Çocuk Gelişimde Normal Ve Atipik Gelişim Dersi 8. Ünite Sorularla Öğrenelim
Çocuk Gelişimini Etkileyen Yetersizlikler-Iı
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Amerikan Zihinsel ve Gelişimsel Yetersizlikler Birliği (AAIDD-American Association on Intellectual and Developmental Disabilities) zihin yetersizliğini nasıl tanımlamaktadır?
Zihinsel işlevlerde ve uyumsal davranışlarda gözlenen önemli düzeyde sınırlıkların karakterize ettiği; bilişsel, sosyal ve pratik uyumsal becerilerde kendini gösteren yetersizlik türüdür. Bu yetersizlik 18 yaşından önce ortaya çıkmaktadır.
Zihin işlevlerinde ve uyumsal daverannışlarda sınırlılık olarak ile kast edilen nedir?
Zihinsel işlevlerde sınırlılık: Zihin yetersizliği zekâ testlerinden elde edilen puanlara göre iki standart sapmanın altında puan zihinsel işlevlerde sınırlılığı belirtir.
Uyumsal davranışlarda sınırlılık: Okuma ve yazma, para kullanımı, kendini yönetme gibi beceriler kavramsal becerileri; kendine güven, sorumluluk alma, kurallara uyma gibi beceriler sosyal becerileri; günlük yaşam becerileri ve mesleki beceriler gibi beceriler pratik uyumsal becerilerde sınırlılık.
DSM-5' e göre zihin yetersizliği nasıl sınıflandırılmaktadır?
DSM-5 (2014)’de zihin yetersizliğinin kavramsal, sosyal ve uyumsal davranışları dikkate alınarak hafif, orta, ağır ve çok ağır olmak üzere dört grupta sınıflandırılır.
Türkiye’ de Millî Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliğine (2013) göre;
zihin yetersizliği olan bireyler; hafif, ağır ve çok ağır düzeyde zihin yetersizliği olmak
üzere üç grupta tanımlanarak sınıflandırılmaktadır. Bu düzeyler hakkında kısaca bilgi veriniz.
Hafif düzeyde zihinsel yetersizliği olan bireyler: Zihinsel işlevlerde okuma-yazma, basit düzeyde problem çözme, alış-veriş becerileri gibi günlük yaşamda bağımsız yaşamalarına olanak tanıyacak bazı becerilere sahiptirler. Ancak sosyal ve pratik uyum becerilerinde hafif düzeyde yetersizliği bulunmakta ve bir yetişkin yardımına gereksinim duymaktadırlar.
Ağır düzeyde zihinsel yetersizliği olan bireyler:okuma-yazma becerileri, soyut düşünmeyi gerektiren beceriler, problem çözme, sorumluluk alma, kendi başına günlük yaşamın gerektirdiği becerileri yerine getirmek için gerekli becerilerde sınırlılıklar göstermektedirler. Bu nedenle öz bakım becerileri de dahil birçok beceriyi yerine getirmek için yaşam boyu süren, yoğun özel eğitim ve destek eğitim hizmetine ihtiyaç duymaktadırlar.
Çok ağır düzeyde zihinsel yetersizliği olan bireyler: zihin yetersizliği yanında başka yetersizliklerinin de bulunması nedeniyle temel öz bakım, bağımsız yaşaması için gerekli temel günlük yaşam ve temel akademik becerileri yerine getirememesi nedeniyle yaşam boyu sürekli ve yoğun bakım ve desteğe gereksinim duymaktadırlar.
Doğum öncesi zihin yetersizliğine sebepler nelerdir?
Kromozomal bozukluklar, metabolik bozukluklar, annenin yaşı, annenin hamilelikte kötü beslenmesi, annenin hamilelikte sağlık açısından bakımsız kalması, sigara, alkol, uyuşturucu ilaç kullanımı, annenin geçirdiği kazalar, anne karnında bebeğin beyin gelişimi ile ilgili nedenlerdir.
Zihin yetersizliği yaşayan bireylerin bilişsel özellikleri nelerdir?
Hatırlama (Bellekte tutma); zihin yetersizliği olan bireyler edindikleri bilgileri
hatırlamada güçlük yaşarlar, edindiği becerileri kısa süreli bellekte saklayıp uzun süreli
belleğe aktarmada zorlanırlar. Soyut terimleri ve kavramları oldukça güç anlarlar, edindiği bilgileri organize etmede, kullanmada ve yeniden hatırlamada güçlük yaşarlar. Öğrenme hızı; yeni bilgi ve becerileri öğrenmeleri ve edinmeleri yavaştır. Geç ve güç öğrenirler, becerileri öğrenme sırasında kişi desteğine, ipuçlarına ve çok sayıda denemeye gereksinim duyarlar.
Dikkat; dikkat süreleri kısa ve ilgileri dağınıktır. Bu nedenle yeni bilgi ve becerileri edinme, edindiği bilgiyi hatırlama ve genellemede güçlük yaşamaktadırlar.
Genelleme ve Kalıcılık; zihin yetersizliği olan bireyler edindikleri çoğu bilgiyi korumada ve edindiği bilgi ve becerileri bir başka kişi ve ortamın varlığında sürdürmede güçlük yaşamaktadırlar.
Zihin yetersizliği olan bireylerin tanılanması ve değerlendirilmesi nasıl yapılmaktadır?
Türkiye’ de Rehberlik ve Araştırma Merkezlerinde (RAM) oluşturulan ekip
tarafından standart testler (Stanford-Binet zekâ testi, Wechsler) ve bireyin özelliklerine
uygun ölçme araçları kullanılır. Tıbbi ve eğitsel tanılama olmak üzere iki aşamalı bir tanılama süreci vardır. Tıbbi Tanılama ile; hastaneler ya da kliniklerde nörolojik muayeneler, psikolojik değerlendirmeler yapılmakta, RAM’ da uygulanan standart zekâ testleri uygulanmakta, rapor hazırlanarak bireyler eğitim ortamlarına yönlendirilmektedir. Eğitsel Tanılamada; ; bilişsel-duygusal-eğitsel performans düzeyi belirlenmeye çalışılır, gözlem ve ölçüt bağımlı testler, davranış dereceleme ölçekleri, görüşmeler, psikolojik değerlendirmeler gerçekleştirilerek bireyler için nelerin nasıl planlanacağına karar verilmektedir.
Zihin yetersizliği olan bireylere sağlanan eğitim ortamları nelerdir?
- İlköğretim okulları,
- Özel eğitim uygulama merkezleri,
- Özel Eğitim Mesleki Eğitim Merkezleri,
- Özel eğitim iş uygulama merkezleri,
- Kaynaştırma ortamlarında eğitim,
- Özel sınıf uygulamaları,
- Evde eğitim hizmeti,
- Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri
Zihin yetersizliği olan çocukların gelişim ve eğitimlerinde dikkat edilecek bazı konular
vardır. Bu konularda ailelere ve öğretmenlere ne gibi öneriler verilebilir?
Öğretmenler sınıflarında eğitim alacak olan/almakta olan öğrencilerin tıbbi tanılamasına ilişkin bilgi sahibi olmalı; ancak mutlaka tüm gelişim alanlarındaki performansının belirlenmesine yönelik çalışmalar yapılmalıdır.
Öğretmenler sınıflarındaki her bir öğrencinin tüm gelişim alanlarına ilişkin Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı hazırlanmalıdır.
Aileler çocuklarının yetersizlikleriyle ilgili tüm süreçlerde çocuklarının yanında
yer almalıdır (Tanılama, yerleştirme, eğitim sunulması gibi). Çocuklarını tüm yönleriyle çok iyi tanımalıdırlar.
Aileler kendileri için düzenlenen tüm eğitsel çalışmalara mümkün olduğunca katılmalıdır. Evde çocuklarını kendi başlarına bırakmak yerine sistemli bilgiler ışığında uygun ortamlar hazırlayarak çocuklarına öğretmenlik rolü üstlenmelidirler.
Aileler yasal haklarını çok iyi bilmeli ve gerektiğinde bu hakları kullanmalıdırlar.
İşitme kaybı nasıl tanımlanmakta ve sınıflandırılmaktadır?
İşitme duyarlılığının kısmen veya tamamen yetersizliğinden dolayı konuşmayı edinmede, dili kullanmada ve iletişimde güçlük nedeniyle bireyin eğitim performansının ve sosyal uyumunun olumsuz yönde etkilenmesi durumu olarak tanımlanmaktadır.
İşitme kaybının sınıflandırılması işitme kaybının oluştuğu yere göre ya da işitme kaybının derecesine göre yapılabilir. İşitme kaybının oluştuğu yere göre yapılan sınıflandırma; İletimsel işitme kaybı, duyusal işitme kaybı, sinirsel işitme kaybı, karışık tip işitme kaybıdır.
İşitme yetersizliği olan bireylerin sosyal ve duygusal özellikleri nelerdir?
İşitme yetersizliği olan çocukların sosyal ve duygusal gelişimleri diğer bireylerden
farklılık gösterir. Ağır derecede işitme kaybı olan bireyler yalnızlık hissederler, okul yaşantılarında genellikle kendi başlarına kalmak isterler ve arkadaşlık kurmada güçlük yaşarlar. Bu durum onlarda depresyona neden olmaktadır. Aile-çocuk etkileşimi olumsuz yönde etkilenir ve çocuk işitmekaybından dolayı bir kişiye bağımlı hâle gelir. İşitme yetersizliği olan çocuklar okulda da arkadaşlık kurmada zorlanırlar, yalnızlık ve dışlanmışlık hissi onların sosyalleşmesine engel olmaktadır ve bu durum davranış problemlerini de beraberinde getirmektedir.
İşitme yetersizliği olan bireylerin tanılama ve değerlendirmeleri nasıl yürütülmekte ve eğitim ortamları nasıl düzenlenmektedir?
İşitme yetersizliği olan bireylerin tanılanma süreci günümüzde aslında doğumla birliktebaşlar. Yenidoğan bebeklere doğum sonrası yapılan odyometrik ölçümlerle işitme yetersizliği erkenden tanılanır. Ayrıca konuşmalara ve çevresel seslere tepki vermeyen çocuklarda aileleri tarafından fark edilebilirler. Uzmanlarca gerçekleştirilen saf ton odyometrisi ile işitme kaybının tipi ve derecesi belirlenebilir. Ayrıca yapılan konuşma alımı testi ile de bireyin konuşmayı anlaması ve işitme yeteneği, oyun odyometrisi ile küçük yaştaki çocukların işitme duyarlılığı, kemik iletim testi ile de duyusal-sinirsel işitme kaybının olup olmadığı belirlenmeye çalışılmaktadır. Bunların yanı sıra eğitsel değerlendirmeler yapılarak dil ve iletişim becerilerinde alıcı ve ifade edici, sözdizimi ve sözel olmayan dil yeterlikleri de belirlenmelidir Başarılarının değerlendirilmesi için ise Stanford-Binet zekâ testi, sözlü okuma testleri, hikâye anlatma, yazma becerilerini değerlendirmek üzere yapılan değerlendirmeler kullanılmaktadır.
Eğitim Ortamları ve Uygulamalar: Yatılı okullar; öğrencilerin tüm zamanlarını geçirdiği ayrı eğitim ortamlarıdır. Gündüzlü özel eğitim okulları; normal gelişim gösteren akranlarından ayrı eğitim almaktadırlar, sadece işitme yetersizliği olan bireylerle birlikte eğitim alınan eğitim ortamlarıdır. Genel eğitim okullarında özel eğitim sınıfları; işitme yetersizliği olan bireylerin normal gelişim gösteren akranlarıyla aynı genel eğitim okulunu paylaştığı ancak eğitimin özel sınıfta sürdürdüğü eğitim ortamlarıdır. Kaynaştırma sınıfları; işitme yetersizliği olan bireylerin akranlarıyla birlikte eğitim aldığı eğitim ortamlarıdır.
İşitme yetersizliği olan çocukların gelişim ve eğitimlerinde dikkat edilecek bazı konular
vardır. Bu konuda ailelere ve öğretmenlere verilebilecek öneriler nelerdir?
Öğretmen, işitme yetersizliği olan öğrencinin özellikleri çok iyi betimlemelidir. Çocuğa uygun Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı hazırlamalıdır.
Öğretmen sınıfta öğrenciler arasındaki iletişimi güçlendirici etkinlikler düzenlemeli, sınıfın oturma düzeni, gürültü durumu, ısı ve ışık durumu ve etkinlikler öğrenciye
uygun olacak şekilde uyarlamalıdır.
Öğretmen sınıf içinde ders etkinliklerinde görsel destek sistemleri kullanılmalı, somut yaşantılar sağlanarak öğrencinin katılımı sağlamalıdır.
Aileler kendilerini bilgilendirici her türlü çalışma içinde yer almalı, öğretmenle
işbirliği içinde olmalıdır.
Görme yetersizliği olan bireyler kimlerdir?
Türkiye’de MEB Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliğinde (2006) görme yetersizliği
olan birey “Görme gücünün kısmen ya da tamamen kaybından dolayı özel eğitim ve destek eğitim hizmetine ihtiyacı olan birey” olarak tanımlanmıştır.
Görme Keskinliği: Gözün özel bir mesafeden görme ve ayrıntıları ayıt etme yeteneğini
belirtmektedir.
Görme Alanı: Baş çevrilmeden ve aynı zamanda da gözler oynatılmadan görülebilen tüm alandır. Bu alan yaklaşık olarak 180 derecedir.
Görme yetersizliği nedenleri nelerdir?
Kırılma kusurları: Gözdeki küresel bozulma ile ilgili nedenlerdir. Miyop; Birey uzak nesneleri göremez. Hipermetrop; birey yakındaki nesneleri göremez. Astigmatizm; nesnelerin uzamış gibi görünmesidir.
Yapısal yetersizlikler: Gözün yapısal olarak gelişmemesi, hasara uğraması, optik ya da kas sisteminde arıza olması durumudur.
Kortikal görme yetersizliği: Doğum anında beynin oksijensiz kalması, kafatasının yaralanması, beynin bir bölümünde merkezî sinirlerde hasarların oluşması ile meydana gelir. Beyindeki görme merkezinde hasarlar oluşmakta ve beyne iletilen uyaranlar istenilen şekilde algılanamamaktadır.
Ayrıca çevresel faktörler de önemlidir. Çok kuvvetli ışığa maruz kalma, güneş ışınlarına maruz kalma parlak ışık da görme yetersizliğine neden olmaktadır. Görme yetersizliğinin en yaygın nedeni kalıtımdır.
Görme yetersizliği yaşayan bireylerin bilişsel özellikleri nelerdir?
Görme yetersizliği olan bireyler boyut ve renk gibi görsel ilişkileri görme yoluyla elde edemediklerinden dokunma ve koklama duyuları görme duyusundan daha gelişmiştir. Görme yetersizliklerinden dolayı nesnelerin uzun-kısa, büyük-küçük, sıcak-soğuk gibi özelliklerini dokunarak, bazı nesneleri de kokusundan algılayabilmektedirler. Çevrede hareket etme yeteneklerinde sınırlılıklar yaşamaktadırlar, görme yetersizliği yaşadıkları için yön ve yer kavramlarında sıkıntılar yaşamaktadırlar. Akademik başarı açısından incelendiğinde görme yetersizliği okuma-yazma alanlarını etkilemektedir. Görme keskinliklerindeki bozukluklar nedeniyle harfleri birbirinden ayırt edemezler. Bu okuma-yazma becerilerinde normal akranlarına göre yetersizlikler göstermelerine yol açmaktadır.
Görme yetersizliği yaşayan bireylerin tanılama, değerlendirme ve eğitim süreçleri nasıl gerçekleşmektedir?
Görme yetersizliği olan bireylerin tanılanması göz doktorları tarafından yapılmaktadır. Tıbbi tanılama sürecinde doktorlar bireyin görme keskinliğine, görme alanına, kas fonksiyonlarındaki gelişimlerine ilişkin inceleme yaparak ilgili verileri toplamaktadırlar. Bu verilere göre gerekli müdahaleleri uygulamaya çalışırlar. Daha sonraki süreçte görme yetersizliği olan birey RAM’a gönderilerek gerekli incelemeler yapılmaktadır. RAM gerekli zekâ testleri ve başarı testlerini uygular eğitsel tanılamayı yapar ve birey genellikle görme engelliler okullarından birine yerleştirilir.
Yatılı görme engelliler okulu; bu okullara göz doktorları tarafından ‘kör’ tanısı konulan çocuklar alınmaktadır. Bu okullarda dokunma ve işitsel ağırlıklı eğitim yapılmaktadır. Özel sınıf düzenlemeleri; görme yetersizliği olan çocuklar
için; (a) normal ilköğretim okulları içinde görme yetersizliği olan çocukların devam ettiği özel eğitim sınıfı ve (b) Ankara Mitat Enç Görme Engelliler İlköğretim Okulu bünyesinde bulunan az gören sınıfları olmak üzere iki tür özel sınıf düzenlemesi bulunmaktadır. Kaynaştırma; görme yetersizliğinden etkilenen öğrencilerin bir bölümünün normal gelişim gösteren akranlarının devam ettiği genel eğitim okullarında birlikte aynı sınıfta eğitim aldığı eğitim ortamlarıdır.
Görme yetersizliği olan çocukların gelişim ve eğitimlerinde dikkat edilecek bazı konular
vardır. Bu konuda aileler ve öğretmenlere ne gibi öneriler verilebilir?
Okul içi ve dışında hareket etmesini engelleyici her türlü uyaran öğrenciye tanıtılmalı (dokunması sağlanmalı ve mesafesi, yeri), yapılan değişiklikler olursa öğrenciye tanıtılmalıdır.
Çevre düzenlemesi ile sesli yönergeler kullanılarak öğrenci hareket etmesi için
yönlendirilmelidir.
Ders etkinliklerinde sesli bilgisayar destekli programlar kullanılarak etkili öğrenme yaşantıları sağlanmalıdır. Öğrenciler için soyut derslerde dokunsal ders malzemeleri kullanılmalıdır.
Okuma-yazma, matematik ve diğer ders etkinliklerinde Braille alfabesinin, sesli
öğretim araçlarının kullanımı, dokunsal araçların kullanımı sağlanmalıdır.
Aileler çocuklarına doğal yaşantılar sunarak kendilerini ifade etmelerini sağlayarak, işlerini kendilerinin gerçekleştirmeleri için fırsat vermelidir. Aileler ve öğretmenler işbirliği içinde çalışmalıdır.
Fiziksel yetersizlik ve diğer sağlık yetersizlikleri hangi grupları içine almaktadır?
Fiziksel yetersizlik ortopedik yetersizlik terimi kullanılarak tanımlanabilir. Ortopedik yetersizlik doğum anomalileri, çocuk felci ve tüberküloz gibi ciddi sağlık sorunlarının oluşturduğu yetersizlikleri ve serebral palsi, omurilik iltihabı ve kırık ya da yanıkların neden olduğu yetersizlik durumunu içermektedir.
Diğer sağlık yetersizliği; bireylerin kronik ya da akut sağlık problemlerinden dolayı
dikkat, uyanıklık durumu, canlılık durumunda sınırlılık, günlük yaşamını sürdürmede
güçlüklerle karşılaşma ve sürekli tedaviye gereksinim duyma durumunu kapsamaktadır.
Fiziksel yetersizliklerin nedenleri nelerdir?
Fiziksel yetersizliklerin merkezî sinir sisteminden ve iskelet-kas sistemi zedelenmelerinden kaynaklanmaktadır.
Merkezî Sinir Sisteminden Kaynaklı Fiziksel Yetersizlikler
Serebral Palsi, Spastik tip, Atetoid, Ataksia Tip, Rigitidi, Hipotonik Tip, Spina Bifida, Spina bifida okulta, Omurilik Yaralanmaları ve Multiple Sklerozis .
Kas ve İskelet Sistemi Zedelenmesinden Kaynaklı Fiziksel Yetersizlikler
Doğuştan gelen kas hastalıkları, Kol ve bacak yokluğu, İskelet yapısındaki bozukluktan kaynaklanan yetersizlikler.
Diğer Sağlık Yetersizlikleri
Kronik ya da akut sağlık problemleri astım, dikkat dağınıklığı, dikkat dağınıklığı ve hiperaktivite bozukluğu, diabet, epilepsi, kalp rahatsızlığı, hemofili, kurşun zehirlenmesi, lösemi, nefrit, ateşli romatizma, orak hücre anemisi diğer sağlık yetersizliklerindendir.
Fiziksel ve diğer yetersizliklere olan bireylerin özellikleri nelerdir?
Fiziksel ve diğer sağlık yetersizliği olan bireylerin yetersizliklerinden kaynaklı olarak özellikle el-göz koordinasyonu sağlama, kitap sayfalarını çevirme, bir nesneyi taşıma, yerden alıp kaldırma, yürüme, dengede durma, zıplama, elinde bir nesne taşıma gibi büyük ve küçük kas becerileri normal gelişim gösteren akranlarına göre gelişmemiştir. Bu becerileri yerine getirme konusunda güçlük yaşamaktadırlar. Merkezî sinir sistemi yetersizliğinden dolayı hareket ve duyu kayıpları mevuttur. Kaslarda oluşan hasarlardan dolayı da hareketlerini kontrol edememe, istemsiz hareketler ve kasılmalar oluşmaktadır. Bu durum büyük ve küçük kas gelişimini olumsuz etkileyerek temel yaşamsal beceriler olan yemek yeme, giyinme ve tuvalet becerilerinde yetersizliklere yol açmaktadır.
Fiziksel ve diğer yetersizlikleri olan bireylerin tanılama ve değerlendirme süreçleri nasıl ilerlemektedir?
Fiziksel ve sağlık yetersizliği olan bireyler için tıbbi ve eğitsel tanılama yapılmaktadır. Tıbbi tanılamaları bu alanda uzman doktorlar tarafından gerçekleştirilmektedir. Tıbbi tanılama sürecinde, yetersizliğin yeri, etkilenme düzeyi, oluş zamanı, etkilenme yerleri uzman doktorlar tarafından yapılan tetkiklerle belirlenerek tanı konmaktadır.
Eğitsel değerlendirmelerle; bireyin ailesinin ve eğer bir kuruma devam ediyorsa kurumda öğretmeni ve ilgili bireylerin gözlemleri, fiziksel gelişiminin gözlenmesi sonucu
elde ettiği bilgiler, kurumda değerlendirme ekibinin bireyin fiziksel gelişimi ve diğer gelişim alanlarına ilişkin gözlemleri ve değerlendirmeleri, bireyin günlük yaşam becerilerine ilişkin gözlemleri ve yetersizliğin günlük yaşamını etkileme derecesine ilişkin bilgiler ele alınmaktadır. Ayrıca standart testlerle (bireysel zekâ testleri, motor işlevsel testler, algı testi, uyumsal davranış skalası, gözlem kayıtları, müfredat temelli değerlendirmeler yapılabilmektedir.
Fiziksel ve diğer sağlık yetersizliği olan çocukların gelişim ve eğitimlerinde dikkat edilecek bazı konular vardır. Bu konuda ailelere ve öğretmenlere ne gibi öneriler verilebilir?
Okulun ve sınıfın fiziksel çevresi öğrenciye özgü güvenli bir konuma getirilmelidir.
Öğrenci için uygun öğrenciye özgü oturma ve hareket etme ortamları, araç-gereçleri planlanmalıdır (okula rampa yapma, sınıfı alt kata yerleştirme, tuvalet, koridor
vb. yerlerde uyarlama yapma).
Öğrencinin güçlü olduğu yönleri belirlenerek, bunlardan nasıl yararlanabileceği
gösterilmeli, ona değer verilerek yapabilecekleri konusunda öğretmene yardımcı
olması sağlanmalıdır.
Sınıfta ve okuldaki diğer akranları ve öğrencileri yetersizliği olan bireylerle ile ilgili
bilgilendirici çalışmalar yapılmalı, sınıfta gerekli uyarlamalar yapılarak (oturma düzeni, ısı-ışık-ses durumu) etkinliklere aktif katılımı sağlanmalıdır.
Aileler çocuk için gerekli acil hastalıklarla ilgili bilgi sahibi olmalı, ne yapacaklarını
çok iyi bilmelidirler.
Evde aileler çocuk için ev ortamında, evdeki kullanılan tüm araç-gereçlerde mümkün olduğunca çocuğa özgü hayatını kolaylaştırıcı şekilde düzenlemeler yapmalıdır.