit Dönemi’nde kurulan pek çok kuruluştan biri olan Sanayi-i Nefise, Osman Hamdi Bey (1842-1910)’in 1882’de müdürlüğe tayini ile resmen kurulur. Paris Güzel Sanatlar Okulundan ilham alınarak kurulan mektepte, gayrimüslim ve tamamı erkek öğrencilere sadece resim değil heykel ve mimarlık alanında da eğitim verilir. Eğitmenler de çoğunlukla yabancıdır. Kızlar için “İnas (Kızlar) Sanayi-i Nefise Mektebi” ancak 1914 kurulabilecektir.
Osmanlı devletinde ilk kişisel sergiyi kim açmıştır?
İlk sergiler ufak tefek sanatsal etkinlikler iken gerçek anlamda ilk büyük sergi Şeker Ahmed Paşa tarafından yerli ve yabancı ressamların katılımıyla 1873’te açılır. Sanayi-i Nefise de eserlerini zaman zaman sergiler. İlk kişisel sergiyi de Şeker Ahmed Paşa (1841- 1907) 1900’de Pera Palas’ta açmıştır.
Osmanlı devletinde kılık kıyafet değişimi konusunda çalışılan ilk alan hangisidir?
Kılık ve kıyafet değişimi de diğer birçok Batılılaşma unsurlarında olduğu gibi ilkin askerî sahada olur. Osmanlı askerleri yıllarca Müslüman Türk geleneği içinde üniformalar giyerken III. Selim ve II. Mahmut’tan itibaren Avrupa tarzı üniformalar giymeye başlar. Nasıl ki kültürel hayatta piyano çalmak, klasik müzik dinlemek gibi birtakım sembollerle Avrupa ruhunun yakalanacağı yanılsaması varsa burada da Avrupa’nın gücünü ve başarısını sembolize eden bu giysilerin giyilmesiyle ordunun nizama geleceği düşünülür. Yeni ordu için 1826’da çıkarılan yönetmelikte, askerlerin üniformalarının Avrupa stilinde ceket ve pantolondan ibaret olduğu belirtilir.
1829 yılında Osmanlı devletinde kılık kıyafet düzenlemesi nasıl şekillenmiştir?
1829 yılında kıyafet reformu genişletilir ve sivilleri de içine alır. Cübbe ve sarık ulemaya bırakılırken memurların giyim ve kuşamı nizam altına alınır. Siviller için fes zorunluğu gelir. Cübbe ve terliğin yerine de redingotlar, pelerinler, pantolonlar ve siyah derili potinler geçer. Mücevherat, kürk ve diğer süsler gider ve hatta sakallar bile kırpılır. Bizzat Sultan buna örnek olur ve saraydan paşalara, onlardan da çeşitli memur tabakalarına yayılır. Aynı zamanda Avrupa sandalye ve masaları eski düzenin divan ve yastıkları yanında gözükmeye başlar. Avrupalı sosyal âdetler benimsenir. Sultan yabancı diplomatları Osmanlı protokolüne göre değil, Avrupa protokolüne göre kabul etmeğe başlar. Resepsiyonlar verip misafirleriyle sohbet eder. Fransa’da olduğu gibi perşembe günü tatil edilir. Sultanın portresi de devlet dairelerinin duvarlarına asılır. Osmanlı toplumunun en çok savunma hâlini aldığı konulardan birisi giyim ve kuşam olmuştur. Sanat, zaman zaman ilişki kurduğumuz, istemezsek uzak durduğumuz bir faaliyet iken giyinmek insanın sürekli yaptığı bir şeydir. Ayrıca toplumların karakteristik bir giyinme biçimi vardır. Kısacası giyim, kuşam tarzı Osmanlı insanının muhafazakâr zihniyetinin sembolü gibidir. Bu yüzden de değişimi dirençle karşılaşır. Abdülaziz’in redingot giydiği için “gavur padişah” diye tavsif edilmesi bununla ilgilidir. Sarıktan fese geçişin de festen şapkaya geçişin de inkılaplar içinde halk tarafından en çok eleştirilenler olmasında da bu zihniyetin payı büyüktür.
İlk Türkçe kitap Osmanlı devletinde ne zaman
basılmıştır?
Lale Devri’nde Sultan III. Ahmet zamanında
basılmıştır.
Osmanlı’yı modernleşmeye zorlayan şartlar nelerdir?
Avrupa hiçbir zaman Osmanlı için topyekûn uzak, ayrı ve tanınmayan bir dünya olmamıştır. Ancak Osmanlı’nın Avrupa’daki siyasal ve sosyal değişimleri ve daha da önemlisi bu değişimlerin altında yatan sebepleri iyi analiz edip ona göre konumlandığını söylemek de kolay değildir. Osmanlı askerî bakımdan gücünü devam ettirdiği müddetçe bilimsel, sanatsal, felsefi vb. açılardan gelişmeyi çok önemsememiştir. Ne zaman ki üstün olduğunu düşündüğü Batı karşısında mağlubiyetler almaya başlar, işte o zaman modernleşmek zorunda kalır. Kısacası Osmanlı modernleşmesi bir zaruretten doğmuştur ve bu zaruretse Avrupa’yı tanımaktır.
Toplumsal ve siyasi değişimini özetleyiniz.
Önce askerî alanda başlayan modernleşme çabaları daha sonra siyasi ve sosyal hayata da sirayet etmiş ve böylelikle yeni bir medeniyet dairesinin içine girilmiştir. Saray çevresinde başlayan medeniyet değişimi, suya atılan taş gibi yayılarak etkinlik alanını genişletmiştir. Saray ve bürokrasi çevresi eğitimi ve bilişsel düzeyi itibarıyla Batı’dan gelen etkilere halka göre daha açıktır ve Batı kültürünü kabullenmeleri de daha çabuk olur. Askerî yapıda başlayan değişim, siyasi, iktisadi, sanatsal alanlarda devam edip en son gündelik hayata kadar ulaşır.
Medeniyet değişiminin neticelerini nelerdir?
Müslüman Türk toplumunun zihniyetini belirleyen temel amilin din olması, toplumun Hristiyan Avrupa’yı tek cepheden ve bir bütün olarak görmesine yol açar ve Avrupa’yı sadece kâfir olarak görmek, doğal olarak beraberinde öfkeyi getirir. Bu da Türk toplumunda Avrupa’dan gelen pek çok şeye karşı refleks oluşturur. Tanzimat tam da bu krizin ifadesidir. Tanzimat’la zirveye çıkan iki medeniyet arasında kalmışlık, Türk toplumunda “Doğu-Batı”, “yeni-eski”, “modern-geleneksel” gibi belki hâlâ da çözemediğimiz pek çok meseleyi de beraberinde getirmiştir.
Hangi Osmanlı padişahı ne gibi gerekçelerle şeyhülislamdan fetva alınarak tahtından indirilmiştir?
Sultan Abdülaziz darbe sonucu tahttan indirildikten sonra onun yerine yeğeni V. Murat tahta geçmiş, 93 gün boyunca tahtta kaldıktan sonra akli dengesinin bozulduğu gerekçesiyle 31 Ağustos 1876’da padişahlık makamından indirilmiştir. Yerine de kardeşi II. Abdülhamit tahta geçmiştir.
İbrahim Müteferrika matbaasında kendi eserlerinden bazılarını da basar. Müteferrika’nın kaleme aldığı eserler nelerdir?
Çeviri ve telif eserleri bulunan Müteferrika, Polonyalı bir misyonerden Latinceden çevirdiği Târih-i Seyyâh gibi bazı eserlerini matbaasında basar. Müteferrika’nın pusula ile ilgili çeşitli yazıları topladığı Füyuzât-ı Mıknatısiyye, Tevrat ve İncil’i eleştirip tevhidi savunduğu Risale-i İslamiyye (1710) ve Usûl el-Hikem fî Nizâm el- Ünem isimli milletlerin düzenine dair bilgiler içeren Fransızcadan çevirisi vardır.
Levni dışında Osmanlı’da minyatür sanatının çok önemli temsilcileri vardır. Çıraklar yetiştirmiş ve minyatür sanatının gelecek nesillere aktarılmasını sağlamış bu sanatçılardan bazılarını tespit ediniz?
Osmanlı minyatür sanatı içinde Matrakçı Nasuh, Nakkaş Hasan, Seyyid Lokman vb. onlarca değerli minyatür sanatçısı vardır.
Abdülmecid için marş besteleyen, klasik Batı müziğinin çok önemli isimleri kimlerdir?
Abdülmecid’in musiki düşkünlüğü öylesine ileridedir ki klasik müzik tarihinin yapı taşlarından biri olan piyanist Franz Listz (1811-1886) bile 1847’de İstanbul’da biri sarayda olmak üzere iki konser verir. Yine Macar besteci August von Adelburg (1830-1873) ve İtalyan kemancı Luigi Arditi (1822-1903) de İstanbul’da konserler veren müzisyenlerdendir. Abdülmecid bu konserlerin hemen hepsine iştirak etmiştir. Daha ilginci bu bestekârların bazıları Abdülmecid için marş bestelemiştir. Ayrıca Henri Vieuxtemps, Johann Strauss, Camille Saint-Saens de Abdülmecid için marş bestelemiştir.
Büyük Pedro devrinde Rusya’ya elçi olarak giden ilk Osmanlı elçisi yurda döndükten sonra, Çarın yaptığı geçit töreni ve yeni protokol düzeninden, “Çarın Maskaralıkları” diye söz eden elçi kimdir?
Doğru yanıt Mehmed Ağa'dır.
Osmanlı’yı medeniyet değişimine zorlayan siyasi ve
sosyal gelişmeler içinde ilk sırada yer alan nedir?
Savaşlardaki mağlubiyetler.
III. Selim ve II. Mahmut Dönemlerindeki ıslahat çalışmalarından en az üç tanesini belirtiniz?
1. Mühendishâne-yi Bahrî-i Hümâyûn’un kurulması
2. Mühendishâne-yi Berrî-i Hümâyûn’un kurulması
3. Âsakir-i Mansure-yi Muhammediye’nin kurulması
4. Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılması
1839 yılında ilan edilen Tanzimat Fermanı’nın hazırlayıcısı kimdir?
Tanzimat Fermanı’nın hazırlayıcısı Mustafa Reşid Paşa'dır.
İlk resmî Türk gazetesi hangisidir?
İlk resmî Türk gazetesi Takvim-i Vekâyi'dir.
Ceride-i Havâdis'in Türk düşün tarihinde gerçekleştirdiği yeniliklerden üç tanesini yazınız?
- İlk Türkçe -yarı resmî- özel gazetedir.
- Yaşanılan günlük siyasi ve sosyal hayata ait olayların yer aldığı ilk Türkçe gazetedir.
- İlk kez bir muhabir kadrosu kurulur.
- Devlet desteği alan ilk özel gazetedir.
- İlk yazar kadrosuna sahip gazetedir.
- İlk kez ilan yayımlayan ve gelir elde eden gazetedir.
- Ölüm ilanlarına yer veren ilk gazetedir.
- Edebî konuların kaleme alındığı ve edebiyatçılara kapılarını açan ilk gazetedir.
- Sermuharrirlik (baş muhabirlik) sistemini kuran ve sütunlarında yer veren gazetedir.
Tercümân-ı Ahvâl hakkında kısaca bilgi veriniz.
İlk özel Türk gazetesi olan Tercüman-ı Ahvâl, “gazeteciliğin pîri” unvanıyla anılan İstanbul Telgraf Müdürü Agâh Efendi (1832-1887) ve Şinasi (1826-1871) tarafından çıkarılır. 1860 Ekim’inde yayın hayatına başlayan gazetenin ilk 24 sayısı pazar günleri çıkmak üzere haftalık neşredilir. Daha sonra haftanın dört beş gününde çıkarak altı yıl faaliyetini sürdürür. Maddi desteği Agâh Efendi’den alan gazetenin fikrî desteğini ise Şinasi karşılar. Birinci sayısında Şinasi’nin kaleminden çıkan “Mukaddime” (ön söz) Türk düşünce ve gazetecilik tarihinin miladı kabul edilir.
İlk Osmanlı gazetelerinden en az 5 tanesini belirtiniz.
1- Takvim-i Vekâyi
2- Ceride-i Havâdis
3- Tercümân-ı Ahvâl
4- Tasvir-i Efkâr
5- İbret
6- Muhbir
7- Hürriyet
Medeniyet değişimine zorlanan Osmanlı’nın değişimi hızlandırmak ve muasır seviyeye ulaşmak adına çeşitli girişimleri olmuştur. Yabancı dillerden çeviriler yaparak önemli eserlerin Türkçeye kazandırılmasını sağlayan ve aynı zamanda bürokratların yetiştiği bir okul işlevi de gören bir kurum hangisidir?
Bu kurum Tercüme Odası'dır.
Lale Devri’nde Batılı tarzda köşkler, kasırlar yaptırarak mimari değişimin öncülerinden olan, devrin zevk ve safa âlemleriyle âdeta özdeşleşmiş sadrazamı kimdir?
Doğru yanıt Damat İbrahim Paşa'dır.
Levni hakkında kısaca bilgi veriniz.
Levni Osmanlı’da minyatür sanatının en büyük temsilcilerinden biri olup Surname-i Vehbi adlı 137 minyatürden oluşan albümde III. Ahmed Dönemi’nin saray hayatından görüntüler sunmuştur.
Bellini tarafında portresi yapılan padişah kimdir?
Bellini tarafında portresi yapılan padişah Fatih Sultan Mehmet'tir.
Sanayi-i Nefise Mektebi ne demektir?
Sanayi-i Nefise Mektebi güzel sanatlar okulu anlamına gelir.