Afet Risk Azaltma Politikaları Dersi 5. Ünite Sorularla Öğrenelim
Afet Uygulamaları Ve Geçmiş Afetlerden Çıkarılan Dersler
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Türkiye’de yaşanan ve merkez üssü Gölcük olan deprem hangi tarihte gerçekleşmiştir?
17 Ağustos 1999 sabahı, yerel saatle 03.02’de gerçekleşen 7,4 büyüklüğünde ve merkez üssü Gölcük olan deprem Türkiye’ de yaşanmış en yıkıcı depremlerden biridir.
Türkiye’de merkez üssü Gölcük olan depremde kaç kişi hayatını kaybetmiştir?
Depremde 17.480 kişi hayatını kaybetmiş, 43.953 kişi yaralanmıştır.
1999 yılında gerçekleşen Marmara depremi neden son yüzyılın en büyük depremlerinden biri olarak gösterilmektedir?
Marmara depremi, Türkiye'nin yakın tarihini derinden etkileyen en önemli olaylardan biridir. Deprem gerek büyüklük, gerek etkilediği alanın genişliği, gerekse sebep olduğu kayıplar açısından son yüzyılın en büyük depremlerinden biridir.
Ülkemizin depremlere hazırlıklı olma noktasında noksanlıklarını ve sorunları görmesi bakımdan dönüm noktası olan deprem hangisidir?
17 Ağustos 1999 tarihinde meydana gelen deprem ülkemizin, afetlere özellikle depremlere hazırlıklı olma noktasında noksanlıklarını ve sorunları görmesi bakımdan bir dönüm noktası olmuştur. Bu afet, gerek kurumsal alanda gerekse bakış açısı bakımından değişimlerin öncüsü olmuştur.
Marmara depremlerinde koordinasyon ve kurumsal alanda karşı karşıya kalınan sorun alanları nelerdir?
Marmara depremlerinde koordinasyon ve kurumsal alanda karşı karşıya kalınan sorun alanlarını şu şekilde özetlemek mümkündür:
- Afet yönetimi alanında dağınık bir yapının bulunması,
- Kurumlar arası iş birliği ve koordinasyonu sağlayacak ve bir arada çalıştıracak sürekli bir yapının olmaması,
- Arama kurtarma alanında görev yapacak yeterli profesyonel birlik ve ekiplerin olmaması (1999) tarihinde sadece üç ilde sivil savunma arama kurtarma birliği bulunmaktaydı.),
- Yapılaşma ve yerleşim yeri planlamaları alanında afet riskleri konusunda yeterli duyarlılığın olmaması,
- Kamu kurumlarının afet yönetimi alanında profesyonel bir yaklaşım içinde olmaması,
- Kurumların afet planları ve icra planlarının olmaması veya güncel hâlde tutulmaması,
- Kurumların planlama ve zarar azaltma yaklaşımından uzak olmaları,
- Planlarda kendilerine görev verilen personelin görevlerinden bilgi sahibi olmaması,
- Afet mevzuatı konusunda yeterli bilgiye sahip olunmaması,
- Sürekli eğitim yapılmaması ve farkındalık oluşturulmaması,
- Tatbikatlar yapılmaması, ortak çalışma yeteneği ve kültürü geliştirilmemesi.
Marmara depreminde arama kurtarma çalışmalarında kimler görev almıştır?
Arama ve kurtarma çalışmaları deprem sonrası hızlı ve etkin müdahalenin çok önemli olduğu gerçeğinden hareketle, arama ve kurtarma faaliyetleri kısa bir sürede başlatılmıştır. Arama kurtarma çalışmalarına Sivil Savunma Arama Kurtarma, Türk Silahlı Kuvvetleri Birlikleri yanında, Maden Tetkik ve Arama, Orman Teşkilatı, maden işçileri, sivil toplum kuruluşları ve gönüllü kişiler ile yurt dışından gelen ekipler görev almıştır.
Marmara depremi sonrası barınma hizmetleriyle hangi bakanlık ilgilenmiştir?
Depremin hemen sonrası geçici barınma amacıyla Kızılay ve diğer kurum ve kuruluşların elindeki mevcut çadır stokları depremzedelere dağıtılmıştır. Gereksinim çok fazla olduğundan gerekli planlamalar yapılmış ve Dışişleri Bakanlığınca ilk etapta 23.258 çadır satın alınmıştır. Toplam 113.924 çadır bölgeye gönderilmiştir. Çadır kentler kurulmuştur.
17 Ağustos depreminde ulaşım hizmetleri nasıl sekteye uğramıştır?
17 Ağustos depreminde Anadolu Otoyolunda büyük bir hasar meydana gelmiş, yapılan çalışmalar sonucunda 19 Ağustos’ta trafiğe açılmıştır. Otoyolun tamamında iyileştirme çalışmaları 18 gün içerisinde tamamlanmıştır.
Marmara depremi sonrası Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından hangi hizmetler verilmiştir?
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından sosyal sigorta hizmetleri bağlamında protez yardımı, kolay emeklilik, Bağ Kur prim borçlarına erteleme, SSK prim borçlarına erteleme ve Kardeş Aile Kampanyası hizmetleri verilmiştir.
Risk yönetimi sisteminin nitelikleri nelerdir?
- Çoklu disiplin anlayışına sahiptir.
- Zarar görebilirlik ve risk odaklı yaklaşıma sahiptir.
- Dinamik olup çoklu ve gelişmiş senaryolar içermektedir.
- Değerlendirme, izleme ve geliştirmeye yöneliktir.
- Geniş değişebilir, paylaşımcı, bölgesel yaklaşım ağırlıklıdır.
- Merkezi yönetimle birlikte yerel yönetimler ve paydaşlara sorumluluk vermektedir.
- Her olaya özel ve esnek yaklaşım imkânı sağlamaktadır.
- Farklı birim ve kurumlarla ortaklaşa hareket edilmesini zorunlu kılmaktadır.
17 Ağustos depreminde Kızılay’ın yardımları neler olmuştur?
Kızılay’ın Yardımları; depremzedelerin yaralarının sarılması için ilk günden itibaren tüm olanaklarını seferber eden Kızılay, afetin büyüklüğünü değerlendirerek uluslararası yardım çağrısında bulunmuş, Uluslararası Kızılay-Kızılhaç Federasyonu ile gıda yardımları ve diğer konularda bir anlaşma yapılmıştır. Ayrıca çadır, yemek, barınma, sağlık hizmeti, burs ile ilgili hizmetler vermiştir. 12 Kasım depreminde de büyük hizmetler vermiş olup Adapazarı’nda ülkemizin en büyük lojistik deposu kurulmuştur.
AFAD’ın kuruluşundan sonra meydana gelen en büyük afet nedir?
23 Ekim 2011 günü meydana gelen Van-Erciş merkezli ve 9 Kasım 2011 tarihli Van-Edremit merkezli depremler; Van ve ilçelerinde çok kuvvetli bir şekilde hissedilmiş olup, bölgenin sahip olduğu sorunlu yapı stoku nedeniyle, yıkıcı hasar yaratmış ve çok sayıda can kaybına yol açmıştır. Bu iki depremde toplam 644 kişi hayatını kaybetmiş, 1.966 kişi yaralanmış, 252 kişi ise enkazdan sağ olarak kurtarılmıştır. Van depremi, AFAD’ın kuruluşundan sonra meydana gelen en büyük afettir.
Van Erciş depreminde Afet bölgesinde afet yönetimi ve yerel koordinasyon hizmetlerinin aksamadan yürütülmesi için bölgeye geçici amirlikleri hangi bakanlık göndermiştir?
Afet bölgesinde afet yönetimi ve yerel koordinasyon hizmetlerinin aksamadan yürütülmesi için, İçişleri Bakanlığından bölgeye ilave mülki amirler geçici olarak görevlendirilmiştir. Ayrıca aynı maksatla çeşitli illerimizden İl Müdürleri ve AFAD Başkanlığından uzmanlar bölgede görevlendirilmiştir.
Van Erciş depreminde afet, fiziksel yıkım ve can kaybının dışında nelere olumsuz etki yapmıştır?
Afet, fiziksel yıkım ve can kaybına neden olduğu gibi ekonomik ve ticari faaliyetlere de olumsuz etki yapmaktadır. Van ve Erciş depremleri de ticari ve ekonomik hayatta durgunluk meydana getirmiş, bu alandaki döngüyü sekteye uğratmıştır. Devlet ve bankacılık sistemi bu durum karşısında vergi kolaylığı, vadesi gelen kredi borçlarının ertelenmesi vb. gibi iş dünyasını destekleyici tedbirler almıştır. Doğal Afet Sigortalar Kurumu (DASK) tarafından sigortalılara destek sağlanmıştır.
Ulusal ve uluslararası afet otoriteleri, Van depremine müdahaleyi nasıl değerlendirmişlerdir?
Ulusal ve uluslararası afet otoriteleri, Van depremine müdahalenin afetler tarihinin en hızlı ve yoğun müdahalesi olarak değerlendirmişlerdir. 5902 sayılı Kanun’la kapatılan kurumlardan deneyimli, bilgi birikimine sahip liyakatli her kademe ve unvandaki personelin AFAD’da görevlendirilmesi bu başarıda önemli bir paya sahiptir.
Erciş’te ve Van merkez’de kurulan konteynerler ile vatandaşlara nasıl yardımcı olunmuştur?
Erciş’te 4, Van merkezde 31 olmak üzere toplam 35 konteyner kent kurulmuş ve afetzedeler buralara yerleştirilmiştir. 2 oda, banyo, mutfak ve tuvaletten oluşan 21m²’lik yaşam konteynerlerinde 175 bin kişi barındırılmıştır. Konteyner kentlerdeki vatandaşların tüm temel ihtiyaçları karşılanmış elektrik ve su gibi temel ihtiyaçları da ücretsiz sunulmuştur. Van merkezde kurulan konteyner kentlere Van Valiliğince battaniye, yatak, gıda kolisi ve mutfak seti dağıtımı yapılmıştır.
Van-Erciş depreminde karşılaşılan sosyal, ekonomik ve güvenlik sorunları nelerdir?
- Yoğun nüfus hareketleri sosyal problemlere yol açmıştır.
- Hırsızlık ve benzeri olaylara rastlanmıştır.
- Ekonomi, istihdam ve ticaret alanında sıkıntılar yaşanmıştır.
- Göç nedeniyle esnafın müşteri kaybı olmuştur.
- Nadiren de olsa yağmalama olayları meydana gelmiştir. Bazı depremzedeler kötü niyetli kişilerce devlet aleyhine kışkırtılmıştır.
7126 Sayılı Sivil Savunma Kanunu’na göre olağanüstü yetkileri kimler kullanacaktır?
7126 Sayılı Sivil Savunma Kanunu’na göre olağanüstü yetkileri kullanacak kamu otorite ve mercileri, Bakanlar Kurulu, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı, Vali ve Kaymakamlardır.
7126 sayılı Sivil Savunma Kanunu ile hangi tedbir ve faaliyetlere yön verilmiştir?
9/6/1958 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7126 sayılı Sivil Savunma Kanunu ile düşman taarruzlarına, tabii afetlere ve büyük yangınlara karşı halkın can ve mal kaybının asgari hadde indirilmesi, hayati ehemmiyeti haiz her türlü resmi ve hususi tesis ve teşekküllerin korunması ve faaliyetlerinin idamesi için acil tamir ve ıslahı, savunma gayretlerinin sivil halk tarafından azami surette desteklenmesi ve cephe gerisi maneviyatının muhafazası maksadıyla alınacak her türlü silahsız koruyucu ve kurtarıcı tedbir ve faaliyetlere yön verilmiştir.
Ülkemizde kriz yönetimine ilişkin yürütülen çalışmalarda hangi yönetmelik uygulamaya konulmamıştır?
Kriz, gerginlik ve buhran kelimeleri muhtelif dokümanlarda aynı anlamda kullanılmıştır. Ülkemizde kriz yönetimine ilişkin yürütülen çalışmalara baktığımızda 1990’lı yılların başında “Buhran
Başbakanlık Kriz Yönetim Merkezi Yönetmeliği’nin yürürlükten kaldırılmasıyla nasıl boşluklar ortaya çıkmıştır?
Başbakanlık Kriz Yönetim Merkezi Yönetmeliği’nin yürürlükten kaldırılmasıyla; terör olayları, yaygın şiddet hareketleri, ağır ekonomik bunalımlar, siber saldırılar, enerji arz güvenliği, milli güvenliğimiz ile hak ve menfaatlerimizi tehdit eden yurt dışı kaynaklı gelişmeler, deniz/çevre kirliliği, deniz güvenliği gibi konularda teşkilat, yönetim ve koordinasyon açısından boşluk ortaya çıkmıştır.
İllerde teşkil edilecek olan İzleme, Değerlendirme ve Koordinasyon Kurulu kimlerden oluşmaktadır?
İllerde teşkil edilecek olan İzleme, Değerlendirme ve Koordinasyon Kurulu, vali veya yetkilendireceği vali yardımcısının başkanlığında, il jandarma komutanı, il emniyet müdürü, sahil güvenlik bölge/ grup komutanı, il göç idaresi müdürü, il nüfus ve vatandaşlık müdürü ile valinin uygun görmesi hâlinde garnizon komutanlığı temsilcisi, il idare şube başkanları, belediye temsilcileri, özel sektör ve sivil toplum temsilcilerinden oluşturulmaktadır.
İl ve ilçe GAMER’lerin denetlenmesi nasıl sağlanmaktadır?
İl ve ilçe GAMER’lerin valilik ve kaymakamlık genel iş yürütümü teftişi kapsamında mülkiye müfettişlerince denetlenmesi sağlanacaktır.