aofsoru.com

Yerel Yönetimlerde CBS Uygulamaları Dersi 3. Ünite Özet

Duyarlılık, Tehlike Ve Risk Analizleri İle Kentsel Fonksiyonlar İçin Uygun Alanların Ve Kentsel Dönüşümde Öncelikli Alanların Belirlenmesi

Giriş

Farklı nedenlerden dolayı zaman içinde kentsel standartlara uymayan, fiziki yapısı gittikçe bozulan veya terk edilen kent alanlarının yeniden kente kazandırılması kentsel dönüşüm olarak ifade edilmektedir. Kentsel dönüşüm ile sorunlar ve ihtiyaçlar göz önüne alınarak bir bölgenin ekonomik, toplumsal ve mekânsal özelliklerinin incelenmesi sonucunda uygulanabilir bir yol haritası oluşturulmaktadır.

Kentsel dönüşümle ilgili birinci derecede yetki sahibi Çevre ve Şehircilik Bakanlığıdır. 6306 sayılı Kanun kapsamındaki kentsel dönüşüm, öncelikle birinci derece deprem kuşağında yer alan ve nüfus yoğunluğu fazla olan illere öncelik verilerek fay hatları, sel ve heyelana maruz bölgeler gibi afet risklerinin fazla olduğu alanlar tespit edilmiş ve uygulamalara tespitler doğrultusunda başlanmıştır.

Kentsel Dönüşüm: kentlerin risk havuzu hâline gelmiş sosyoekonomik çöküntü bölgelerinde güvenli, sağlıklı ve düzenli yerleşim alanları oluşturmak, kentsel yaşam kalitesini yükseltmek amacıyla yapılan planlama ve uygulama faaliyetlerine verilen genel addır.

Kentsel Dönüşüm Alanları: Fiziki köhneme, sosyal ve teknik altyapının yetersiz ve niteliksiz olduğu alanların iyileştirme, tasfiye, yenileme ve gelişimini sağlamak üzere; ilgili idarelerce belirlenmiş alanlar olarak tanımlanmaktadır. Bu alanlar; İmar planı bulunsun veya bulunmasın kentsel ya da kırsal alanlarda bilim, teknik, sanat ve sağlık kurallarına uygun olarak afetlere ve kentsel risklere duyarlı yaşam çevreleridir.

Riskli alan: Cumhurbaşkanınca kararlaştırılan zemin yapısı veya üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıyan alanı ifade etmektedir.

Riskli alanın büyüklüğü asgari 15.000 m2 ’dir. Ancak uygulama bütünlüğü açısından gerekli görülmesi hâlinde Bakanlıkça 15.000 m2 koşulu aranmaksızın da riskli alan belirlenebilir.

Riskli yapı: Riskli alan içinde veya dışında olup ekonomik ömrünü tamamlamış, yıkılma veya ağır hasar görme riski taşıdığı ilmi ve teknik verilere dayanılarak tespit edilen yapıyı ifade eder.

6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun: Afet riski altındaki alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde, fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek üzere iyileştirme, tasfiye ve yenilemelere dair usul ve esaslar belirlemektir.

Duyarlılık; bir doğal tehlikenin belirli bir alanda bulunma/ gerçekleşme olasılığını ifade eder.

Tehlike; can ve mal kayıplarına neden olmak ile birlikte, toplumun sosyo-ekonomik düzen ve etkinliklerine, doğal çevreye, doğal, tarihî ve kültürel kaynaklara zarar verme potansiyeli olan doğa, teknoloji ve insan kaynaklı olay veya olaylar zinciri olarak tanımlanmaktadır.

Risk; bir tehlikenin belirli bir zaman ve mekânda gerçekleşmesi durumunda tehdit altında olan unsurların alacağı hasarın düzeyine bağlı olarak oluşacak potansiyel kayıplar şeklinde tanımlanmaktadır.

Litoloji (kaya türü); bir bölgedeki hâkim kaya ve/veya tabaka yapısına verilen addır.

Formasyon; bir veya birkaç tip litolojiden oluşan ve yapısındaki belirgin litoloji özelliğinden dolayı komşu birimlerden ayırt edilebilen kaya birimidir.

Jeolojik Yaş (Zaman); yan yana veya üst üste duran iki kayaç kütlesinden biri diğerine göre daha yaşlı veya daha gençtir.

Göreli, çökelim ve mutlak olmak üzere üç farklı yaşlandırma yöntemi bulunmaktadır.

Deprem; yer kabuğunda beklenmedik bir anda ortaya çıkan enerji sonucunda meydana gelen sismik dalgalanmalar ve bu dalgaların yeryüzünü sarsması olayıdır.

Jeolojik Açıdan Yerleşime Uygunluk Analizi

Duyarlılık, tehlike ve risk analizlerinde bölgenin jeolojik yapısının bilinmesi son derece önemlidir. Litoloji, heyelan oluşumunu etkileyen önemli faktörlerden biri olup duyarlılık çalışmalarında önemli rol oynamaktadır. Farklı litolojik birimler, heyelanlar gibi aktif jeo-morfolojik süreçler için farklı duyarlıklara sahiptir. Jeomorfolojik süreçler, kısmen litolojiye ve litolojiyi oluşturan temel malzemelerin ayrışma özelliklerine bağlıdır.

Jeolojik birimler litolojik özelliklerine göre değerlendirildiğinde, Üst Kretase ve Üst Kretase-Eosen yaşlarına sahip birimlerin bulunduğu alanlar yerleşim için uygun, Orta-Üst Eosen ve Kuvaterner yaşlarına sahip birimlere ait alanlar ise yerleşim için uygun olmayan alanlar olarak değerlendirilmiştir.

Depremsellik Analizi

Ülkemiz dünyanın önemli deprem kuşaklarından biri olan Alp-Himalaya kuşağı üzerinde yer almaktadır. Ülkemizin, karmaşık jeolojik yapısı ve jeodinamik konumundan dolayı çok sayıda aktif fay bulunmaktadır. Ülkemizde var olan ve deprem potansiyeli taşıyan aktif fayların haritalanması ve bunların depremsellik açısından özelliklerinin tanımlanması MTA Genel Müdürlüğü tarafından yapılmıştır.

Türkiye Diri Fay Haritasına göre ülkeyi boydan boya kat eden Kuzey Anadolu Fayı (KAF), Doğu Anadolu Fayı (DAF) ile Doğu Anadolu, Marmara ve Ege bölgeleri ülkemiz- de deprem riski en yüksek olan alanlardır. Kuzey Anadolu Fayı (KAF) ülkemizin aktif tektonik çatısında çok önemli bir yere sahiptir.

Fay: Yer kabuğundaki çeşitli ölçekteki kayma yüzeyleri (üzerinde deprem olan ve hareket eden iki levha ya da levhacık arasındaki ara yüzey) olarak adlandırılır.

Aktif (Diri) Fay: Tarihsel dönemde deprem oluşturan tüm faylardır.

Deprem Tehlikesi: Hasar ve can kaybı yaratabilecek büyüklükte bir depremin belli bir yer ve zamanda meydana gelme olasılığına deprem tehlikesi denir.

Heyelan Duyarlılık Analizi

Heyelan ülkemizde özellikle Karadeniz Bölgesi’nde meydana gelen ve yerleşim alanlarını etkileyen en önemli doğal afetlerdendir. Heyelan duyarlılık analizinin temel amacı, tehlikeli ve riskli alanları tespit ederek heyelanın etkilerini azaltmaktır. Bu nedenle tehlike haritaları içerisinde son derece öneme sahiptir.

Heyelan duyarlılık haritalarının hazırlanması sırasında aşağıda sıralanan varsayımlar araştırmacılar tarafından sıklıkla kullanılmaktadır.

  • Heyelanlar, geçmişte olduğu gibi gelecekte de aynı jeolojik, jeomorfolojik, hidrojeolojik ve iklimsel koşullar altında oluşacaktır.
  • Heyelanlara neden olan temel koşullar, yamacı oluşturan malzemenin özellikleri, jeolojik, jeomorfolojik, hidrojeolojik ve meteorolojik koşullar gibi tanımlanabilen ortamla ilgili faktörlerdir.
  • Tehlikenin derecesi değerlendirilebilir.
  • Her türlü yamaç duyarsızlığı modeli tanımlanabilir ve sınıflandırılabilir. Ancak duyarsızlıklara ilişkin ayrıntılı özelliklerin bölgesel çalışmalarda kullanılan ölçek- teki haritalara yansıtılması güçtür.

Uygulama alanına ilişkin heyelan duyarlılık analiz modeli, yükseklik verisinin birinci ve ikinci türev analizleri olan ‘Topografik Nemlilik Endeksi’, ‘Yamaç Eğimi’, ‘Yamaç Yönelimi’ analizleri ile “Litoloji”nin girdi olarak kullanılması ve belirlenen ağırlıklarda çakıştırılmaları ile oluşturulmuştur.

Heyelan: Kaya, zemin veya moloz malzemesinin yer çekimi etkisi altında yamaç aşağı doğru hareketi olarak tanımlanmaktadır. Bu kaymalara, depremler, yangınlarla bitki örtüsünün tahribatı, insanların yer yüzeyinde yaptığı değişiklikler, volkan patlamaları, aşırı yağışlar ve deniz dalgaları neden olabilir. Yamaçlarda oluşan çatlaklar, eğilen ağaçlar, direkler ve duvarlar, kaya ve toprağın aşağı doğru yavaşça kayması bir heyelana dair uyarı işaretleridir.

Duyarlılık (Susceptibility): Bir doğal tehlikenin belirli bir alanda bulunma/gerçekleşme olasılığını (likelihood of occurrence) ifade eder.

Heyelana karşı duyarlı alanlar: Eski heyelan bölgeleri, doğal yamaçların üst ve topuk kesimleri, eski dolguların üst ve topuk kesimleri, çok dik ve derin yamaçların üst ve topuk kesimleri, atık sistemlerinin kullanıldığı ve yerleşimin geliştiği tepelik alanlar olarak sıralanabilir.

Heyelan duyarlılık analizine girdi olarak kullanılacak raster verilerden Topografik Nemlilik Endeksi (TWI).tif, Yamaç Eğimi (Sonlu Farklar).tif, Yamaç Yönelimi (Sonlu Farklar).tif, ve Yükseklik_1.tif Referanslar altına eklenir.

Netcad Mimar: Her türlü mekânsal ve mekânsal olmayan veriyi kullanarak hazır operatörler yardımıyla art arda oluşturulan iş akışları (operatörler dizisi) sonucunda, konumsal analiz ve sentez modellerinin kolaylıkla oluşturulabildiği model tasarımcısıdır.

GeoFunction; herhangi bir noktanın değerini veren genel amaçlı bir kavramdır.

Geoeditör; GeoFunction bir girdinin (raster, spatial) değerlerinin puanlandırılmasında kullanılmaktadır.

Geocalculator; GeoFunction girdileri arasında aritmetik formüllerin uygulandığı operatördür.

Jeoloji Haritasının Heyelan Analizi İçin Değerlendirilmesi

Heyelan duyarlılık analizinde girdi olarak kullanılacak jeoloji birimleri litolojik özelliklerine göre değerlendirildğinde: Üst Kretase ve Üst Kretase – Eosen yaşlarına sahip birimlerin bulunduğu alanlar yerleşim için uygun, Orta – Üst Eosen ve Kuvaterner yaşlarına sahip birimlere ait alanlar ise yerleşim için uygun olmayan alanlar olarak değerlendirilmiştir.

Yükseklik Değerlerinin Heyelan Analizi İçin Değerlendirilmesi

Topografik yükseklik, heyelan duyarlılık analizlerinde sıkça kullanılan bir parametredir. Yükseklik değerlerinin fazla olduğu alanlar, heyelan açısından riskli alanlar olarak değerlendirilmektedir.

Topografik Nemlilik Endeksi (TWI) Değerlerinin Heyelan Analizi İçin Değerlendirilmesi

Topografik Nemlilik Endeksi (TWI), topografik anlamda suya doygun alanların lokasyonlarının ve boyutlarının ifade edilmesi amacıyla kullanılmaktadır. Topografik nemlilik endeksi çalışılan bölgenin suya doygunluğunu alansal ölçüde boyutlandırmaktadır. Suyun malzeme içerisine süzülmesi, hem malzeme içerisinde gözenek suyu basınçlarının artma- sına hem de malzemenin dayanımının azalmasına neden olmaktadır. Bu nedenle heyelan duyarlılık analizinde topografik nemlilik endeksi çok önemli bir girdi oluşturmaktadır.

Yamaç Eğimi-Sonlu Farklar Analizi (Wilson And Gallant-2000) Değerlerinin Heyelan Analizi İçin Değerlendirilmesi

Heyelan duyarlılık analizlerinin bileşenlerinden en önemlilerinden birisi de yamaç eğimi açısıdır. Heyelan duyarlılık haritalarının üretilmesine yönelik birçok çalışmada eğim analizi öncelikli olarak dikkate alınmaktadır. Literatürde, konu ile ilgili daha önceki çalışmalar ve arazi gözlemleri eğimin artmasıyla heyelana karşı duyarlılığın arttığını göstermektedir.

Çoklu Tehlike Analizleri ile Kentsel Dönüşümde Öncelikli Alanların Belirlenmesi

Duyarlılık analizlerinin bir arada değerlendirilmesi ile çoklu tehlike analizleri oluşturula- bilir. Birden fazla duyarlılığı içeren çoklu tehlike analizleri kentsel ve bölgesel planlama- da, kentsel ve kırsal fonksiyonlar için yer seçimlerinde, doğal tehlikesi yüksek alanların belirlenmesinde, verimli tarım alanlarının işgalinin önlenmesinde, yaşam kalitesi yüksek alanların belirlenmesinde, kentsel dönüşüm için öncelikli alanların saptanmasında mutlaka göz önünde tutulmalıdır. Bu sayede kararların yapılan analiz sonuçlarına göre verilmesi hem ekonomik anlamda yatırımların doğru ve sürdürülebilir şekilde yapılması hem de insan hayatının korunması açısından son derece önemlidir.

Çoklu tehlike analizi için tasarlanan analiz modelinin girdilerini ‘Heyelan Duyarlılığı’, ‘Jeolojik Açıdan Yerleşime Uygunluk’ ve ‘Depremsellik’ oluşturmaktadır.


Yukarı Git

Sosyal Medya'da Paylaş

Facebook Twitter Google Pinterest Whatsapp Email