Portföy Yönetimi Dersi 7. Ünite Sorularla Öğrenelim
Portföy Yönetim Stratejileri
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Yatırım stratejisinin bileşenleri nelerdir?
Yatırım stratejisinin bileşenleri; portföye hangi varlılığın ne oranda dâhil edileceği, satın alma-satma politikaları ile risk politikalarından oluşur.
Yatırımcının hem yatırım stratejisi açısından hem de yatırım yapacağı menkul kıymet bakımından yapmak zorunda olduğu seçim hangi bakımlardan önemlidir?
Gerçekleştirilecek olan seçim, yatırımcının portföyünü nasıl çeşitlendireceğini, bu çeşitlendirmeye bağlı olarak nasıl bir riski göze aldığını ve katlanmayı kabul ettiği risk karşısında nasıl bir getiri beklediğini belirlemektedir.
Maliyeti ortalama stratejisinin temel varsayımları nelerdir?
Maliyeti ortalama stratejisi uygulandığı zaman, hem düşük fiyatlardan yararlanılmış olunur, hem de maliyetler düşürülerek, yüksek fiyattan alınan menkul kıymetin fiyatı düşürülür. Burada önemli olan konu ortalama maliyetin hafif bir şekilde düşeceği varsayımıdır. Bunun yanında, Maliyeti ortalama stratejisinde satın alınan hisse senetlerinin ortalama maliyetlerinden daha fazla bir fiyatla satılacağı varsayılmaktadır.
Pasif portföy yönetimi stratejileri genelde hangi amaçla kullanılır?
Pasif portföy yönetimi stratejileri genellikle işlem maliyetlerini minimize etmek için kullanılır.
Maliyeti ortalama stratejisinin hayata geçirilmesini zorlaştıran faktörler nelerdir?
Maliyeti ortalama stratejisi, yatırımcının yatırım yapacağı fonun yatırım zamanında hazır olmaması, hiç olmaması ya da fiyatları yüksek bularak stratejiye sadık kalmak istememesi gibi sebeplerle para yatırma kuralını düzenli olarak uygulaması açısından uyulması zor bir stratejidir.
Satın al ve elde tut stratejisinin diğer adı nedir?
Bu strateji pasif portföy yönetimi olarak da adlandırılır.
Yatırımcıların, portföy oluştururken, gelecekteki bazı harcamalarının portföyden elde edilecek gelirlerle karşılanmasını istediği durumlar için hangi strateji geliştirilmiştir?
Böylesi durumlar için gelecekteki yükümlülükleri karşılama stratejisi geliştirilmiştir.
Bu stratejide kullanılan endekslerden en bilineni hangisidir?
Endeksler içinde en çok bilineni ise S&P 500’dür.
Kısmen temsilin kaç türü vardır?
Kısmen temsil yönteminin iki türü bulunmaktadır. Buna göre: 1. Endeksi temsil edeceği düşünülen hisse senetleri, çoğunlukla sektör ve piyasa değerleri dikkate alınarak seçilmektedir. 2. Endeksi genel olarak temsil edecek hisse senetleri, geçmişteki kârları, büyüme oranları göz önüne alınarak seçilmektedir.
Pasif portföy yönetiminde genellikle hangi strateji izlenir?
Pasif portföy yönetiminde, genel olarak, satın al ve elde tut stratejisi izlenir. Bu stratejide, bir portföy oluşturulur ve elde tutma dönemi boyunca, küçük düzeltmeler dışında portföyün içeriği değiştirilmez.
Pasif portföy yönetiminin özellikleri nelerdir?
Pasif portföy yönetimi genel olarak etkin piyasa hipotezine dayanır. Bu hipoteze göre, menkul kıymet piyasaları etkindir. Her türlü bilgi piyasaya çok çabuk ulaştırılır ve piyasa tarafından değerlendirilerek fiyatlara yansır. Fiyatlar yeni bilgiye göre oluşur ve gelecek bilgi tahmin edilemez. Dolayısıyla pasif portföy yönetiminde temel, teknik ve trend analizlerine gerek yoktur. Pasif portföy yönetiminde çok iyi çeşitlendirilmiş menkul kıymet portföyü oluşturularak belirli bir süre elde tutma stratejisi izlenir.
Aktif portföy yönetiminin büyük yatırımcılar tarafından kullanılmasının sebebi nedir?
Aktif portföy yönetimi; uzmanlık, yüksek maliyet ve çok ciddi bir araştırma gerektirdiğinden genellikle büyük yatırımcılar tarafından tercih edilir.
Portföy yönetiminde iki yönetim yaklaşımı nelerdir?
Portföy yönetimde önerilen iki yaklaşım pasif ve aktif portföy yönetimi yaklaşımlarıdır.
Pasif portföy yönetimi basitçe nasıl tarif edilebilir?
Pasif portföy yönetimi, herhangi bir tahminde bulunmadan önceden belirlenmiş bir strateji doğrultusunda yatırım yapılan bir finansal stratejidir. Pasif portföy yönetimi aynı zamanda pasif yatırım olarak da adlandırılır.
Etkin piyasalar hipotezini kısaca nasıl açıklayabiliriz?
Etkin piyasalar hipotezine göre menkul kıymet piyasaları etkindir. Her türlü bilgi piyasaya çok çabuk yansır ve piyasa tarafından değerlendirilerek fiyatlara yansır. Dolayısıyla fiyatlar ancak yeni bilgiye göre artar ya da azalır. Yeni bilgi ise, tahmin edilemez.
Sabit oran stratejisinin genel özelliklerini tipik bir örnek eşliğinde nasıl tasavur edebiliriz?
Tipik bir sabit oran stratejisine, portföyün %45’inin hisse senedi, %45’inin tahvil ve %10’unun para piyasası araçlarına yatırılması örnek olarak verilebilir. Yatırımların değişik yüzdelerle değişik varlıklara bölümlendirilmesi, yatırımcının amacı ve risk toleransı ile belirlenmektedir. Yatırımcının amacının, risk toleransının ya da piyasa şartlarının değişmesine bağlı olarak portföy içerisindeki varlıkların yüzde ağırlıkları da değişebilecektir.
Hızlı büyüme stratejisi ile güvenli yatırım stratejisi seçilmesi neye bağlı olarak gerçekleşmektedir?
Yatırımcı, kısa sürede fiyatları artma potansiyeli olan riskli varlıklara yatırım yapılmasını talep ederse, portföy yöneticisi hızlı büyüme stratejisini oluşturacaktır. Yatırımcı servetinin korunmasına öncelik veren bir talepte bulunursa portföy yöneticisi bu kez güvenli yatırım stratejisini oluşturacaktır.
Pasif yönetim yaklaşımında yapılacak en iyi davranış ve bunun sebebi nedir?
Bu yaklaşımda portföy seçimi ve oluşturmada fiyatı düşecek ya da yükselecek menkul kıymet arayışına girmek yerine yapılabilecek en iyi davranış, iyi çeşitlendirilmiş bir portföy oluşturmak ve satın aldıktan sonra elde tutmak olmaktadır. Çünkü etkin piyasalar hipotezine dayanan pasif yönetim yaklaşımına göre, temel ve teknik analizlere gerek olmamakla birlikte bu analizler için yapılacak harcamalar da bir fayda sağlamayacaktır.
Pasif portföy yönetiminin dayandığı hipotez hangisidir?
Pasif portföy yönetimi genel olarak etkin piyasa hipotezine dayanır.
Portföy yönetim stratejisi nedir?
Portföy yönetim stratejisi, bir yatırımcının portföy seçimine rehberlik etmek üzere hazırlanmış bir dizi kurallar, davranışlar veya prosedürler biçimi olarak tanımlanabilir.
Portföy yönetim stratejilerinin belirlenmesinde etkili olan faktörler nelerdir?
Portföy yönetim stratejilerinin belirlenmesinde birçok faktör bulunmaktadır. Bunlar; yatırımcının amacı, portföyün büyüklüğü, elde tutma süresi, yatırımcının kişi veya kurum olması, vergi durumları, yasal sınırlamalar, yatırımcının risk alma seviyesi ile gelecekte ihtiyaç duyacağı para miktarı, piyasadaki beklentiler, yatırımdan beklenen getiri oranı, yatırımcılarla ilgili bilgiler ve yatırımcıların özel talepleri olarak sayılabilir.
Aktif portföy yönetimi yaklaşımının savunduğu temel fikir nedir?
Bu yönetim yaklaşımı piyasa fiyatları dengesinin oluşumunun önünde olmaya çalışarak piyasa eğilimleri ile menkul kıymetleri piyasada işlem gören firmaların piyasanın tümü tarafından henüz bilinmeyen performanslarını belirlemeyi ve bunlardan yararlanmayı savunur.
Bu strateji nasıl uygulanır?
Bu stratejiye göre, hisse senedi fiyatları arttığında, hisse senetlerinin bir kısmı satılarak, sabit getirili varlıklara yatırım yapılır. Böylece, portföydeki hisse senetlerinin oranı düşürülür. Ayrıca hisse senetlerinin bir kısmı yüksek fiyattan satılmış olur. Öte yandan, hisse senedi fiyatları düştüğünde, sabit getirili varlıkların bir kısmı satılarak hisse senetlerinin portföy içindeki oranı arttırılır. Bu uygulamanın amacı, düşük fiyatlardan daha çok hisse senedi satın alabilmektir.
Aktif portföy yönetimini kısaca nasıl tarif edebiliriz?
Aktif portföy yönetimi, piyasanın ortalamasının üzerinde bir getiri sağlamak amacıyla, sık aralıklarla menkul kıymetlerin değiştirilmesi ve daha riskli pozisyonlar alınarak portföyün yönetilmesidir.
Portföy yönetim şirketlerinin hizmet verdikleri müşterinin kişi olması ile kurum olması talep edilen hizmette nasıl bir fark ortaya çıkarmaktadır?
Portföy yönetim şirketleri, yatırım stratejilerini belirlerken hizmet verdikleri müşterilerin kişi veya kurum olmasını göz önüne alırlar. Kişiler risk ve getiri arasındaki dengeye dikkat edilerek fonlarının yönetilmesini isterken, kurumsal müşteriler risk ve getiri arasındaki dengeye ilave olarak vade uyumunu da isterler. Kurumsal yatırımcılara, sigorta fonları veya şirketlerin fon yöneticileri örnek verilebilir. Kurumsal yatırımcıların ilave olarak vade uyumu talep etmelerinin asıl nedeni sahip oldukları varlıklara karşı belirli yükümlülüklere sahip olmalarıdır.
Yatırım stratejisinin bileşenleri nelerdir?
Yatırım stratejisinin bileşenleri; portföye hangi varlılığın ne oranda dâhil edileceği, satın alma-satma politikaları ile risk politikalarından oluşur.
Bu stratejiyi en çok kullananlar kimlerdir?
Bu strateji, genellikle, etkin piyasa teorisine inanan kurumsal yatırımcılar tarafından uygulanmaktadır.
Satın al ve elde tut stratejisinin en genel hatlarıyla temel özelliklerini sayabilir misiniz?
Satın al ve elde tut stratejisi, yatırım stratejilerinin en basitidir. Başlangıçta yatırımcının istek ve ihtiyaçlarına uygun bir kaç menkul kıymet seçilir ve yatırım süresi boyunca portföyde değişiklik yapılmaz. Başka bir ifadeyle, elde tutma süresince piyasa fiyatlarının değişmesine ve teknik göstergelere bakarak alış veya satış yapılmaz. Ayrıca, uzun vadeli olarak tutulan portföyler kısa vadeli olanlara göre vergi avantajı sağlamaktadır.
Pasif portföy yönetimi yaklaşımı hangi hipotezi temel alır?
Pasif portföy yönetimi yaklaşımı etkin piyasalar hipotezini temel alır.
Maliyeti ortalama yönteminin üstün yönleri nelerdir?
- Satın alınan pay senetlerinin ortalama maliyeti, piyasada oluşan fiyatların ortalamasından düşük gerçekleşir.
- Küçük yatırımlarla büyük bir portföye sahip olunabilir.
- Yatırımcılar, fiyatlar yüksek iken, çok sayıda ve yüksek maliyetlerle pay senedi alma tehlikesinden, bu stratejiyle korunabilirler.
- Pay senedi piyasasında meydana gelebilecek düşüşler, pay senedi satın alma zamanına denk düştüğünde portföye düşük maliyetli pay senedi alma olanağı doğar.
Bir endeks fon oluşturmak için kullanılan yöntemler nelerdir?
Yöntemler şunlardır: • Kopya yöntemi: Bu yönteme göre fon, endeksten kopya edilerek aynı ağırlıklar korunarak yatırım yapılan hisse senetlerinden oluşmaktadır. • Örnekleme yaklaşımı: Bu yöntemde endeksi teşkil eden büyük firmaların çoğu endeks fon tarafından içerilmektedir. Küçük firmaların ise genel özellikleri korunmakta, ancak örnekleme yapılarak aralarından fonu oluşturacak işletmeler seçilmektedir. • Kuadratik optimizasyon modeli: Bu modelde seçilen endeks portföyünden minimum riske sahip hisse senetleri alınarak endeks fon oluşturulmaktadır.
Aktif portföy yönetimiyle, piyasa başarısından daha fazla getiri elde edebilmenin koşulları nelerdir?
Bu koşullar şunlardır: • Bazı bilgiler, bu bilgilere sahip yatırımcılara avantaj sağlayabilir. • Fiyatı etkileyen faktörleri hesaba katan bazı analiz yöntemleri bu yöntemleri kullanan yatırımcılara avantaj sağlayabilir. • Piyasada yanlış fiyatlandırılmış menkul kıymetlerden yatırımcılar yararlanabilirler. Bu koşullardan birinin veya bir kaçının sağlanamaması, stratejinin başarısını önemli ölçüde engelleyebilir.
Piyasa zamanlaması kavramından ne anlamalıyız?
Piyasa zamanlamasında, portföye ne zaman hisse senedi alınacağı veya portföyden ne zaman hisse senedi satılacağı kararı verilmeye çalışılır. Aynı durum sabit getirili menkul kıymetler için de geçerlidir. Başarılı bir piyasa zamanlaması, en iyi tahmini yapmayı gerektirir. Bu tahmin hem düşük fiyatlandırılmış menkul kıymetleri portföye almayı, hem de portföydeki aşırı fiyatlandırılmış menkul kıymetleri satma kararını kapsamaktadır.
Portföy sigortası hangi amaçla geliştirilmiştir?
İsminden de anlaşılacağı gibi, bu strateji, yatırımcıyı gelecekte oluşabilecek getiri belirsizliklerinden korumaya yönelik bir çeşit sigortadır. Başka bir ifadeyle, portföy sigortası yatırımcının potansiyel kayıplarını ortadan kaldırmak amacıyla oluşturulmuş yatırım stratejisidir.
Portföy sigortasının özellikleri nelerdir?
Portföy sigortası, «çeşitli menkul kıymetlerden oluşan bir portföyü belirli bir süre değer düşüklüğüne karşı koruyan veya bu portföye başlangıçta belirlenen asgari getiri oranını sağlayan bir yatırım stratejisi» olarak tanımlanabilir. Ayrıca, portföy sigortası, kontrol edilebilir bir risk düzeyinde, en yüksek getirinin elde edilebilmesi için, portföy bileşiminin pay senedi ve nakit arasında nasıl ve ne zaman yapılacağını gösteren bir strateji olarak da ifade edilebilir. Portföy sigortası tekniği, piyasanın yönü hakkında net bir tahminin olmadığı ve volatilitenin yoğun olduğu dönemlerde genellikle kurumsal fon yönetim şirketleri tarafından kullanılmaktadır.
Portföy yönetim stratejilerinin belirlenmesinde bulunan faktörler nelerdir?
Portföy yönetim stratejilerinin belirlenmesinde şu faktörler bulunmaktadır: yatırımcının amacı, portföyün büyüklüğü, elde tutma süresi, yatırımcının kişi veya kurum olması, vergi durumları, yasal sınırlamalar, yatırımcının risk alma seviyesi ile gelecekte ihtiyaç duyacağı para miktarı, piyasadaki beklentiler, yatırımdan beklenen getiri oranı, yatırımcılarla ilgili bilgiler ve yatırımcıların özel talepleridir.
Aktif portföy yönetiminde iki önemli hangileridir?
Aktif portföy yönetiminde piyasa zamanlaması ve portföye alınacak menkul kıymet seçimi iki önemli aşamayı oluşturur.
Portföy sigortalarında hangi çeşitlendirme türleri kullanılmaktadır?
Portföy sigortası, pay senedi portföyünü piyasa riskine karşı, vadeli işlem (futures) piyasalarında pay senedi endeks sözleşmelerinin satılması, pay senedi endeksinin kısa satışının yapılması ya da put (satma opsiyonu) sözleşmesi satın alınması yöntemleriyle yapılmaktadır.
Maliyeti ortalama yönteminin cevabını aradığı temel soru nedir?
Yöntem «ne» alınması gerektiği değil, «ne zaman» alınması gerektiği sorusuna cevap vermektedir.
Aktif portföy yönetimi yaklaşımının temel varsayımı nedir?
Aktif portföy yönetimi yaklaşımı etkin piyasalar hipotezini desteklemesine karşılık, menkul kıymet fiyatlarının arz ve talep koşullarına gecikmeli olarak cevap verdiğini varsaymaktadır.
Sabit değer stratejisinin temel öngörüsü nedir?
Sabit değer stratejisi, yatırımcının sahip olduğu portföyün bir bölümünü, sabit getirili finansal varlıklara ayırmasını, ya da nakit olarak tutmasını öngörmektedir.
Aktif portföy yönetiminin temel özellikleri nelerdir?
Bunlar şu şekilde sıralanabilir: • Aktif portföy yönetiminde yüksek işlem maliyeti söz konusu olduğu için, daha çok büyük portföylerin yönetiminde kullanılmaktadır. • Portföydeki menkul kıymetlerin sıklıkla değiştirilmesi ya da oranlarının artırılıp azaltılmasına bağlı olarak yüksek devir hızı söz konusudur. • Aktif portföy yönetimi daha çok zaman, uzmanlık, yakın takip, hedefleri gerçekleştirme baskısı, performans ölçümü, raporların hazırlanması ve sunulması gibi çabalar gerektiğinden daha yüksek yönetim giderleri ortaya çıkmaktadır. • Aktif yönetimde, piyasa getirisinin üzerinde bir getiri elde etme amacı olduğundan portföye yüksek riskli menkul kıymetler alınabilmektedir. Tahminlerin veya beklentilerin karşılanmaması durumunda yüksek riskli varlıklar büyük kayıplara neden olabilmektedir.
Gelecekteki yükümlülükleri karşılama stratejisi nasıl gerçekleştirilir?
Öncelikle, belirli zamanlarda yerine getirilmesi gereken yükümlülüklere eşit tutarda nakdin elde edileceği bir portföy oluşturulmalıdır. Bu şekilde oluşturulan portföyler, daha çok hazine bonosu ve tahvil gibi yatırım araçlarından oluşurlar. Buna göre bu stratejide, portföye alınacak yatırım araçlarının özellikle vadeleri üzerinde durulmalıdır. Nakit akışları kesin, vadeleri ve getirileri belirli menkul kıymetlere yatırım yapılarak, gelecekte ihtiyaç duyulacak fonların sağlanması, portföy oluşturulurken garanti altına alınmış olmaktadır.
Gelecekteki yükümlülükleri karşılama stratejisi ekseriyetle kimler tarafından tercih edilmektedir?
Bu portföy stratejisi, daha çok sosyal güvenlik kuruluşları ve özel emeklilik fonları tarafından tercih edilmektedir.
Aktif portföy yönetimi yaklaşımında yapılan analizlerle ne hedeflenmektedir?
Bu analizlerde amaç piyasada mevcut bilgiler çerçevesinde herkesin belirleyeceği iyi firmaları ya da onların menkul kıymetlerini belirlemek değil, başkalarının tahminlerinden daha iyi tahminlerde bulunarak daha iyi firmaları belirlemektir. Ayrıca, aktif yönetimde piyasa getirisinin üzerinde getiri hedeflenir.
Değişken oran stratejisinin sakıncası nedir?
Değişken oran stratejisinin sakıncası, fiyatlar sürekli aşağı doğru inerken, hisse senetlerinin portföy içindeki payının da sürekli olarak artmasına olanak tanınması ve böylece önemli sermaye kayıplarıyla karşılaşılabilmesidir.
Maliyeti ortalama yönteminin üstün tarafları nelerdir?
Bu yöntemin üstün tarafları aşağıdaki gibidir: • Satın alınan hisse senetlerinin ortalama maliyeti, piyasada oluşan fiyatların ortalamasından düşük gerçekleşir. • Küçük yatırımlarla büyük bir portföye sahip olunabilir. • Yatırımcılar, fiyatlar yüksek iken, çok sayıda ve yüksek maliyetlerle hisse senedi alma tehlikesinden, bu stratejiyle korunabilirler. • Hisse senedi piyasasında meydana gelebilecek düşüşler, hisse senedi satın alma zamanına denk düştüğünde portföye düşük maliyetli hisse senedi alma olanağı doğar.
Satın al ve elde tut stratejisi piyasa zamanlaması kavramı açısından nasıl değerlendirilebilir?
Satın al ve elde tut stratejisi de dahil her yönetim biçiminde piyasa zamanlaması kavramı oldukça önemli olmaktadır. Menkul kıymet fiyatlarının hızla arttığı ya da hızla düştüğü dönemlerin hemen öncesinde pozisyon almak her zaman mümkün olabilecek bir durum değildir. Böyle durumlarda, genellikle satın al ve elde tut stratejisi gibi statik yöntemler daha iyi sonuç verebilir.
Portföy sigortasında kontrol edilemeyen faktörler nelerdir?
Bu faktörler: 1. Risksiz faiz haddi, 2. Riske karşı ödenen prim, 3. Hisse senedi piyasasının değişkenliği. olarak sıralanmaktadır.
Sabit değer stratejisini uygulayacak yatırımcıların hangi hususlara dikkat etmeleri gerekmektedir?
Şu hususlara dikkat edilmesi gerekir: • Yatırıma başlamadan önce, seçilen ve daha sonraki aşamalarda sabit kalacak hisse senetlerinin toplam piyasa değeri önemli bir konudur. Bu stratejide fiyatlar makul bir seviyede iken portföy oluşturulmalıdır. • Bu stratejinin olumlu sonuç vermesi için, fiyatların makul olarak kabul edilen seviyenin üstüne çıkması ve altına inmesi gerekmektedir. Başka bir deyişle, fiyatları sürekli artan veya azalan hisse senetlerinden oluşan portföylerde bu strateji iyi sonuç vermeyebilir. • Yatırımcının hisse senetleri dışındaki menkul kıymetlere ne kadar pay ayıracağı önemli bir konudur. • Portföyün belirli aralıklarla gözden geçirilmesi ve alım-satım zamanlarının belirli ölçütlere bağlanmasında yarar vardır.
Endeksin kısmen temsil edilmesi ne demektir?
Endeks kapsamındaki hisse senedi sayısı fazla ise, bazı ölçütlere göre seçim yapılarak portföye girecek menkul kıymetler belirlenir ve bu durum «endeksin kısmen temsil edilmesi» olarak tanımlanabilir.
Aktif portföy yönetim stratejisinde esas olarak gerçekleştirilmek istenen unsur nedir?
Aktif portföy yönetim stratejisinde esas olarak gerçekleştirilmek istenen unsur, portföyde yer alan riskli ve risksiz varlıkların ağırlıklarını gerekli koşullar oluştuğunda belirli kriterler dahilinde değiştirerek, portföy değerini fiyat düşüşlerine karşı korurken fiyat yükselişlerinden yararlanır bir yapıya kavuşturmaktır.
Satın al ve elde tut stratejisinin temel özellikleri nelerdir?
Yatırım stratejilerinin en basitidir. Başlangıçta yatırımcının istek ve ihtiyaçlarına uygun bir kaç menkul kıymet seçilir ve yatırım süresi boyunca portföyde değişiklik yapılmaz. Başka bir ifadeyle, elde tutma süresince piyasa fiyatlarının değişmesine ve teknik göstergelere bakarak alış veya satış yapılmaz. Satın al ve elde tut stratejisinde, yatırımcı başlangıçta temettü, kupon faiz oranı, vade, kalite ve geri ödeme gibi ölçütlere bakarak kendisine uygun olan menkul kıymetleri seçmeye çalışmaktadır. Bu stratejiyi uygulayan yatırımcılar aktif olarak işlem yapılarak elde edilebilecek cazip getiriler yerine, vadesi yaklaşan yatırım araçlarına yönelerek fiyat ve yeniden yatırım risklerini azaltmaktadırlar.
Portföy sigortası nasıl tanımlanabilir?
Portföy sigortası, «çeşitli menkul kıymetlerden oluşan bir portföyü belirli bir süre değer düşüklüğüne karşı koruyan veya bu portföye başlangıçta belirlenen asgari getiri oranını sağlayan bir yatırım stratejisi» olarak tanımlanabilir.
Sabit değer stratejisindeki temel uygulamalar nelerdir?
Bu strateji uygulandığında, hisse senetlerinin fiyatlarının yükseldiği dönemlerde, hisse senetlerinin bir kısmı satılarak, sabit getirili varlıklara yatırılır. Öte yandan, hisse senedi fiyatları düştüğünde, sabit getirili varlıkların bir kısmı satılarak, hisse senedi satın alınır. Böylece, portföydeki hisse senetlerinin toplam değeri sabit tutulmaya çalışılır. Sonuç olarak, hisse senetleri fiyatları yükseldiğinde satış, düştüğünde alış söz konusu olmaktadır.
Satın al ve elde tut stratejisinin başlangıçtaki hedefi nedir?
Satın al ve elde tut stratejisinde, yatırımcı başlangıçta temettü, kupon faiz oranı, vade, kalite ve geri ödeme gibi ölçütlere bakarak kendisine uygun olan menkul kıymetleri seçmeye çalışmaktadır. Bu stratejiyi uygulayan yatırımcılar aktif olarak işlem yapılarak elde edilebilecek cazip getiriler yerine, vadesi yaklaşan yatırım araçlarına yönelerek fiyat ve yeniden yatırım risklerini azaltmaktadırlar.
Aktif portföy yönetimi ile piyasa başarısından daha fazla getiri elde edebilmenin koşulları nelerdir?
- Bazı bilgiler, bu bilgilere sahip yatırımcılara avantaj sağlayabilir.
- Fiyatı etkileyen faktörleri hesaba katan bazı analiz yöntemleri bu yöntemleri kullanan yatırımcılara avantaj sağlayabilir.
- Piyasada yanlış fiyatlandırılmış menkul kıymetlerden yatırımcılar yararlanabilirler.
Maliyeti ortalama stratejisi ne için gerçekleştirilir?
Geleneksel yatırım stratejilerinden birisi olan maliyeti ortalama stratejisi, yeterince bilgi sahibi olmayan ve analiz yöntemlerinden anlamayan yatırımcılara, piyasa zamanlaması konusunda yardımcı olmak için gerçekleştirilir.
Portföy sigortasının maliyetinin temelde bağlı olduğu faktörlerden yatırımcının kontrol edebilecekleri hangileridir?
Bunları şu şekilde sıralayabiliriz: 1. Kabul edilebilecek asgari getiri oranı, 2. Sigortaya tabi tutulacak portföy oranı, 3. Sigorta edilecek portföyde yer alan menkul kıymetlerin riski, 4. Sigortanın kapsayacağı zaman aralığı.
Maliyeti ortalama yönteminin temelinde ne vardır?
Yöntemin temeli, belirli aralıklarla (aylık, üç aylık, yıllık gibi), eşit tutarlı (her ay 1.000 Türk Lirası gibi), aynı finansal varlığa, uzun süreli yatırımlar yapılmasına dayanmaktadır.
Aktif portföy yönetiminin temel özellikleri nelerdir?
Aktif portföy yönetiminin bazı temel özellikleri bulunmaktadır. Bunlar:
• Aktif portföy yönetiminde yüksek işlem maliyeti söz konusu olduğu için, daha çok büyük
portföylerin yönetiminde kullanılmaktadır.
• Portföydeki menkul kıymetlerin sıklıkla değiştirilmesi ya da oranlarının artırılıp azaltılmasına
bağlı olarak yüksek devir hızı söz konusudur.
• Aktif portföy yönetimi daha çok zaman, uzmanlık, yakın takip, hedefleri gerçekleştirme baskısı,
performans ölçümü, raporların hazırlanması ve sunulması gibi çabalar gerektiğinden daha
yüksek yönetim giderleri ortaya çıkmaktadır.
• Aktif yönetimde, piyasa getirisinin üzerinde bir getiri elde etme amacı olduğundan portföye
yüksek riskli menkul kıymetler alınabilmektedir. Tahminlerin veya beklentilerin karşılanmaması
durumunda yüksek riskli varlıklar büyük kayıplara neden olabilmektedir.
Gelecekteki yükümlülükleri karşılama stratejisinin özellikleri nelerdir?
Yatırımcılar, portföy oluştururken, gelecekteki bazı harcamalarının portföyden elde edilecek gelirlerle karşılanmasını isteyebilirler. Böyle bir durumda, belirli zamanlarda yerine getirilmesi gereken yükümlülüklere eşit tutarda nakdin elde edileceği bir portföy oluşturulmalıdır. Bu şekilde oluşturulan portföyler, daha çok hazine bonosu ve tahvil gibi yatırım araçlarından oluşurlar. Buna göre bu stratejide, portföye alınacak yatırım araçlarının özellikle vadeleri üzerinde durulmalıdır. Nakit akışları kesin, vadeleri ve getirileri belirli menkul kıymetlere yatırım yapılarak, gelecekte ihtiyaç duyulacak fonların sağlanması, portföy oluşturulurken garanti altına alınmış olmaktadır.
Sabit değer stratejisi ile ne amaçlanmaktadır?
Bu strateji ile portföyün hisse senedine ayrılan ve piyasadaki dalgalanmalardan daha fazla etkilenen bölümünün değeri sabit tutulmaya çalışılır.
Endeks içerikli fon stratejisinin genel özellikleri nelerdir?
Bu stratejiye göre, endeks kapsamındaki hisse senetlerine endeks içindeki ağırlıkları korunarak yatırım yapılabilir. Böylece, piyasayı temsil ettiği varsayılan endekse eşit bir getiri sağlanabilir. Bu stratejide belirli bir süre alım-satım işlemi yapılmaması benimsediğinden, «pasif portföy yönetimlerinden» biri olarak kabul edilir.
Aktif portföy yönetimindeki en önemli aşamalar nelerdir?
Aktif portföy yönetiminde piyasa zamanlaması ve portföye alınacak menkul kıymet seçimi iki önemli aşamayı oluşturur. Piyasa zamanlamasında, portföye ne zaman pay senedi alınacağı veya portföyden ne zaman pay senedi satılacağı kararı verilmeye çalışılır. Aynı durum sabit getirili menkul kıymetler için de geçerlidir. Başarılı bir piyasa zamanlaması, en iyi tahmini yapmayı gerektirir. Bu tahmin hem düşük fiyatlandırılmış menkul kıymetleri portföye almayı, hem de portföydeki aşırı fiyatlandırılmış menkul kıymetleri satma kararını kapsamaktadır.
Sabit oran stratejisinin özellikleri nelerdir?
Sabit oran stratejisi, varlık tahsisi stratejisi olup, portföydeki değişik menkul kıymetlere yapılacak olan yatırımın oranlarının belirlenmesine dayanmaktadır. Tipik bir sabit oran stratejisine, portföyün %45’inin pay senedi, %45’inin tahvil ve %10’unun para piyasası araçlarına yatırılması örnek olarak verilebilir. Yatırımların değişik yüzdelerle değişik varlıklara bölümlendirilmesi, yatırımcının amacı ve risk toleransı ile belirlenmektedir. Yatırımcının amacının, risk toleransının ya da piyasa şartlarının değişmesine bağlı olarak portföy içerisindeki varlıkların yüzde ağırlıkları da değişebilecektir. İhtiyatlı, riskten kaçınan, emekliliği yaklaşan ve ek gelir elde etme ihtiyacı olan bir kişi için portföy tahsisi %25 pay senedi, %70 tahvil ve %5 para piyasası araçlarına yatırım şeklinde olabilir.
Sabit oran stratejisi neye dayanır?
Sabit oran stratejisi, varlık tahsisi stratejisi olup, portföydeki değişik menkul kıymetlere yapılacak olan yatırımın oranlarının belirlenmesine dayanmaktadır.
Hisse senetlerinin artışı ve düşüşüne sabit oran stratejisinin temel uygulanma biçimini kısaca açıklar mısınız?
Sabit oran stratejisinde, hisse senetlerinin değerlerinde artış olduğunda, hisse senetlerinin artan kısmı satılarak, daha ihtiyatlı yatırım aracı olan tahvile yatırım yapılmakta ve başta belirlenen oransal denge yeniden sağlanmaktadır. Ancak, tersi durum söz konusu olduğunda, hisse senetlerinin değerinin düşmesi ve tahvillerin değerinin artması durumunda, tahvillerin artan kısmı satılarak ilave hisse senedi satın alınmaktadır. Bu durumda hisse senetlerinin değer kaybettiği bir ortamda zararı azaltmak mümkün olabilmektedir.
Maliyeti ortalama stratejisinin özellikleri nelerdir?
Yöntemin temeli, belirli aralıklarla (aylık, üç aylık, yıllık gibi), eşit tutarlı (her ay T1.000 gibi), aynı finansal varlığa, uzun süreli yatırımlar yapılmasına dayanmaktadır. Böylece, fiyatların ucuz olduğu zamanlarda, fiyatların pahalı olduğu zamanlara nazaran daha fazla finansal varlık satın alınmış olacak ve ortalama alış fiyatı, ortalama piyasa fiyatının altına düşürülecektir. Diğer bir ifadeyle, yatırımcının portföyünde bulundurduğu pay senedinin değeri düşmeye başlarsa, yatırımcı o pay senedinden daha fazla alarak, ortalama maliyeti düşürecek ve portföyün dengesini sağlamış olacaktır.
Sabit değer stratejisinin özellikleri nelerdir?
Sabit değer stratejisi, yatırımcının sahip olduğu portföyün bir bölümünü, sabit getirili finansal varlıklara ayırmasını, ya da nakit olarak tutmasını öngörmektedir. Böylece, portföyün pay senedine ayrılan ve piyasadaki dalgalanmalardan daha fazla etkilenen bölümünün değeri sabit tutulmaya çalışılır. Bu strateji uygulandığında, pay senetlerinin fiyatlarının yükseldiği dönemlerde, pay senetlerinin bir kısmı satılarak, sabit getirili varlıklara yatırılır. Öte yandan, pay senedi fiyatları düştüğünde, sabit getirili varlıkların bir kısmı satılarak, pay senedi satın alınır. Böylece, portföydeki pay senetlerinin toplam değeri sabit tutulmaya çalışılır. Sonuç olarak, pay senetleri fiyatları yükseldiğinde satış, düştüğünde alış söz konusu olmaktadır.
Sabit değer stratejisini uygulayacak yatırımcıların dikkat etmeleri gereken hususlar nelerdir?
- Yatırıma başlamadan önce, seçilen ve daha sonraki aşamalarda sabit kalacak pay senetlerinin toplam piyasa değeri önemli bir konudur. Bu stratejide fiyatlar makul bir seviyede iken portföy oluşturulmalıdır.
- Bu stratejinin olumlu sonuç vermesi için, fiyatların makul olarak kabul edilen seviyenin üstüne çıkması ve altına inmesi gerekmektedir. Başka bir deyişle, fiyatları sürekli artan veya azalan pay senetlerinden oluşan portföylerde bu strateji iyi sonuç vermeyebilir.
- Yatırımcının pay senetleri dışındaki menkul kıymetlere ne kadar pay ayıracağı önemli bir konudur.
- Portföyün belirli aralıklarla gözden geçirilmesi ve alım-satım zamanlarının belirli ölçütlere bağlanmasında yarar vardır.
Değişken oran stratejisinin özellikleri nelerdir?
Sabit oran stratejisine benzeyen değişken oran stratejisinde, %50-%50 gibi sabit bir oran belirlenmeyip, yükseliş ve düşüşlerde farklı oranlar belirlenmektedir. Bu stratejiye göre, pay senedi fiyatları arttığında, pay senetlerinin bir kısmı satılarak, sabit getirili varlıklara yatırım yapılır. Böylece, portföydeki pay senetlerinin oranı düşürülür. Ayrıca hisse sentlerinin bir kısmı yüksek fiyattan satılmış olur. Öte yandan, pay senedi fiyatları düştüğünde, sabit getirili varlıkların bir kısmı satılarak pay senetlerinin portföy içindeki oranı arttırılır. Bu uygulamanın amacı, düşük fiyatlardan daha çok pay senedi satın alabilmektir.
Endeks içerikli fon stratejisinin özellikleri nelerdir?
Bu stratejiye göre, endeks kapsamındaki pay senetlerine endeks içindeki ağırlıkları korunarak yatırım yapılabilir. Böylece, piyasayı temsil ettiği varsayılan endekse eşit bir getiri sağlanabilir. Strateji, uzun dönemde endekslerden daha iyi getiri elde edilemeyeceğini ve endekslerin tüm piyasayı aynen yansıttığı varsayımına dayanır. Endeks kapsamındaki pay senedi sayısı fazla ise, bazı ölçütlere göre seçim yapılarak portföye girecek menkul kıymetler belirlenir ve bu durum «endeksin kısmen temsil edilmesi» olarak tanımlanabilir. Burada amaç, özellikle portföy oluşturulurken ödenen komisyonlar ile sonraki yönetim giderlerini azaltmaktır.
Değişken oran stratejisinin sakıncası nedir?
Değişken oran stratejisinin sakıncası, fiyatlar sürekli aşağı doğru inerken, pay senetlerinin portföy içindeki payının da sürekli olarak artmasına olanak tanınması ve böylece önemli sermaye kayıplarıyla karşılaşılabilmesidir.
Değişken oran stratejisinde oranlar nasıl belirlenir?
Değişken oran stratejisinde, %50-%50 gibi sabit bir oran belirlenmeyip, yükseliş ve düşüşlerde farklı oranlar belirlenmektedir.
Aktif portföy yönetiminin özellikleri nelerdir?
Aktif portföy yönetiminde temel, teknik ve trend analizlerinin piyasadaki diğer yatırımcılara göre daha iyi yapılması durumunda iyi firmaların portföye dahil edilebileceğine inanılır. Böylece piyasa getirisinin üzerinde bir kazanç sağlanabileceği varsayılır. Aktif portföy yönetimi; uzmanlık, yüksek maliyet ve çok ciddi bir araştırma gerektirdiğinden genellikle büyük yatırımcılar tarafından
kullanılmaktadır.
Yatırımcı veya portföy yöneticisinin sigorta maliyetini düşürmek için alabileceği önlemler nelerdir?
1.Yatırımcının sahip olduğu portföyün sigortaya gereksinimi olup olmadığını araştırması ve en az getiri oranını tespit etmesi gerekir.
- Yatırımcı portföyde bulunan varlıkların belirli bir kısmının sigorta edilmesini isteyebilir. Yatırımcı bu strateji ile sigorta maliyetini düşürmesine rağmen, istikrarlı olmayan piyasalarda kaybetme riskini artırmaktadır.
- Yatırımcı portföy sigortasının vadesini uzatabilir. Uzun vadeli strateji portföy sigortasının beklenilen maliyetini belirgin bir şekilde düşürebilir.
Portföy teorisine göre pay senetlerine yatırım yapmış olan yatırımcılar karşı karşıya olduğu riskler nelerdir?
Pay senetlerine yatırım yapmış olan yatırımcılar iki tür riskle karşı karşıyadır. Birincisi, sistematik olmayan risk olup, firmaların kendine özgü faaliyetlerinden kaynaklanmaktadır. Bu tür riskler iyi çeşitlendirilmiş bir portföyle ortadan kaldırılabilmektedir. İkincisi, sistematik risk ya da piyasa riski olup, portföyün çeşitlendirilmesiyle ortadan kaldırılamamaktadır. Başka bir ifadeyle, piyasa şartlarındaki değişiklikler pay senetlerinin fiyatlarında değişmelere neden olmaktadır. Dolayısıyla, portföy teorisi, pay senetlerine yatırım yapmış olan yatırımcının piyasa riskinden kaçamayacağı görüşünü ileri sürmektedir.
Endeks fon oluşturmada kullanılan yöntemler nelerdir?
Bir endeks fon oluşturmak için çeşitli yöntemler bulunmaktadır. Bunlar:
- Kopya yöntemi: Bu yönteme göre fon, endeksten kopya edilerek aynı ağırlıklar korunarak yatırım yapılan pay senetlerinden oluşmaktadır.
- Örnekleme yaklaşımı: Bu yöntemde endeksi teşkil eden büyük firmaların çoğu endeks fon tarafından içerilmektedir. Küçük firmaların ise genel özellikleri korunmakta, ancak örnekleme yapılarak aralarından fonu oluşturacak işletmeler seçilmektedir.
- Kuadratik optimizasyon modeli: Bu modelde seçilen endeks portföyünden minimum riske sahip pay senetleri alınarak endeks fon oluşturulmaktadır.
Portföy sigortasının başarısı üzerinde etkili olan ve yatırımcı tarafından kontrol edilebilir olan faktörler nelerdir?
Yatırımcının kontrol edebileceği faktörleri aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür: 1. Kabul edilebilecek asgari getiri oranı, 2. Sigortaya tabi tutulacak portföy oranı, 3. Sigorta edilecek portföyde yer alan menkul kıymetlerin riski, 4. Sigortanın kapsayacağı zaman aralığı. Kontrol edilemeyen faktörler ise şunlardır: 1. Risksiz faiz haddi, 2. Riske karşı ödenen prim, 3. Pay senedi piyasasının değişkenliği.
Kısmen temsil yönteminin türleri nelerdir?
Kısmen temsil yönteminin iki türü bulunmaktadır. Buna göre: 1. Endeksi temsil edeceği düşünülen pay senetleri, çoğunlukla sektör ve piyasa değerleri dikkate alınarak seçilmektedir. 2. Endeksi genel olarak temsil edecek pay senetleri, geçmişteki kârları, büyüme oranları göz önüne alınarak seçilmektedir.
Portföy sigortası üzerinde etkili olan kontrol edilemeyen faktörler nelerdir?
Risksiz Getiri Oranlarında Değişme: Eğer risksiz getiri oranı düşerse, portföyün sigorta edilen kısmının getirisi de düşer. Bu durum portföy sigortasının risksiz getiri oranının düşük olduğu ortamlarda daha maliyetli olacağı anlamına gelmektedir.
Risk Priminin Değişmesi: Portföy sigortasının uzun dönem maliyetini etkileyen faktörlerden biri de risk primidir. Yatırımın riski fazla ise, yüksek getiri elde etme olasılığı da fazladır. Yatırımcı riskten kaçınmakta ise, elde edebileceği kazanç da düşük olacaktır. Dolayısıyla, aynı mantık portföy sigortası içinde geçerlidir. Riski fazla olan yatırımlar için ödenen risk primi de fazla olacağından sigorta daha maliyetli olmaktadır.
Piyasanın Değişkenliği (Volatilite): Riskli kabul edilen varlıkların değerlerindeki değişkenliğin fazla olması, portföy sigortasının maliyetinin fazla olması anlamına gelmektedir.
İşlem Maliyeti: İşlem maliyetinin artması portföy sigortasının maliyetinin artması anlamına geldiğinden, portföyün beklenen getirisini olumsuz yönde etkilemektedir.