Anadolu Arkeolojisi Dersi 2. Ünite Sorularla Öğrenelim
Anadolu’Da Kalkolitik Ve Eski Tunç Çağları
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Orta Kalkolitik Dönem’de hangi kazılar yapılmıştır?
Orta Kalkolitik Çağ, Anadolu’da zor tanımlanan ve hâlen tam olarak anlaşılmamış bir süreçtir. Bu döneme ait araştırılmış merkezler Kapadokya’da Güvercinkayası, Gelveri (Niğde); Eskişehir’de Orman Fidanlığı, Kanlıtaş Höyük gibi kaya zemin üzerine kurulmuş yamaç yerleşmeleridir.
Eski Tunç Çağı I Dönemi’ndeki kültür bölgeleri nelerdir?
Eski Tunç Çağı (ETÇ) I dönemi Anadolu Yarımadası’nda en az araştırılmış dönemlerden biridir. Özellikle Orta Anadolu’nun bu dönemle ilgili kültür grupları ve kronolojisi ise fazla bilinmemektedir. Batı Anadolu’da bir önceki dönemde şekillenmeye başlayan kültür bölgelerinin sınırları daha belirgin bir hâle gelir. Bunlardan Beycesultan ETÇ I Kültür Bölgesi, kabaca Denizli, Uşak, Afyon Kütahya ve Akşehir bölgelerini içine alan geniş bir alanda, İç Kuzeybatı Anadolu’da ise Doğu Marmara’da İznik; Eskişehir bölgesinde de Frigya Kültür Bölgesi ortaya çıkar. Frigya Kültür Bölgesi içinde başından itibaren Eskişehir’de Demircihüyük ve Frigya Vadisinden Küllüoba yerleşmesi söz konusudur. Kuzeybatı Anadolu’nun Ege ile birleştiği Troas Bölgesinde Son Kalkolitik Çağ’dan ETÇ’ye geçişi gösteren Kumtepe ve Troia’dan bilinen Troia kültürü olarak adlandırılır. Kuzey Ege de Anadolu’nun hemen karşısında yer alan Midilli Adası’nda Thermi’de, Limni Adası’ndaki Poliochni, Gökçeada Yeni Bademli Höyük’de, Troya I ve II evresine ait Denizsel Troia kültürünü paylaşan büyük surlu ve megaronlu yerleşimler de söz konusudur.
Geç Uruk Dönemi’nin Güneydoğu Anadolu’daki en iyi incelenmiş ticari istasyonu hangisidir? Kısaca anlatınız.
Geç Uruk Dönemi’nin Güneydoğu Anadolu’daki en iyi incelenmiş ticari istasyonu Siverek (Urfa) yakınlarındaki Hassekhöyük’tür. Etrafı 2 km. kalınlığında bir surla çevrili sitadel (kale) ve eteklerindeki aşağı kentten oluşan Hassekhöyük 5. tabaka yerleşmesi, yaklaşık MÖ 3400’e tarihlenen tipik bir sınır istasyonu görünümündeydi. Korunmalı bir kapıyla girilen etrafı surla çevrili yerleşmenin orta yerinde ortadaki merkezi salonu ve onu çevreleyen güney Mezopotamya da gelişen ve yayılan Geç Uruk geleneğinde üç parçalı plan (Tripartite) özelliği taşır. Hassekhöyük, Suriye’de Fırat Havzası’na kurulmuş öteki kolonilerin aksine 3. bin yılın başlarına kadar varlığını sürdürür.
Erken Kalkolitik Dönem’de Göller Yöresi’nde hangi kazılar yapılmıştır?
Erken Kalkolitik Dönem’de Anadolu’nun en iyi iskân edilmiş ve kendine özgün tipik kültürü olan bölgelerden biri Göller Yöresi’dir. Bu yörenin Kalkolitik Çağı hakkında Hacılar, Kuruçay ve Höyücek kazıları sayesinde bilgiler edinilmiştir Dönemin en iyi tanınan yerleşmesi, hemen hemen tümüyle kazılmış olan Hacılar yerleşmesidir. Bu evrede (MÖ 5200) Hacılar, çevresi taş temelli kerpiç basit savunma duvar ile çevrilmiş, çok iyi organize olmuş bir köy görünümündedir. Kalınlığı 2 m.’yi bulan sur görünümlü bu savunma duvarı yaklaşık 70x35 m.’lik bir alanı çevirir. İç kısmında evler, tahıl ambarı, üç çömlekçi atölyesi ve bir kutsal alan bulunmaktadır. Bu Dönem’in Göller Yöresi’ndeki bir başka temsilcisi, Kuruçay Höyüğü’nün 10.-7. yapı katlarında saptanmış ve Hacılar’daki bitişik nizama karşılık Kuruçay’daki evlerin bağımsız birimler hâlinde düzenlenmiş oluşudur.
Anadolu’da ilk bakır ürünlerine nerelerde rastlanmıştır?
Metalürjinin Dünyadaki en erken kökenleri ile Anadolu madenciliğin beşiğiydi. Anadolu’nun Önasya içinde bölgesinde en zengin bakır yataklarına sahip olması ile ilk bakır ürünlerin Anadolu da bulunması rastlantı değildir. MÖ 9. binde Çanak Çömleksiz Neolitik Dönem de Çayönü Tepesi, (Diyarbakır, Ergani) Aşıklı Höyük (Aksaray) toplulukları daha çanak çömlek üretimine geçmeden doğal olarak bulunan nabit bakırı ısıtıp tavlayarak ilk metal ürünleri vermişlerdir.
Orta Kalkolitik Dönem’de kültürdeki değişim buluntu topluluklarında kendini nasıl gösterir?
Bu dönemde çakmaktaşı ya da obsidyen ok ve mızrak uçları ortadan kalkar, bunun yerini kilden yapılan sapan taneleri alır, kap formları değişir (özellikle süt ürünlerinin işlendiğini düşündüren delikli kaplar ortaya çıkar). Daha doğalcı anlayışı sergileyen Neolitik Dönem figürün geleneğinin yerini daha şematik, cinsel organları vurgulanmış heykelcikler alır.
Çömlekçi çarkı ile yapılmış kaplar nerelerde bulunmuştur?
Troia II tabakasından itibaren Mezopotamya’dan gelen bir gelenek olan çömlekçi çarkı ile yapılmış kaplar da artık görülmeye başlamaktadır. Çömlekçi Çarkı MÖ 4. Binyılın sonlarından Güney Mezopotamya’dan Suriye ve Kilikyaya yayıldığı bilinmektedir. Kilikya’dan (Tarsus) önce Orta Anadolu’ya ( Kültepe ETÇ II) ve Kütahya (Seyitömer Höyük)-Eskişehir Ovası (Küllüoba) üzerinden Batı Anadolu’ya (Troia) ulaştığı düşünülmektedir. Çömlekçi çarkı ile yapılmış kaplar ilk defa Troia II tabakasında Depas adı verilen uzun geniş çift kulplu ve tankard adlı kulplu özel içki kaplarıdır. Çark işi seramik ve ticaretle artan beğeni anlayışı çok daha kaliteli bir seramik endüstrisini ortaya çıkarmıştır. Bu formlar bir diğer yandan daha başka rafine formlar ile şıralı ve mayalı içeceklerden oluşan bir içki kültürünün de ortaya çıktığını göstermektedir.
İlk Tunç Çağı I evresinde hangi yerleşim yerleri görülmektedir? Yerleşim planları nasıldır?
İlk Tunç Çağı I evresinde Malatya Elazığ ovalarında, Pulur Sakyol, Tepecik, Norşuntepe, Korucutepe, Tülintepe (Elazığ), Arslantepe, Pirot Höyük (Malatya) gibi yerleşme yerlerinde köy ve kentlerin kurulduğu saptanmaktadır. İçlerinde yerleşimi özellikle en iyi araştırılmış olanlardan biri Pulur/Sakyol (Elazığ) dikkat çekicidir. Burada ortadaki avlunun çevresine ışınsal olarak dizilmiş ve çember bir dış set meydana getiren dörtgen trapez biçimli mekânlar, İç Batı Anadolu da Demircihöyük ve Küllüoba da (Eskişehir) rastlanan “Anadolu Tipi Yerleşme” düzeninin Doğu Anadolu’ya kadar uzandığını göstermektedir.
Troia kazısını yapan Schliemann, hangi buluntulara ulaşmıştır?
Troia’nın zenginliğini ortaya koyan en önemli göstergelerden biri, 1870’te yerleşmenin ilk kazıcısı olan Schliemann tarafından bulunup “Priamos’un Hazinesi” olarak adlandırılmış altın, gümüş, tunç işçiliğinin en rafine örneklerini veren toplu buluntudur. Troia IIg tabakasına ait olan çoğu maden eserlerden oluşan buluntular (irili ufaklı toplam 8833), maden döküm ve dövme tekniklerinin ulaştığı yüksek düzeyin temsilcisidirler.
Eski Tunç II döneminin sonlarına doğru yerleşim yerlerinde nasıl bir değişim gözlenir?
Özellikle Orta Anadolu’nun güneyi ve Batı Anadolu’nun iç kesimleri ile Mezopotamya bağlantılı ticaret gelişmeye başlar. Özellikle ana ulaşım yolları üzerinde yerel Anadolulu beylerin yönettiği merkezler, ticaret sayesinde giderek zenginleşir ve bu gelişme Batı Anadolu’da yönetici kadronun giderek güçlendiği, iş bölümünün giderek organize olduğu gerçek anlamda ilk şehir merkezlerinin ortaya çıkmasına yol açar. Bu şekilde, yöneticilerin oturduğu ve yerleşmenin daha yüksek bir yerinde bulunan ve barındırdığı zenginliği koruma kaygısıyla da surlarla çevrili, korunaklı yukarı şehirler (kaleler) ile halkın oturduğu seçkin yönetici ortaya çıkmış olur. Buna paralel olarak da ortaya çıkmaya başlayan elit tabakanın lüks ihtiyaçlarını karşılamak için, özellikle değerli veya yarı değerli taşlarla, altın, gümüş gibi değerli madenlerin ticaretinde artış büyük bir gözlenir.
Zenaatkarlar bakırı ilk kez nasıl işlemişlerdir?
İlk metal ürünlerin hammaddesi olan bakır yumuşak bir metal olduğu için, soğuk olarak çekiç benzeri aletlerle vurarak işlenip şekil verilebilmekteydi. Bakıra, eritme sırasında az miktarda, 1/6 ya da 1/7 oranında kalay katılırsa tunç elde edilir. Kalay odun kömürü ile 232 C’a kadar ısıtılırsa erimekte ve bakıra karışmaktadır. Kalay, bakırın oksitlenmesine engel olduğu için bronz, bakıra göre daha dayanıklı bir metaldir. Bakır ve demir doğada genellikle aynı jeolojik birikim içinde bulunduklarından, bakırın eritilmesi sırasında ocağın dibinde demir parçacıkları, bir yan ürün hâlinde ortaya çıkar. Bu nedenle de, Tunç Çağı’nın başlarından beri, bakır ve tunç işleyen zanaatkârlar bu metali tanıyor ve bilinçli olmamakla birlikte, araç-gereç yapımında seyrek olarak kullanıyorlardı.
Kalkolitik Çağ’ın başlangıç aşamasını temsil eden Halaf kültürü hangi kazılarla tanınmıştır?
Kalkolitik Çağ’ın başlangıç aşamasını temsil eden Halaf kültürü, (adını Tell Halaf, Suriye kazı yerinden alır) Saçkagözü, Amik Ovası, Mersin Yumuktepe, Gaziantep yakınlarında Turlu ile Diyarbakır’ın kuzeyinde Giriki Haciyan kazılarıyla tanınır. Ancak, son yıllarda Malatya yakınlarında Değirmentepe, Elazığ Tülintepe, Birecik Fıstıklı Höyük, Kazane, Cavi tarlası (Urfa) Maraş yakınlarında özellikle büyük bir merkez olduğu anlaşılan Domuztepe, Adıyaman Samsat başta olmak üzere özellikle Güneydoğu Anadolu’da çok sayıda kazı yerinde bu kültürün yayılımı anlaşılmıştır. Kalkolitik Çağ’ın ilk başlarında, Halaf kültürü olarak tanımlanan evrede çekirdek bölge, Güneydoğu Anadolu ile bugünkü politik sınırlarımızın hemen güneyindeki Kuzey Suriye’dir.
Geç Kalkolitik Dönem sonunda Anadolu Yarımadası’nda ne gibi değişimler yaşanmıştır?
Geç Kalkolitik dönem sonunda Anadolu Yarımadası’nda Batı ve İç Anadolu’da (MÖ 3200-3000) “İlk Tunç Çağı’na Geçiş Evresi” olarak adlandırabileceğimiz; Doğu Anadolu’da ise Mezopotamya’da Uruk Dönemi’nin sonlarına denk gelen ve İlk Tunç Çağı kültür özelliklerinin şekillenmesinde belirleyici olan bir kültürel değişimle zaman zaman paralel bir süreç başlar. Özellikle, 3. binde 4. bin den itibaren büyük bir ivmeyle devam eden kentleşme olgusu yazının da ortaya çıkmasıyla kültürel gelişme Mezopotamya’da, İlk Tunç Çağı I ve II’ye denk gelen Er-Hanedanlar döneminde, güneyde Sümer, orta kesimde Akkad etnik/politik bölgeleri oluşur. Bu dönemde kent devletlerinden oluşan siyasal bir yapılanma söz konusudur. Anıtsal saraylar ve tapınaklar inşa edilir; özellikle dönemin sonlarına ait yazılı belgeler bize bu konuda önemli bilgiler vermektedir.
Kalkolitik Dönem’de (MÖ 5500-3000) Mezopotamya Uygarlığı’nın gelişim sürecini anlatınız.
Mezopotamya uygarlığının temelleri gerçek anlamda “Bakır-Taş Devri” anlamına gelen Kalkolitik Dönem’de atılır. Önce Halaf ve Obeyd kültürleri ile başlayan ve kentsel gelişmenin ortaya çıktığı Uruk’la devam eden süreçte Mezopotamya’da önce gelişkin köyler ve sonra da ilk şehirler ortaya çıkar. Taş aletler eski önemini giderek kaybeder; bunun yerine, madencilik ve özellikle buna bağlı olarak bölgeler arası ticaret giderek daha da önem kazanır; bakırın yanında altın ve gümüş gibi değerli madenler de ilk defa işlenmeye başlanır. Şehirciliğe doğru giden bu gelişimin gerisinde yatan en önemli nedenin, o zamanki köylerde birikmeye başlayan “artı ürün” olduğu, artık tüm bilim adamlarınca kabul edilmektedir. Artı ürün, tarımla uğraşması gerekmeyen tüccarlık, zanaatkârlık, askerlik gibi çeşitli iş kollarının doğmasına, bu şekilde toplumlarda iş bölümünün giderek daha da yaygınlaşmasına ve daha da önemlisi, bunların tümünü denetleyecek bir yönetici sınıfının ortaya çıkmasını sağlamıştır. Tüm bu gelişmeler aniden olmamış, zaman içinde ihtiyaçlar doğrultusunda şekillenmiş ve karmaşık toplum düzeninin, diğer bir deyişle, şehirlerin ortaya çıkmasına yol açmıştır. Dönemin sonlarında (Geç Uruk Dönemi) halen okunamamış olan ilk resim yazısı ve ticaretin önemini vurgulayan ve siyasal gücü simgeleyen silindir mühürler ortaya çıkar.
Geç Kalkolitik Dönem’de Anadolu’da hangi yerleşimler görülmektedir?
MÖ 4 binden itibaren, Geç Kalkolitik Dönem olarak adlandırılan dönem boyunca Anadolu’nun özellikle batı kesiminde hissedilen yeni nüfus hareketleri etkilerini Orta ve Kuzey Anadolu’da da göstermiş; nüfusla koşut olarak yerleşmelerin sayısında da artış olmuştur. Orta Anadolu’da, Eskişehir Sivrihisar Yazırhöyük, Seyitgazi’de Küllüoba, Kırşehir yöresindeki Hashöyük, Aksaray’da Gelveri, Çorum yakınındaki Alacahöyük ve Büyük Güllücek, Tokat yakınındaki Kayapınar, Yozgat Alişar, Orta Karadeniz Bölgesinde Samsun, Bafra yakınlarında İkiztepe, Akdeniz Bölgesi’nde Bağbaşı, Tarsus (Mersin) dikkati çeken yerleşmelerdendir. Bir diğer yandan, Troia yerleşmesinden isimlendirilen Troas bölgesinde Beşiktepe, Kumtepe özellikle Troia kültürünün öncüsü olabilecek yerleşmelerdir. Batı Anadolu’da en dikkat çekici ve en iyi araştırılmış yerleşme ise Denizli Çivril’de bulunan Beycesultan ve Göller Bölgesi’nde Kuruçay (VIA Tabakası) yerleşmeleridir. Beycesultan’da Kerpiçten ince-uzun dikdörtgen planlı, tek odalı konutlar önünde sundurmaları ile tipiktir. Kuruçay’da benzer olarak uzun dörtgen, tek mekânlı, yan yana dizili ancak ayrık düzende konutlar da Beycesultan örnekleri ile dönemin tipik konut mimarisini yansıtmaktadır.
Eski Tunç Çağı Doğu Anadolu’da hangi evrelere tarihlenmektedir?
Doğu Anadolu Bölgesi’nin İlk Tunç Çağı başlangıcı için MÖ 3.000 tarihi verilmektedir. Bitiş tarihi için de MÖ 2.000-1.900 yılları kabul edilmektedir. Eski Tunç Çağı Doğu Anadolu’da üç alt evrede incelenir: • Eski Tunç Çağı I (MÖ 3000-2700), • Erken Tunç Çağı II (MÖ 2700-2400), • Eski Tunç Çağı III (MÖ 2400-2000/1900).
Obeyd dönemi Güney Mezopotamya’yı ne şekilde etkilemiştir?
Kalkolitik Çağ’ın ortalarında Obeyd (Ubaid) adı verilen dönemde Güney Mezopotamya, tam anlamıyla dönemin etki alanını belirleyen çekirdek bölge durumuna gelir. Obeyd döneminde sosyal örgütlenme ve üretim teknolojisinde önemli atılımlar söz konusudur. İlk olarak 6. binin sonunda Orta Mezopotamya bölgesinde Samarra dönemi (Geç Neolitik Dönem) Tell Es Sawwan’da keşfedilen ilk sulama kanallarının, yağmur görmeyen Güney Mezopotamya’nın da Obeyd döneminde sulu tarım sayesinde ilk defa yerleşime açılmasına sebep olmuştur. Anadolu’nun dışında gelişen bu kültürel ve iktisadi gelişmeler hızlıca kuzeye yayılarak Anadolu’nun doğusu ve Mezopotamya’nın tümünü etki altına alacaktır. Sulama kanalları ile elde edilen artı ürüne dayanan yeni ekonomik modelle tarımsal nüfusun artışı, yerleşim birimlerinde yeni yönetim biçiminin tetiklediği ruhban, yönetici, bürokrat, zanaatkâr, tüccar nüfusun çoğalması bu kurak bölgelerde giderek sorun hâline gelen bir nüfus artışını da beraberinde getirir. Ayrıca, bu gelişmiş sistemin gereği ve nüfus artışı sonucunda yeni hammadde kaynakları da önemli bir sorun olarak ortaya çıkar. Özellikle Güneyde hızlıca gelişen Mezopotamya kültürleri başta bakır ve yarı değerli taşlar olmak üzere teknoloji için gerek duyduğu hammaddeleri, dokuma için gereken yün; ürünleri gibi tüm gereksinimleri dışarıdan, başka bölgelerden karşılamak durumundaydı.
İlk, Orta ve Son Halaf evrelerini kısaca açıklayınız.
İlk Halaf, Çanak Çömlekli Neolitik’in sonunda görmeye başladığımız boya bezemeli çanak çömleğin daha gelişkin türleriyle tanınır. Bu dönemde bölgeler arasında halen yerel farklılıkla oldukça belirgindir. Orta Halaf Dönemi ise bölgenin tümünde bir kültürel bütünlüğün sağlandığı, aynı zevklerin paylaşıldığı, birbirinin aynı denecek kadar benzer şekilde bezeli kap kacağın yaygın olarak kullanıldığı bir dönemdir. Bu kültürel bütünlük bölgenin tümünü kaplayan politik bir oluşum olmaktan çok geleneklerin kuvvetli olduğu ticaretinde yoğun olduğu bir iktisadi temele dayanır. Orta Halaf Dönemiyle birlikte yerleşim yerlerinin arasındaki farklar belirginleşmeye başlar. Maraş Domuztepe, Adıyaman Samsat gibi büyük ve çekim merkezi olan yerleşimlerin yanında “uydu yerleşim” olarak adlandırabileceğimiz daha basit, küçük olan yerleşim yerleri de ortaya çıkmaya başlar. Halaf yerleşmelerinde karşımıza çıkan ilginç bir olgu da “tholos” olarak adlandırılan ana mekânı daire, giriş kısmı dörtgen koridor planlı yapıların varlığıdır. Olasılıkla bu yuvarlak yapıların üst yapılarının, günümüzde Harran (Urfa) evlerinde olduğu gibi kubbeyle örtüldüğü düşünülür. Bu yapılar Kuzey Suriye’den Toroslara kadar her Halaf yerleşmesinde rastlanmıştır. Oldukça kısa süren bu kültürün doruk noktasını temsil eden Son Halaf Dönemi, aynı zamanda giderek Güney Mezopotamya etkilerinin bölgeye girmeye başladığı süreci yansıtır. Bu nedenle, bu süreç bazen Halaf-Obeyd geçiş dönemi olarak da düşünülür.
Eski Tunç Çağı’nda Anadolu’da yaşanan değişimleri açıklayınız.
MÖ 3 binde başlayan Eski Tunç Çağı, Anadolu’da metalürjinin gelişmesini tamamladığı, kentleşme olgusunun ortaya çıktığı ve beraberinde etrafı surla çevrili ilk kent yerleşimlerinin doğudan batıya ticaret yollarının geliştiği bir dönemdir. Bu gelişmeler, bir yerde Anadolu’nun Neolitik dönemden beri süregelen özgün gelişiminin uygarlık noktasında buluşmasıdır. Bu dönemde; • Batı’da Troia, Limantepe, Küllüoba, Beycesultan, • Orta Anadolu’da Alacahöyük, • Güneyde Karataş-Semayük, • Doğu’da daha geç olmak üzere Titriş ve Kazane Höyük gibi gelişkin kentsel yerleşimlerin ortaya çıktığı görülmektedir. Bu gelişmelerin en önemli nedenleri, tunç madenciliğinin beraberinde getirdiği ticaret ve zenginleşme, dolaysı ile belli seçkinlerin elinde sermaye birikimi, güneyde Mezopotamya’da MÖ 4. binin sonunda ortaya çıkan (Uruk) yazıyı kullanan erken devlet sistemlerinin oluştuğu ilk uygarlıkların gelişiminin getirdiği etkilerdir. Bu dönemde Anadolu’nun zenginleşen kent kültürleri özellikle ticaret yoluyla Ege kültürleri, Mezopotamya kültürleri ve Kafkasya kültürleri ile derin bir ilişki içine girmiştir.
Protohistorik Dönemi nedir? Kısaca bilgi veriniz.
MÖ 3. bin yılın son kısmında yaklaşık olarak MÖ 2200 den itibaren Anadolu’daki bazı olaylar komşu Akad Devleti’nin yazılı belgelerinden öğrenilmektedir. Bu dönem o güne değin ve yazılı kayıtlara rastlamadığımız Anadolu’nun komşu yazılı kültürlerin kayıtlarında geçmeye başladığı “Protohistorik Dönemi”dir. MÖ 18. yüzyılda yazının Anadolu’ya Asurlu tüccarlar tarafından getirilmesiyle ortaya çıkan yazılı belgeler yardımıyla ve daha sonra Anadolu’nun ilk merkezi devletini oluşturan Hitit Devletinin kayıtları ve ilişkileri sayesinde Anadolu kronolojisini daha gerçekçi bir şekilde karşılaştırmak mümkün olmuştur.
Anadolu’daki kentleşme modelinin Mezopotamya örneğine göre kırsal görünümlü olmasının nedeni nelerdir?
Anadolu’daki kentleşme modelinin Mezopotamya örneğine göre kırsal görünümlü olmasının yanı sıra kendine özgü dinamikleri sahiptir. Bunun başlıca nedenleri, özellikle Holosen sonrası (MÖ 10.000 sonrası) büyük bir kısmının ormanlarla ve dağlar ve dağlar arası ovalarla kaplı olmasıdır. Özellikle Çanak Çömleksiz Neolitik Dönem Doğu Anadolu ve hatta Orta Anadolu topluluklarının geçimlik sistemlerinin avcılık ve hayvancılığa dayanması, tarımın belli bir süre ikinci planda kalmasıdır. Bir diğer yandan bu toplulukların Anadolu’daki bakır ve obsidyen gibi zengin kaynaklara dayanan uzmanlık ve Önasya ile takaslarının önemli ölçüde gelişmiş olmasıdır. Bir diğer etken, Anadolu’nun özellikle iklim koşullarına duyarlı kuru tarıma dayanmasıdır. Mezopotamya’da en erken Geç Neolitik dönem Samarra (MÖ 6. binin ikinci yarısı) döneminde öncüleri görülen sulu tarım kanal örnekleri (sonradan güney Mezopotamya ve Mısır’da ortaya çıkan sulama kanalları ile temel üretim biçimi) kuru tarıma göre daha emek gerektiren yoğun bir iştir. Kuru tarıma dayanan Anadolu’da Seramikli Neolitik dönemden itibaren artarak, Doğu Anadolu’da Halaf döneminde temel geçimlik halini aldığını bilmekteyiz.
Eski Tunç Çağı III Dönemi ne zamana tarihlenmektedir ve bu döneme ait yerleşmeler hangileridir?
Başlangıç tarihi, geleneksel olarak MÖ 2200’i gösterdiği düşünülse de son araştırmalar daha çok MÖ 2400 olarak kabul edilmektedir. Batı ve Orta Anadolu’da dikkati çeken, gelişimin net olarak görüldüğü belli başlı yerleşmeler şunlardır: Troya III-V. Limantepe, Beycesultan (XII-VI.), Karataş Semayük, TarsusGözlükule, Alacahöyük, Eskiyapar, Karahöyük, Kültepe yerleşimini, Alişar 11, Eskişehir Küllüoba’dır.
Eski Tunç Çağı’nda ölü gömme adetleri nasıldır?
Bu evrede ölü gömme adetleri açısından farklı uygulamalar izlenmektedir. Mezarlar kentin dışında, kentin yakınındaki bir yerde bulunmaktadır. Titriş yerleşmesi de aynı özellikleri taşımaktadır. Burada da yerleşim dışı mezarlık vardır. Bu dönemde özellikle etrafı taş bloklarla çevrili sanduka mezar geleneği yaygındır. Bu mezarların içerisine çok sayıda çanak çömlek ve metal eserler gibi ölü hediyeleri bırakılmıştır. Mezarlık olarak yine son yıllarda kazılan Birecik Mezarlığı (Urfa, Birecik) ve özellikle Gre Virike (Urfa, Birecik) gibi bir merkezde ayrıca zengin oda mezarların adak yerleri ve özel düzenlemelerle Mezopotamya ölü kültüne bağlı bir kült yerleşimi olması dikkat çekmektedir.
Aletlerin ve bakırın ergitilerek kalıplara dökülmesiyle yapıldığı ancak taş aletlerinde kullanılmaya devam edildiği döneme ne ad verilmektedir?
Aletlerin ve bakırın ergitilerek kalıplara dökülmesiyle yapıldığı ancak taş aletlerinde kullanılmaya devam edildiği döneme kalkolitik çağ adı verilmektedir.
Kalkolitik Çağ'ın başlangıcını temsil eden "tholos" olarak adlandırılan ana mekanı daire ve giriş kısmı dikdörtgen koridor planlı yapıların var olduğu kültüre ne ad verilmektedir?
Kalkolitik Çağ'ın başlangıcını temsil eden "tholos" olarak adlandırılan ana mekanı daire ve giriş kısmı dikdörtgen koridor planlı yapıların var olduğu kültüre Halaf Kültürü denilmektedir.
Orta kalkolitik dönemde Irak'ın güneyinde Basra ile Bağdat arasında Güney Mezopotamya olarak tanımlanan Fırat ve Dicle Delta'sında konumlanan ve Güney Mezopotamya kültürlerinin altyapısını oluşturan kültürün ismi nedir?
Orta kalkolitik dönemde Irak'ın güneyinde Basra ile Bağdat arasında Güney Mezopotamya olarak tanımlanan Fırat ve Dicle Delta'sında konumlanan ve Güney Mezopotamya kültürlerinin altyapısını oluşturan kültürün Hacı Muhammed Kültürü'dür.
Geç Uruk Dönemi'nin Güneydoğu Anadolu'daki en iyi incelenmiş ticari istasyonu neresidir?
Geç Uruk Dönemi'nin Güneydoğu Anadolu'daki en iyi incelenmiş ticari istasyonu Siverek (Urfa) yakınlarındaki Hassekhöyük'tür.
Batı Anadolu'da bulunan ve Erken Kalkolitik Dönem'in en iyi tanınan yerleşkesinin ismi nedir?
Batı Anadolu'da bulunan ve Erken Kalkolitik Dönem'in en iyi tanınan yerleşkesinin ismi Hacılar yerleşkesidir.
Kapadokya'daki Güvercinkayası ve Eskişehir'deki Kanlıtaş Höyüğü hangi döneme ait yerleşkelerdir?
Kapadokya'daki Güvercinkayası ve Eskişehir'deki Kanlıtaş Höyüğü Orta Kalkolitik Dönem'e ait yerleşkelerdir.
Eskişehir'deki Yazırhöyük, Kırşehir yöresindeki Hashöyük ve Çorum yakınlarındaki Alacahöyük hangi döneme ait yerleşkelerdir?
Eskişehir'deki Yazırhöyük, Kırşehir yöresindeki Hashöyük ve Çorum yakınlarındaki Alacahöyük Geç Kalkolitik Dönem'e ait yerleşkelerdir.
Mezopotamya'da Akkad Krallığı hangi dönemde ortaya çıkmıştır?
Mezopotamya'da Akkad Krallığı İlk Tunç Çağı III'ün başlarında ortaya çıkmıştır.
Doğu Anadolu'da Eski Tunç Çağı hangi yıllar arasında sürmüştür?
Doğu Anadolu'da Eski Tunç Çağı I MÖ 3000-2700 arasında sürmüştür.
Doğu Anadolu'da Eski Tunç Çağı kaç alt evrede incelenir?
Doğu Anadolu'da Eski Tunç Çağı Eski Tunç Çağı I, Erken Tunç Çağı II ve Eski Tunç Çağı III olmak üzere üç alt evrede incelenir.
Çanak Çömleksiz Neolitik Dönem'de doğal olarak bulunan nabit bakırının tavlanarak ilk metal ürünlerin verildiği yerleşkeler hangileridir?
Çanak Çömleksiz Neolitik Dönem'de doğal olarak bulunan nabit bakırının tavlanarak ilk metal ürünlerin verildiği yerleşkeler Çayönü Tepesi ve Aşıklı Höyük'tür
Mezopotamya'da ilk sulu tarım kanal örnekleri hangi dönemde görülmüştür?
Mezopotamya'da ilk sulu tarım kanal örnekleri Neolitik Samara (MÖ 6.bin ikinci yarısı) Dönem'inde görülmüştür.
Heinrich Schliemann tarafından 1870'te gerçekleştirilen Arkeoloji Bilimi'nin ilk sistematik kazısı hangisidir?
Heinrich Schliemann tarafından gerçekleştirilen Arkeoloji Bilimi'nin ilk sistematik kazısı Troia (Hisarlık Tepe) kazısıdır.
Batı ve Orta Anadolu'da ilk kale yerleşiminin ve megaron adlı planlı yapıların görüldüğü yerleşke neresidir?
Batı ve Orta Anadolu'da ilk kale yerleşiminin ve megaron adlı planlı yapıların görüldüğü yerleşke Troia I. Tabakası'dır.
Anadolu Arkeolojisi'inde yanık kent olarak da adlandırılan yerleşke hangisidir?
Anadolu Arkeolojisi'inde yanık kent olarak da adlandırılan yerleşke Troia IIg yerleşkesidir.
İlk olarak Alman arkeolog Manfred Korfmann tarafından adlandırılan Batı Anadolu'ya özgü yerleşim planının adı nedir?
İlk olarak Alman arkeolog Manfred Korfmann tarafından adlandırılan Batı Anadolu'ya özgü yerleşim planının adı Anadolu Yerleşim Planı'dır.
Eski Tunç Çağı döneminde olasılıkla büyüyen Anadolu merkezlerinin genişleyen madde ihtiyacı için Istranca dağlarının kenarında kurulmuş olan yerleşke hangisidir?
Eski Tunç Çağı döneminde olasılıkla büyüyen Anadolu merkezlerinin genişleyen madde ihtiyacı için Istranca dağlarının kenarında kurulmuş olan yerleşke Kanlıgeçit (Kırklareli) yerleşkesidir.
Elazığ'da bulunan Norşuntepe yerleşkesi hangi döneme ait bir yerleşkedir?
Elazığ'da bulunan Norşuntepe yerleşkesi Eski Tunç Çağı III dönemine ait bir yerleşkedir.
Doğu Anadolu'da Eski Tunç Çağı'nda kent özellikleri taşıyan yerleşkeler hangileridir?
Doğu Anadolu'da Eski Tunç Çağı'nda kent özellikleri taşıyan yerleşkeler Lidar (Adıyaman) ve Titriş'dir (Urfa).
Doğu Anadolu'da etrafı taş bloklarla çevrili sanduka mezar geleneğinin yaygın olduğu dönem hangi dönemdir?
Doğu Anadolu'da etrafı taş bloklarla çevrili sanduka mezar geleneğinin yaygın olduğu dönem Eski Tun Çağı dönemidir.