Engellilerde Ruh Sağlığı Dersi 2. Ünite Özet
Engelliliğe Toplumsal/Kültürel Bakış Ve Ruh Sağlığı
- Özet
Damgalama: Damgalama bir insan veya grubun sahip olduğu bir özelliğin toplumca normal olarak sınıflanan ölçülerin dışında görülmesinden dolayı o insan ya da grubun değersiz ve itibarsız olarak algılanmasıdır.
Engelliliğe dayalı ayrımcılığa bağlı olarak ortaya çıkan davranışlar olan dışlama, mahrum etme ve kısıtlama gibi davranışlar sonucunda engelli bireylerin etkinlik ve hizmetlere toplumun diğer üyeleri ile eşit şekilde kabul ve erişimi zedelenmekte yada engellenmektedir.
Engellilere yönelik görünürde iyi niyetle yapılan ancak herhangi bir bilimsel dayanağı bulunmayan bazı davranışların da engelli bireylere fiziksel ve psikolojik anlamda zarar verdiği unutulmamalıdır. Engelliliği tamamen tedavi ettiğini iddia eden birtakım kişiler engelli birey ve ailelerinin hem dinî duygularını hem de umutlarını sömürmektedirler. Bu bağlamda engelli bireylere birtakım tehlikeli maddeler yedirilmesinin veya içirilmesinin engelli bireylere yönelik şiddet ve istismar kategorisine girmekte olduğu ve bu davranışların engelli bireylerin hem sağlıklarını hem de insanlık onurlarını ihlal ettiği bilinmelidir.
Toplumun Engelliliğe Bakış Açısını Şekillendiren Faktörler ve Engelli Bireyin Ruh Sağlığı
Bireyin Engeliyle İlgili Faktörler
Toplumun psikososyal engeller gibi bazı engel türlerine bakış açısı diğer engel türlerine göre çok daha olumsuz olabilmektedir. Örneğin şizofreni ve/veya bipolar depresyon tanısı bulunan bireylere yaklaşımlar çoğu toplumda işitme ya da görme engelli bireye yaklaşımlara nazaran çok daha olumsuz olabilmektedir.
Bazı durumlarda ise engelin ediniliş şekline bağlı olarak engelli bireyler yüceltilebilmektedir.
Örneğin, askerlik görevini yerine getirirken engelli hâle gelmiş bireylere gazi ünvanı verilerek toplumuzda daha saygın ve kutsal bir yere konumlandırılması. Bu bireylerin tolumda “kahraman” olarak nitelendirilmesi ilk bakışta olumlu gibi görünse de bu tür durumlar da engelli bireylerin engelsiz bireylerden daha üstün varlıklar olarak algılanmasına yol açabilir.
Vücudun Etkilenen İşlevleri ve Derecesi
Vücudun hangi işlevlerinin ne şekil ve derecede etkilendiğinin de toplumun engelli bireye ilişkin düşünce, inanç ve tutumları üzerinde etkileri olduğu bilinmektedir. Örneğin bireyin akıl ve ruh sağlığını etkileyen engel türleri toplum tarafından fiziksel engel türlerine göre daha olumsuz algılanmaktadır. Fiziksel engel türleri arasında ise derecesi daha fazla olanlar daha negatif olarak algılanabilmektedir. Örneğin şiddetli kas erimesi (müsküler distrofi) olan bir birey sol kolu dirsek altından kesilmiş (ampüte) bir bireye nazaran daha fazla şekilsel deformasyon ve işlevsel kayıp yaşadığı için toplumda daha fazla ön yargı ve olumsuz tutumla karşılaşabilmektedir.
Engelin Görünürlüğü ve Süreğenliği
Dışarıdan bakanların fark edemeyeceği engel türlerini ifade eden gizli engellilik durumlarında yetersizliği belirten fiziksel işaret ya da ipucu bulunmadığından dışarıdan bakanların engelli bireyin işlevsel yeterlilik ve kapasitesine dair beklentilerini düzenleyebilecekleri bir temel de bulunmaz.
Engelin Birey Açısından Anlamı
Engelli bireylerin bazıları engel durumlarına ve bununla ilişkili olarak yaşamlarında karşılaştıkları güçlüklere diğer bireylere kıyasla çok daha az önem verirler.
Özellikle bireyin engeli doğuştansa ya da uzun süredir mevcutsa, birey çoğu zaman engelliliğini kimliğini oluşturan birçok boyuttan sadece biri olarak görür.
Bazen engelli bireylerin ve özellikle de yakınlarının bireyin engellilik durumunu ikincil kazanç sağlayabilecekleri bir alan olarak nitelendirebildikleri de görülmektedir. İkincil kazanç, bireyin hasta numarası yaparak ve/veya semptomlarını abartarak çevresindekileri ve sistemi suiistimal etmesidir. Bireyin yapıp edebilecekleri konusunda kişisel sorumluluk almaya yaklaşmaması, bilerek başkalarına bağımlı hâle gelmek istemesi veya sağlık ve hizmet sistemini suiistimal etmesi gibi.
Engelli Bireyin Yaşam Koşulları
Aynı zamanda ekonomik anlamda da dezavantajlı olan engelli bireyler daha varlıklı olanlara kıyasla daha fazla toplumsal ön yargı ile karşılaşabilmektedir.
Bireyin Kişilik Yapısı
Bazı engelli bireyler tıpkı toplumun diğer üyeleri gibi diğerlerine kıyasla daha dışa dönük, girişken ve iyimserken, bazıları tam tersi özelliklere yatkın bir şekilde dünyaya gelirler. Kişilik yapısındaki bu tür farklılıkların özellikle sonradan engelli hâle gelen bireylerin engeli kabul ve uyum süreci ve şekli üzerinde oldukça etkilidir.
Bireyin Sahip Olduğu Aile ve Yakınlarından Aldığı Sosyal Destek
Engelli bireyin aile ve yakınlarının tutum ve davranışlarının engelli bireyin engel durumlarına fiziksel ve psikolojik uyumları üzerindeki etkisi oldukça büyüktür.
Toplumla İlgili Faktörler
Engelliliğe İlişkin Bilgi ve Farkındalık Eksikliği
Engelli bireyin engelinden dolayı otomatik olarak yardıma ihtiyacı olduğunun varsayılması yanlıştır.
Neleri yapıp yapamayacağı konusundaki en iyi uzmanın engelli bireyin kendisidir.
Engelli bireyin kullandığı yardımcı donanım veya cihaz onun kişisel (özel) alanına aittir.
Bireyin engelsiz bireylerle konuşurken sergilediği tutum ile engelli bireyle konuşma şekli arasında fark olmaması önemlidir.
Engelli bireyle konuşurken normal konuşma hızında ve tonunda konuşmak önemlidir.
Engelli bireylere gereksiz ve duyarsız soruların sorulmaması oldukça önemlidir.
Engelliliğe İlişkin Hatalı Varsayımlar
Birçok Afrika ülkesinde çocuklukta oluşan engelliliğin başlıca nedenleri arasında annenin ya da ailenin işlemiş olduğu günahlar, soya yönelik beddua/lanetlenme, şeytan tarafından ele geçirilme, toprak tanrılarına karşı işlenen suçlar, kanunlara/sosyal normlara aykırı davranılması ve zina gibi faktörler yer almaktadır. Ne yazık ki bu tarz hatalı varsayımlar bazen dinî çerçeveye oturtularak bizim toplumuzda da görülmeye devam etmektedir.
Engelliliğin kutsallaştırılması ve dolayısıyla da engelli bireylerin kahraman ya da kutsal bireyler olarak sınıflandırılması, pozitif görünür ama aslında negatif sonuçlar doğurur.
Engelli bireyin engellinden dolayı yapıp edemeyeceklerini düşünerek sürekli bir yas ve üzüntü hâlinde olduğunu varsaymak.
Engelliliğe İlişkin Olumsuz Tutumları Devam Ettiren Yanlış ve Duyarsız Medya Yayınları
Ülkemizde engelli bireyler genelde toplumdan izole yaşadıklarından engeli bulunmayan bireylerin engellilerle etkileşimleri ya hiç yok ya da yok denecek kadar azdır. Engelli bireylerle etkileşimde bulunma fırsatı olmayan bu bireylerin engellilerle ilgili sınırlı bilgileri çoğunlukla ekranlarda gördükleri birkaç engelli bireye ya da genel olarak medyanın engelli bireylerle ilgili verdiği mesajlara dayalıdır. Ne yazık ki bu mesajlar yanlış ya da duyarsız olduğunda engelli bireylerin karşılaşmış oldukları ekonomik, sosyal ve psikolojik güçlükler daha da körüklenmektedir.
Engelliliğin Bilimsel Anlamda Ele Alınışı ve Toplumun Engelliliğe Bakış Açısı
Engelli bireylerin önüne çıkan yükseköğretimle ilgili engeller çok az engelli bireyin aka demi içerisinde yer bulabilmesine ve kendileri ile ilgili araştırmaların yörüngelerini belirleyebilmesine neden olmuştur.
Medikal model, bireyin yaşadığı problemin kaynağını kendi vücut yapısındaki ve/veya işlevindeki bir bozukluğa yükler.
Sosyal model, engelliliğe yol açan durumlar üzerinde çevresel faktörlerin rolünün önemine dikkat çeker.
Biyopsikososyal yaklaşıma göre engelli birinin yaşam deneyimini anlamak konusunda biyolojik faktörler tek başına yetersiz kalmakta ve bu nedenle psikolojik, sosyal ve biyolojik faktörlerin karşılıklı etkileşimine bakılmadır.
Engelli Bireylere İlişkin Olumsuz Toplumsal Düşünce ve İnanışlara Yönelik Önlemler
Toplumdaki Engelli Bireylerin Güçlendirilmesi
Yaptıkları mesleklerle ve toplumdaki rolleriyle öne çıkan engelli bireyler, rol model olarak daha etkili olabilirler.
Toplum ve Okul Temelli Duyarlılık ve Eğitim Programlarının Düzenlenmesi
Düzenlenen toplum temelli duyarlılık ve farkındalık programlarında engellilere yönelik kurum ve kuruluşlarının yanı sıra toplumun önde gelen bireylerinin de yer alması önemlidir.
Temelini Engelli Bireylere İlişkin Toplumsal Ön Yargılardan Alan İnsan Hakları İhlallerinin Rapor Edilmesi
Engelli bireylere yönelik insan hakları ihlallerinin bölgesel ve ulusal düzeyde istikrarlı ve güvenilir biçimde kayıt altına alınması tüm dünya genelinde takip edilmesi gerekir.
Damgalamaya Karşı Gerekli Kanun ve Politikaların Düzenlenmesi
Kaynaştırma eğitiminin yasal düzenlemeler yoluyla garanti altına alındığı ülkelerde normalde yetenek ve başarıları keşfedilemeyecek olan engelli öğrencilerin eğitim almalarının sağlanıyor olmasının yanı sıra bu öğrencilerin engelsiz yaşıtlarının eğitimine engel teşkil etmediği tam tersine zenginlik kattığının da anlaşılması mümkün olmaktadır.
Bazen kanun ve yönetmelikler, engelli bireylerin topluma katılımını kolaylaştırmak ve haklarını savunmak yerine tam tersi bir etki göstermektedir ve yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.