Anne Baba Eğitimi Ve Danışmanlık Hizmetleri Dersi 4. Ünite Özet
Aile Eğitimi Ve Katılımı
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Giriş
Aile eğitimi ve katılımı çocukların, ailelerin ve toplumun gelişimini etkilemektedir. Aile eğitimi ve katılımı çalışmaları ailelere çocukların gelişimi ve eğitimi konusunda rehberlik yapmayı hedefleyen uygulamaları kapsamaktadır.
Aile eğitimi ve katılımı çalışmaları okul aile arasındaki iş birliğini arttırmaktadır. Hem aile hem de okul çocuğa yönelik ortak hedeflere ulaşmak için ortak yollar kullanmaya başladığı zaman bu durum çocuk, aile ve okul üzerinde olumlu etkiler yaratmaktadır.
Aile Eğitimi ve Katılımının Kuramsal Alt yapısı
Urie Bronfenbrenner’in ekolojik sistemler kuramı çocuğun toplumun bir üyesi olması için geçen süreci ele almakta ve çevresel sistem aracılığı ile bu süreci açıklamaktadır. Çocuğun yaşantısında çocuğu etkileyen farklı sistemler yer almaktadır.
Bu sistemler çocuğun gelişimini doğrudan ya da dolaylı etkileyen beş çevresel sistem üzerinde odaklanmaktadır:
- Mikrosistem , bireyin içinde yaşadığı ve doğrudan etkileşimde bulunduğu yakın ilişkiler ağını içermektedir. En üst düzeyde etkiye sahip olan bu sistem bireyin ailesini, akranlarını ve okulunu içermektedir.
- Mezosistem , çocuğun ilişkide olduğun en az iki farklı sistem arasındaki ilişkilerdir.
- Ekzosistem , çocuğun doğrudan içinde bulunmadığı fakat gelişimini dolaylı olarak etkileyen etkileşimlerdir.
- Makrosistem , toplumsal çerçeveyi belirleyen bu sistem dolaylı olarak çocuğun gelişimini etkilemektedir.
- Kronosistem , zamana bağlı olarak tüm sistemleri etkileyen bir sistem olarak anlaşılabilir. Çocuğun zaman içinde yaşadığı çevrede zaman içinde olan değişimlerin, çocuğun gelişimini etkilemesini kapsamaktadır.
Swap okul ve aile ilişkilerini dört temel model çerçevesinde açıklamaktadır:
- Koruyu model; aile katılımına yer vermez, ailenin sorumluluğu çocuğun okula devam etmesini sağlamaktır. Çocuğun eğitimi öğretmenlerin sorumluluğundadır.
- Okuldan eve geçişli model: Bu modelde aile çocuk hakkında bilgi alınabilecek kaynak olarak görülür fakat çocukla ilgili karar alma sorumluluğu öğretmendedir. •
- Zenginleştirilmiş program modeli: Bu modelin amacı ailelerin, okulun eğitim programının uygulama alanını genişletmesidir.
- İş birliği modeli; çocuğun gelişiminin desteklenmesi için aileler ve öğretmenlerin karşılıklı etkileşim ve iş birliği içinde olması beklenmektedir.
Swap, çocuk üzerindeki en etkili modelin işbirlikli model olduğunu vurgulamakla birlikte işbirlikli modelin her okul ve aile yapısında uygulanamayacağını da belirtmektedir. Başarılı bir şekilde uygulanabilmesi için öncelikle okul ve aile üyelerinin konu ile farkındalığının geliştirilmesi gerekmektedir.
Epstein , çocuğun ev, okul ve toplum içinde sürekli ve eş zamanlı olarak geliştiğini ifade etmektedir. Ev, okul ve toplum arasındaki ‘ köprüler ’ ifadesi ile bu üçlünün arasındaki iş birliğini ve etkileşimi ifade etmektedir. Çocuklar ev, okul ve toplum arasındaki köprülerden sürekli olarak geçerek kendilerinin ‘birey’ olarak nasıl bir yerde olduklarını anlamlandırmaktadır.
İyi yapılanmış sağlam köprüler çocukların başarısını arttırmakta ve çocuğun eğitim yaşantısı boyunca ailenin katılımının gerçekleşmesini sağlamaktadır. Çocukların olumlu etkilenebilmesi için okullarla bağlantılı olan toplum temelli programların oluşturulması gerekmektedir.
Aile Eğitimi ve Katılımının Tanımı, Amaçları, İşlevleri ve İlkeleri
Aile eğitimi, çocuklarla en yakın ve en yoğun ilişki halindeki aile bireylerini desteklemeye ve aile yaşantısını iyileştirmeye yönelik eğitsel girişimler olarak tanımlanmaktadır.
Aile eğitiminin temel amacı, ailelere çocuk yetiştirme konusunda rehberlik etmektir. Bu rehberlik kapsamında anne babaların çocuk gelişimi ve eğitimi konusunda bilgilendirilmesi, aile bireylerinin etkili iletişim kurma becerilerinin geliştirilmesi, aile bireylerinin çocuklara olumlu davranış ve alışkanlık kazandırma yöntemlerinin ailelerle paylaşılmasını hedeflemektedir. Aile katılımı ise ailelerin çocuğun doğumundan yetişkinliğe kadar çocukların eğitim ve gelişmelerinin her aşamasında yer almaları şeklinde tanımlanmaktadır.
Aile eğitimi ve katılımı çalışmalarının amaçları;
- Çocuğun tüm gelişimini desteklemek,
- Evdeki öğrenme ortamını zenginleştirmek,
- Aile bireyleri arasında sağlıklı iletişim kurulmasını sağlamak,
- Ailelerin okuldaki eğitime paralel tutum ve davranışları benimsemelerine yardım etmek,
- Ailelerin okuldaki eğitime katılımlarını arttırmak ve
- Onların davranış ve alışkanlıklarını düzenlemede değişik yolları öğrenmelerini sağlamak olarak sıralanabilir.
Yapılan bazı araştırmalar aile eğitiminin ve katılımının yeterli kalitede uygulandığında aileler ve çocuklar üzerinde olumlu etkilere sahip olduğunu ortaya koymaktadır.
Aile eğitimi ve katılımı çalışmaları öncelikle ailelerin çocuğun öğrenme ve gelişim süreçlerine dâhil olmasını sağlamaktır. Aile eğitimi ve katılımı çalışmalarının en önemli işlevi, ailelerin çocuğu ve kendilerini geliştirme konusunda farkındalıklarını arttırma ve daha sonra sorunlar ortaya çıkmadan önce önleyici koşulları sağlayabilmektir.
Farkındalık Geliştirme ve Önleyici İşlevler:
- Eğitime katılım: Bu eğitimler çocuğun yüksek yararını sağlamak amacıyla aile ve okulun görüş birliği içinde planlamalar yapmasına fırsat vermektedir.
- Ebeveynlik becerileri: Aile eğitimi ve katılımı sayesinde aileler bilimsel bilgilerle, öz güvenlerini güçlendirecek çocuk gelişimi ve eğitimi ile ilgili konularda bilgi ve becerilerini arttırmaktadır.
- Çocuk gelişimini destekleme: Aileler çocukların gelişimine duyarlı olmayı öğrenmekte ve onların gelişim alanlarını ve özellikleri hakkında bilgi sahibi olmaktadır.
- Kişisel gelişim: Aileler bu eğitimler ve katılımları kapsamında bireysel gelişimlerini destekleyen konularda destek aldıkça kendilerine yönelik özgüvenleri ve öz yeterlikleri gelişmektedir.
Destekleyici İşlev-Problemlerin Çözümü:
- Özel gereksinim: Özel gereksinimli çocukların aile tarafından kabul edilmesi, ev ortamında desteklenmesi ve yaşıtları ile aynı ortamda aynı hizmetlerden yararlanabilmesi gelişimlerinin maksimum düzeyde olabilmesine olanak tanımlamaktadır.
- İçselleştirilmiş problem davranışlar: Başkaları tarafından kolayca gözlemlenemeyen, sosyal olarak içe kapanıklık, kaygılı, çekingen, depresif, üzgün olma şeklindeki davranışlardır.
- Dışsallaştırılmış problem davranışlar: Açıkça gözlenebilen, sözel ve fiziksel saldırıyı içeren davranışlardır.
Aile eğitiminin ve katılımının aileler, çocuk ve eğitimciler açısından başarılı olarak uygulanabilmesi için bu süreçte bazı ilkelere dikkat edilmesi gerekmektedir. Bu ilkeler;
- Hazırlıklı olma,
- Saygılı olma,
- Özgün olma,
- Stratejik olma,
- Esnek olma,
- Yaratıcı olma,
- İş birliğine açık olma şeklinde sıralanabilir.
Aile Eğitimi ve Katılımının Kapsamı
Ailelerin genel olarak ihtiyaç duydukları konular, çocuk yetiştirmeye ilişkin konulardır.
Başbakanlık Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü tarafından yapılan araştırmada, ailelerin genel olarak;
- Disiplin yöntemleri,
- Kişilik gelişimi,
- Çocuk gelişimi,
- Okul-aile iş birliği,
- Aile içi iletişim konularında eğitim ihtiyacı duydukları tespit edilmiştir.
Ailelerin eğitime katılım düzeyleri ve üstlendikleri roller konusunda Epstein ve Gordon tarafından da çeşitli katılım biçimleri belirlenmiştir.
Aile katılım düzeyleri ile ilgili Epstein tarafından tanımlanan ve yaygın olarak kullanılan altı düzey bulunmaktadır:
- Düzey-1: Anne-babalık/Çocuk yetiştirme: Bu düzeyde ailelere çocuklarının yaş ve gelişim özelliklerine göre ebeveynlik becerilerini geliştirmeleri için destek sunulmaktadır.
- Düzey-2: İletişim: Bu düzeyde ailenin çocuğunun okul yaşantısı ile ilgili önemli bilgilerden haberdar olması sağlanmaktadır.
- Düzey-3: Gönüllülük: Ailelerin okulda gönüllü olarak görev almalarını sağlamak için etkinlikler düzenlemesini içermektedir.
- Düzey-4: Evde Öğrenme: Ailelerin çocuklarının akademik gelişimini desteklemek için ev ortamında çocuklarıyla birlikte uygulayabileceği etkinlikleri kapsamaktadır.
- Düzey-5: Karar alma süreçlerine aile katılımı: Ailelerin okuldaki karar alma süreçlerine katılımını destekleyen çalışmaları içermektedir.
- Düzey-6: Toplumla iş birliği: Sivil toplum kuruluşları ve belediyeler gibi yerel yönetimlerle aileler arasında köprü kurmayı sağlayan uygulamalar düzenlenmesini içermektedir.
Her düzey farklı bir aile katılımı şeklini açıklamaktadır. Ortak hedef düzey altıya erişmek olup, ailelerin tümünden aynı seviyede katılması beklenmemektedir.
Gordon, ailelerin aile katılımında üstlendiği rollerin aile katılım düzeylerini belirlediğini savunmaktadır. Gordon tarafından oluşturulan daha sonra Gordon ve Breivogel tarafından tekrar güncellenen aile katılımında ailelerin üstlendiği roller şöyle sıralanabilir:
- Seyirci olarak aile: Aileler gözlemci olarak yer almaktadır.
- Karar alma süreçlerine katılan aile: Aileler okul aile birliği gibi çalışmalarda yer alarak okulla ilgili alınacak kararlarda görüş belirtmektedir.
- Sınıf gönüllüsü olan aile: Bu rolü üstlenen aileler sınıf ortamında gerçekleştirilen çalışmalara kendi yetenekleri doğrultusunda katılmaya başlamaktadır.
- Yarı profesyonel olan aile: Aileler öğretmene yardımcı olmak için bazı etkinliklerde görev almaktadır.
- Öğrenen aileler: Aile eğitimi ve katılımı çalışmalarında yer almaya başlayan ve devam eden ailelerdir.
- Çocuğun öğretmeni olarak aile: Aile edindiği bilgi ve becerileri ev ortamında uygulamayı başarabilen ailelerdir.
Aile eğitimi ve katılımı çalışmaları;
- Okuldaki yöneticiler,
- Okul öncesi öğretmenleri ve yardımcıları,
- Rehber öğretmenler,
- Özel eğitim öğretmenleri ve
- Diğer çalışanların destek verebileceği çalışmalardır.
Bu bakış açısı ile hareket etmek çocukların ve ailelerin çoklu disiplinler tarafından desteklenmesini sağlayacaktır. Böylece çocuk ve aile için belirlenen hedeflere daha kolay ve kalıcı yollarla ulaşabilecek, çocuk ve aile farklı destek hizmetlerinden faydalanabilecektir.
Aile Eğitimi ve Katılımını Planlama ve Uygulama Süreci
Aile eğitimi ve katılımı çalışmalarını planlama ve uygulama basamakları;
- Gereksinim belirleme,
- Hedef geliştirme,
- Hedeflere ulaştıracak etkinlikleri belirleme ve uygulama planları geliştirme,
- Uygulama ve değerlendirme olmak üzere dört basamaktan oluşmaktadır.
Ailelerin çalışmalara katılımı ve bu çalışmalardan yararlanmaları için ilk adım gereksinim belirlemedir.
Ailelerin gereksinimlerini belirlemek amacıyla anket, görüşme, beyin fırtınası ve öneri kutuları gibi araçlar kullanılarak, ailelerin eğitim ihtiyacı duyduğu konular, katılabileceği okul etkinlikleri, aile eğitimi ve katılıma yönelik beklentileri ; bu çalışmalara katılabilmek için uygun gün ve saatler belirlenir. Ailelerin gereksinimleri ile katılım düzey ve gereksinimlerinin ayrı ayrı ele alınarak belirlenmesi gerekmektedir.
Bu aşamadan sonra her aile için hedef belirleme ikinci aşama yı oluşturmaktadır. Bu aşamada, gereksinim belirlemede edinilen bilgiler kullanılmalı ve her aile için bireysel hedefler belirlenmelidir. Aile eğitimi ve katılımı hedefleri ayrı ayrı ele alınmalı uzun vadeli hedefler arasında her ikisine de yer verilmelidir.
Aile eğitimi ve katılımı etkinliklerini belirleme ve uygulama aşamasında kısaca gereksinim duyulan konulara ve belirlenen hedeflere yönelik etkinlikleri saptama ve uygulamayı kapsamaktadır. Bu aşamanın başarılı olabilmesi için öğrenen olarak yetişkinlerin özelliklerinin bilinmesi önemelidir.
Knowles yetişkinlerin çocuklardan farklı öğrenme özelliklerine sahip olduğunu savunur. Bu amaçla yetişkinlerin öğrenmesine yardım etme bilim ve sanatı olarak tanımladığı ‘ androgaji ’ kavramını geliştirmiştir.
Knowles, yaptığı bu tanımın ardından teorisini genişletmiş ve yetişkin öğrenmesini çocukların öğrenmesinden ayıran dört temele oturtmuştur:
- Kişi olgunlaştıkça benlik kavramı, bağımlı kişilikten öz yönelimli birey olmaya doğru ilerler.
- Zaman içerisinde artan bir yaşantı birikimi kazanılır ve bu öğrenme için artan bir kaynak olur.
- Kişinin öğrenme konusundaki hazır bulunuşluğu toplumsal rolleri ve yaşına paralel gelişim görevleri doğrultusunda olur.
- Zaman zaman bilgiyi uygulamanın sonraya ertelemesinden uygulamada şimdi ve hemene doğru değişir. Bu doğrultuda öğrenme yönelimi konu merkezli olmaktan çok sorun merkezli olma yönünde değişir.
Aile eğitimi ve katılımının değerlendirilmesi aşamasında uygulanan aile eğitimi ve katılımı çalışmalarının amaca ulaşma durumunun değerlendirilmesini kapsamaktadır. Değerlendirmenin amacı, ailelere sunulan çalışmaların etkililiğini saptamaktır.
Aile Eğitimi ve Katılımı Etkinlikleri
Aile eğitim etkinlikleri; çocuk sağlığı, çocuk gelişimi, davranış yönetimi, iletişim, beslenme, ruh sağlığı gibi konularda ailelerin bilgi becerilerini geliştirmeye yönelik sistemli ve planlı eğitim çalışmalarıdır.
Kurumsal temelli eğitim uygulamalarında aile eğitimi çalışmaları yaygın olarak;
- Eğitim toplantıları,
- Konferans ve
- Söyleşi etkinlikleri şeklinde gerçekleştirilir.
Eğitim toplantıları, ailelerin çocukları ile ilgili konularda bilgi ve deneyimlerini paylaşmaları ve geliştirmelerini hedefleyen yüzyüze oturumlardır.
Konferanslar, konu ile ilgili uzman bir kişinin ailelere yönelik bilgilendirici konuşmalar yapması olarak tanımlanabilir.
Söyleşiler , belirlenen konu ile ilgili iki uzmanın, katılımcıların aktif katılımını sağlayarak konu ile ilgili sohbet etmeleri şeklinde tanımlanmaktadır. Aileler söyleşi ortamında daha aktiftir ve soru sorarak uzmanlarla sohbet edilir. Bu durum ailelerin kendilerinin daha rahat hissetmesine neden olmaktadır.
Aile eğitimi etkinliklerinde gerek eğitim toplantıları gerekse konferans ve söyleşilerde ailelerin aktif katılımını sağlayacak tekniklerin kullanımına özen gösterilmelidir. Bu aktif öğrenme yöntem ve teknikleri şöyle sıralanabilir:
- Grup tartışması,
- Soru cevap,
- Örnek olay incelemesi,
- Rol oynama,
- Demostrasyon,
- Beyin fırtınası,
- Buz kırma teknikleri
Aile katılım etkinlikleri;
- İletişim etkinlikleri ve
- Ailelerin eğitim etkinliklerine katılım çalışmaları olarak iki başlık altında incelenebilir.
İletişim etkinlikleri;
- Görüşmeler ve
- Bilgi paylaşımı etkinlikleri olmak üzere iki grupta ele alınabilir.
Ailelerle karşılıklı iletişim amaçlı olarak çeşitli görüşmeler yapılabilir. Bu görüşmeler şöyle sıralanabilir:
- Bireysel görüşmeler,
- Grup görüşmeleri,
- Telefon görüşmeleri,
- Geliş gidiş zamanlarında iletişim,
- Ev ziyaretleri.
Okuldan çocuk gelişimi ve eğitimi, etkili ebeveynlik becerilerine katkı sağlayabilecek çok çeşitli konularda; aileden de ev yaşamı ve aile deneyimleri konusunda bilgi akışı olması çok önemlidir. Bu amaçla kullanılabilen çeşitli araçlar şöyle sıralanabilir:
- Broşür ve kitapçıklar,
- Haber mektupları veya bilgi notları,
- Duyuru ve eğitim panoları,
- Anne-baba kütüphanesi ve makale kutusu,
- Ses ve görüntü kayıtları,
- Bülten/dergiler,
- Yazışmalar/iletişim grupları,
- Portfolya (gelişim dosyası) paylaşımı
Ailelerin okuldaki eğitim etkinlikleri içinde farklı şekillerde yer almasıdır. Bu çalışmalar ailelerin aidiyet duygusunu arttırmakta ve okul aile arasındaki iş birliğini güçlendirmektedir.
İlk olarak eğitimci ailelerin özelliklerini, etkinliklerini, etkinliklere katılma durumlarını saptayarak işe başlamalıdır.
Daha sonra ailelerin hangi sınıf etkinliklerine nasıl katılacaklarını, ailelerin rol ve sorumluluklarını belirlemelidir. Çocukların gereksinimleri ve ailelerin yetenek ve özelliklerine göre pek çok okul etkinliğine ailelerin katılması sağlanabilir.
OBADER’de ailenin okul etkinliklerine katılım aşamaları şöyle sıralanabilir:
- Gözlemci olarak okulda bulunma,
- Materyal hazırlanmasında ve onarımında görev alma,
- Sosyal etkinlikler ve alan gezmeleri gibi açık hava etkinliklerinde öğretmene yardımcı olma,
- Çocuklarla birlikte yiyecek hazırlama etkinliği gerçekleştirme,
- Sınıfta yeteneğine uygun bir etkinlikte yer alma, çocuklarla birlikte oyun oynama, öykü okuma, sanat, müzik etkinlikleri gerçekleştirme,
- Sınıfta öğretmen tarafından planlanan bir etkinlikte görev almadır.
Ailenin Eğitimi ve Katılımını Zorlaştıran Etkenler
Olumsuz etkenler;
- Aile kaynaklı etkenler ve
- Okul personeli kaynaklı etkenler olarak değerlendirir.
Aile eğitimi ve katılımı çalışmalarına ailelerin gösterdiği ilginin azlığı ve ailenin zaman ayırma sıkıntısı, ailenin sosyoekonomik düzeyi ve kültürel özelikleri şeklinde sıralanabilir.
Okulun ailelerin kolayca ulaşamayacağı bir noktada bulunması, okulun bu konuda kaynak yaratamaması gibi olumsuz etkenler olabilmektedir.