Osmanlı Mutfağı Dersi 6. Ünite Sorularla Öğrenelim
İçecek Kültürü
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Osmanlı devleti, içecek kültürünü hangi devletten
devralarak devam ettirmiştir?
Osmanlılar devlet ve toplum hayatının birçok
alanında olduğu gibi, içecek konusunda da Selçuklulardan
ve daha önceki atalarından devraldıkları kültürü devam
ettirmişlerdir. Bunun yanı sıra fetihler sonucunda
kazanılan topraklardaki birikim bu kültüre yeni unsurlar
eklemiş; Batı’nın coğrafi keşifler ve sömürge hareketleri
neticesinde tanıyıp ticari yollarla Osmanlı ülkesine
soktukları müstemleke ürünleri içecek kültürünü
zenginleştirmiştir.
Osmanlılardaki belirli doğal içecekler nelerdir?
Doğal içecekler su, süt ve ayrandan meydana
gelmektedir.
Osmanlılarda sıradan bir insanın bile en kolay temin
edebilmesi bakımından en ideal içecek hangisiydi?
Osmanlılarda sıradan bir insanın en kolay temin
edebilmesi bakımından en ideal içecek kuşkusuz suydu.
Osmanlılarda içme suyunun tüketiciye kolayca
ulaştırılması için ne gibi faaliyetler yürütülmüştür?
“içme suyu” olarak vurgulanan bu içeceği
tüketiciye kolaylıkla ulaştırabilmek amacıyla yeraltı ve
yerüstü sistemleri geliştirilmiş; bunun neticesinde suyun
sunulması ve tüketilmesi konusunda yerleşik bir kültür
oluşmuştur.
Ma-i Leziz nedir?
İçimlik, tatlı ve belli özellikleri olan suya verilen
isimdir.
İçme suyunun kaynağından yerleşim yerlerine
ulaştırılması için ne gibi faaliyetler yürütülmüştür?
İçme suyunun kaynağından yerleşim yerlerine
ulaştırılması için kuyular, sarnıçlar, suyolları, bentler ve
kemerler, çeşmeler ve sebiller inşa edilmiştir.
Çeşmelerin meydanlar, yol ağızları, cami ve kilise
duvarları, mektep yakınları, mezarlıklar, türbe girişleri ve
çarşı-pazar gibi sürekli insan trafiğine sahne olan
yerlerde inşa edilmiş olması ne anlama gelmektedir?
Çeşmelerin meydanlar, yol ağızları, cami ve
kilise duvarları, mektep yakınları, mezarlıklar, türbe
girişleri ve çarşı-pazar gibi sürekli insan trafiğine sahne
olan yerlerde inşa edilmiş olması, toplumu her an nefis su
ile buluşturma anlayışının yansımasıdır.
Tiryaki kelimesinin kökeni nedir?
Osmanlı döneminde zehirlenmelere ve bazı
hastalıklara karşı kullanılan bir cins macuna tiryak adı
verilmiş, bunu kullananlara da “tiryaki” denilmiştir.
Tiryaki, zamanla her türlü keyif verici madde tutkunlarını
niteleyen bir isim olmuştur.
Osmanlılarda mahalle çeşmesinden kesintisiz akan su
neyi ifade etmekteydi?
Mahalle çeşmesinden kesintisiz akan su, Osmanlı
insanının tasavvuruna sonsuzluk imgesini nakşetmekteydi.
Türkler suların kaynak yerine ne demişlerdir?
Türkler suların kaynak yerine “göze” demişlerdir.
Evliya Çelebi sağlıklı suyu belirleyebilmek için hangi
yöntemi tavsiye etmiştir?
Evliya Çelebi, sağlıklı suyu belirlemek için ilginç
bir yöntem önermiştir. Bu yöntem suyu tartmaktan
ibarettir. Bunun için, incelenecek sulara pamuk batırılır,
ıslanan pamuklar kurutulduktan sonra tartılır, neticede en
hafif çeken pamuğun batırıldığı suyun “en hafif ” olduğu
ortaya çıkardı.
Osmanlarda İstanbul’ un en güzel suları hangi
sulardan meydana gelmekteydi?
İstanbul’un en güzel suları Çamlıca, Kayışdağı,
Taşdelen, Karakulak, Sırmakeş, Çırçır, Kocataş,
Kanlıkavak ve Hamidiye suları idi.
Türk kültüründe renginden dolayı süt, yoğurt ve ayran
üçlüsü ne şekilde adlandırılmıştır?
Türk kültüründe renginden dolayı süt, yoğurt ve
ayran üçlüsü “ağartı” olarak adlandırılmıştır.
Hayvansal gıdalar olan et, süt ve süt ürünleri Batı’da
ne zaman yaygınlaşmıştır?
Hayvansal gıdalar olan et, süt ve süt ürünleri
Batı’da 16. yüzyıldaki reform hareketlerinden sonra
yaygınlaşmıştır.
Ayran sözcüğünün kökeni hangi sözcüktür?
Ayran sözcüğünün kökeni “ayırmak” fiilidir.
Bununla birlikte sözcüğün, “beyazlaşan” anlamındaki
ağ(a)ran deyişiyle de yakın alakası vardır. “Ayran” sözü,
Orta Asya ve Anadolu Türk lehçelerinde gerek anlayış ve
gerek söyleniş bakımından en az ayrılık gösteren, eski bir
kelimedir. Osmanlı Anadolu’sunda ayrana, ak, akçakatık,
çalkama, gövertmeç, katık ve tutma gibi isimler de
verilmiştir.
Osmanlılarda ayran bilhassa hangi yemek ile
özdeşleşmiştir?
Ayran bilhassa pilav ile özdeşleşmiştir.
Ayranın misafire ikramı sırasında gözetilen
hususlardan biri neydi?
Ayranın misafire ikramı sırasında gözetilen
hususlardan birisi, konulduğu bardaktan veya tastan
taşarcasına köpüklü olmasıydı. Köpük, ayranın özentiyle
hazırlandığının ve dolayısıyla konuğa verilen değerin
göstergesiydi.
Gaspıralı İsmail ayranı nasıl nitelemiştir?
Gaspıralı İsmail ayranı “Türk millî içkisi” olarak
nitelemiştir.
Osmanlılarda geleneksel içecekler hangi içeceklerden
oluşurdu?
Geleneksel içecekler; şerbet, limonata, şurup,
şıra, boza, salep, hardaliye, ıhlamur çayı, ada çayından
meydana gelirdi.
Meşrubat sözcüğünün kökeni nedir?
Meşrubat, kulplu su kabı manasındaki maşrapa
ve temelde su içilen yer anlamında olup, sonradan huy,
mizaç, karakter, yaşayış tarzı ve gidilen yol gibi birçok
manalara teşmil edilmiş bulunan meşrep sözcükleri gibi,
şerbet de, “içmek” fiilinin Arapçadaki karşılığı olan
“şurb”un dilimize kazandırdığı kelimelerden birisidir.
Şerbetin tüketimi nasıl gerçekleştirilirdi?
Kahve ve diğer içecekler gibi hem aile içerisinde
tüketilen, hem de misafire ikram edilen bir içecekti. Ana
yemeklerin yanında ve bilhassa hamur işlerinden sonra
daha fazla tüketilirdi.
Meyvelilerin dışında hangi şerbetler yaygındı?
Meyvelerin dışında gelincik, gül gibi çiçeklerin
şerbeti de yaygındı. Hatta Isparta ve civarında gül
yetiştiriciliğinin yaygınlığı da buna bağlanmaktadır.
Hanımlara pratik yemek tariflerinin önerildiği 1907
tarihli Fahriye imzalı kitapta, çeşitli meyve ve çiçeklerden
yapılan kaç şerbet tarifi vermiştir?
Hanımlara pratik yemek tariflerinin önerildiği
1907 tarihli Fahriye imzalı kitapta, çeşitli meyve ve
çiçeklerden yapılan 24 şerbet tarifi verilmiştir. Bunlar
menekşe, limonlu menekşe, portakal, turunç, vişne, çilek,
Frenk üzümü, ekşi nar, demirhindi, sübye, badem sübye,
keçiboynuzu, kuru üzüm, kızılcık, ağaç çileği, gül,
amberbaris, iğde çiçeği, yasemin, zambak, fulya, fil,
amber çiçeği şerbetleri ve limonatadır.
Varlık derecesine göre şerbetler neyden yapılırdı?
Şerbet yapımında kullanılan malzeme, ailelerin
varlık derecesine göre değişmekteydi. Dar gelirliler sadece
bal veya şeker yardımıyla basit şerbet yaparken; zenginler
ve devlet büyüklerinin konaklarında limon, portakal, ağaç
kavunu, menekşe, gül, karabaş, dut, nergis, safran ve
ıhlamurdan hazırlanan şerbetler mutfak raflarını
doldurmaktaydı.
Osmanlı Sarayı’nda şerbet, 16. yüzyılın ilk
çeyreğinden itibaren nerede yapılmaya başlamıştır?
Osmanlı Sarayı’nda şerbet, 16. yüzyılın ilk
çeyreğinde idarî bakımdan Matbah-ı Âmire’ye bağlı
olarak kurulan Helvahane’de hazırlanmaktaydı. Saray
halkının tatlı-ekşi yiyecekleri ve diğer içecekleri de burada
imal edilmekteydi.
Şerbet, sadece serinlemek ya da keyiflenmek amacıyla
tüketilen bir içecekmiydi?
Şerbet, sadece serinlemek ya da keyiflenmek
amacıyla tüketilen bir içecek değil, aynı zamanda
yorgunluk, baş ağrısı, halsizlik gibi günlük hayatta sık
karşılaşılan rahatsızlıklarda içilen bir dogdu.
Limonata nedir?
Limonata bir şerbet türüdür. 14. yüzyılda
Mısır’da serinlemek için limon suyuna bal karıştırılmak
suretiyle içildiği bilinmektedir.
Türk limonatasını Batı’daki benzerlerinden ayıran fark
nedir?
Türk limonatasını Batı’daki benzerlerinden
ayıran fark, içerisine katılan naneden ileri gelir.
Son dönem yemek kitabı yazarı Fahriye’nin limonata
tarifi nasıldır?
Son dönem yemek kitabı yazarı Fahriye’nin
limonata tarifi, sıkılan limonların suyuna şeker eklenip
yeterli derecede su ilavesiyle karıştırıldıktan sonra
süzülerek çekirdek ve posanın ayıklanmasından ibarettir.
Şurup nedir?
Kaynaklarda şerbetle karıştırıldığı görülen şurup,
şerbet yapmak üzere hazırlanan koyu kıvamlı sıvıdır.
Meyvelerin, çiçeklerin ve çeşitli baharatların özsuyuyla
yapılan şurup, bu haliyle de tüketilmekle birlikte, asıl
ihtiyaç halinde sulandırılarak içilmesi için hazırlanan bir
içecekti.
Hadiye Fahriye 1924 yılında yayımladığı Tatlıcıbaşı
adlı kitabında kaç çeşit şurup bulunmaktaydı?
Hadiye Fahriye 1924 yılında yayımladığı
Tatlıcıbaşı adlı kitapta 30 çeşit şurup tarifi anlatmıştır.
Bunlar limon şurubu, kaynamamış limon şurubu, kuru
limon şurubu, portakal şurubu, mandalina şurubu, turunç
şurubu, vişne şurubu, kaynamamış vişne şurubu, kuru
vişne şurubu, çilek şurubu, kaynamış çilek şurubu, kayısı
şurubu, kaynamamış kaysı şurubu, zerdali reçeli şurubu,
erik şurubu, kaynamamış erik şurubu, şeali şurubu,
kızılcık şurubu, ağaç çileği şurubu, Frenk üzümü şurubu,
kaynamamış Frenk üzümü şurubu, hünnap şurubu, gül
şurubu, yasemin şurubu, fulya şurubu, elma şurubu,
kaynamamış elma şurubu, armut şurubu, ayva şurubu,
menekşe şurubu, gelincik şurubudur.
Şıra nedir?
Şıra, çeşitli meyvelerden çıkarılan sular için
kullanılan bir isim olmakla birlikte, özellikle üzüm
suyundan yapılan hafif ekşitilmiş içeceğe bu ad
verilmiştir. Anadolu’nun doğusunda ve batısında yaygın
olan şıra, elma, armut, üzüm, nar ve muşmula gibi
meyvelerin az veya çok ekşitilmesiyle meydana getirilirdi.
Boza nasıl elde edilir?
Başta darı olmak üzere buğday, mısır, pirinç ve
arpadan mayalanma yoluyla elde edilmektedir.
Osmanlı sarayında boza nerede yapılır ve ne
zamanlarda tüketilirdi?
Osmanlı Sarayı’nda boza Helvahanede
yapılmaktaydı. Kasım’dan başlayarak Nisan sonuna kadar
sıkça tüketilirdi.
Boza daha ziyade hangi bölgelerde yaygındı?
Boza daha ziyade Rumeli’de, Arnavutluk ve
Sırbistan bölgelerinde yaygındı. Anadolu’da en fazla
yaygın olduğu yerler ise Amasya, Bursa, Tosya, Ankara,
Erzurum ve Mardin’di.
Salep nedir?
Salep, imparatorluğun birçok yerinde doğal olarak
yetişen bir orkide çeşidinin genç yumrularından elde edilen
toza ve bundan elde edilen sıcak içeceğe verilen addır.
Salep nasıl yapılır?
Orchis, yumruları haşlandıktan sonra sertleşinceye
kadar güneşte kurutulur, daha sonra ezilerek toz haline
getirilir, bu toz süt ile pişirilerek salep hazırlanmış olur.
İbn-i Sina 11. yüzyılda kaleme aldığı El-Kânun fi’t-Tıbb
adlı kitabında uzunca anlattığı salebin faydaları nelerdir?
İbn-i Sina 11. yüzyılda kaleme aldığı El-Kânun
fi’t-Tıbb adlı kitabında uzunca anlattığı salebi zihni açıcı,
sinir sistemini düzenleyici, öksürüğü söken, kabızlığı
gideren, cinsel gücü arttıran, felci geçiren bir drog olarak
tanıtmıştır.
Musilaj Nedir?
Su ile temasında şişen maddeye verilen isimdir.
Salep, içecek olarak tüketilmesinden başka hangi
yiyeceklerde kullanılırdı?
Salep, içecek olarak tüketilmesinden başka
kaymaklı dondurma, çevirme ve şerbet yapımında da
kullanılırdı.
Hardaliye nedir?
Hardaliye, Kırklareli başta olmak üzere Rumeli
topraklarında yetişen özel bir üzümün olgunlaşmış taneleri
ile hardal tohumunun karıştırılması yoluyla elde edilen
lezzetli bir kış içeceği idi.
Müselles nedir?
Üzüm şırasından ya da eski şaraplardan yapılan
bir içecekti.
Ihlamur çayı nedir?
Latincesi tilia olan ağacın kurutulmuş yapraklarının
Çin çayı gibi kaynatılmasıyla elde edilen içecektir.
Ihlamur çayının faydaları nelerdir?
İdrar arttırıcı, terletici ve göğsü yumuşatıcı
etkilerinin yanı sıra, bünyelerin soğuğa karşı direnç
sağlaması veya solunum yolu hastalıklarında
kullanılmıştır.
Ada çayı nedir?
Latincesi salvia olan adaçayının S. oflicinalis
başta olmak üzere çeşitli türlerinden elde edilen içecektir.
Ada çayı Osmanlılarda nasıl değerlendirilmiştir?
Osmanlı toplumunda adaçayının yaprakları
kurutulup sıcak içecek olarak tüketilirken, bitkinin farklı
türlerinin yetiştiği Anadolu’nun batı ve güney
kesimlerinde dokuma sektöründe doğal boyamacılıkta
kullanılmıştır.
Osmanlılarda modern içecekler nelerden
oluşmaktaydı?
Osmanlılarda modern içecekler Kahve, çay,
kakao, gazoz gibi içeceklerden oluşmaktaydı.
Kahvenin tarihi hangi olaya dayandırılmaktadır?
Etiyopyalı bir çobanın koyunlarının gece
uyuyamamasının nedenin kahve yaprakları olduğunu
keşfetmesine dayandırılmaktadır.
Kahve İstanbul’a ilk olarak nasıl gelmiştir?
Osmanlıların Kızıldeniz’in iki yakasına hâkim
olmaları üzerine, Yemen ile Habeşistan’ın sahil
kesimlerindeki ambarlarda ve limanlarda bulunan tonlarca
kahve Müslüman tacirler eliyle İstanbul’a nakledildi.
Kahvenin Avrupa’ya tanıtılması ve taşınması nasıl
gerçekleşmiştir?
Kahvenin Avrupa’ya tanıtılması ve taşınması da
Türkler aracılığıyla oldu. Avrupalılar kahveyi ilk önce
İstanbul ile diğer şehirlere giden diplomat ve seyyahların
yazılarından tanımışlardır.
Osmanlıların kahve içmeyi kendilerine özgü damak
tadıyla sentezlemesi hangi kimliği ortaya çıkarmıştır?
Osmanlıların kahve içmeyi kendilerine özgü
damak tadıyla sentezlemesi “Türk kahvesi” kimliğini
ortaya çıkarmıştır.
Türk kahvesinin çekiciliğini belirleyen unsurlar
nelerdir?
Türk kahvesinin çekiciliğini, tozun kavrulma
derecesi, pişirilen suyun özelliği, ateşin cinsi, pişirme süresi
ve cezvenin hangi metalden imal edildiği belirlemiştir.
Kahve bazı biyolojik ihtiyaçları karşılayan ve anlık
lezzet yaşatan bir içecek miydi?
Kahve bazı biyolojik ihtiyaçları karşılayan ve
anlık lezzet yaşatan sıradan bir içecek olmayıp, toplumsal,
kültürel ve simgesel anlamlar içeren bir maddeydi.
Çay kelimesinin kökeni nedir ve farklı dillere nasıl
geçmiştir?
Milattan yaklaşık üç bin yıl önce Çin’de
keşfedilen Camellia sinensis bitkisinin, Amoy
lehçesindeki söylenişi olan t’e (teheh), Avrupa dillerine
“thé”, “tea” ve “tee” şekillerinde geçerken, yönetici elitin
kullandığı Mandarin lehçesindeki ç’a (tcha) kullanımı
Japon, Hint, İran, Rus ve Türk dillerine yerleşmiştir.
İstanbul’da ve Anadolu’da çay kullanımına dair en
erken kayıtlar kime ve hangi zamana dayanmaktadır?
stanbul’da ve Anadolu’da çay kullanımına dair
en erken kayıtlar Evliya Çelebi’de bulunmaktadır. Evliya,
1631 yılına ait İstanbul izlenimleri arasında, çayın
faydasından bahsetmiş, Gümrükhanede hizmetçiler
tarafından sunulan içecekler arasında Yemen kahvesi ile
salebin yanı sıra çayı da zikretmiştir.
18. yüzyılda saray mutfağındaki ürünler arasında
görülen çay hangi amaçla bulundurulmuştur?
18. yüzyılda saray mutfağındaki ürünler arasında
görülen çay, şerbet yapımında içeceğin lezzetine çeşni
kazandırmak amacıyla bulundurulmuştur.
Çay kültürü ülkemize nereden girmiştir?
Çay kültürü Türkiye’nin doğusuna Rusya ve İran
üzerinden girmiştir. Van ve Hakkâri bölgesindeki çok
koyu içme alışkanlığı İran’dan; Erzurum ve Kars’ta ise
semaver kullanımının yaygınlığı, çayın açık içilmesi ve
kıtlama usulüyle tatlandırılması gibi alışkanlıklar
Rusya’dan geçmiştir.
Çayın bugünkü anlamda tüketilmeye başlaması, hem
ticari bir meta hem de kültür olarak ülkeye daha fazla
girdiği dönem ne zamandır?
Çayın bugünkü anlamda tüketilmeye başlaması,
hem ticari bir meta hem de kültür olarak ülkeye daha fazla
girdiği 19. yüzyıl ortalarındadır.
Çayın Osmanlı kadınına getirdiği en büyük yenilik nedir?
Çayın Osmanlı kadınına getirdiği en büyük
yenilik çay partileridir.
Osmanlı döneminde çay tarımı hangi bölgelerde
yapılmıştır?
Osmanlı döneminde Rize ve Artvin bölgelerinde
1870’lerden itibaren amatörce çay tarımı yapılmış, ancak
göçler ve savaşlar nedeniyle üretim geliştirilememiştir. II.
Abdülhamid döneminde İstanbul, Selanik ve Bursa’nın
yanı sıra bazı Anadolu şehirlerinde girişilen deneme
ekimlerinden sonuç alınamamıştır.
Kakao nedir ve anavatanı neresidir?
Kakaonun anavatanı Meksika olup, Latince adı
theobrama cacao olan bir ağacın çekirdeklerinden elde
edilen bir üründür.
Çikolata Osmanlılarda hangi harpten sonra
yaygınlaşmıştır?
Osmanlılar Kırım Harbinden sonra çikolatayı
tanımış fakat 19. yüzyılın sonlarında yaygınlaşmıştır.
Gazozun bileşenleri nelerdir?
Gazozun bileşenleri meyve esansı, şeker ve
karbonik asittir.
Osmanlılarda ilk gazoz ne zaman ve nerede yapılmıştır?
1890’ların başında ithal edilmesinin ardından
Niğdeli girişimci Mısırlıoğlu Aleksandr, Fransa’dan
makine getirerek, üç ortağıyla birlikte Karaköy’de gazoz
imaline ve satışına başladı.
Osmanlı Devleti’nde alkollü içeceklerin üretimi ve
tüketimi hangi esasa bağlanmıştır?
Osmanlı Devleti’nde alkollü içeceklerin üretimi
ve tüketimi İslâm hukukuna göre birtakım esaslara
bağlanmıştı.
Osmanlı toplumu içerisinde içki üretilmesi, satılması
ve tüketilmesi yasaklanmıştı. Bunun sebebi neydi?
Sarhoş olanların hareketlerini kontrol
edemedikleri, şeytanın içki vasıtasıyla insanlar arasına kin
ve nefret soktuğu, ibadet etmekten alıkoyduğu gibi
gerekçelerle İslam’ın esriklik verici şeyleri haram
kılmasından hareketle Osmanlı toplumu içerisinde içki
üretilmesi, satılması ve tüketilmesi yasaklanmıştı.
Osmanlılarda içki içme izni kimlere verilmiştir?
Gayrimüslimlerin, kendi iskân birimleri ve
cemaat yapıları içerisinde, Müslümanları rahatsız
etmeyecek biçimde içki kullanmalarına izin verilmişti.
Osmanlılarda güvenlik güçleri yolda rastladıkları
sarhoşlara nasıl bir muamele gösterirdi?
Güvenlik güçleri sokakta rastladıkları sarhoş
gayrimüslimlere müdahale etmezken, Müslüman bir
sarhoş görüldüğünde derhal tutuklanırdı.
İstanbul’da hangi tarihte içki tüketimi herkese
yasaklanıp bütün meyhaneler kapatılmıştır?
1583 yılında İstanbul’da içki tüketimi herkese
yasaklanıp bütün meyhaneler kapatılmıştır. Bu tarihlerden
sonra kahve ve kahvehane konusundaki yasaklar ve
serbestliklerin benzeri içki ve meyhaneler konusunda da
yaşanmıştır.
Osmanlılar hangi durumlarda içki yasağını esnetip
kaldırıyordu?
Üstün hizmetlerinden dolayı gayrimüslim bir
devlet görevlisine veya bazı yabancılara özel izne tabi
olarak içki tedarik etme ve içme hakkı verilmiştir.
Osmanlılarda hangi dönemden sonra içki satışı
ruhsata bağlanmıştır?
Tanzimat’tan sonra içki satışı ruhsata bağlanmıştır.
Şarap nedir ve şarap sözcüğünün kökeni nedir?
Şarap taze üzümden elde edilen fermente bir içki
iken rakı damıtma yoluyla yapılıp anasonla aromatize
edilen yüksek alkollü bir içkidir. Her ikisi de Arapça
kökenli olan bu kelimelerden şarap “şurb”dan; rakı ise,
terleten anlamındaki “araki” kökünden gelir.
Türk toplumu bira ile ne zaman tanışmıştır?
M.Ö. 3000’lerde Sümerlerin kullanmış olmasından
hareketle tarihin en eski alkollü içeceği olarak bilinen biranın
Osmanlı topraklarına girişi çok yenidir. Türk toplumunun
birayı tanıması Kırım Savaşı (1853-1856) sırasında olmuştur.
19. yüzyılın sonlarına yaklaşıldıkça İstanbul’da
yaşayan Avrupalıların nüfusunun çoğalmasının etkisiyle,
alkollü içecek türlerine hangi içecekler dahil olmuştur?
19. yüzyılın sonlarına yaklaşıldıkça İstanbul’da
yaşayan Avrupalıların nüfusunun çoğalmasının etkisiyle,
alkollü içecek türleri arasına konyak ve likör de girmiştir.
Osmanlılarda içki kullanımı ne zaman yaygınlaşmıştır?
İmparatorluğun sonuna yaklaşıldıkça içki
kullanımı Müslümanlar arasında yaygınlaşmıştır.
İçimlik, tatlı ve belli özellikleri olan su, Osmanlı kaynaklarında ne şeklinde kaydedilmiştir?
İçimlik, tatlı ve belli özellikleri olan su, Osmanlı kaynaklarında "mâ-i leziz" şeklinde kaydedilmiştir.
Osmanlı'da içme suyunun kaynağından yerleşim yerlerine ulaştırılması için neler inşa edilmiştir?
İçme suyunun kaynağından yerleşim yerlerine ulaştırılması için kuyular, sarnıçlar, suyolları, bentler ve kemerler, çeşmeler ve sebiller inşa edilmiştir.
Türkler suların kaynak yerine ne demişlerdir?
Türkler suların kaynak yerine "göze" demişlerdir.
Tiryaki kelimesi nereden geliyor?
Osmanlı döneminde zehirlenmelere ve bazı hastalıklara karşı kullanılan bir cins macuna tiryak adı verilmiş, bunu kullananlara da "tiryaki" denilmiştir. Tiryaki, zamanla her türlü keyif verici madde tutkunlarını niteleyen bir isim olmuştur.
Evliya Çelebi kimdir?
17. yüzyılda yaşamış Türk seyyahıdır. İstanbul ve çevresinden başlayarak, elli yıl boyunca Osmanlı ülkesinin hemen tamamını gezmiş; izlenimlerini on ciltlik Seyahatname adlı eserde toplamıştır. Zaman zaman fantastik ve mübalağalı anlatıma kaçmış olsa da Evliya Çelebi’nin mahalli kültüre dair anlattıkları son derece önemlidir.
Evliya Çelebi'nin sağlıklı suyu belirlemek için önerdiği yöntem nedir?
Evliya Çelebi, sağlıklı suyu belirlemek için ilginç bir yöntem önermiştir. Bu yöntem suyu tartmaktan ibarettir. Bunun için, incelenecek sulara pamuk batırılır, ıslanan pamuklar kurutulduktan sonra tartılır, neticede en hafif çeken pamuğun batırıldığı suyun "en hafif" olduğu ortaya çıkardı.
Osmanlı'da başkent İstanbul'un en güzel suları hangileriydi?
İstanbul’un en güzel suları Çamlıca, Kayışdağı, Taşdelen, Karakulak, Sırmakeş, Çırçır, Kocataş, Kan- lıkavak ve Hamidiye suları idi.
İnegöl'den getirilen Çitli suyunun özelliği neydi?
Hazmettirici ve birçok hastalığa karşı bünyeyi koruyucu özelliğe sahip Çitli suyu, "herkes alsın diye" sandığı 140, şişesi 3 kuruşa satılmaktaydı.
Türk kültüründe renginden dolayı süt, yoğurt ve ayran üçlüsü nasıl adlandırılmıştır?
Türk kültüründe renginden dolayı süt, yoğurt ve ayran üçlüsü "ağartı" olarak adlandırılmıştır.
"Su içmeyene süt ver" sözü hangi kaynakta geçmektedir?
11. yüzyılda yaşamış olan Kaşgarlı Mahmud’un Divânü Lügat’it-Türk’ünde geçen, "Su içmeyene süt ver" atasözü, Ortaçağ Türklerinde bu maddenin önemini vurgulamaktadır.
Osmanlı döneminde İstanbulluların süt ihtiyacı nasıl sağlanmaktaydı?
Osmanlı döneminde İstanbulluların süt ihtiyacı şehir içindeki üreticilerden veya Galata, Üsküdar, Silivri, Çatalca ve Beykoz gibi yakın kasaba ve şehirlerden sağlanmaktaydı.
Yayık nedir?
Ayran evlerde belli ölçülerdeki tencere, bakraç veya hususi kaplarda yapılabildiği gibi kalabalık ailelerde bu iş için özel olarak geliştirilmiş yayık denilen ahşaptan mamul eşya kullanılmıştır.
Osmanlı Anadolu’sunda ayrana hangi isimler verilmiştir?
Osmanlı Anadolu’sunda ayrana, ak, akçakatık, çalkama, gövertmeç, katık ve tutma gibi isimler de verilmiştir.
Gaspıralı İsmail kimdir?
Kırım Tatarı eğitimci, gazeteci, yazar ve fikir adamıdır. Hayatını Osmanlı İmparatorluğu’nun ve İslam aleminin kalkınması için eğitim yoluyla mücadeleye vakfetmiş; modern eğitim kurumlarıyla ilgili düşüncesini usûl-i cedîd adıyla tarihe kazımıştır. Düşüncelerini Tercüman gazetesi yoluyla dünyaya duyuran düşünür, fikirlerini "Dilde, fikirde, işte birlik" sloganıyla formüle etmiştir.
Çevirme nedir?
Şişe geçirilen tavuk veya kuzunun ateşte çevirilerek pişirilmesi için kullanıldığı gibi, bir çeşit şekerlemenin adıdır. Şekerleme pişerken macun kıvamına gelmesi ve kristalleşmesinin önlenmesi için sürekli bir yöne doğru çevrilmesi dolayısıyla bu ad verilmiştir.
Türkiye’yi gezen Batılı seyyahların eserlerinde en çok yer verdikleri iki ürün hangisidir?
Türkiye’yi gezen Batılı seyyahların eserlerinde en çok yer verdikleri iki üründen birisi kahve, diğeri şerbettir.
Şerbete düşkünlüğü ile bilinen Fatih Sultan Mehmed'in sevdiği sübye nedir?
Sübye denilen şerbet, badem, kavun çekirdeği, hıyar çekirdeği, kuru üzüm, pirinç ve abdülleziz gibi şeylerden yapılmaktaydı. Seçilen malzemenin dövüldükten sonra su ile karıştırılıp astardan süzülmesiyle elde edilen sıvıya şeker ve çiçek suyu katılmak suretiyle hazırlanırdı. Sübye sıcak olarak içilirdi.
Mahlep nedir?
İdris ağacı denilen Prunus mahlebin hoş kokulu tohumudur. Dış kabuğu çıkarılan tohumun öğütülerek elde edilen tozu Doğu Akdeniz ülkelerinde çörek ve kurabiye gibi hamur işlerinde kullanılmıştır. Osmanlı Devleti’nde, 17. yüzyılda bal ve şekerle tatlandırılarak salep benzeri bir içecek yapılmıştır. İstanbul’da sokakta satılan bu içecek, Azerbaycan’da kahvehanelerde tüketilmekteydi.
Mırmırık nedir?
Bozanın çok fazla mayalanmış olan türüne "mırmırık" denirdi. Mırmırık özellikle Ankara bölgesinde tutulmaktaydı. Bunun, içenlere sarhoşluk veren daha sert cinsi İstanbul’da içki yerine de kullanılmıştır.
Musilaj nedir?
Su ile temasında şişen maddedir. Boşaltım sistemi hastalıklarında etkisi bilinen salep, musilaj özelliğe sahip olduğu için kronik ishalleri kesmek için içilirdi.
Osmanlıların kahve ile tanışması nasıl olmuştur?
Yavuz Sultan Selim (1512-1520) komutasındaki Türk ordularının Memlukları yenip Yemen’i de ele geçirmesi üzerine Osmanlılar kahveyi tanıdılar.
Avrupalılar kahveyi nasıl tanımışlardı?
Avrupalılar kahveyi ilk önce İstanbul ile diğer şehirlere giden diplomat ve seyyahların yazılarından tanıdılar. Bazı egzotizm meraklıları kahveyi ülkelerine götürdüler. Öte yandan resmî görevlerle Avrupa’ya giden Osmanlı elçilerinin kahve alışkanlıkları, oradaki muhataplarını etkiledi. Örneğin, 1669’da Paris'e gönderilen Süleyman Ağa’nın kendi eliyle yaptığı kahve, Kral XIV. Louis'nin (1610-1643) ailesi de dahil olmak üzere Paris sosyetesini büyülemişti.
Osmanlı döneminde kahvehaneler ilk defa hangi padişah zamanında kapatılmıştır?
Uzun süredir kahvenin aleyhindeki ve lehindeki tartışmalar sonucunda III. Murad (1574-1595) zamanında kahvehaneler hakkında hem toplum, hem de yönetim katından şikayetler yağmaya başlayınca kahve yasaklanırken, kahvehaneler de ilk defa kapatıldı. Aslında yasakların hedefi kahvehaneydi, kahve bir bakıma günah keçisiydi. Zira şikayetlerde kahveden ziyade kahvehanenin kötülükleri üzerinde durulmaktaydı. Örneğin, 1580’lerde Ankara’dan ve Karahisar’dan İstanbul’a ulaşan şikayetlerde kahvehanelerin türlü ahlâksızlıkların sergilendiği fesat yuvaları haline geldiği, çengi oynatıldığı, dedikodu yapıldığı, kısacası batakhaneye dönüştüğü öne sürülmüştü.
III. Murad, kahvehaneler ile ilgili koyduğu yasağı nasıl kaldırdı?
Şeyhülislam Bostanzâde’nin kahvenin lehinde ve nazım şeklinde yazdığı 52 beyitlik fetvası üzerine III. Murad koyduğu yasağı geri kaldırdı. Kapatılanlarla beraber imparatorluk sathında çok sayıda yeni kahvehane açıldı.
Osmanlı Devleti 1774’te imzalanan Küçük Kaynarca Antlaşması’ndan beri çay ihtiyacını nasıl karşılıyordu?
Osmanlı Devleti 1774’te imzalanan Küçük Kaynarca Antlaşması’ndan beri çay ihtiyacını, Çin ve Uzakdoğu’nun çaylarını harmanlayıp teneke kutular içerisinde gemilerle İstanbul’a getiren Rusya’dan karşılamaktaydı.
Kadızadeliler kimdir?
Özellikle1630-1680 döneminde etkili olan vaizler sınıfıdır. Bunlar, dini meselelerin dışında siyasi ve sosyal konularla da ilgilenmişlerdir. Devletin gerilemesinin sebeplerini Hazret-i Muhammed zamanındaki İslam'dan uzaklaşmaya bağlayan Kadızadeliler, günlük hayatta İslami esaslarla çelişen ve çelişmeyen bütün yenilikleri reddetmişlerdir. Örneğin minarelerin yıkılmasını, yemeğin kaşıkla değil elle yenmesini, don giymek yerine peştamal takılmasını savunmuşlardır.
Bira, Osmanlı topraklarına ne zaman girmiştir?
M.Ö. 3000'lerde Sümerlerin kullanmış olmasından hareketle tarihin en eski alkollü içeceği olarak bilinen biranın Osmanlı topraklarına girişi çok yenidir. Türk toplumunun birayı tanıması Kırım Savaşı (1853-1856) sırasında olmuştur. Bunda bahsedilen savaş sırasında müttefik subay ve erlerinin aileleriyle birlikte İstanbul’a yerleşmelerinin payı büyüktür.
Osmanlı İmparatorluğunda Müslümanlar arasında içki kullanımının yaygınlaşmasında rol oynayan etken nedir?
İmparatorluğun sonuna yaklaşıldıkça içki kullanımı Müslümanlar arasında yaygınlaşmıştır. Bunda bazı Osmanlı aydınlarının batılılaşmayı, günlük hayatta onlar gibi yaşamak şeklinde algılamalarının rolü büyüktür.
Suyu kısaca anlatınız.
Su, ilk insandan beri, öteki dünya inancına sahip toplumlarda, insanı maddi ve manevi kirinden arındırması yönüyle abıhayat sayılmıştır. Doğu ve Batı felsefelerinde ise varlıkların ilkesi sayılan dört maddeden birisinin de su olduğu kabul edilmiştir. Bedensel temizliğin başlıca aracı olan bu ilahî maddenin, bir Hindu’nun nehre girmesiyle, bir Hıristiyan’ın vaftiz edilmesiyle, bir Müslüman’ın abdest almasıyla kirlenen benliği günah duygusundan arındırdığına inanılmaktadır. Su, tüm canlılar gibi insanı da hayatta tutan en temel besin maddesidir.
Osmanlı kaynaklarında içimlik su nasıl tanımlanmıştır?
Osmanlı kaynaklarında içimlik su, tatlı ve belli özellikleri olan su, Osmanlı kaynaklarında “mâ-i leziz” şeklinde tanmlanmıştır.
Osmanlılarda su temini nasıl olmuştur?
Varlıklı olanlar evlerine su hatları çektirirken, buna imkânı
olmayanlar sakalar vasıtasıyla ücretli olarak ya da mahallenin ortak kullanımına sunulmuş çeşmelerden sularını temin etmişlerdir.
Tiryaki kelimesi nereden gelmiştir?
Osmanlı döneminde zehirlenmelere ve bazı hastalıklara karşı kullanılan bir cins macuna tiryak adı verilmiş, bunu kullananlara da “tiryaki” denilmiştir. Tiryaki, zamanla her türlü keyif verici madde tutkunlarını niteleyen bir isim
olmuştur.
Evliya Çelebi,sağlıklı suyu hangi yöntemle belirlemiştir?
Evliya Çelebi, sağlıklı suyu belirlemek için ilginç bir yöntem önermiştir. Bu yöntem suyu tartmaktan ibarettir. Bunun için, incelenecek sulara pamuk batırılır, ıslanan pamuklar kurutulduktan sonra tartılır, neticede en hafif çeken pamuğun batırıldığı suyun “en hafif ” olduğu ortaya çıkardı. Evliya’nın bu yöntemle belirlediği ve İstanbul’da sarayın önündeki çeşmenin benzersiz suyundan bile hafif olduğunu saptadığı sulardan birisi, Diyarbakır’da keşfettiği Hemrevat suyuydu.
İstanbul'un en güzel suları hangileriydi?
İstanbul’un en güzel suları Çamlıca, Kayışdağı, Taşdelen, Karakulak, Sırmakeş, Çırçır, Kocataş, Kanlıkavak ve Hamidiye suları idi.
Türk kültüründe süt renginden dolayı ne şekilde adlandırılmıştır?
Türk kültüründe renginden dolayı süt, yoğurt ve ayran üçlüsü “ağartı” olarak adlandırılmış ve bu üçünden en az birisinin tüketilmesi hayatî derecede önemsenmiştir.
Kahvaltı adeti olmadan önce Türkler sütü nasıl tüketirlerdi?
Türkler kahvaltı âdetiyle tanışmadan önce aile bireyleri, sofraya konulan kâse veya benzeri derin kaplar içerisindeki sütü kaşıklarla içmekte idiler.
Osmanlı döneminde İstanbul'un süt ihtiyacı nerelerden karşılanmaktaydı?
Osmanlı döneminde İstanbul'un süt ihtiyacı şehir
içindeki üreticilerden veya Galata, Üsküdar, Silivri, Çatalca ve Beykoz gibi yakın kasaba ve şehirlerden sağlanmaktaydı.
Ayranı kısaca anlatınız.
Hayvancılığa dayalı ekonominin sonucu olarak, tıpkı yoğurt gibi bir Türk buluşu olan ve dünyaya bu isimle yayılan ayran, en eski içeceklerdendir. Ayran evlerde belli ölçülerdeki
tencere, bakraç veya hususi kaplarda yapılabildiği gibi kalabalık ailelerde bu iş için özel olarak geliştirilmiş yayık denilen ahşaptan mamul eşya kullanılmıştır.
Osmanlı Anadolu'sunda ayrana ne gibi isimler verilmiştir?
Osmanlı Anadolu’sunda ayrana, ak, akçakatık, çalkama,
gövertmeç, katık ve tutma gibi isimler de verilmiştir.
Gaspıralı İsmail,ayranı nasıl nitelendirmiştir?
Gaspıralı, halis yoğurt ve halis su ile meydana getirilen ayranı hem abıhayat, hem de “Türk millî içkisi” olarak nitelemiştir.
Geleneksel içecekleri sıralayınız.
Geleneksel içecekler; şerbet, limonata, şurup, şıra, boza, salep, hardaliye, ıhlamur çayı, ada çayı olarak listelenebilir.
Şerbet nasıl hazırlanmaktadır?
Şerbet taze hazırlandığı gibi daha önceden yapılmış şurup, çevirme ve pestil gibi maddelerin ihtiyaç halinde sulandırılmasıyla da elde edilebilmekteydi.
Şerbet yapımında kullanılan çevirmeyi tanımlayınız.
Çevirme: Şişe geçirilen tavuk veya kuzunun ateşte çevrilerek
pişirilmesi için kullanıldığı gibi, bir çeşit şekerlemenin adıdır. Şekerleme pişerken macun kıvamına gelmesi ve kristalleşmesinin önlenmesi için sürekli bir yöne doğru çevrilmesi dolayısıyla bu ad verilmiştir.
Şerbet yapımında kullanılan malzeme, ailenin varlık durumuna göre nasıl değişmekteydi.
Şerbet yapımında kullanılan malzeme, ailelerin varlık derecesine göre değişmekteydi. Dar gelirliler sadece bal veya şeker yardımıyla basit şerbet yaparken; zenginler ve devlet
büyüklerinin konaklarında limon, portakal, ağaç kavunu, menekşe, gül, karabaş, dut, nergis, safran ve ıhlamurdan hazırlanan şerbetler mutfak raflarını doldurmaktaydı.
Osmanlı sarayında şerbet nerede ve kimler tarafından yapılırdı?
Osmanlı Sarayı’nda şerbet, 16. yüzyılın ilk çeyreğinde idarî bakımdan Matbah-ı Âmire’ye bağlı olarak kurulan Helvahane’de hazırlanmaktaydı.Bu işte çalışanlara şerbetçi
amirine ise şerbetçibaşı denirdi.
Evliya Çelebi sadece saraya mahsus hangi şerbetten bahsetmiştir?
Evliya Çelebi, limon suyu, şeker ve su ile hazırlanan ve içerisine bazen akamber katılan şerbet türünün, sadece saraya mahsus olduğunu yazar.
Yemek yazarı Fahriye'nin limonata tarifi nasıldır?
Yemek kitabı yazarı Fahriye’nin limonata tarifi, sıkılan limonların suyuna şeker eklenip yeterli derecede su
ilavesiyle karıştırıldıktan sonra süzülerek çekirdek ve posanın ayıklanmasından ibarettir. Fakat daha iyisi için, bergamot kabuğunun üzerindeki sarı tabakanın ince bir rende ile
kazınarak şekerle beraber porselen havanda dövülmesiyle elde edilen karışımın limonataya katılmasını önermiştir. Bergamot bulunmazsa bunun yerine limon kabuğunun en
üstündeki ince tabakanın şeker ve nane yaprağıyla dövülerek limonataya ilave edilmesini tavsiye etmiştir.
Şurup'u tanımayınız.
Şurup;şerbet yapmak üzere hazırlanan koyu kıvamlı sıvıdır.
Hangi hastalıklara hangi şurupların iyi geldiğini yazınız.
Hastalıklara iyi gelen başlıca şuruplar, müleyyin yani yumuşatıcı ve ishal yapıcı etkisi olan demirhindi şurubu, kuvvetlendirici oğulotu ve gelincik şurubu; kan tazeleyen şahtere ve nar şurubu; kanı rahatlatıcı Frenk üzümü şurubu; göğüs ağrılarına karşı Girit bademi şurubu; bal ile sirkeden yapılan iştah açıcı sirkencebin, kuvvetlendirici ve yumuşatıcı pelin ve kına şurubu, mide ağılarına karşı hindiba şurubu, terletici ıhlamur şurubu gibi sağaltıcı etkileri bilinen şuruplardır.
İstanbul seçkinlerinin ağızlarını tatlandıran şurup nedir?
İstanbul seçkinlerin ağızlarını tatlandıran reybâs özel bir şurup türüydü.
Şıra'yı tanımlayınız.
Şıra, çeşitli meyvelerden çıkarılan sular için kullanılan bir isim olmakla birlikte, özellikle üzüm suyundan yapılan hafif ekşitilmiş içeceğe bu ad verilmiştir.
Boza'nın tarihçesini genel olarak anlatınız.
Kullanımı milattan önce 6 binlere uzanan boza Asya, Mezopotamya, Mısır ve Anadolu’da kurulan medeniyetlerde içile gelmiş, Balkanlara ve Avrupa’ya kadar yayılmış en yaygın içeceklerden birisidir. Kaşgarlı Mahmud, Karahanlıların akdarıdan boza elde ettiklerini ve içeceğe buxsum adını verdiklerini yazmıştır. Selçuklu Türklerinde ise bekni adıyla bilinmekteydi. Hacı Bektaş-ı Velî’nin Balkanlardaki çağdaşı Sarı Saltuk Dede’nin bozacılar esnafının pîri olması, bu içeceğin Rumeli topraklarına Osmanlılardan önce girdiğini göstermektedir.
Boza hangi tahıllardan yapılmaktadır?
Başta darı olmak üzere buğday, mısır, pirinç ve arpadan mayalanma yoluyla elde edilen boza yapımında Osmanlılar darıyı tercih etmişlerdir.
Seyyar bozacılar nasıl satış yaparlardı?
Seyyar bozacılar ellerinde iki güğüm boza, bellerinde birer bardaklık ve tarçın kutusu, bardak yıkamak için su ibriği taşırlardı. Çoğunlukla fener de bulundururlardı. Bozacılar müşteri cezbetmek için ürünlerini öven manzumeler söylerlerdi.
İbn-i Sina salep'i nasıl tanıtmıştır?
İbn-i Sina 11. yüzyılda kaleme aldığı El-Kânun fi’t-Tıbb
adlı kitabında uzunca anlattığı salebi zihni açıcı, sinir sistemini düzenleyici, öksürüğü söken, kabızlığı gideren, cinsel gücü arttıran, felci geçiren bir drog olarak tanıtmıştır.
Hardaliye yapılışını söyleyiniz.
Taze şıra ve dövülmüş hardal, musluklu bir fıçıya veya küpe konarak sıkıca kapatılır ve bu şekilde üç hafta serin bir yerde bekletilirdi.
En çok aranan müselles hangisiydi?
En çok aranılan müselles Gelibolu müsellesiydi.
Ihlamur çayının kullanım yerleri nerelerdir?
Ihlamur çayı; İdrar arttırıcı, terletici ve göğsü yumuşatıcı etkilerinin yanı sıra, bünyelerin soğuğa karşı direnç sağlaması veya solunum yolu hastalıklarında kullanıldığı gibi Tanzimat’tan sonra başlayan kahvaltı kültüründe bazı ailelerin bu öğünde tercih ettikleri içecek olmuştur.
Adaçayı bitkisinin Türkçedeki karşılığı nedir?
Adaçayı bitkisinin Türkçedeki karşılığı “diş otu”dur.
Modern içecekleri sıralayınız.
Kahve, çay, kakao, gazoz gibi içecekler modern içecekler arasında sayılabilir.
Kahvenin rivayete göre hikayesini söyleyiniz.
Rivayete göre, Etiyopya’da Kaudi adlı bir çoban, gütmekte olduğu keçilerinin bazı geceler çok hareketli olduklarını, uyuyamadıklarını fark edince bunun sebebini anlamak için kafa yormaya başlamış, işin içinden çıkamayınca konuyu bölgenin tanınmış bilginlerinden birisine açmıştır. Bilge kişi hayvanlardaki değişikliğin, yedikleri otlarla ilgili olabileceğini belirtmiş, otlar üzerinde yapılan inceleme neticesinde keçileri bu duruma düşüren yaprakların kahveye ait olduğu tespit edilmiştir. Çobanın görüştüğü kişinin Şaziliye tarikatı şeyhi olduğunu belirten rivayete göre, kahve Şeyh Şazilî ve müritleri için vazgeçilmez bir tutku olmuş; ayıltıcı etkisinden dolayı geceleri daha çok ibadet etmek amacıyla sufiler kahveyi bolca tüketmeye başlamışlardır.
Türk kahvesi kimliği nasıl ortaya çıkmıştır.
Osmanlıların kahve içmeyi kendilerine özgü damak tadıyla sentezlemesi “Türk kahvesi” kimliğini ortaya çıkarmıştır.
Osmanlılarda çay başlangıçta hangi amaçla kullanılmıştır?
Osmanlılarda çay başlangıçta çeşitli hastalıkları sağaltmak ya da bünyeleri hastalık mikroplarından korumak düşüncesiyle çok az bir kesim tarafından şifalı bitki olarak tüketilmiştir. Halk hekimliğinde kalp ve damar rahatsızlıkları, felç, sara ve ürolojik sorunlara şifa amacıyla hazırlanan macunların temel bileşenlerinden birisi çaydı. 18. yüzyılda saray mutfağındaki ürünler arasında görülen çay, şerbet yapımında içeceğin lezzetine çeşni kazandırmak amacıyla bulundurulmuştur.
Osmanlı döneminde ilk çay tarımı nerede ve ne zaman yapılmıştır?
Osmanlı döneminde Rize ve Artvin bölgelerinde 1870’lerden itibaren amatörce çay tarımı yapılmış, ancak göçler ve savaşlar nedeniyle üretim geliştirilememiştir. II. Abdülhamid döneminde İstanbul, Selanik ve Bursa’nın yanı sıra bazı Anadolu şehirlerinde girişilen deneme ekimlerinden sonuç alınamamıştır. Ancak bu dönemdeki resmî ve özel
tecrübelerin sağladığı birikim, Cumhuriyet dönemindeki çay politikasının hareket noktası olmuştur.
Osmanlılar da gazoz yapılışının tarifi nasıldır?
Osmanlılardagazozun yapılışını şöyle tarif etmiştir:
Gaz makinesinin içerisine 6 gram limontuzu ile 12 gram karbonat ve yarım kıyye (640 gram) su konulup iki saat bekletildikten sonra sifon adı verilen şişe kaldırılır. Beş altı saat geçtikten sonra servis yapılır.
Şarap ve rakı nasıl bir içkidir?
Şarap taze üzümden elde edilen fermente bir içki iken rakı damıtma yoluyla yapılıp anasonla aromatize edilen yüksek alkollü bir içkidir.