Bürolarda Temel Kavramlar Dersi 8. Ünite Sorularla Öğrenelim
Sözlü Ve Yazılı Anlatımla İlgili Kavramlar
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Anlama ve anlatma nedir?
Çok genel olarak, anlama bir olayın, nesnenin; duyulan, okunan, görülen olayların, bilgilerin kavranması iken; anlatma zihindekilerin başkasına söz ya da yazı ile aktarılması eylemidir. Anlatım ise duygu ve düşüncelerin söz ya da yazı ile açıklanmasıdır. Anlatımın bu iki ögesi olmadan anlaşma olmaz. Dil becerileri bağlamında baktığımızda dinleme ve okuma anlamayı gerektirirken; konuşma ve yazma anlatmayı gerektirir.
Anlatımın temel ilkeleri nelerdir?
Doğru ve etkili bir anlatımda bulunması gereken bazı ilkeler vardır. Bu ilkeler; doğallık,
açıklık, özlülük, akıcılık, doğruluk, tutarlılık ve özgünlüktür.
Anlatımın temel ilkelerinden özlülük ne demektir?
Anlatımda özlülük, söz ya da yazının gereksiz biçimde uzatılmaması ile sağlanır. Gereksiz
sözcük kullanımı anlaşılmayı güçleştireceği için anlatımda kısa ve özlü ifadeler tercih edilmelidir.
Anlatımın temel ilkelerinden özgünlük ne demektir?
Anlatımda özgünlük konuşanın ya da yazarın birikimlerini, yetilerini yansıtan, başkalarını
taklit etmeyen kendine özgü olan anlatımdır. Dili kullanmadaki kıvraklık, esneklik, geniş söz
dağarcığına, atasözlerine, deyimlere egemen olma özgünlükte önemlidir.
Anlatımın temel öğeleri nelerdir?
İletişimin gerçekleşmesi karşılıklılığın gerekli olduğu bir anlatım sürecidir. Anlatım sürecinin anlaşılabilmesi için anlatımın ögelerinin bilinmesi gerekir. Anlatımın gerçekleşebilmesi için dört ögeye gerek vardır: Kaynak (konuşan ya da yazar), alıcı (dinleyen ya da okuyan), ileti (konu) ve dil (iletişim aracı olarak ).
Sözlü anlatım nedir?
Sözlü anlatım insanın karşısındakine dileklerini, duygularını, düşüncelerini sözlü olarak anlatması eylemidir. Ana dilinde sözlü anlatımın anlatma boyutunu konuşma, anlama boyutunu ise dinleme oluşturur.
Konuşma nedir?
Konuşma, insanın duygularını, düşüncelerini sese dayalı bir dizge halinde sunması, başka bir deyişle anlamlı parçalara dönüştürülmüş seslerden yararlanarak düşüncelerini ifade etmesidir. Kulağa hitap eden konuşma; verilmek istenen iletinin niteliğine uygun tonlama, vurgu gibi sese dayalı unsurlarla olduğu gibi; jest ve mimik gibi bedene dayalı destekleyici unsurlarla birlikte bütünlenir.
Kişilerin doğru ve etkili konuşabilmeleri için edinmeleri gereken alt beceriler nelerdir?
Konuşmanın bir anlatım etkinliği olarak değer taşıyabilmesi için bu eylemin niteliğini etkileyen alt becerileri edinmek gereklidir. Kişilerin doğru ve etkili konuşabilmeleri için edinmeleri gereken alt beceriler; Türkçedeki seslerin doğru söylenmesi, konuşma sırasında vurgunun anlam yaratıcı işlevinden yararlanma, tonlamadan yararlanma, konuşmada
“kavşak” ve “durak” gibi anlamı belirleyici söyleyiş özelliklerinden yararlanma ve akıcılığı
sağlamak için ulamadan yararlanma olarak sıralanabilir.
Etkili konuşma ilkeleri nelerdir?
Günün çeşitli zaman dilimlerinde gereksinimlerin karşılanması, isteklerin, duygu ve düşüncelerin belirlenmesi konuşmayı zorunlu kılar. Konuşmanın amaca uygun bir niteliğe kavuşabilmesi için uyulması gereken bazı ilkeler vardır. Bu ilkeleri şöyle özetleyebiliriz:
• İşitilebilir bir sesle konuşma
• Sözcükleri doğru ve anlaşılır bir biçimde söyleme
• Nefesi doğru kullanma
• Vurgu ve tonlamaya dikkat etme
• Akıcılığı sağlayan söyleyiş özelliklerinden yararlanma
• Asalak ses, sözcük ve ifadelerden kaçınma
• Dinleyenle göz teması kurma
• Tekrarlardan kaçınma
• Olabildiğince yerel söyleyişlerden ve argodan kaçınmak
• Konuşma ile beden dili uyumunu sağlama
Konuşmaya ilişkin eksiklikleri nasıl belirleriz?
Konuşmaya ilişkin eksikliklerin belirlenmesi, bu eksikliklerin giderilmesinde yardımcı olabilir.
Bu amaçla kendimize şu soruları sorabiliriz:
• Söylediklerim kolayca anlaşılıyor mu?
• Düşüncelerimi açık ve etkili bir biçimde belirtebiliyor muyum?
• Söyleyiş ve dil yanlışları yapıyor muyum?
• Sesimi doğru kullanabiliyor muyum?
• Konuşmam tekdüze mi?
• Konuşurken jest ve mimiklerim abartılı mı?
• Konuşurken ayrıntılarla, başka konulara geçerek konudan ve amaçtan sapıyor muyum?
• Anlattıklarımın önemine ve değerine kendim inanıyor muyum?
Dinleme nedir?
Sözlü anlatımın ikinci boyutu dinlemedir. Dinleme becerisi bilişsel, duyuşsal, devinişsel, fiziksel, fizyolojik, eğitsel, sosyal boyutları olan çok yönlü bir olgudur. Dinleme, en genel anlamıyla kulağa gelen seslerin doğru algılanması, anlamlandırılması ve uygun tepkinin verilmesini içeren yoğun bir zihinsel süreç olarak ifade edilebilir. Bu süreçte işitme,
dikkate alma, anlamlandırma ve tepki verme aşamaları vardır. Dinlemede konuşan ve dinleyen tarafların varlığı söz konusudur.
Etkin bir dinlemenin gerçekleşebilmesi için gerekli ilkeler nelerdir?
Günlük yaşamda dinleme eylemi konuşmaya göre daha fazladır. Etkin bir dinlemenin gerçekleşebilmesi için dinleyenin etkin ve katılımcı olması ve bazı ilkelere uyması gerekmektedir. Bu ilkeler şunlardır:
• Etkili dinlemede konuşanın sözü kesilmemeli ve konuşmasını tamamlaması beklenmelidir.
• Dinleyici rahat olduğunu konuşmacıya hissettirmeli ve karşısındakini tedirgin etmemelidir.
• Ortam uygunsa ve gerekli ise not tutulmalıdır.
• Sözel olmayan iletişimsel işaretler (beden dili) ile konuşanı takip etmelidir.
• Anlaşılmayan yerler uygun bir dille sorulmalı ve konunun açılımı sağlanmalıdır.
• Karşı taraf empatik bir biçimde dinlenmeli ve karşı tarafın duygu ve düşüncelerini anlamaya yönelik bir çaba içinde olunmalıdır.
Türkçenin söyleyiş özellikleri nelerdir?
Türkçeyi iyi konuşabilmek için Türkçenin söyleyiş özelliklerinin bilinmesi gerekir. Her dilde olduğu gibi Türkçede de yazılışla söyleyiş arasında ayrılıklar, değişiklikler bulunabilir. Bu durum yazı dilinin daha durağan, konuşma dilinin ise gelişmeye ve değişmeye açık olması sonucunda oluşmaktadır. Bazı dillerde yazı ile söyleyiş arasında ayrılıklar dikkat çekici boyuttadır ve bir kurala bağlanamaz. Türkçede ise sadece bazı seslerin bulunduğu sözcüklerde görülen ses olayları sonucunda yazı dili ile konuşma dili arasında ayrılıklar görülür. Aşağıda sözlü anlatımda karşılaşılabilecek bazı söyleyiş özelliklerini bulabilirsiniz.
- Söylenişleri yazımlarından farklı olan sözcükler
- Uzun veya ince söylenmesi gereken sözcükler
- İnce sıradan ünlülerle söylenmesi gereken sözcüklerin kalın sıradan ünlülerle söylendiği sözcükler
- Anlam kopyalamalarından kaynaklanan yanlış yardımcı eylem kullanımı
- Başka dillerden geçen bazı dil bilgisel yapıların yanlış kullanımları
- Yanlış sesletilen sözcükler
- Türkçe karşılığı olmasına karşın verici dildeki biçimi ile kullanılan sözcükler
Beden dili nedir?
Sözlü anlatımda çoğu zaman kendiliğinden oluşan ama genelde bilinçli olarak başvurulan bazı beden hareketleri, anlatımda etkin rol oynayan ve beden dili olarak adlandırılan eylemlerdir. Sözlü iletişim sırasında kişiler, söyledikleri ile birlikte ses tonu, jest ve mimikleri, el kol ve beden hareketleriyle ne yaptıklarını daha rahat hissettirirler. Bu haliyle beden dili, sözlü anlatımda konuşmayı bütünleyen, konuşma yoluyla dinleyici üzerinde etki oluşturmaya yardım eden bir araçtır.
Beden dilinin özellikle sözlü anlatımda olumlu izlenim yaratabilmesi için dikkat edilmesi gereken kurallar nelerdir?
Beden dilinin özellikle sözlü anlatımda olumlu izlenim yaratabilmesi için dikkat edilmesi gereken kurallar şöyledir:
• Göz teması: İnsanların yüzüne bakanlar,bakmayanlardan daha çok hoşa gider. İnsanlarla,
onları rahatsız etmeyecek ölçüde, ancak mümkün olduğu kadar çok göz ilişkisi kurun.
• Yüz ifadesi: Canlı olun. Mümkün olduğu kadar sıcak ve dostça tebessüm edin ve gülün. Yüzünüz, çevrenize olan ilginizi yansıtsın. Donuk ve ifadesiz gözükmekten kaçının. • Baş hareketleri: Karşınızdaki konuşurken sık sık başınızı hafifçe aşağı yukarı hareket ettirerek onu dinlediğinizi ve anladığınızı hissettirin. Söylenenleri kabul edip etmemeniz
önemli değildir, konuşana “anlaşıldım” duygusu yaşatın.
• Jestler: Çok aşırıya kaçmadan, jestlerinizi kullanın. Ellerinizi cebinizde tutmaktan ve
kollarınızı kavuşturmaktan, ellerinizle ağzınızı örtmekten kaçının. Açık ve anlaşılır jestleri tercih edin.
• Beden duruşu: Ayaktaysanız, dik durun. Oturuyorsanız sandalye ve koltuğunuzu tam olarak doldurun ve arkanıza yaslanın. Birisiyle konuşurken ve birisi doğrudan sizinle konuşurken öne eğilin ve ilginizi gösterin.
• Yakınlık: İnsanlara daima, onları rahatsız etmeyecek, mümkün olan en yakın mesafede durmaya gayret edin.
• Yöneliş: Daima konuştuğunuz veya sizinle konuşan kişiye dönük durun.
• Dış görünüş: Grup normlarına, toplumsal rol ve statünüze uygun giyinin. Kendinize
gösterdiğiniz özen, kendinize verdiğiniz değerin ifadesidir.
Yazılı anlatım nedir?
Bir duygunun ya da düşüncenin yazı ile anlatılmasına yazılı anlatım denir. Yazılı anlatım, günlük yaşamda pek çok amaç için kullanılır. İnsanlar, bir olay ya da bir konuyla ilgili görüşlerini yazılı olarak kaydetmek ve bunları başkalarıyla daha sonra paylaşmak için yazılı anlatımı seçebilir. Alışverişe çıkarken yazılı olarak listeleme yapabilir. Bir duruma ilişkin
istek ya da sitemini yazı ile bildirebilir, duygularını paylaşmak için yazıdan yararlanabilir. Bütün bunlar insanoğlu için yazmaya amaç ve anlam kazandırır.
Yazılı anlatımda izlenecek adımlar nelerdir?
Hangi türde yazarsak yazalım yazma bir süreçtir ve bu süreçte atılması gereken adımlar vardır. Yazılı anlatımda izlenecek adımlar; konunun belirlenip sınırlarının çizilmesi ve konuyla ilgili ana düşünce ile yardımcı düşüncelerin belirlenmesi ve yazılı anlatımın
planlanması olarak sıralanabilir.
Yazının bölümleri nelerdir?
Bir düzen içerisinde tasarlanan ve planlanan yazıların bölümleri giriş, gelişme ve sonuç bölümleridir.
Giriş, yazının başlangıç bölümüdür. Konunun ana hatlarıyla ele alındığı bu bölüm, özellikle düşünceye dayalı yazılarda kısa tutulur. Gelişme, konunun türlü yönlerden açılıp genişlediği, zenginleşip olgunlaştığı, bir anlamda yazının gövdesini oluşturan bölümdür. Yardımcı düşünceler bu bölümde ele alınır. Konuyu açık ve anlaşılır bir biçimde çeşitli yönleriyle ortaya koyacak yardımcı düşünceler, okuyucuyu ana düşünceye adım adım ulaştıracak birer basamak niteliğindedir. Sonuç, yazının bitiş bölümüdür. Giriş bölümünde ortaya konulan, gelişme bölümünde çeşitli düşüncelerle açıklanan konuda son söz, bu bölümde söylenir. Hiçbir yoruma meydan vermeyecek biçimde açık ve anlaşılır yazılır.
Anlatım bozukluğu nedir?
İyi bir yazının, dilin kurallarına uygun olarak doğru ve yerinde kullanılmış sözcüklerden, uyumlu cümlelerden ve bir plan doğrultusunda düzenlenmiş paragraflardan oluşması gerekir. Anlatım bozukluğu olmayan bir cümle; mantık ve bilgi bakımından doğru, dil bilgisi bakımından doğru, açık, duru, yalın ve akıcıdır. Bu özelliklerden bir ya da birkaçının eksik ve kusurlu olması yazının anlaşılırlığını ve dolayısıyla değerini düşürür. Anlatımın doğru, güzel ve etkili olmasında ana dile hakim olma ve dilin kurallarının iyi bilinmesi önemli bir etkendir. Ancak Türkçenin kullanımında zaman zaman bozuk anlatımlara tanık olmaktayız. Özellikle kitle iletişim araçlarında, sosyal medyada dil yanlışlarının yapıldığını görmekteyiz. Yazılı anlatımda yaygın olarak görülen yanlışlar için farklı adlandırmalar yapılmaktadır. Bu yanlışları; sözcük temelli anlatım bozuklukları ve cümle temelli anlatım bozuklukları olmak üzere iki temel grupta toplayabiliriz.
Sözcük temelli anlatım bozukluğu nedir?
Sözcük, bir ya da birden çok heceden oluşan, belli bir anlamı olan, cümle kurmaya yarayan ve cümle kuruluşunda özel görevi olan dil ögesidir. Sözcükler, kavramları tek tek gösteren dil birimleridir ve iletişim kurarken herhangi bir kavram hakkında konuşabilmek için onu gösteren sözcükten yararlanılır. Sözcük temelli anlatım bozuklukları; gereksiz sözcük kullanımı, sözcüğün yanlış anlamda kullanımı, sözcüğün yanlış yerde kullanımı, gereksiz yardımcı fiil kullanımı, anlamca çelişen sözcüklerin bir arada kullanımı, mantıksal tutarsızlık, deyim ve atasözünün yanlış kullanımı olarak sınıflandırılabilir.
Cümle temelli anlatım bozukluğu nedir?
Duyguları, düşünceleri ya da durumları yargı bildirerek anlatan söz ya da söz dizisine cümle denir. Cümle, değişik işlevlerdeki parçalardan oluşan bir bütündür. Bu bütünün parçaları da işlevlerine göre özne, yüklem, nesne, yer tamlayıcısı, zarf tamlayıcısı olarak adlandırılan cümle ögeleridir. Türkçenin cümle ögelerinin sıralanışı, öznetümleç (nesne, yer tamlayıcısı, zarf tamlayıcısı)- yüklem sırasına göredir. Cümle temelli anlatım bozuklukları; eksik ya da fazla öge kullanımı, eksik ya da yanlış tamlama kurulumu, eksik ya da fazla ek kullanımı, özne yüklem uyumsuzluğu, fiilimsi eksikliği, ek fiil eksikliği, çatı uyumsuzluğu olarak sınıflandırılabilir.