aofsoru.com

Arkeolojik Alan Yönetimi Dersi 7. Ünite Özet

Dünya Mirası Alanları Ve Yönetim Planı İlişkisi

Dünya Mirası Sözleşmesi

Üstün değerlere sahip kültürel ve doğal varlıkları dünyaya tanıtmak, toplumda söz konusu evrensel mirasa sahip çıkacak bilinci oluşturmak ve çeşitli sebeplerle bozulan, yok olan bu değerlerin yaşatılması için gerekli iş birliğini sağlamak amacıyla UNESCO’nun Paris’te toplanan 17. Genel Konferansı kapsamında, 16 Kasım 1972 tarihinde “Dünya Kültürel ve Doğal Mirasın Korunması Sözleşmesi” kabul edilmiştir.

Sözleşme, hangi halka ait olursa olsun bu eşsiz ve yeri doldurulmaz kültür varlıklarının korunmasının dünyanın bütün halkları için önemini vurgular.

“Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunması Sözleşmesi”nin kapsamı doğrultusunda bu statüdeki varlıklar iki alt başlıkta tanımlanır. Bunların ilki olan “kültürel miras”ın bileşenleri anıtlar, yapı grupları ve sitlerdir.

Estetik veya bilimsel açıdan olağanüstü evrensel değeri olan, fiziksel ve biyolojik oluşumlar veya bu tür oluşum topluluklarından müteşekkil doğal anıtlar; jeolojik ve fizyografik oluşumlar ve tükenme tehdidi altındaki hayvan ve bitki türlerinin yetiştiği alanlar; bilim, koruma veya doğal güzellik açısından üstün evrensel değeri olan doğal sitler veya sınırları kesinlikle belirlenmiş doğal alanlar diğer alt başlık olan “doğal miras” olarak tanımlanır.

Dünya Miras Listesi

“Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunması Sözleşmesi” kapsamında 1978 yılından itibaren Dünya Miras Listesi uygulaması başlatılmıştır. Üye ülkeler belirlenmiş ölçütlere göre üstün evrensel değerde olduğu düşünülen, kültürel veya doğal varlıklarının bir envanterini yaparak ulusal “Dünya Mirası Geçici Listesi”ni oluşturur ve bu liste içerisindeki adaylık dosyaları hazırlanan varlıklar, Dünya Miras Listesi’ne eklenmeleri için önerilir.

UNESCO bünyesinde oluşturulan 21 üyeli uluslararası “Dünya Miras› Komitesi” yapılan başvuruları ve izleme raporlarını değerlendirir.

Dünya Miras Listesi’nde yer alma koşulları içinde en önemli koşul, söz konusu varlığın üstün evrensel değere sahip olduğunun belgelenmesidir.

Dünya Mirası Komitesinin 26. oturumunda (Budapeşte, 2002) kabul ettiği dört stratejik hedef olan,

  1. Dünya Mirası Listesi güvenirliğinin güçlendirilmesi,
  2. Dünya Mirası özelliklerinin korunmasında etkinlik sağlanması,
  3. Ülkelerin etkin yönetim organları kapasitesinin gelişiminin teşvik edilmesi,
  4. Dünya Mirası konusunda iletişim yoluyla halkın bilinçlendirilmesinin, katılımının ve desteğinin artırılması

ile uyum içinde olan temsilci, dengeli ve güvenilir bir Dünya Mirası Listesi oluşturulmaya çalışılmaktadır.

Varlıkların Dünya Mirası Listesi’ne Kaydedilme Süreci

Dünya Mirası Sözleşmesi’ni imzalamış ülkeler, UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne eklenmesi için önemli doğal ve kültürel miras alanlarını aday olarak teklif edebilir. Miras alanlarının öncelik sırasına göre fotoğraf, harita ve tanımlayıcı bilgileri içeren mümkün olduğunca eksiksiz dosyalar› adaylığın incelenmesi için UNESCO’ya sunulur ve uygun danışma organlarına gönderilir.

Evrensel Değeri Belirleyen Ölçütler

Üstün evrensel değer kavramı, aday doğal ve kültürel miras alanlarının ulusal değer sınırlarını aşan düzeyde özellikleri ve önemi olduğunu tanımlamak üzere ortaya konulmuştur. Üstün evrensel değer, tüm insanlığın bugünkü ve gelecek nesilleri için ortak öneme sahip olağanüstü bir kültürel ve/veya doğal önemi ifade etmektedir.

Aday gösterilen varlıklarda olması gereken bazı ölçütler şunlardır: İnsanın yaratıcı dehasını üst düzeyde temsil eder; Yaşayan veya yok olmuş bir kültürel geleneğin veya uygarlığın eşsiz veya olağanüstü ender bir temsilcisidir; Olağan dışı doğal bir oluşum veya ender bir doğal güzelliği olan veya estetik önem taşıyan bir alandır.

Dünya Mirası İle İlgili Örgütler

Dünya Mirası Komitesi 21 üyeden oluşur ve en az yılda bir kez buluşur. Dünya Mirası Komitesine UNESCO tarafından atanan bir Sekretarya yardımcı olur.

ICCROM (Kültür Varlıklarını Koruma ve Onarım Çalışmaları Merkezi): UNESCO tarafından 1956 yılında kurulan ICCROM, taşınabilir veya taşınmaz kültürel mirasın korunmasını güçlendirmek için araştırmalar, dokümantasyon yapar, teknik destek, eğitim ve kamu bilinçlendirme programları gerçekleştirir.

ICOMOS (Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi): Konsey mimari ve arkeolojik mirasın korunmasına yönelik kuramlar ve yöntemler geliştirerek bilimsel teknikler uygulanmasını destekler. Dünya Mirası Listesi’ne kaydedilmek üzere aday gösterilen varlıkları değerlendirmek, Dünya Mirası kültürel varlıklarının korunma durumlarını izlemek, Taraf Devletlerin yönelttiği uluslararası yardım taleplerini incelemek, girdi ve destek sağlamak çalışmaları arasındadır.

IUCN (Dünya Koruma Birliği): Misyonu doğanın bütünlüğü ve çeşitliliğini korumak için tüm dünyada toplumları etkilemek, teşvik etmek ve yardım etmek ve ayrıca doğal kaynakların her türlü kullanımının adil ve ekolojik açıdan sürdürülebilir olmasını sağlamaktır.

Dünya Mirası Amblemi, doğa ve kültür varlıklarının birbirine bağımlılığını sembolize etmektedir.

Dünya Mirası Listesi’nde Türkiye

Türkiye, “Dünya Kültürel ve Doğal Mirasın Korunması Sözleşmesi”ni 14 Nisan 1982 tarihinde kabul ederek Taraf Devlet konumuna gelmiştir. Bugüne kadar UNESCO Dünya Miras Listesi’ne 11 adet varlığımızın alınması sağlanmıştır.

İstanbul’un Tarihî Alanları, İstanbul’un, UNESCO Dünya Miras Listesi’ne kayıtlı olan Tarihî Alanlarında Hipodrom, Ayasofya, Aya İrini, Küçük Ayasofya Camisi ve Topkapı Sarayı, Süleymaniye Camisi, Zeyrek Camisi ve Kara Surlarının yanı sıra daha küçük ölçekte çok sayıda anıtsal yapı ve sivil mimarlık örnekleri bulunmaktadır.

Göreme Millî Parkı ve Kapadokya (Nevşehir), Kapadokya, Orta Anadolu’da başta Nevşehir olmak üzere Kırşehir, Niğde, Aksaray ve Kayseri illerini içeren bir bölgedir. Alanın en önemli özelliği Erciyes, Hasandağı ve Güllüdağ’ın püskürttüğü lav ve küllerin oluşturduğu yumuşak tabakaların milyonlarca yıl boyunca yağmur ve rüzgâr tarafından aşındırılmasıyla oluşan olağanüstü kaya şekilleridir.

Divriği Ulu Camii ve Dârüşşifâsı (Sivas), Divriği Ulu Camii ve Dârüşşifâsı, mimari özelliklerinin yanı sıra sergilediği zengin taş işçiliği örnekleriyle benzersiz bir sanatsal başarıyı temsil etmesinden ötürü UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer almaktadır. Caminin kuzey taç kapısı üzerindeki kitabesinde 1228-1229 yıllarında tamamlandığı ve adı yazılı olan yazıtlara dayanılarak Ahlatlı Hürrem Şah adlı bir taş oyma ustası mimar tarafından yapıldığı kabul edilmektedir.

Safranbolu (Karabük), Safranbolu, ismini bölgede yetiştirilen ve nadir bir bitki olan safrandan alır. Safranbolu’da Osmanlı döneminden kalma han, hamam, cami, çeşme, köprü gibi anıtsal yapılar bulunmaktadır. Safranbolu’nun ünlü evleri ve konakları 18. ve 19. yüzyıl Türk toplumunun geçmişini, kültürünü, ekonomisini, teknolojisini ve yaşam biçimini yansıtan mimarlık bilgisi ile yapılmıştır.

Hattuşaş-Hitit Başkenti (Çorum), Milattan önce iki bin yıllarında Anadolu’nun büyük kısmıyla Kuzey Suriye’de hâkimiyet kuran Hitit Devleti’nin başkenti olarak yüzyıllar boyu çok önemli bir merkez olmuştur. Dünya Mirası Listesi’ne 1986 yılında dört kriter ile kaydedilen Hattuşaş’ın günümüze ulaşan anıtsal varlığı ve siyasal, dinsel ve kültürel bir merkez olarak çivi yazılı tabletleri Anadolu ve Kuzey Suriye’de bir çok uygarlığa kaynak niteliğindedir.

Nemrut Dağı (Adıyaman-Kahta), Kommagene, Antik dönemde doğu ile batıyı ayıran sınır olarak kabul edilen Fırat nehrinin geçiş yollarına hakim bir uygarlıktır. Kült merkezi (hierotheseion) dağın tepesi yontularak düzenlenmiştir. Yüksekliği yaklaşık 60 m olan Tümülüs’ün tepe noktası 2206 m’ye ulaşır ve çapı 140 metredir. Üç tarafında bulunan teraslardan Doğu ve Batı Terasları benzer şekilde düzenlenmiştir. Tümülüs’e sırtını dayamış olarak beş tanrı heykeli ve iki başta bulunan koruyucu aslan ve kartal heykellerinden oluşan anıtsal heykel grubunun yüksekliği toplam 9 metreyi bulmaktadır.

Hierapolis-Pamukkale (Denizli), Hierapolis yakınlarında güneyinde kalan Pamukkale travertenleri, kaynaktan çıkan termal suların içindeki karbonat minerallerinin çökelmesiyle oluşan alanlardır. Bu jeolojik oluşumun benzerlerine hemen yakındaki Karahayıt’ta ve dünyanın başka yerlerinde de rastlanmakla birlikte, Pamukkale’ye adını veren traverten teraslarının doğal yapısı sıra dışı bir görümdedir.

Ksanthos-Letoon (Antalya-Muğla), KSANTHOS: Fethiye’ye 46 km uzaklıkta, Kınık beldesinin kuzeyindedir. Antik Çağ’da Lykia’nın en büyük idari merkezi olan Ksanthos Lykia dilinde Arnna olarak adlandırılır. Tiyatro ve hemen yanında bulunan Lykia Lahdi ve Harpyler mezar anıtlarının yanı sıra, Agora’da bulunan bir başka stel üzerinde 250 satırdan oluşan Lykia dilindeki en uzun yazıt bulunmaktadır. LETOON: Ksanthos’a 4 km uzaklıkta bulunan kent, Eşen Ovası’nın kuzeyindeki Kumluova beldesi sınırları içinde yer alır. Antik Çağ’da Lykia Birliği’nin kült merkezi konumundaydı. Bu kutsal alanda Leto, Apollon ve Artemis tapınakları ile birlikte, bir manastır, bir çeşme ve Roma Tiyatrosu kalıntıları bulunmaktadır.

Troia (Truva) Antik Kenti (Çanakkale), Dünyanın en ünlü arkeolojik alanlarından biri olan kent, Çanakkale il sınırları içinde yer almaktadır. Destanda kent için kullanılan iki isimden “Troia”, “sağlam duvarlarla çevrilmiş”, “güçlü kuleli”, “geniş caddeli” ve “rüzgârlı›” tanımlarıyla birlikte anılır. Anadolu, Ege ve Balkanların buluştuğu bu benzersiz coğrafyada 3000 yıl boyunca kesintisiz yerleşmiş olan Troia’da farklı uygarlıklara ait 9 katman saptanmıştır.

Edirne Selimiye Camii ve Külliyesi (Edirne), İstanbul’un fethinden önce Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti olan Edirne’nin en önemli anıtsal eseri olan ve şehrin siluetini taçlandıran Selimiye Camii ve Külliyesi, 16. yy.’da Sultan II. Selim adına yaptırılmıştır. Mimar Sinan’ın olgunluk döneminin de en kayda değer eseri olan Cami ve Külliye, onun yaratıcı dehasının doruklarından biri olarak kabul edilmektedir. İnce ve zarif dört minareye sahip Selimiye, 31,5 metrelik kubbesinin 42,25 metre kenarlı bir kare taban üzerinde sekizgen bir çardakla yükseldiği merkezi bir şemanın en etkileyici örneği olarak gösterilir. Cami, iç tasarımında kullanılan ve döneminin en iyi örnekleri olan taş, mermer, ahşap işleri, sedef ve çini kaplaması ince işçilikleriyle ile 16. yüzyıl Osmanlı mimarlık teknolojilerini sergiler.

Çatalhöyük Neolitik Kenti, Çatalhöyük, Türkiye’nin merkezinde, Anadolu Platosu’nun güney ucunda Konya Ovası üzerinde yer alır. Çatalhöyük’ün neolitik devire ait alanına ilk gruplar yaklaşık 9000 yıl önce yerleşmişlerdir. Höyük yaklaşık 13.6 hektarlık bir alan kaplamakta olup dünyanın 5,000-10,000 kişiyi barındırdığı bilinen en eski şehridir.

Dünya Mirası Geçici Listesi, Listede kültürel varlık olarak yer alanlardan bazıları şunlardır: Ahlat Eski Yerleşimi ve Mezar Taşları (Bitlis) Alahan Manastırı (Mersin) Alanya (Antalya) Aphrodisias Antik Kenti (Aydın).

Dünya Mirası Alanlarında Koruma, Yönetim ve İzleme

Dünya Miras Sözleşmesi’nin uygulama rehberi niteliğindeki “Dünya Mirası Sözleşmesi’nin Uygulanmasına Yönelik işlevsel ilkeler Uygulama Rehberi”nde (Operational Guidelines for the Implementation of the World Heritage Convention) “Her varlık uygun bir yönetim planına veya varlığın üstün evrensel değerinin katılımcı yollarla nasıl korunması gerektiğini belirten bir yönetim sistemine sahip olmalıdır. Yönetim planlamasının akış çizelgesi şu başlıkları içermektedir:

  1. Mevcut Durum Tespiti: Sit alanının araştırılması ve tanımı, ilgili kurum ve kuruluşlarla bağlantı kurulması.
  2. Alan Analizi: Alanın öneminin belirlenmesi, koruma sorunlarının tespiti, işlevsel ve yönetsel analizinin yapılması.
  3. Yönetim Planının Vizyonunun Belirlenmesi ve Stratejilerin Tanımlanması: Yönetim planının, alanın geleceğe ait vizyonunu belirleyecek, işletme, yönetim, idari ve finansal modelleri içerecek, ulusal ve uluslararası platformda alanın sunumunu ve tanıtımını sağlayacak yönetim, koruma, kullanma, sunum ve tanıtım, ziyaretçi politika ve stratejileri belirlenir.
  4. Çalışma Programı, Zamanlama ve Projelerin Belirlenmesi: Alan yönetiminde yer alacak kurum ve kişilerin görev tanımlarının yapılması ve bunların gerçekleştirilmesine ilişkin çalışma programlarının, bütçe analizlerinin hazırlanması ile finans kaynaklarının, belirlenmesi, kısa, orta ve uzun vadede yapılacak işlere ait bir eylem planının oluşturulması ve proje tanımlarının yapılması.
  5. İzleme, Değerlendirme ve Eğitim Süreçlerinin Tanımlanması: Yönetim planının uygulamasının izlenmesi, değerlendirilmesi ve bu süreçte yer alacak tarafların eğitimine ilişkin programların hazırlanması.

Yukarı Git

Sosyal Medya'da Paylaş

Facebook Twitter Google Pinterest Whatsapp Email