Hayat Sigortaları Ve Bireysel Emeklilik Sistemi Dersi 4. Ünite Özet
Türkiye’De Hayat Sigortaları Uygulamaları
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Türkiye’de Hayat Sigortaları Temel Kavramları ve Tarihsel Gelişimi
Hayat Sigortaları Temel Kavramları
Prim; en genel anlamda “sigortalının ödediği ücret” olarak tanımlanabilir. Diğer bir ifadeyle prim, sigorta edilen rizikonun gerçekleşmesi halinde sigortacının ödeyeceği tazminatın esasını teşkil eden ve sigorta ettiren tarafından sigortacıya bir defada veya taksitle ödenen para olarak ifade edilebilir.
Prim kavramının Türk ticaret Kanunu ekseninde özellikleri özetlenecek olursa;
- Sigorta şirketi belirli bir rizikonun gerçekleşmesi halinde tazminat ödeme taahhüdünde bulunur.
- Sigortalı buna karşılık belirli bir ücret (prim) ödeme taahhüdüne girmiş olur.
- Bu prim peşin olarak ya da taksite ödenebilir.
- Prim yalnızca para ile ödenir. Ödeme için senet verilmesi halinde senet bedelinin tahsil edildiği tarihte ödeme yapılmış sayılır.
- Aksine bir sözleşme yok ise, sigorta priminin tamamının veya ilk taksitinin sözleşme yapılır yapılmaz poliçe karşılığında ödenmesi gerekir.
- Prim veya primin ilk taksitinin ödendiğinde sigortacının sorumluluğu başlar.
- Sigortalı primi ödemez ise, sigorta şirketi tarafından bir aylık süre içerisinde sigortalının son ikametgâh adresine resmi ihtarname gönderilerek, bu süre içerisinde ödeme yapılmadığı takdirde sigortanın sona ereceği bildirilir.
- Bu müddet sonunda prim borcu ödenmezse, sözleşme feshedilir.
Sigortalı rizikonun üzerinde gerçekleşeceği kişiyi ifade eder yani aslında hayatı üzerine sigorta sözleşmesi yapılan kişidir. Sigorta ettiren ve sigorta şirketlerinin karşılıklı anlaşarak risk unsuru olarak, poliçe üzerine yazılan kişidir ki hayat sigortalarında sigorta, sigorta ettirenin kendi üzerine değil de bir üçüncü kişinin hayatı üzerine de yapılabilmektedir. İşte bu kişiye hayat sigortası sözleşmesinde sigortalı sıfatı verilmekte ve ayrıca sigortalı sigorta bedelini alma veya zararı tazmin etme hakkına da sahip olmaktadır.
Sigorta Ettiren en genel anlamda, sigorta sözleşmesinden doğan “sorumlulukları” yerine getirmekle yükümlü kişi olarak tanımlanabilir. Hayat sigortalarında sigorta ettiren ile sigortalı aynı kişi olabileceği gibi farklı kişiler de olabilir. Türk Ticaret Kanununda (TTK.m.1490/1) “Sigortacı ile sözleşmeyi kuran kişi, yani hayat sigortası sözleşmesinin diğer tarafı sigorta ettirendir. Sigortacıya karşı yükümlülük altına giren tarafa sigorta ettiren denmektedir. Sigorta ettiren diğer sigorta türlerinde olduğu gibi hayat sigortasında da prim ödeme yükümlülüğünü üstlenmiş olan kişidir.
Lehtar en genel anlamda “sigortanın sonuçlarından faydalanan kişi” olarak tanımlanabilir. Lehtar ile sigortalı aynı kişi de olabilir. Hayat sigortalarında, özellikle de uzun vadeli birikimli ve ölüm riskini içeren sigortalarda, sigortalının hayatta kalması durumunda sıklıkla lehtar ile sigortalı aynı kişi olmaktadır. Sigortalının ölümü halinde ise tazminatın ödeneceği kimse, lehtarın yasal varisi olabileceği gibi, poliçede özellikle belirtilen üçüncü bir şahıs da olabilmektedir.
Sigortacı aynı risklere maruz olan kişileri bir araya getirerek ve bunlardan tahsil ettiği primleri bir havuzda toplayarak, bireysel risklerin oluşması halinde meydana gelen zararları bu havuzdan karşılayıp risk yönetimini üstlenen kurumsal yapı olarak tanımlanır.
Risk-Riziko en basit anlamda zararın gerçekleşme ihtimali olarak tanımlanır. Bir diğer ifadeyle ise “bir olayın gerçekleşen sonucunun beklenen sonucundan önemli derecede sapmasının objektif olasılığıdır. Yani risk sigortanın varoluş sebebi, kaynağı olarak ifade edilebilir zira riskin var olmadığı veya tanımlanamadığı durumlarda sigorta kavramından bahsetmek mümkün değildir. Dolayısıyla da riskin aşağıda sıralanan bazı önemli özellikleri taşıması gerekmektedir:
- Riziko gelecekte meydana gelmelidir
- Riziko mutlak olmamalı yani gerçekleşme olasılığı olmalı veya ne zaman meydana geleceği bilinmemelidir.
- Riziko sigorta işlemini gerçekleştiren tarafların, yani sigortacı ile sigortalının iradeleri dışında olmalıdır.
- Rizikonun belirli bir frekansının olmalıdır yani ölçülebilir nitelikte olmalıdır.
- Rizikonun dağınık olması, yani bir noktada yoğunlaşmamış olması gerekir.
- Hukuk ve genel ahlak kuralları bakımından sigorta edilebilir olmalıdır.
Mortalite (hayat) tablosu hayat sigortalarında kullanılan hayatta kalma ve ölme olasılıklarına dayalı en önemli enstrümanlardan biri de mortalite tablolarıdır. Mortalite tabloları yaşama ve ölüm istatistiklerine göre elde edilen sonuçlardan her bir yaşta bir yıl içerisinde kaç kişinin hayatta kalacağının, kaç kişinin öleceğinin öngörüldüğü tablolardır.
Komütasyon tablosu hayat sigortalarında kullanılan hayat tablolarına teknik faiz yüklemesi yapılarak oluşturulan ve hayat sigortası primlerinin hesaplanmasında kullanılan tablolardır.
Aktüerya bilimi, çok güçlü bir matematiksel ve istatistiksel altyapı gerektiren, sigorta, uzun vadeli yatırımlar ve emeklilik ile ilgili fiyatlandırma ve risk analizine yönelik hesaplama ve tahmin yöntemlerinin bütününü içeren bir bilim dalıdır.
Aktüer finansal riskleri değerlendirebilen, çözümler öneren ve her çözümün uzun dönemdeki sonuçlarını irdeleyebilen uzmanlara denir. Aktüer yalnızca bugünü değil geleceği de düşünerek finansal belirsizlikleri değerlendirir. İleriye yönelik senaryo analizleri yaparak stratejik kararlar için önerilerde bulunur. Aktüerler; sigorta şirketleri, finans kurumları, fon yönetimi şirketleri, devlet kuruluşları, uluslararası sosyal güvenlik örgütleri, üniversiteler, araştırma ve danışmanlık şirketleri ve benzeri kurumlarda çalışabilirler.
- Belirsizliğin finansal sonuçlarını yönetir.
- Risk analizi ölçümlenmesi ve fiyatlandırması üzerine çalışır.
- Risk yönetimine ilişkin problemleri matematiksel ve istatistiksel yöntemler kullanarak çözer.
- Şirketler tarafından alınan riskleri minimize etmek için doğru strateji üretilmesine yardımcı olur.
Riyazi ihtiyat , hayat sigortası dalına özgü matematik karşılıkları ifade eder. Hayat sigortaları uzun vadeli sözleşmelere dayalı sigortalar olması sebebiyle vade dolduğunda veya riskin gerçekleşmesi durumunda yapılacak tazminat ödemelerinin gerçekleştirilebilmesini sağlamak için sigortalı nam ve hesabına ayrılan bedellerin ve bu bedellerin yatırıma yönlendirilmesinden elde edilen gelirlerin oluşturduğu meblağlara hayat sigortalarında riyazi ihtiyat denir.
Türkiye’de Hayat Sigortacılığının Tarihsel Gelişimi
İlk Türk sigorta şirketi, gerçek anlamda ilk Türk sigorta sözleşmesi ve murakabe kanunları, Cumhuriyet döneminde kurulmuş ve çıkarılmıştır. Sigorta ve reasürans faaliyetine ilişkin ilk düzenlemeler 1927 yılında yürürlüğe konulmasına rağmen, 1929 ekonomik krizi ve ardından II. Dünya Savaşı hem hayat dışı sigortaları hem de hayat sigortalarını olumsuz yönde etkilemiş savaşın ardından 1950’li yıllara kadar çok ciddi gelişmeler görülmemiştir. Öyle ki 1930’lu yılların başında Türkiye’de faaliyet gösteren sigorta şirketlerinin sadece 3 tanesi hayat branşında iken, 28 tanesinin hayat dışında faaliyet göstermekte olduğu görülmüştür.
1950’li yıllarda ise Türkiye’de gerçekleşen ekonomik ve siyasi gelişmelerin olumlu etkileri hayat sigortacılığında da kendini göstermiştir. Öyle ki bu dönemlerde sigorta şirketlerinin hemen hemen bugün geçerli olan sigorta branşlarının tamamında faaliyete başladıkları görülürken, 01.01.1957 tarihinde yürürlüğe giren Türk Ticaret Kanunu’nun Beşinci Kitabında sigorta sözleşmelerine ilişkin yeni düzenlemelere gidilmiştir. 1959 yılında ise özel sigortacılığın kamu tarafından denetlenmesine yönelik olarak 7397 sayılı Sigorta Murakabe kanunu kabul edilmiştir. Ancak, ülkede yaşanan aşırı enflasyon ve art arda gelen devalüasyonlar yanında Türk parasının değerinde izlenen düşmeler, hayat sigortacılığını olumsuz etkilemiştir. 1965-1975 yılları arasında hayat sigortalarının ekonomik ve sektörel anlamda önem verilmesinin gereği bir kez daha güç kazanmasına karşın, bu denemeler de istenilen sonuçları doğurmamıştır.
Hayat sigortasının uzun vadeli bir yatırım olması ve bu bağlamda toplanan primlerin de uzun vadeli yatırımlara kanalize edilmelerinin gerekliliği, kısa vadeli olan hayat dışı branşlarda meydana gelen zararların zaman zaman hayat fonlarından karşılanmasına neden olmuş bu durum hayat sigortalısı aleyhine bir durum yaratmıştır. Diğer sigortalara göre daha farklı yapıda olan hayat sigortası, hayat dışı sigortalara nazaran farklı bir muhasebe ve değerlendirme gerektirmektedir. Tüm bunlardan dolayı, 1991 yılından itibaren 510 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 6. maddesi ile sigortalar, hayat ve hayat dışı sigortalar olmak üzere iki ana gruba ayrılmış ve sigorta şirketlerine, bu ana gruplarından sadece birinde faaliyet gösterebilme zorunluluğu getirilmiştir. Hayat sigorta şirketleri ile hayat dışı sigorta şirketlerinin ayrımından sonra, sigorta sektörü önceki yıllara kıyasla hayat primlerinde büyük artışlar göstermiştir. Hayat sigorta şirketleri, bir sigorta şirketinin departmanı olmaktan çıkarak müstakil bir tüzel kişilik halinde teşkilatlanmışlardır. Böylelikle, hayat şirketleri, gerek teknik ve pazarlama gerekse finansman bakımından yeni bir teşkilatlanma içine girmişlerdir. Bunun sonucunda da, ürünlerini çeşitlendirmek ve topladıkları primleri de daha iyi bir şekilde değerlendirebilmek imkânına kavuşmuşlardır.
01.08.1997 yılında yürürlüğe konulan Hayat Sigortaları Yönetmeliği ile hayat sigortalarına ilişkin sorunların çözümünde bütünsel olarak belli bir uyum süreci sonunda, yeni bir sisteme geçilmesi yönünde bir strateji hedeflenmiştir. Ekonomik koşullar altında sigortalıların birikimlerinin reel değerlerinin korunması ve uzun vadeli fon birikiminin sağlanabilmesi amacına yönelik olarak, ödenen sigorta primlerini hemen yatırıma yönlendirecek düzenlemeler yapılarak primlerin günü gününe sigortalı adına yatırıma sevk edilerek birikimin oluşması sağlanmıştır. Birikimlerin yatırılabileceği alanlar genişletilmiştir. Aktüeryal denetim konusuna ağırlık verilmiş ve ayrıca tarifelerde yer alması gereken asgarî koşullar, diğer ülke uygulamaları da göz önünde bulundurulmak suretiyle, belirlenmeye çalışılmıştır. 28.03.2001 tarihinde yürürlüğe giren bireysel emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu ile bireysel emeklilik şirketlerine de hayat sigortası yapabilme hakkı tanınmıştır. Söz konusu Kanun ile getirilen “hemen başlayan irat sigortası” ile Türk Ticaret Kanunu’nun hayat sigortasını düzenleyen 1321. maddesinin kapsamı bir anlamda genişletilmiştir.
Bugüne gelerek hayat sigortalarının Türkiye’deki durumunu ve yapılanmayı değerlendirecek olursak; sektörün önemli sorunlarından veri depolamaya çözüm üretebilmek amacıyla, 9 Ağustos 2008 tarihinde Sigorta Bilgi Merkezi (SBM) 26962 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan yönetmelikle faaliyetine başlamıştır. Merkezin ismi, 3 Aralık 2011 tarih ve 28131 sayılı Yönetmelikle, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi olarak değiştirilmiştir. SBM nezdinde Trafik Sigortaları Bilgi ve Gözetim Merkezi (TRAMER), Sağlık Sigortaları Bilgi ve Gözetim Merkezi (SAGMER), Hayat Sigortaları Bilgi ve Gözetim Merkezi (HAYMER) ve Sigorta Hasar Takip ve Gözetim Merkezi (HATMER) olmak üzere dört alt bilgi merkezi kurulmuştur.
Türkiye’de Hayat Sigortaları Organizasyonel Yapısı
Sigortacılık Genel Müdürlüğü
Türkiye’de sigorta sektörü organizasyonel yapısı incelendiğinde Hazine Müsteşar Yardımcılığına bağlı olarak çalışan ve denetleme hariç ülkedeki sigorta ile ilgili konuları takip eden ve yöneten kurumun; 20 Aralık 1994 yılında kurulan “Sigortacılık Genel Müdürlüğü” olduğu görülmektedir. Genel Müdürlük bünyesinde yer alan “Hayat Sigorta Faaliyetleri Dairesi” ile “Hayat Sigorta Şirketleri Şubesi’nin görevleri şu şekilde sıralanmaktadır:
Hayat Sigorta Faaliyetleri Dairesi;
- Sektörün sorunlarına ilişkin incelemelerde bulunarak çözüme dair değerlendirmelerde bulunması
- Sigortacılığa ilişkin sektörü geliştirici araştırmalar yapılması ve ilgili mevzuatta bu yönde yapılması gereken düzenlemeleri tespit etmesi
- Genel Müdürlüğün görev alanına giren konularda diğer kurumlardan gönderilen mevzuat çalışmalarına görüş bildirilmesi
- Sigortacılık üzerinde doğrudan veya dolaylı etkisi olan veya olabilecek mevzuatın takip edilmesi
- Mevcut genel şartların günün koşullarına göre yeniden düzenlenmesi
- Toplumda sigortacılık bilincinin yerleşmesini tesis etmek için yaygın ve örgün eğitim kurumlarıyla gerekli temasın kurulması
- Sigortacılık eğitimi amacıyla seminerler düzenlenmesi
- Hizmet içi eğitim amacıyla yurt içi ve dışı eğitim kurumları ile ilişkiye geçilmesi, programlar hazırlanması
- Eğitim amaçlı yayınlar hazırlanması ve takip edilmesi
Hayat Sigorta Şirketleri Şubesi;
- Hayat sigorta şirketlerinin kuruluş taleplerinin incelenmesi ve ön izin verilmesi
- Ön izin alarak kurulan şirketlerin ruhsat taleplerinin değerlendirilmesi ve faaliyet ruhsatının verilmesi
- Portföy devri, birleşme ve hisse devri işlemlerinin sonuçlandırılması çalışmaları
- Hayat sigorta şirketlerinin sermaye artırımını, şube açma talepleri ve ana sözleşme değişikliği işlemlerinin sonuçlanması
- Hayat sigortacılığı faaliyetleriyle ilgili uluslararası kuruluşlar ile ilgili çalışmalar yapılması
- Hayat sigortalarıyla ilgili teşvik politikalarının oluşturulması
- Hayat sigortalarıyla ilgili vergi politikalarının ve vergi mevzuatının oluşturulmasına yardımcı olacak çalışmalarda bulunulması
- Hayat sigortaları kâr payı dağıtım politikaları konusunda çalışmalar yapılması
- Hayat sigortalarıyla ilgili raporlar hazırlanması
- Şirket ortaklık yapıları yönetici ve denetçilere ilişkin bilgilerin takibi ve derlemesi
- Özel emeklilik fonlarının tesisi, geliştirilmesi, teşvik edilmesi çalışmalarının yönetilmesi
Hayat Sigortaları Bilgi ve Gözetim Merkezi
Hayat Sigortaları Bilgi ve Gözetim Merkezi (HAYMER), Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi’ne bağlı bir alt bilgi merkezi olup, faaliyetlerini 09.08.2008 tarihli SBM Yönetmeliği kapsamında yürütür. HAYMER'in amaç ve görevleri, ilgili Yönetmeliği'n 12 nci maddesinde şöyle belirtilmiştir:
MADDE 12 – (1) Hayat Sigortaları Bilgi ve Gözetim Merkezi’nin amacı, hayat ve kaza branşları altında sunulan sigorta ürünlerine ilişkin güvenilir istatistiklerin üretilmesi, kamu gözetim ve denetiminin daha etkin bir şekilde yerine getirilmesidir.
(2 )Söz konusu alt bilgi merkezi yukarıdaki amaçların gerçekleşmesini teminen aşağıda sayılan görevleri yerine getirir:
- Üye sigorta şirketlerinin hayat ve kaza branşlarında düzenledikleri sigorta sözleşmelerine ilişkin kayıtların en çok bir gün gecikmeyle tutulduğu bir veri tabanını oluşturmak,
- (a) bendinde geçen sigorta sözleşmelerine ilişkin muallâk ve ödenmiş hasar verilerini üye sigorta şirketlerinden en çok bir günlük gecikmeyle alarak Merkez nezdindeki sigorta kayıtları ile ilişkilendirmek,
- (a) bendinde geçen sigorta sözleşmelerine taraf olan kurum ve kuruluşların, taraf oldukları sigorta sözleşmeleri ile sınırlı olmak kaydıyla, bilgi taleplerinin karşılanmasına yönelik olarak söz konusu kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapmak,
- Üye sigorta şirketlerinin Merkez nezdinde oluşturulan veri tabanında bilgileri tutulan sigortalara ilişkin uygulamalarını takip etmek,
- Teknik esaslara, prim üretimine, ödenen tazminatlara ve sigorta sözleşmelerine ilişkin veriler ile Merkezce üretilen benzer istatistikleri, içeriği ve şekli Müsteşarlık tarafından belirlenen bilgi raporlarına dönüştürmek,
- Yetkili kullanıcıların bilgi taleplerini karşılamak,
- Merkez nezdinde oluşturulan veri tabanında bilgileri tutulan sigortalara ilişkin tarifelerin oluşturulmasını teminen çalışmalar yapmak ve bu çalışmaları Müsteşarlığa ve Birliğe göndermek, görev alanına dahil sigortalara ilişkin uluslararası uygulamaları takip etmek.
Türkiye’de Hayat Sigorta Şirketleri Organizasyonel Yapısı
Hayat sigorta şirketleri, daha önce de tanımlandığı gibi sigortalılar tarafından yapılan prim ödemelerini, bir havuzda toplayıp değişik yatırım alanlarına yönelterek değerlendiren ve riskin gerçekleşmesi durumunda zarara uğrayanların zararını sözleşme ekseninde karşılayan ve ayrıca başkaca kazançlar sağlayan kurum veya kuruluşlardır. Bu kuruluşlar Anonim Şirket ve Karşılıklı (Mutual) Şirket olmak üzere iki farklı yapıda Türk sigorta sektöründe yer almaktadır.
Anonim Şirket, bir ünvana sahip, esas sermayesi belirli ve paylara bölünmüş olan ve borçlarından dolayı yalnız mal varlığı ile sorumlu bulunan şirket olup, ortakların sorumluluğu taahhüt etmiş oldukları sermaye payları ile sınırlıdır. Bu iki yapılanma içinde anonim şirketler, sigorta işletmelerinin de tercih ettikleri organizasyon türleridir. Bütün diğer şirketlerde olduğu gibi, bir anonim şirket şeklindeki sigorta şirketi, kâr amaçlı organize edilir ve onun adi hisse senedi sahipleri tarafından kontrol ve idare edilir. Eğer anonim şirket kâr ederse, kazançlar onun pay sahiplerine dağıtılır. Ayrıca anonim şirket şeklindeki sigorta şirketlerinin ortakları, aynı zamanda şirketin sigortalısı da olabilmektedirler.
Karşılıklı (Mutual) Sigorta Şirketleri şeklinde yapılanan şirketler ise, kâr amaçsız şirket olarak organize edilir ve karşılıklı sigorta şirketlerinin sahipleri ve onu kontrol edenler, poliçe sahipleri yani sigortalılarıdır. Öyle ki poliçe sahipleri yönetim kurulunu atarlar ve şirketin yönetim kuruluna üye seçilme hakkına sahiptirler. Bu yapıdaki şirketlerin amacı kâr etmekten çok, sigortalılarına düşük maliyetli sigorta temin etmektir. Söz konusu amaca hizmet edilebilmesi için, şirketin verimli ve etkin bir biçimde işletilmesi son derece önem arz etmektedir.
Hayat Sigorta Şirketlerinin İç Organizasyon Yapısı
Hayat sigorta şirketleri arasında organizasyon faaliyetlerini, fonksiyon, ürün ve bölge sistemine dayalı organizasyonlar olmak üzere üç ana başlıkta incelemek mümkündür. Bir hayat sigorta şirketi bu sistemlerden herhangi birini, bir kısmını ya da bunların bir karmasını kullanabilir.
Fonksiyon Sistemine Dayalı Organizasyonun temel alınması durumunda, bölümlerin ortaya koydukları işler, ana bölümlerin ayırımında belirleyicidir. Burada fonksiyon kelimesi, genellikle belirli bir iş tipini ve bir süreçteki gerekli adımları ya da bir işin teknik bilgi gerektiren operasyon ve yönetim yönünü tanımlamada kullanılır. Hayat sigorta şirketlerinde başlıca fonksiyonel alanlar; pazarlama (marketing); aktüerya (actuarial), poliçe üretim (underwriting), müşteri hizmetleri (customer service); tazminat yöntemi (claim administration), yatırım (investment), muhasebe (accounting), hukuk (legal), insan kaynakları (human resoruces) ve bilgi sistemleri (infomation systems) olarak sıralanabilir.
Ürün Sistemine Dayalı Organizasyonu temel alarak yapılanan hayat sigorta şirketlerinde faaliyet şirketin sigorta hizmetleri esas alınarak düzenlenir. Her bir hizmet, şirketin bir ana bölümü tarafından yönetilir. Bunun sonucu olarak örneğin grup sigorta bölümü onun kendi pazarlama, poliçe üretim ve müşteri hizmetleri aktiviteleriyle ilgilenir. Bununla beraber yatırım ve diğer fonksiyonlar genellikle merkezi yönetim departmanları tarafından idare edilir.
Bölge Sistemine Dayalı Organizasyon söz konusu olduğunda ise şirketin ana bölümleri, onun faaliyette bulunduğu coğrafi bölgeler esas alınarak belirlenir. Bu yapılanma söz konusu olduğunda her biri bölgesel bölüm içinde olmak üzere, şirketler ürün ya da fonksiyon sistemine göre daha küçük bölümlere ayırabilirler.
Bir sigorta şirketinde bulunabilecek bölümleri yakından tanıyalım:
Pazarlama, bir hayat sigorta şirketinin pazarlama departmanı pazar araştırmalarının yapılması, yeni ürünler geliştirilmesi ve şirketin müşterilerinin ihtiyaçlarının karşılanması için şirketteki diğer departmanlar ile çalışmaların yürütülmesi, kampanyalar düzenlenmesi, şirketin ürünleri için dağıtım sistemlerinin kurulması ve sürekliliğinin sağlanması görevlerini yerine getirir.
Aktüerya departmanı, şirketin faaliyetlerinin bir matematik temel üzerinde yürütülmesini temin etmekle sorumludur. Diğer departmanlarla birlikte şirketin hayat ve sağlık sigortası ürünlerinin matematiksel modellemelerini tasarlar ve tekrar gözden geçirirler. Prim ve kâr dağıtım politikalarını oluşturur, rezerv, karşılık hesaplamalarını yapar ve aynı zamanda ölüm ve hastalık oranlarını tahmin etmede gerekli araştırmaları yaparak riziko seçimi için kuralları oluşturur ve şirketin ürünlerinin karlılığını belirler.
Poliçe Üretim departmanı, aktüerya departmanı ve tıbbi personelle birlikte sigorta başvurularının değerlendirilmesi ile ilgili kriterlerin oluşturulmasına yönelik stratejileri belirler. Poliçe üretim departmanı elamanı, başvuranın yaşı, fiziksel durumu, kişisel ve ailevi geçmişi, mesleği ve finansal kaynakları ile ilgili bilgilerle ilgilenir. Bu departman aynı zamanda müzakerelere ve reasürans düzenlemelerinin yönetimine de katılabilir.
Muhasebe departmanı, şirketin pek çok sayıdaki faaliyetlerinin finansal sonuçlarını gösteren kayıtları tutar ve şirketin etkin bir tarzda yönetilip yönetilmediğine dair analizlerin yapılabileceği tabloları oluşturur. Muhasebe departmanı, şirketin genel muhasebe kayıtlarından, finansal tabloların hazırlanmasından, bütçenin idare edilmesinden sorumludur. Muhasebe departmanı, sigorta ve vergi mevzuatı ile ilgili düzenlemeleri muhasebeye yansıtabilmek için hukuk departmanı ile işbirliği içinde çalışırken, sigorta primlerinin tahsiliyle ilgili faaliyetleri gören tahsilat kısmı da bu departmanla birlikte çalışmaktadır.
Müşteri Hizmetleri departmanı , şirketin müşterilerine yardım etmekle görevlidir. Bir şirketin müşterileri ise poliçe sahipleri olduğu kadar, acenteler, brokerler, diğer aracılar ve lehtarlar da müşteri statüsündedir. Müşteri hizmetlerindeki uzmanlar müşterilerin bilgi isteklerini cevaplandırırlar, poliçe içeriğinin yorumlanmasına yardımcı olurlar ve poliçe sahipleri tarafından adres ve prim ödeme tarzı değişiklikleri ile lehtar tayini konusundaki değişimleri yaparlar.
Tazminat Yönetimi departmanı, tazminat uzmanları poliçe sahipleri tarafından sunulan tazminat isteklerini gözden geçirerek iddiaların geçerliliğini araştırarak gerekli ödemelerin yapılmasını sağlamakla sorumludur. Şirketin, tazminat talebini reddetmesi durumunda, tazminat uzmanının mahkemede şirket için tanıklığı talep edilebilir.
Yatırım departmanı, finansal pazarları izler, analiz eder, şirketin ilgili birimlerine yatırım stratejilerini tavsiyede eder ve yönetim kurulu tarafından oluşturulan politikalara göre şirketin yatırımlarını yönetir. Yatırım departmanının yetkili elemanları ürettikleri stratejiler doğrultusunda hisse senedi, tahvil, gayrimenkul ve diğer araçları alır ve satar. Ayrıca da bir birleşme veya devralma planı olduğunda yönetim kuruluna danışmanlık görevi yapar.
Hukuk departmanı, şirketin faaliyetlerinin yasal düzenlemelere uygun yürümesini sağlar. Bu departman, şirketin faaliyetleri üzerine etkisini belirlemek adına cari ve önerilen yasalar üstünde çalışır. Tazminatlarla ilgili tartışmalar olduğu zaman, tazminat departmanına tavsiyelerde bulunur. Şirketin vergisel yükümlülüklerini belirlemek için muhasebe departmanı ile uyum içinde çalışır. Aynı zamanda, şirket tarafından kullanılan poliçe formları ve diğer sözleşmelerin geliştirilmesine çalışır.
İnsan Kaynakları/Personel departmanı, şirketin çalışanlarını ilgilendiren ücret, eğitim ve elemanlarının iznine ilişkin şirket politikalarını oluşturmaktan ve şirketin iş yasaları ile uyumlu çalışmasını sağlar.
Bilgi Sistemleri departmanı, bir hayat sigorta şirketi tarafından kullanılan bilgisayar sisteminin sürdürülmesi ve geliştirilmesinden sorumludur. Dolayısıyla da şirketin her bölümünde etkilidir. Bu departman, diğer departmanlara bilgisayar sistemlerinin kullanımı, satın alınması ve geliştirilmesi konularını organize eder. Aynı zamanda, bilgisayar dosyalarında şirketin kayıtlarını korur, finansal tabloların hazırlanması için kullanılan dataları temin eder ve şirkette kullanılan sistem ve çeşitli prosedürlerin analizlerini yapar.
Hayat Sigorta Şirketlerinin Dış Organizasyon Yapısı
Türk hayat sigortası şirketlerinde dış organizasyon yapısını oluşturan sigorta aracıları acente, prodüktör, genel vekil ve brokerlardır.
Acente, bireylerin risklerini analiz eden, söz konusu risklerle ilgili süreçlerin yönetiminde görev alan uzmanlaşmış kişilerdir.
Prodüktör, sigorta ettiren veya sigortacıya bağlı olmaksızın, çeşitli sigorta dallarında sigorta almak isteyenlere bilgi vererek sözleşmenin şartlarını müzakere eden, riskin konusu ve yapısına göre teklifnamenin hazırlanmasında rol alan ve bu hizmeti karşılığında komisyon alan gerçek ve tüzel kişilerdir.
Genel vekil ise Türkiye’de sigortacılık faaliyeti yapan yabancı sigorta şirketlerinin, kanuni mümessil sıfatı ile yetkilendirilmiş temsilcileridir.
Broker, sigorta piyasasını sigortalı adına araştıran ve birçok sigorta şirketi ve sigorta türü arasında sigortalı için en uygun seçimin yapılmasında etkili olan ve sigortalısını yönlendiren sigorta aracısıdır.