İstihdam ve İşsizlik Dersi 4. Ünite Sorularla Öğrenelim
Dünyada İstihdam Ve İşsizlik
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
İşgücü piyasasında son zamanlarda geleneksel politikanın yerini nasıl bir politika almıştır?
İşgücü piyasası küresel ekonomik denge ile yakından ilişkilidir. Geleneksel olarak birçok ülke büyümek için tüketimi ve ihracatı artırmayı, rekabetini güçlendirmek için de verimliliği artırıp işgücü maliyetlerini düşürmeyi yeterli görmektedir. Ancak son krizde bu yapının yerini yeni politikalar almıştır. Artık en etkin politikalar, eğitim program ve çıktıları ile geliştirilmeye müsait yetenekleri destekleme, çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve yeni teknolojilerin geliştirilmesine yöneliktir.
İşgücü piyasalarının nüfus miktarı ile nasıl bir ilişkisi bulunmaktadır?
İşgücü piyasaları nüfus miktarı ile doğrudan ilgilidir. Nüfus ne kadar fazlaysa çalışma çağındakiler de o kadar fazla olacaktır. Bu nedenle istihdam yaratabilen bir ekonomide nüfus fazlalığı olumlu bir girdidir. Ancak tersi durumlarda yani istihdam yaratamayan ekonomilerde nüfus, özellikle genç nüfus, büyük ölçüde işsizlik probleminin kaynağını oluşturmaktadır. Önemli olan işgücü piyasasının nasıl düzenlendiği ve ekonominin doğal işsizlik oranına yakın seviyelerde istihdamını sağlayıp sağlayamadığıdır.
2007-2010 arasında dünya istihdamında artış mı azalma mı olmuştur?
Dünya istihdamı sürekli bir artış eğilimindedir. Bölgesel olarak değerlendirildiğinde sadece gelişmiş ülkeler ve Avrupa Birliği’nde istihdamın daraldığı diğer bölgelerin büyüdüğü görülmektedir. 2000-2010 döneminde en yoğun istihdam büyümesi Orta Doğu ve Alt Sahra Afrika bölgesinde oluşmuştur.
Küresel olarak erkeklerin kadınlara göre işsizlikten daha fazla etkilenmelerinin nedenleri nelerdir?
2009’da %6,2 olan erkek işsizlik oranı 2010’da %6,0’a gerilemiş, kadınlar arasındaki işsizlik oranı ise bir önceki yıl gibi 2010’da da %6,5 seviyesinde gerçekleşmiştir. Cinsiyetler arasında işsizlikte meydana gelen bu farklılıklar, özellikle Doğu Asya ve Orta ve Güney Doğu Avrupa (AB Dışı) ve Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) bölgelerindeki gelişmelerden kaynaklanmaktadır. Küresel olarak erkeklerin kadınlara göre işsizlikten daha fazla etkilenmelerinin bir diğer nedeni özellikle gelişmiş ülkeler ve AB bölgesinde oluşmuş inşaat ve finans gibi erkek yoğun sektörlerdir.
Gücenmiş işgücü ne demektir?
İş aramaktan vazgeçmiş kişiler çalışma ekonomisi literatüründe ümidi kırılmış (gücenmiş) işgücü olarak tanımlanır.
Dünya’da işgücüne katılım ortalaması yüzdesi kaçtır?
Dünya’da işgücüne katılım ortalaması %65,3 seviyesindedir.
Orta ve Doğu Avrupa (AB dışı) ve BDT bölgesinde ise kriz etkilerinden beklenmeyecek şekilde bir artış görülmesinin sebebi nedir?
Orta ve Doğu Avrupa (AB dışı) ve BDT bölgesinde ise kriz etkilerinden beklenmeyecek şekilde bir artışın olduğu görülmektedir. Elbette bu bölgedeki katılma oranının yükselmesinde, aile gelirini kaybettiği için bir anlamda işgücü piyasası içine itilen kişiler ve kriz döneminde de bölge ülkelerine yapılan yatırımların etkileri bulunmaktadır.
İşgücü verimliliğinin büyüklüğü nasıl ölçülür?
Uzun dönemde işgücü verimliliğinin büyüklüğü basitçe işçi başına çıktı ile ölçülür. Bu aynı zamanda yaşam standartlarının yükseltilmesi için gerekli üretim ile de eşleştirilir.
İşgücü verimliliği hangi yöntemlerle arttırılabilir?
İşgücü verimliliğini artırmanın birçok yolu bulunmaktadır. Yeni ve etkin teknolojiye sahip olmak, ücretleri artırmak, çalışma saatlerini azaltmak gibi yöntemler bunlardan bazılarıdır.
Zayıf istihdam ne demektir?
İstihdam, küresel dengelerin korunmasında önemli bir rol üstlendiği için bu ilişkinin olabildiğince sağlam ve güçlü temeller üzerine oturması hedeflenmektedir. Dünyada oluşmuş istihdamın önemli bir oranı, iş güvencesi ve sosyal güvence olmaksızın, düşük ücretli ve kötü çalışma koşullarına sahip işlerde oluşmaktadır. Bu sayının artması “zayıf istihdam” (Terimin orijinali “Vulnerable Employment” dır.
Zayıf istihdam kimleri kapsar?
Zayıf istihdam;
- Aynı işi yapmasına rağmen diğerlerine göre aynı istihdam haklarına sahip olmayanlar,
- İşlerinde eşitsizlik ve güvencesizlikle karşı karşıya olan ‘atipik çalışanlar’,
- Genellikle asgari ücret seviyesinde ve yetki verilmeden çalıştırılıp kimi zaman sömürülen ‘genç işçiler’,
- Çoğu zaman temel istihdam haklarına bile sahip olmayan ‘endüstriyel ev çalışanları’,
- Yasal bir güvence altında olmaksızın çalışan ‘ücretsiz aile işçileri’,
- Göçmenler ve birçok endüstride sömürülen ve düşük ücretle çalıştırılan ‘enformel işçiler’ den oluşmaktadır.
İstihdam araştırmaları, dünyayı kaça ayırıp bölerek yürütülmektedir?
İstihdam araştırmaları, dünyayı 9 ayırarak bölerek yürütülmektedir. Bu bölgeler içlerine aldıkları ülkelerin gelişmişlik düzeylerine ya da küresel ekonomik yapıya etkilerine göre belirlenmektedir.
Gelişmiş Ekonomiler ve Avrupa Birliği bölgesini oluşturan ülkelerde 2007-2009 döneminde istihdam oranı artışı ne orandadır?
2007-2009 döneminde Gelişmiş Ekonomiler ve Avrupa Birliği bölgesini oluşturan 31 ülkeden 17’sinde istihdam gerilerken 14’ünde artmıştır. 2009-2010 döneminde ise sadece 8 ülkede istihdamın arttığı görülmektedir (Avustralya, Kanada, İzlanda, Belçika, Polonya, İsveç, İsviçre ve Birleşik Krallık).
Orta ve Güney Doğu Avrupa bölgesi yetişkin işsizliği dünya ortalamasına göre hangi düzeydedir?
Orta ve Güney Doğu Avrupa bölgesi yetişkin işsizliği dünya ortalamasının üzerindedir.
Geçiş ekonomileri, gerekli yatırım ve istihdam koşulları oluşturamadığında ne olur?
Geçiş ekonomileri, gerekli yatırım ve istihdam koşulları oluşturamadığı için işgücünün önemli kısmını diğer ülkelere göndermektedir. Türkiye’de özellikle 60’lı yıllarda başta Almanya olmak üzere birçok Avrupa ülkesine işgücü göndermesi de aynı sebepten kaynaklanmaktadır.
Latin Amerika ve Karayipler'in en büyük ekonomisi hangi ülkedir?
Bu bölgenin en büyük 4 ekonomisi; Arjantin, Brezilya, Kolombiya ve Meksika’dır.
Latin Amerika ve Karayipler'de istihdam dağılımı hangi sektörlerdedir?
Latin Amerika ve Karayipler bölgesinde hizmet sektörü ağırlıklı istihdam bulunmaktadır. 2009’da istihdamın %61,6’sı bu sektördedir. Erkekler arasındaki sanayi istihdamı %27,8 seviyesinde iken bu oran kadınlarda yarıdan az durumdadır. Tarım daha yüksek olmakla birlikte sanayi istihdamında da yıllar itibariyle artışlar gözlenmektedir.
Dünyanın en yüksek işgücüne katılma oranı hangi bölgededir?
Doğu Asya’da işgücüne katılma oranı yıllar itibariyle azalma gösterse de hâlâ dünyanın en yüksek oranlarına sahiptir. 2009’da bu oran %73,2 olmuştur.
Güneydoğu Asya ve Pasifik bölgesindeki en geniş ekonomiler hangi ülkelere aittir?
Bölgedeki en geniş ekonomiler Endonezya ve Malezya gibi ülkeler 2010 yılında sırasıyla %6,0 ve %6,7 büyümüşlerdir. Singapur aynı dönemde %15’lik büyüme ile bölgenin en hızlı büyüyen ülkesi olurken Tayland %7,5 oranında büyümüştür.
Küresel ekonomik krizin Güney Asya ülkelerine etkileri ne olmuştur?
Güney Asya da, ihracat ve dış yatırıma dayalı Doğu ve G.Doğu Asya Bölgesine benzer yapıyla küresel ekonomik krizden ekilenmiş ve bu durumdan kurtulmaya çalışmaktadır. 2007’den itibaren düşüş eğiliminde olan (%5,9, %5,5) büyüme oranları 2010’da belirgin bir sıçrama göstermiştir (%8,9). Sadece Hindistan 2010’da %9,7 büyümüştür. Maldivler, Nepal ve Pakistan ise büyümede geri kalmışlardır. 2010’da meydana gelen büyük sel felaketinden 4,7 milyon işçinin etkilendiği varsayılan Pakistan bu yıl ancak %4,8 büyüyebilmiştir. Nepal’de ise büyüme oranı %3,0’lerde kalmıştır.
Küresel ekonomik krizin Orta Doğu'daki etkisi ne olmuştur?
Küresel ekonomik kriz Orta Doğu’yu dünyanın diğer bölgelerinden daha az etkilemiştir. Hatta diğer bölgelerdeki etkinin şiddetini, petrol fiyatlarındaki artış ile etkilemiştir. Bölge, hızla yükselen petrol fiyatlarına hızla tedbir alan diğer ülke mali politikalardan önemli ölçüde yararlanmıştır. Buna rağmen çok yüksek büyüme oranları görülmemektedir. 2010’da %3,6 büyümüştür. Ancak bölgedeki birçok ülkenin büyüme hızı %5’in üzerinde gerçekleşmiştir (Katar %16, Lübnan ve Yemen %8, Suriye %5).
Küresel ekonomik krizin Kuzey Afrika'daki etkisi nedir?
Ekonomileri uluslararası piyasalara yeterince entegre olmadığından Kuzey Afrika da ekonomik krizden yoğun olarak etkilenmeyen bölgelerden biridir. Buna rağmen hükümetler önlem paketleri hazırlamaktan geri durmamışlardır. Bölgede Libya en yüksek (%10,6), Tunus ise en düşük büyüme (%3,8) oranına sahiptir (2010).
2008 küresel ekonomik krizin tüm dünyadaki dengeler üzerine etkileri neler olmuştur?
2008 küresel ekonomik kriz tüm dünyadaki dengeleri az ya da çok etkilemiştir. ABD merkezli Mortgage kredilerinin tetiklemesi ile birden geri dönülmez tepkimeye giren dünya ekonomisi 2008 ardından gerek büyüme hızlarının düşmesi gerekse işsizlik rakamlarının yükselmesi ile işgücü piyasalarını da içine alan büyük bir krize sürüklenmiştir. Büyüme hızlarındaki düşüş ihracat ve yatırımlarda daralmaya neden olmuştur. ILO bu zararlı ektileri en aza indirmek için bir istihdam paketi hazırlamıştır. Bu paketle G20 ülkelerinde 21, G20 dışı ülkelerde ise 5 milyonluk iş yaratılması hedeflenmiştir. Ancak bu tedbirlere rağmen işgücü piyasalarının olumsuz etkilenmesi önlenememiştir. İstihdam seviyesi 2009’da 0,7 puan azalırken 2007’de %5,6 olan işsizlik oranı 2009’da %6,3’e yükselmiştir. Bu, işsiz sayısının 177,3 milyondan 205,2 milyona çıkmış olması demektir. Küresel işgücü verimliliği de krizde olumsuz etkilenmiş, 2007’de %3,3 olan işgücü verimliliği 2008’de %1,3’e, 2009’da %-1,4’e düşmüştür. Kriz döneminde sanayi istihdamında daralma, tarım istihdamında genişleme kaydedilmiştir. Bu dönemde dünya istihdamının yarısından fazlası (1,53 milyar) ‘zayıf istihdam’ ilişkisiyle çalışmaktadır. 2009’da ailesi ile birlikte yaşayan ve günlük kişi başı 1,25$’ın altında gelir elde edenler toplam istihdam edilenlerin %20 ’sine ulaşmıştır. Günlük 2$ altı gelir elde edenler ise 1,2 milyar kişi ile toplam istihdamın yarısına yaklaşmıştır. Alınan tüm tedbirlere rağmen dünya küresel ekonomik krizden büyük zarar görmüştür. Birçok farklı istatistikle karamsar tablolar çizilmemeye çalışılsa da dünya genelinde ortaya çıkan tablonun iç açıcı olduğu söylenemez. Arka arkaya iflas eşiğine gelen ülkeler, dağılma tehlikesi ile karşı karşıya kalan Avrupa Birliği, giderek kökleşen yoksulluk sorunu gibi riskler ancak at gözlüğü ile bakanlara görünmemektedir.