aofsoru.com

Özel Gereksinimli Bireyler İçin Afet ve Acil Durum Yönetimi Dersi 1. Ünite Özet

Özel Gereksinimli Bireylere İlişkin Temel Kavramlar

Özel Gereksinimli Bireyler

Özel gereksinim, bireylerin sahip olduğu zihinsel, duygusal ya da fiziksel dezavantajlar nedeniyle oluşan bireysel gereklilikler olarak tanımlanabilir. Hafif düzeyde zihinsel yetersizlikten ciddi bilişsel sorunlara, hafif düzeyde öğrenme güçlüğünden görme yetersizliğine, besin alerjilerinden süreğen hastalıklara değişen pek çok durum bu terim altında değerlendirilmektedir. Özel gereksinimli birey, bireyin çeşitli güçlüklerden (örneğin; fiziksel, duygusal, davranışsal güçlükler ya da öğrenme güçlüğü) dolayı ek ya da özelleştirilmiş hizmetler ya da uyarlamalara gereksinim duyması olarak ifade edilmektedir. Acil durum ve afet yönetimi açısından değerlendirildiğinde, afet ya da acil durumlara karşı hazırlıklı olma, bu durumlar sırasında uygun becerileri sergileyip gerekli girişimlerde bulunma, afet ve acil durumlar sonrasında gereksinimlerini karşılayabilme gibi konularda ek ya da özelleştirilmiş hizmet ya da uyarlamalara gereksinim duyan bireyler olarak tanımlanabilir.

“Özel gereksinimli bireyler” teriminin daha iyi anlaşılması için, “bozukluk/zedelenme”, “yetersizlik/güçlük”, “engel” ve “risk taşıma” kavramları aşağıda ayrıntılı açıklanmıştır.

Bozukluk/zedelenme: Psikolojik, fizyolojik ya da anatomik özelliklerde oluşan geçici ya da kalıcı bir kayıp olarak tanımlanabilir. Bozukluk ve zedelenme terimleri birbiri yerine kullanılmaktadır.

Yetersizlik/güçlük: Bozukluk/zedelenme sonucu bireyin kapasitesinin yapması gereken işlerde sınırlanmış olmasıdır.

Engel: Bireyin yaşadığı yetersizlik nedeniyle çevre ile etkileşimi ve toplum içindeki rolünü yerine getirmede yaşadığı zorluklar olarak tanımlanabilir

Risk taşıma: Hali hazırda bir yetersizliğin tanımlanamadığı ancak yetersizlik gösterme olasılığı yüksek bireyler için kullanılmaktadır.

Yetersizlik Alanları

Zihinsel Yetersizlik

Zihinsel yetersizlik, 18 yaşından önce ortaya çıkan, zihinsel işlevler ve uyumsal davranışların her ikisinde sınırlılıklar ile kendini gösteren bir yetersizliktir.

Otizm Spektrum Bozukluğu

Otizm spektrum bozukluğu, belirtileri erken çocukluk döneminde ortaya çıkan, başkalarıyla etkileşimde güçlükler ile sınırlı ilgi alanları ve tekrarlanan davranışlar ile kendini gösteren nörogelişimsel bir bozukluktur. Otizm spektrum bozukluğu olan bireylerde görülen bazı davranışlar, dili öğrenmede gecikme; göz kontağı kurma ya da sohbeti sürdürmede güçlük; planlama ile ilgili sorunlar; bazı konulara güçlü bir ilgi duyma ve hareket becerilerinde zayıflıktır. OSB olan bireyler, Düzey 1 “hafif düzey destek gereksinimi”, Düzey 2 “orta düzey destek gereksinimi” ve Düzey 3 “ağır düzey destek gereksinimi” olarak sınıflandırılmıştır.

Dil ve Konuşma Bozuklukları

Bireyin alıcı dil ya da ifade edici dil becerilerinde; sesleri doğru ve akıcı biçimde çıkaramamalarına yol açan sorunları içeren bir yetersizlik türüdür. Dil ve konuşma bozukluklarının nedenlerini biyolojik ve çevresel nedenler olmak üzere iki grupta incelemek mümkündür (Acarlar, 2013). Biyolojik nedenler, merkezî sinir sisteminde veya vücuttaki diğer sistemlerin yapı ve/veya işleyişindeki sorunları kapsarken; çevresel nedenler arasında bireyin çevresinin nitelikleri, ailenin çocukla etkileşimi ve sosyoekonomik düzeyi, uyaran eksikliği, bakım yetersizliği gibi etkenler sayılmaktadır.

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB)

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu; odaklanamama, fazla hareketlilik ve dürtüsellik ile kendisini gösteren ve genellikle etkileri yaşam boyu süren bir sorundur. Dikkat eksikliği ve hiperaktivitenin sınıflandırılmasına bakıldığında üç temel gruptan söz edilmektedir. Dikkatsizliğin baskın olduğu tip DEHB’de, bireyin bir işi düzenlemek ya da bitirmek, ayrıntılara dikkati yöneltmek ya da yönerge veya sohbeti izlemek güç olmaktadır. Hiperaktivite dürtüselliğin baskın olduğu tip DEHB’de birey çok fazla kıpırdar ve konuşur. Uzun süre yerinde oturması zordur. Diğerlerinin sözünü sık sık kesebilir ya da uygunsuz zamanlarda konuşabilirler. Bileşik tipte ise bireyde önceki satırlarda açıklanan iki tipe ait özellikler de eşit düzeyde görülmektedir.

Duygusal ve Davranışsal Bozukluklar

Duygusal ve davranışsal bozukluk, bireyin yaşına uygun olmayan, sosyal ve kültürel beklentilerden farklı duygusal tepki ve davranışlar göstermesiyle kendini gösteren bir yetersizlik türüdür. Duygusal ve davranışsal bozukluklar tutum bozukluğu, sosyal saldırganlık, dikkat sorunları, kaygı/çekilme ve psikotik davranışlar olarak sınıflandırılmıştır.

Özel Öğrenme Güçlüğü

Özel öğrenme güçlüğü, okuma, yazma ve/ veya matematik alanlarında öğrenmeyi sekteye uğratan nörolojik temelli bir bozukluktur. Özel öğrenme güçlüğü olan bireyler, ortalama ya da ortalama üstü zeka bölümü puanına sahiptir. Öğrenme güçlükleri okumada güçlük (disleksi), yazmada güçlük (disgrafi), matematik öğrenmede güçlük (diskalkuli), görsel ve işitsel işleme bozukluğu ve sözel olmayan öğrenme güçlüğü alt kategorilerini içermektedir.

Fiziksel Yetersizlikler

Fiziksel yetersizlikler, kazalar, travmalar, anomaliler nedeniyle iskelet, kas ve sinir siteminin işlevlerini yerine getirememesiyle oluşan yetersizliklerdir. Fiziksel yetersizliklere neden olan sorunlar serebral palsi, merkezi sinir sistemini etkileyen metabolik ve genetik kökenli hastalıklar, doğuştan kol sinir felci, omurga açıklığı (spina bifida), doğuştan kas hastalıkları, travma nedenli merkezi sinir sistemi yaralanmaları, süreğen hastalıklardan kaynaklanan motor gelişim gerilikleri ve doğumsal ortopedik problemler olarak sıralanmaktadır.

Görme Yetersizliği

Görme yetersizliği olan bireyler kör ya da az gören olarak iki sınıfta değerlendirilmektedir. Özel eğitim hizmetleri yönetmeliğinde ise görme yetersizliği olan birey, “görme gücünün kısmen ya da tamamen kaybından dolayı özel eğitim ve destek eğitim hizmetine ihtiyacı olan birey” olarak açıklanmıştır. Görme yetersizliği, doğum öncesi veya sonrası nedenlerle gözün ya da beyindeki görme merkezinin işlevini yerine getirememesiyle oluşan bir yetersizlik türüdür. Görme yetersizliğinin nedenleri üç grupta değerlendirilmektedir. Birincisi doğum öncesi ya da hemen sonrasında meydana gelen veya gelişimin herhangi bir noktasında kaza ya da zedelenme sonucunda oluşan gözün yapısında meydana gelen yetersizliktir. İkincisi göz küresinin yanlış boyutlarda oluşmasıyla meydana gelen kırılma kusurları; üçüncüsü ise beyindeki görme merkezinin çalışmaması sonucu beyne ulaşan uyaranların olması gerektiği gibi algılanmamasıyla oluşan kortikal görme yetersizliğidir.

İşitme Yetersizliği

İşitme sürecinin herhangi bir yerinde meydana gelen sorunlar nedeniyle oluşan işitme kaybının görüldüğü bir yetersizlik türüdür. Özel eğitim hizmetleri yönetmeliğinde işitme yetersizliği olan birey “işitme duyarlılığının kısmen veya tamamen kaybından dolayı konuşmayı edinmede, dili kullanma ve iletişimde yaşadığı güçlükler nedeniyle özel eğitim ve destek eğitim hizmetine ihtiyacı olan birey” olarak ifade edilmiştir. İşitme yetersizliği büyük oranda genetik nedenlerden kaynaklanırken virüs, bakteri, toksinler gibi doğum öncesi nedenler ya da bebeklik ya da çocuklukta geçirilen enfeksiyonlar ve darbe gibi doğum sonrası nedenler de etkili olabilmektedir.

Süreğen Hastalıklar

Bireyin devamlı yaşadığı sağlık sorunlarına bağlı olarak sürekli bazı bakım ve tedavi hizmetlerine gereksinim duyduğu durumlardır. Özel eğitim hizmetleri yönetmeliğinde süreğen hastalığı olan birey “sürekli ya da uzun süreli bakım ve tedavi gerektiren hastalığı nedeniyle özel eğitim ve destek eğitim hizmetine ihtiyacı olan birey” olarak ifade edilmiştir. Diyabet (şeker hastalığı) ya da guatr gibi metabolik hastalıklar; süreğen kas iskelet sistemi hastalıkları, epilepsi (sara) gibi süreğen nörolojik hastalıklar; süreğen kalp hastalıkları, hipertansiyon (yüksek tansiyon), süreğen onkolojik hastalıklar (kanserler); astım gibi süreğen solunum hastalıkları ve sarılık ve AIDS gibi diğer süreğen hastalıkları kapsamaktadır.

Çoklu Yetersizlik

Bireyin birden fazla yetersizlik türüne sahip olması ve bu yetersizliklerin bireyi neredeyse eşit oranda etkilemesi durumudur. Çoklu yetersizliği olan bireylerin öğrenme, motor gelişim, sağlık ve bakım, duyusal yetersizlikler ve iletişim alanlarında özel gereksinimlerinin olduğundan söz edilebilir.

Erişilebilirlik

Erişilebilirlik, herhangi bir ürün, hizmet, teknoloji ya da ortamın herkes tarafından ulaşılabilir ve kullanılabilir olması anlamına gelmektedir. Erişilebilirlik tedbirlerinin alınması gereken alanlara örnek olarak kaldırımlar, yaya geçitleri, parklar, çocuk oyun alanları, kamunun hizmet verdiği ve kamu kullanımına açık tüm binalar ve ulaşım hizmetleri olarak sayılabilir.

Türkiye’de 5378 sayılı Engelliler Hakkında Kanun ile kamu kurum ve kuruluşlarına ait mevcut resmî yapılar, mevcut tüm yol, kaldırım, yaya geçidi, açık ve yeşil alanlar, spor alanları ve benzeri sosyal ve kültürel alt yapı alanları ile gerçek ve tüzel kişiler tarafından yapılmış ve umuma açık hizmet veren her türlü yapı ve ulaşım hizmetlerinde özel gereksinimli bireylerin erişilebilirliğinin sağlanması yükümlülüğü bildirilmiştir.

Erişilebilirliğin yasal düzenlemelerle güvence altına alınması, izlenmesi ve denetlenmesinin yanı sıra bu konuya ilişkin toplumsal duyarlığın ve bilincin önemini de vurgulamak gerekir.

Türkiye’de erişilebilirliğin sağlanmasına yönelik standartlar:

  • Bina ve açık alanlara erişilebilirlik (konut, iş ve alışveriş merkezleri, eğitim, sağlık vb binalar; kent, şehir, bölge vb. ölçekteki açık alanlar)
  • Ulaşımda erişilebilirlik (Demiryolları, metro, otobüs işletmeleri, hava yolları, toplu taşıma araçları vb.)
  • Hizmetlere erişilebilirlik (Eğitime, sağlık uygulamalarına, istihdama, adalete, kültürel yaşama, dinlenme, boş zaman aktivitelerine, spor faaliyetlerine, siyasal ve toplumsal yaşama)
  • Bilgi ve bilişim teknolojilerine erişilebilirlik (Kamu web sitelerine, internet teknolojilerine, sanal kütüphanelere erişim)

Kitabınızda verilen Tablo 1.1’de Türkiye’de Erişilebilirliğin Sağlanmasına Yönelik Standartlar (Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, 2017) ve Tablo 1.2’de Ts 9111’e Göre Uygun Tahliye İçin Binaların Sahip Olması Gereken Özellikler ile ilgili ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz.

Acil Durum ve Afet Hâllerinde Erişilebilirlik

Erişilebilirlik başlığı altında belirtilen standartların sağlanması yasal bir yükümlülüktür. Acil durum ve afet hâllerinde, bu erişilebilirlik standartlarından bazıları daha büyük öneme sahip olmaktadır. TSE standartlarına ilişkin kılavuzlardan yola çıkılarak, bu gerekliliklerden bazıları şöyledir:

  • Açık/kapalı otoparkların giriş/çıkış alanlarında araç trafiğini aksatmayacağı ve görülebilir yerlere özürlülerin de algılayacağı şehir, mahal, acil durum gibi bilgi panoları yerleştirilmelidir.
  • Acil durumların kavranması için duyulabilir alarm işaretleri sağlanmalıdır.
  • Asansörde tehlike alarmı (acil durum sinyali) olmalıdır. Tehlike alarmı sadece ses ile sınırlı olmamalı, acil durumlarda kullanılmak üzere hem görsel hem de kabartma yazı ile hazırlanmalıdır.
  • Acil durumlarda rahat hareket olanağı için kapı, trabzan ve işaretlerde kontrast renkler sağlanmalıdır.
  • Acil durum sesini duyamama durumu için yanıp sönen ışıklı işaretler sağlanmalıdır.
  • Acil durumlarda kullanmak için algılanabilir ve belirgin yangın tahliye yolları oluşturulmalıdır.
  • Acil durumlar için de kullanılabilen ferah asansörler sağlanmalıdır.
  • Kullanımı rahat, acil durumlarda tahliye/ kurtarmaya yardımcı olan ve kolaylık sağlayan güvenli merdivenler sağlanmalıdır.
  • Acil durum planı için tasarım, örneğin; basamaksız ve engelsiz, yangına karşı güvenli asansörler, iyi işaretleme, aydınlatma, görsel zıtlık, iyi yangın güvenliği, koruma ve tahliye, ulaşılabilir tahliye güzergahları oluşturulmalıdır.
  • Kurtarma yardım alanı için görülebilir işaretleme gereksinimi bulunmaktadır. Kurtarma yardım alanına erişimi gösteren yanıp sönen bir elektrik butonu kadar basit bir önlemle işaretleme sağlanabilir.
  • Kamu kullanımına açık engelli tuvaletlerinde acil durum çağrı aparatı, klozetten ve yere düşüldüğünde yetişilebilecek şekilde, iple çekilerek çalıştırılabilir özellikte olmalıdır.
  • Acil durum ihbar sistemleri işitilebilir, görülebilir, hissedilebilir ve yardımcı alarmları kapsamalıdır.
  • Uyuyanların veya işitme engellilerin bulunduğu yerlerde acil durumlarda harekete geçecek görülebilir alarmlar yerleştirilmelidir.
  • Titreşimli alarmlar engelliler ve yaşlıların dikkatini çekecek ve uyaracak derecede mekanik bir enerjinin vücuda iletilmesi şeklinde olmalıdır.
  • Yardımcı alarmlar, yürünen yüzeylerde, duvarlarda, kapı ve pencerelerde yer alabilir.

Özel Gereksinimli Olma Nedenleri

Doğum Öncesi Etkenler

Doğum öncesi etkenlerden bazıları anne yaşı, annenin kullanmış olduğu ilaçlar, annenin geçirdiği hastalıklar, sigara, alkol ve radyasyon gibi etkenler, annenin geçirdiği gıda zehirlenmeleri olarak sayılabilir. Yapısal ve genetik bozukluklar, annenin maruz kaldığı ilaçlar ve kimyasallar, vitamin eksikliği, annenin şeker ya da epilepsi gibi kronik hastalıklara sahip olması da bu nedenler arasındadır.

Doğum Anı Etkenler

Bebeğin doğum anında fazla basınca maruz kalması, doğum kanalının enfeksiyonları, erken ya da geç doğum, doğum anında çocuğa frengi, verem ya da çeşitli mikroorganizmaların bulaşması, kordon komplikasyonları, travma, doğum sırasında bebeğin yeterli oksijen almaması ve doğumun olumsuz koşullarda gerçekleşmesi ve bebeğin düşük ağırlık ile doğması bu etkenlere örnek olarak verilebilir.

Doğum Sonrası Etkenler

Doğumdan sonra çocuğun yetersiz ve dengesiz beslenmesi, geçirdiği ateşli hastalıklar, sağlıksız koşullarda yetişmesi, çevresinde bulunan bireylerle etkileşimin azlığı, gerekli sağlık kontrollerinin yapılmaması, aşılarının düzenli yaptırılmaması, zehirlenmeler ile ihmal ve istismar bu etkenler arasındadır.

Özel Gereksinimli Bireyler için Sağlanan Hizmetler

Özel Gereksinimli Bireyler İçin Sağlanan Eğitim Hizmetleri

Bu hizmetler, erken çocuklukta özel eğitim hizmetleri, okul çağındaki özel gereksinimli çocuklara sunulan eğitim hizmetleri ve yetişkin özel gereksinimli bireylere yönelik sunulan eğitim hizmetleri olmak üzere üç grupta incelenebilir.

Erken çocuklukta özel eğitim hizmetleri 0-6 yaş grubundaki çocuklara eve dayalı, okula dayalı ya da eve ve okula dayalı programlarla sunulmaktadır.

Okul çağındaki özel gereksinimli çocuklara üç farklı türde eğitim uygulaması sunulmaktadır. Bunlardan ilki, çocukların genel eğitim sınıflarında normal gelişim gösteren akranlarıyla birlikte eğitim alması, ikincisi özel gereksinimli öğrencilerin genel eğitim okulları bünyesinde özel eğitim sınıflarında eğitim alması ve üçüncüsü ise özel gereksinimli öğrencilerin özel eğitim okullarında eğitim almalarıdır.

Ülkemizde, özel eğitim okullarından mezun olan özel gereksinimli yetişkinlerin iş edinmesi ve bağımsız yaşamasını sağlamak amacıyla Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, belediyeler ve STK’lar tarafından çeşitli projeler yoluyla yürütülen iş atölyeleri (örn., ahşap işletmeciliği, oyuncak imalatı, galoş yapımı, santral operatörlüğü, çiçekçilik vb.) bulunmaktadır.

En az sınırlandırılmış eğitim ortamı: Özel eğitim gereksinimi olan bireyin; tüm gelişim alanlarını desteklemek üzere destek eğitim hizmetlerinin de verildiği ve mümkün olduğunca yetersizliği olmayan akranlarıyla bir arada olmasını sağlayan en uygun eğitim ortamıdır. Bir başka deyişle, en az sınırlandırıcı eğitim ortamı, bireyin eğitim gereksinimlerinin en iyi biçimde karşılandığı ve akranlarıyla mümkün olan en üst düzeyde bir arada olabildiği ortamdır.

Özel Gereksinimli Bireylere Sunulan Bakım Hizmetleri

Ülkemizde özel gereksinimli bireylere sunulan bakım hizmetleri, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı (ASPB) Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğünün sorumluluğunda sunulmaktadır.

Özel gereksinimli bireylere sunulan bakım hizmetleri, kişisel bakım hizmetleri ve psikososyal destek hizmetleri olarak ikiye ayrılmaktadır. Kişisel bakım hizmetleri; banyo yaptırılması, tuvalet ihtiyacını gidermede yardım edilmesi ve gerektiğinde temizliğinin yapılması, tırnaklarının kesilmesi, saçlarının taranması, dişlerinin temizlenmesi, yeme içme ihtiyacının karşılanması, el, yüz ve ayak temizliği, traşın yapılması, elbiselerin giydirilmesi ve çıkarılması, çamaşırların yıkanması ve tehlikelere karşı korunma olarak örneklendirilebilir. Psikososyal destek hizmetler ise özel gereksinimli bireyin durumu hakkında bilgilendirilmesine ve gelişim alanlarının desteklenmesine yönelik hizmetler; özel gereksinimli birey ve ailesinin sosyal hakları kullanmasına yönelik hizmetler; özel gereksinimli bireyin sosyal, kültürel, sanatsal ve sportif etkinliklere katılabilmesi için refakat hizmetleri ve özel gereksinimli bireyin olumsuz duygulardan arındırılmasına, depresyon ve stres gibi durumların engellenmesine yönelik hizmetler olarak sayılabilir.

Özel gereksinimli bireye evde verilen bakım hizmetleri, bireyin gereksinimlerinin ev ortamında karşılanmasını sağlamayı hedefler ve hekim, hemşire, psikolog, diyetisyen, fizyoterapist, sosyal hizmet uzmanı, ev ekonomisti ve bakım destek elemanı gibi üyelerin yer aldığı bir ekip tarafından yürütülür. Kurumda bakım hizmetleri, bakım ve rehabilitasyon merkezleri, aile danışma ve rehabilitasyon merkezlerinde ve özel bakım merkezlerinde sunulmaktadır.

Özel Gereksinimli Bireyler ve Ailelerine Sunulan Sosyal Hizmetler

Bu hizmetler, özel gereksinimli bireyler ve ailelerini hakları konusunda bilgilendirme, toplum içinde özel gereksinimli bireylere yönelik olumsuz tutumu değiştirme ve özel gereksinimli bireylerin toplumsal ve ekonomik yaşama tam katılımının sağlanmasına yönelik çalışmalar ilgili sosyal hizmetler olarak sayılabilir.

Sosyal hizmetin sunulmasında çalışan ekip içinde sosyal hizmet uzmanı, psikolog, çocuk gelişim uzmanı, doktor, fizyoterapist, hemşire, sağlık memuru ünvanın sahip kişiler yer almalıdır. Ülkemizde özel gereksinimli bireylere yönelik başlıca sosyal hizmet uygulamaları, Aile Danışmanlığı ve Eğitim Hizmetleri, Mesleki Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezleri, Sosyal Rehabilitasyon Hizmetleri, Bakım ve Rehabilitasyon Merkezlerinde sunulmaktadır.


Yukarı Git

Sosyal Medya'da Paylaş

Facebook Twitter Google Pinterest Whatsapp Email