aofsoru.com

Çocukları Tanıma Ve Değerlendirme Dersi 7. Ünite Özet

Değerlendirme Etkinliklerinde Aile Katılımı

Giriş

Doğumla başlayarak çocuğun yaşamının önemli bir parçasını oluşturan ailenin öğretme-öğrenme sürecine katılması okul-aile iş birliğinin istenilen biçimde gerçekleştirilmesine bağlıdır. Aile katılımı, öğretmenle ailenin iş birliği içerisinde olmasını öngörmektedir. Aile katılımı sınıf içinde gerçekleşeceği gibi sınıf dışında da gerçekleşebilir.

Toplumun Parçası: Aile

Aile, aynı çatı altında yaşayan ve aralarında kan bağı ve akrabalık bulunan, üstlendikleri roller ile görev ve sorumluluklarını yerine getiren, birbirleriyle etkileşim içinde bulunan bireylerin oluşturduğu sosyal bir kurumdur aile. Çocuğun aile içinde kazandığı tutum, davranış ve kişilik özellikleri çocuğun ilerideki yaşamında da etkilidir.

Aile çocuğun yalnızca çocuğun fiziksel ihtiyaçlarını değil güvenlik eğitim ve toplum beklentilerine uygun davranışlar kazandırmaları da gereklidir. Bu bakımdan ailenin toplum yaşamında üstlendiği görevler biyolojik görev, ekonomik görev, koruyuculuk, psikolojik görev, boş zamanları değerlendirme, dini görev, statü sağlama ve eğitimdir.

Aile ile Bilgi Paylaşımı ve Gelişim ve Eğitimde Aile İş Birliği

Eğitim kurumlarında aile ile iş birliği yapması oldukça önemlidir. Çünkü okul aile iş birliğinin temel amacı okul ile ev arasında köprü oluşturmak ve çocuğun eğitim öğretim sürecindeki olumsuzlukları gidererek bu süreçte çocuğa destek olmaktır. Okul-aile iş birliğinin geliştirilmesindeki temel neden çocukların okulda ve diğer yaşamlarında başarılı birey olmalarını sağlamak, Okul programını geliştirmek, ailelerin okula desteğini sağlamak, ailelerin becerilerini ve liderliğini arttırmak, okulda ve evrede bulunan ailelerle iletişim kurmak, öğretmene çalışmalarında yardımcı olmaktır.

Okul-aile iş birliği kapsamında farklı uygulamalar yapılabilmektedir. Ailelerle ilişki kurularak onların evde ve okulda çocukların eğitiminde üstlenmesi gereken rolleri öğrenmelerini ve yerine getirmelerini sağlamak veya aileleri okul içerisine çeşitli etkinliklere ve okulla ilgili kararlara katmak, bu sürecin aile katılımı biçiminde uygulanması şeklinde olabilir.

Aile Katılımı

Çocuğun fiziksel, duygusal ve sosyal yönlerden gelişiminin yanı sıra çocuğun yaşama ve insanlara bakışını biçimlendiren temel kurum ailedir. Bu bakımdan aile içinde çocuğa gösterilen davranışlar, onun kişilik, sosyal ve zihinsel gelişimini, yaşamının her aşamasında etkilemektedir. Toplumsal değişimlerle beraber eğitim sürecinde ailenin rolü giderek artmakta ve okul, aile ve çocuk üçgeninde aile katılımını önemli hale getirmektedir.

Aile katılımındaki temel amaç, okul ile ailenin ortak noktası olan çocukların zihinsel, duygusal ve sosyal yönlerden gelişmesini sağlamaktır. Aile katılımının gerçekleşmesi için katılımın hangi boyutta ve nasıl olacağının planlanması gerekmektedir. Çocuğun eğitiminde aile katılımının nasıl olacağına yönelik aile katılım modelleri bulunmaktadır.

Gordon Modeli: Gordon’un (1979) modelinde birbiri ile etkileşim içinde olan ve çocuğun gelişimini etkileyen aile-okul-toplum olmak üzere üç model bulunmaktadır. Aile modeli, ailelerin eğitim sisteminin bir parçası olmak istediklerini ancak nasıl katılacaklarını ve çocuğun başarısı için çocuklarına nasıl yardım edeceklerini bilmediklerini ifade etmektedir. Okul modeli açısından ailelerin, gönüllü olarak okul etkinliklerine katılmasını ve bu katılımının okul ve öğretmen sistemini değiştireceğini belirtilmektedir. Toplum modeli ne göre ise, toplum kaynakları okul ve ailelerin hizmetine sunulmalı ve aileokul-toplum arasındaki ilişki güçlendirilip geliştirilmelidir.

Grolnick ve Slowiaezek Modeli: Aile katılımını davranışsal, bilişsel ve kişisel olmak üzere üç boyutta sınıflandırmıştır. Davranışsal boyut, ailenin okula giderek okul etkinliklerine katılımını içerir. Kişisel boyut ailenin okula yönelik tutumu, çocuğun okula karşı olumlu tutum geliştirmesi üzerinde durur. Bilişsel boyut ise, çocuğun bilişsel gelişimini desteklemek için ailenin çocuğa uyarıcı etkinlikler, kitap vb. materyalleri sağlamasını içerir.

Hoover-Dempsey ve Sandler Modeli: Bu modelde katılımının beş düzeyde gerçekleştiğini belirtilmiştir. Bu modele göre aile, öncelikle çocuğunun okulundaki çalışmalara aile katılımını gerçekleştirmek için karar verir. Aile, katılım konusunda karar verdikten sonra bu katılımın nasıl olacağı konusunda tekrar bir karar verir. Aile katılımının nasıl olacağını, ailenin ilgi ve yetenekleri, okul, öğretmen ve diğer velilerden talep edilen istekler belirler. Aile, çocuğuna model olarak, çocuğun eğitimini destekleyerek yönlendirerek aile katılımını gerçekleştirir. Aile katılımı olduğu zaman çocuğun okuldaki başarısı artar.

Hill ve Taylor Modeli: Aile katılımında başarıyı yükseltmek için iki mekanizmadan söz edilmektedir. Bunlardan biri olan sosyal etkileşim, ailelerin okulun beklentilerini, çocuklara evde nasıl öğrenme ortamını düzenleyeceklerini ve ev ödevlerine nasıl yardım edeceklerini ailelerden ve okuldan öğrenmelerini ifade eder. Sosyal kontrol ise, gerek evde gerekse okulda etkili olan davranışlar konusunda okul ve aileler ortak bir görüşe sahip oldukları zaman oluşur.

Epstein Aile Katılım Modeli: Öğrencinin öğrenmesini ve gelişimini etkileyen üç önemli etmenin olduğunu belirtilmiştir. Bu etmenler aile-okul ve toplumdur. Bunların birbirleriyle etkileşimi öğrenciyi etkilemektedir. Epstein, aile katılımını altı kategoride sınıflandırmıştır.

  • Anne-Babalık: Anne ve babaların, çocuk yetiştirme, anne-babalık becerileri, çocuk ve ergen gelişimi, her yaş ve düzeyde çocukların öğrenmelerine yardımcı olmak için ev koşullarını düzenleme gibi konularda desteklenmesidir.
  • İletişim: Aileler, okul programları ve öğrenci gelişimi ile ilgili olarak okulla iletişim içinde olmalıdır.
  • Gönüllülük: Ailelerin öğrencileri desteklemek için gönüllü olarak eğitim etkinliklerine ve programlarına katılımını ifade eder.
  • Evde Öğrenme: Ailelerin, çocukların ödevlerine ve diğer okul ile ilgili etkinliklere yardımcı olmasını ifade eder.
  • Karar Alma: Ailelerin, okul yönetimine ve okul kararlarına katılmalarıdır.
  • Toplumla İş birliği: Aileler, öğrencilerin öğrenmelerini ve gelişimini desteklemek için toplumun diğer kurumları ile (üniversiteler, iş çevreleri) iş birliği içerisinde olmalıdır.

Ailenin çocuklarının eğitim-öğretim sürecine katılmasının nedenleri şöyle sıralanabilir:

  • Çocuklarıyla birlikte yoğun zaman geçiren annebabaların gözlemlerinden ve görüşlerinden yararlanmak çocuğun gelişimi için önemlidir.
  • Çocuklarının ilk öğretmenleri olmaları nedeniyle ailelerin eğitim-öğretim sürecine katılmaları bir gerekliliktir.
  • Sınıf ve okul ortamı içinde ortak bir kültürün oluşması için ailelerin eğitim sürecine katılmaları gerekmektedir.
  • Aileler, çocuklarının gelişimi için en iyi ve etkili yöntemleri bulmak için zorlanmaktadırlar.
  • Aile katılımı okul yönetiminin demokratikleşmesi sürecinin bir parçasıdır.

Aile katılımının amaçlarına bakıldığında amaçlarının merkezinde ailenin bulunduğu ve bu amaçların aileyi destekleyici ve aileye yardımcı olduğu görülmektedir.

Aile katılımı; çocukların ailenin etkin geçmişine, sosyoekonomik düzeyine bakılmaksızın daha başarılı olmalarını, kendilerine güvenmelerini sağlar. Örneğin çocuk ailenin desteğini hissederek okulda devamsızlık yapmaz, sorumluluk duygusunu geliştirir ve okula yönelik olumlu tutum geliştirir. Aileler ise aile katılımı ile çocukları ile etkileşim içinde olur, çocuklarının sosyal, duygusal ve bilişsel gereksinimlerine yönelik daha özenli olurlar. Aile katılımı sayesinde aileler, çocukların gelişimi, okulda ve sınıfta ne yaptıkları ile ilgili bilgi sahibi olurlar. Öğretmenler ise aile katılımı ile öğrencilerini daha iyi tanır, ailelerden destek aldığı için daha verimli ve etkili çalışır.

Ailelerin çocuklarının eğitim sürecine etkin katılımını sağlayacak, okul ile ailenin bağları güçlendirecek, aidiyet duygusu artırılabilecek farklı etkinlikler düzenlenebilir. Bunlar şöyle sıralanabilir:

  • Toplantılar,
  • Ev ziyaretleri,
  • Okul ziyaretleri,
  • Haber mektupları,
  • Duyuru panoları,
  • Kermesler, sergi ve gösteriler,
  • Sınıf gazeteleri ve bültenler,
  • İş birliği defteri,
  • Ailelere davet,
  • Aile materyalleri,
  • Aile katılımını gerektiren ödevler,
  • Anlaşma hazırlama,
  • Aile olayları ve kitap sohbetleri,
  • Tatillerden yararlanma,
  • Aile toplantıları.

Ölçme-Değerlendirme Sürecinde Ailenin Rolü

Öğrencilere verilen eğitimin ne ölçüde gerçekleştirildiğini, öğrencilere bilgi, beceri ve davranışların ne düzeyde kazandırıldığını belirlemek için ölçme ve değerlendirmeye gereksinim vardır. Öğretim programları; hedefler-öğrenci kazanımları, öğrenme durumları, içerik, ölçme ve değerlendirme ögelerinden oluşur.

Okul öncesinden başlayarak eğitimin diğer kademelerinde, öğrencilerin ve öğretmenlerin güçlü ve zayıf yönlerinin belirlenmesinde ölçme ve değerlendirmeden yararlanılır. Ölçme, gözlenen bir niteliğin gözlem sonucunu sayılarla ya da başka sembollerle ifade etmek anlamına gelirken, elde edilen ölçme sonuçlarının bir ölçütle ya da ölçütler takımıyla kıyaslanıp bir karara varma işi değerlendirme anlamına gelmektedir.

Eğitimde ölçme-değerlendirmenin amaçları şöyledir:

  • Öğrenci başarısını gözlemlemek,
  • Okulun başarısını gözlemlemek,
  • Anne-babalara bilgi verebilmek,
  • Öğrenciler için sınıf geçme ve mezuniyet konularında karar verebilmek,
  • Öğretim sürecinin verimliliği hakkında yorumlar yapabilmek,
  • Merkezi sınavlar yardımıyla öğrencilerin bir başka öğretim kurumuna devam edebilmeleri konusunda değerlendirmelerde bulunabilmektir.

Ölçme-değerlendirme ile öğrencilerin öğretme-öğrenme sürecinde edindiği bilgi, beceri ve davranışların ne düzeyde edindiği öğrendiklerini günlük yaşamında problemleri çözmek için nasıl uyguladığı belirlenir. Bu süreçte öğrenciler öğrendiklerini gerçek yaşama transfer ederler. Ölçme değerlendirme boyutu öğrencilere öğrendikleri bilgileri somut bir ürüne dönüştürme olanağı verir. Böylece öğrenci, neyi öğrenemediğini değil öğrendiklerini nasıl günlük yaşamla ilişkilendirebildiğini görür.

Geleneksel anlayışın aksine birçok yönden ölçme yapmak, çok sayıda araçla sürekli ölçme ve değerlendirme yapmak gerekir. Eğitim kademelerinde kullanılan ürünü temel alan ölçme değerlendirme yaklaşımları şöyle sıralanabilir:

  • Yazılı yoklamalar,
  • Sözlü yoklamalar,
  • Çoktan seçmeli testler,
  • Doğru-yanlış testleri,
  • Eşleştirmeli testler,
  • Boşluk doldurmalı testler (kısa yanıt gerektiren testler).

Eğitim kademelerinde kullanılan süreci temel alan ölçme değerlendirme yaklaşımları;

  • Projeler,
  • Akran değerlendirme,
  • Öz değerlendirme,
  • Yapılandırılmış grid,
  • Kelime ilişkilendirme testi,
  • Tanılayıcı dallanmış ağaç tekniği,
  • Gözlem,
  • Performans değerlendirme,
  • Öğrenci ürün dosyası,
  • Dereceli puanlama anahtarı,
  • Kontrol listesi,
  • Kavram haritaları şeklindedir.

Ölçme-değerlendirme ile öğrencilerin bilgi, beceri ve davranış boyutunda güçlü ve zayıf yönleri ortaya çıkar. Öğrencilerin güçlü yönlerini belirlemek ve zayıf yönlerini geliştirmek, okulda öğrendiklerinin evde de devamlılığını sağlamak, aileleri öğrencilerinin neleri yapabildikleri ve yapmakta zorlandıkları konularda bilgilendirmek için ölçme-değerlendirme sürecinde ailelerle iş birliğine gereksinim vardır. Dolayısıyla ölçme-değerlendirme sürecine de ailelerin katılması önemlidir.

Ölçme ve değerlendirme sürecine ailenin katılımının amacı ailelerin çocuklarının eğitim ve süreçlerine katılarak öğretmenle iş birliği yaparak çocukların öğrenmelerine, duygusal ve sosyal gelişimlerine katkı sağlamaktır. Aileler bu katkıyı sağlarken sınıf içindeki ve okuldaki eğitim ve öğretim süreçlerine katılabilir. Aile katılımının çocuklarda akademik başarının yanı sıra bilişsel, sosyal ve duygusal gelişimini olumlu yönde etkilediğini göstermiştir.

Ölçme-değerlendirme sürecine katılan aileler, çocuklarının zayıf ve güçlü yönlerini bilir, çocuklarının neyi yapıp yapamadığı ile ilgili olarak doğrudan bilgi alır. Ölçme değerlendirme sürecine katılan ailelerin çocukları, okula yönelik olumlu tutum geliştirir. Aileleri ölçme değerlendirme sürecine dâhil eden öğretmenler, veli toplantılarında olumsuz durumlarla karşılaşmazlar.

Aile, çocuk ve öğretmen açısından yararları bulunan ölçme-değerlendirme sürecine ailelerin katılımını sağlamak için bazı stratejiler vardır. Bu stratejiler şöyle sıralanabilir:

  • Bilgi Alma: Ailenin çocuklarının okulda neler yaptıklarını, nasıl değerlendirildikleri, çocukları evde olduğu zaman çocuklarına nasıl destek sağlayacakları ile ilgili bilgi almalarıdır.
  • Bilgi Verme: Ailelerin, öğretmen ile çocuklarının gelişimsel özellikleri ve fiziksel gereksinimleri ile ilgili bilgi paylaşımında bulunmalarıdır.
  • Takım Üyesi Olma: Ailelerin çocukları için en iyi ölçme-değerlendirme yaklaşımlarının belirlenmesinde etkili rol oynamasıdır.
  • Destekleme: Ailelerin çocuklarının ölçme değerlendirme sürecini anlamaları için ailelere sorular sorarak, gözlemler yaparak aileler, sürece çocuklarının savunucuları olarak ölçme değerlendirme sürecine teşvik edilmeleridir.

Ailelerin ölçme-değerlendirme sürecine katılması için üç ilke vardır:

  • Ölçme-değerlendirme sürecine ailelerin katılımı öğretim programların bir parçası olmalıdır.
  • Aileler, ayrıntılı bir biçimde ölçme değerlendirme süreci ile ilgili bilgilendirilmelidir.
  • Ailelerin ölçme-değerlendirme sürecine katılımı sistematik olmalıdır.

Öğretimi Şekillendirmek Amacıyla Ailenin Değerlendirilmesi

Aileler Çocuklarını en iyi tanıdıkları için çocukların gelişimsel ve öğrenme özellikleri ile ilgili bilgiler ailelerden elde edilir. Çocuğun yaşantısı, eğilimleri ve yetenekleri ile ilgili bilgi veren ailedir. Aileyi değerlendirmek, çocuğun gelişimini zenginleştirmek, ailenin özelliklerini, eğitimsel kaygılarını, önceliklerini belirlemek için kullanılan bir yöntemdir. Özellikle erken çocuklukta ve özel gereksinimli çocuklarının ailelerinin değerlendirilmesi, çocukların gelişimsel özellikleri ve aileler açısından önemlidir. Ailenin değerlendirilmesindeki amaç aileyi ve çocukları daha iyi tanımaktır.

Öğretmen, ailelerden çocuk ve aile yapısı ile ilgili elde ettiği bilgileri, çocukla doğru bir biçimde iletişim kurmak, öğretme-öğrenme sürecini tasarlamak, aileyi okul ve sınıf etkinliklerine katmak, ailenin eğitimsel yönlerini geliştirmek için kullanabilir.

Aile İle İş Birliğinde Kullanılan Teknikler: Görüşme Ve Anket

Ailelerden bilgi edinmek için farklı yollar vardır. Bu yollardan bazıları aile ile görüşmek ve aileye anket uygulamaktır. Çocuğun yaşamının her alanında ayrıcalıklı yere sahip olan ailenin, eğitim sürecinde de yer alması gerekmektedir. Bunu sağlamak için de öğretmen aileyi tanımak, aileye yönelik aile yapısı, çocuğun geçmiş deneyimleri, çocuğun evde nasıl zaman geçirdiği ile ilgili bilgiler elde etmek için anket ve görüşme tekniklerini kullanabilir.

Görüşme , gözlemleyemediğimiz davranışlar, duygular ya da bireyin etrafındaki dünyayı nasıl ifade ettiklerini anlamayı sağlayan veri toplama aracıdır.

Görüşme yapan kişi, görüşülen kişiye konu ile ilgili önceden hazırlamış olduğu soruları ya da o anda amaçlı sorular yönelterek görüşülen kişinin düşüncelerini ve duygularını sistematik olarak ortaya çıkarmayı amaçlamaktadır. Odak grup görüşmesi, yapılandırılmış görüşme, yarı yapılandırılmış görüşme ve yapılandırılmamış görüşmeler olmak üzere farklı görüşme türleri vardır.

Yapılacak görüşmelerde öğretmen, aileye görüşmenin etik kurallar çerçevesinde yürütüleceğinin ve konuştuklarının başkalarıyla paylaşılmayacağının güvencesini vermelidir. Eğer aile görüşmeye gönüllü katılır ve kendini rahat hissederse aileden alınan bilgiler daha gerçekçi olur.

Anket, herhangi bir konuda durum saptaması yapmak amacıyla bu grubu oluşturan kişilerin bilgilerini, görüşlerini ve tutumlarını ortaya çıkarmak için hazırlanan veri toplama aracıdır. Anket ile çok farklı türde bilgiye kolay ve ucuz yolla ulaşılabilir, insanların davranışları, gibi birçok konuda bilgi sahibi olunabilir. Aileler için hazırlanan anket çocuklar aracılığı ile ailelere ulaştırılacağı gibi posta, e-mail yolu ile de ailelere ulaştırılabilir. Burada önemli olan en başta ailenin anketi doldurmaya gönüllü olmasıdır. Anketler açık uçlu sorulardan oluşabileceği gibi cümlelerden, evet hayırlı cevaplardan veya derecelendirmeli sorulardan oluşabilmektedir.

Evde Ailelerin Çocuklarını Tanımaya Yönelik Yapabilecekleri Çalışmalar

Aile, çocuğun ilk deneyimlerini yaşadığı, sosyal öğrenmesini sağlayan yerdir. Ev ortamında yapılan etkinlikler, aileye çocuğunu daha iyi tanıma olanağı sunar. Aile çocukla birebir ilgilendiği, çocuğu daha dikkatli bir biçimde gözlemleyebildiği için çocuğunun zayıf ve güçlü yönlerini görme olanağı bulur. Böylece çocukla sürekli etkileşimde olduğu için öğretmene daha doğru bilgiler verir.

Bu kapsamda ailelerin çocuklarını tanımaya yönelik yapabilecekleri çalışmalar şöyle sıralanabilir:

  • Ürün dosyası oluşturma.
  • Denetim listelerini doldurma.
  • Birlikte ödev yapma.
  • Birlikte zaman geçirme.
  • Resim yapma.
  • Gözlem yapma.
  • Ben bugün çocuğumla ilgili ......öğrendim/Boşluk doldurma.
  • Yansıtıcı defter oluşturma.
  • Canlandırma yapma.

Etkinliklerin amacı, çocuğun aile ile birlikte zaman geçirmesi ve ailenin de çocuğu daha iyi tanımasıdır. Bu etkinlikler aracılığı ile aile, çocuğun farklı yönlerini görebilir.


Yukarı Git

Sosyal Medya'da Paylaş

Facebook Twitter Google Pinterest Whatsapp Email