Afet Yönetimi 2 Dersi 8. Ünite Sorularla Öğrenelim
Türkiye’De Afet Yönetimi Politikaları
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Maruziyet-maruz kalma veya savunmasızlık nedir?
Maruziyet-maruz kalma veya savunmasızlık, genellikle nüfus, yapılar, altyapı bileşenleri, çevre alanlarının deprem, siklon, kuraklık ve su baskınları gibi bir ya da birden çok tehlikenin etkisine karşı maruz kalma durumudur. Afet Terimleri Sözlüğünde de belirtildiği gibi afet bölgelerinde ve riskli üretim alanlarında yer alan insanların, yapıların ve sistemlerin, potansiyel kayıp tehdidi altında bulunması durumudur.
Afet yönetimi nedir?
Afet yönetimi deprem, sel, kasırga vb. doğa ve insan kaynaklı afetler sonrasındaki kurtarma çalışmalarının; daha uzun süreçte ise toplumsal yaşamın iyileştirme ve yeniden yapılandırma çalışmalarının yönetilmesidir.
Afet yönetiminin kapsamı nedir?
Afet yönetimi, afet öncesi dönemde afet tehlikesi bulunan bölgelerde muhtemel bir afete karşı hazırlık stratejilerinin geliştirilmesi ve uygulanması çalışmaları ve afet etkilerinin önlenmesi veya azaltılması amacıyla gerçekleştirilecek olan risk azaltma çalışmaları ile ilgili uzun vadeli ve geniş kapsamlı politikaların geliştirilmesi ve uygulamaya konulması çalışmalarının yönetilmesini de kapsamaktadır.
Afet yönetim sistemi hangi bileşenleri entegre etmelidir?
Mali açıdan sürdürülebilirliği de içeren bir afet yönetim sistemi aşağıdaki bileşenleri entegre etmelidir:
• Stratejiler
• Politikalar
• Kurumlar
• Aktörler
Türkiye’nin afet riskleri nelerdir?
Türkiye’nin afet riskleri depremler, kuraklıklar, şiddetli yağış ve seller, heyelanlar, kaya düşmeleri, orman yangınları, sanayi kazaları ve yangınlar, rüzgâr ve kar fırtınaları, çığlar, sıcak hava dalgası, sis, ulaşım kazaları ve terör saldırılarından oluşmaktadır.
Türkiye’de afet riskini arttıran en önemli faktör nedir?
Nüfusun büyük kısmının ve ekonomik yatırımların, Türkiye’nin 1. ve 2. Derecede deprem bölgelerinde yer aldığı gerçeği afet risklerini de artırmaktadır.
Cumhuriyet öncesi dönemde Osmanlı İmparatorluğu’nda afet olayları bilgilerinin kaynakları nelerdir?
Cumhuriyet öncesi döneme ait kaynaklara bakıldığında Osmanlı İmparatorluğu’nda afetlerin, özellikle depremselliğin incelenmesinde batılı kaynakların temel oluşturduğu görülmektedir. Osmanlı kaynaklarını resmi kaynaklar, kadı mahkemeleri kayıtları, Konsolosluk raporları, göçmen ve seyyahların notları ve yararlandıkları kaynaklar oluşturmaktadır. Özellikle coğrafya dergileri birçok bilgi sağlamıştır.
Osmanlı döneminde deprem ve diğer afetlerle ilgili genellikle hangi bilgiler kayıt altına alınmıştır?
Gerek Osmanlı gerekse Venedik kaynaklarında, önemli afet olaylarından sonra kriz yönetimi bağlamında maddi kayıplar dışında çok fazla bilgi yer almamakta olup afetlerin sonuçlarına çok az değinilmiştir. Kayıt altına alınan bilgiler, şoktan etkilenen yapıların onarımı ya da yeniden inşasının tam maliyetini değerlendirmek, onarımları yürütmekte izlenecek idari yolu belirlemek ve tahsis edilen paranın planlandığı gibi harcanmasını sağlamaktır. Afet kayıpları-ölü ve yaralı sayılarının nadiren verildiği tespit edilmiştir.
1509 depremi sonrasında afet yönetimi politikasında ne tür değişimler olmuştur?
1509 Depremi sonrasında afet yönetimi kapsamında uygulanan politikalarda değişim gözlemlenmiş, kâgir yapılar yasaklanarak saray, konak ve evlerin depreme dayanıklı olması için ahşaptan yapılması zorunluluğu getirilmiştir.
1509 depreminden sonra zorunlu tutulan ahşap binalar daha sonra neden yasaklanmıştır?
Bu dönemde en fazla hasar gören taş-kâgir yapılar yasaklanarak ahşap binalar zorunlu yapı sistemi olarak benimsenmiş, ancak daha sonra yaşanan yangınlarla tekrar taş binalara geçiş yapılarak ahşap binalar yasaklanmıştır.
Osmanlı döneminde sel baskınlarına karşı alınan önlemler nelerdir?
Özellikle sel afetlerinin yoğun olarak görüldüğü küçük yerleşim birimlerinin daha az riskli arazilere nakledildiği, şehir içinden geçen akarsuların ıslah edildiği yerel halktan gelen talepler doğrultusunda uygulandığı görülmüştür.
Osmanlı döneminde afet yönetimi politikaları olarak değerlendirilebilecek imar talimatnameleri nelerdir?
İmparatorluk döneminde afetlere ilişkin uygulanan politikalar bağlamında değerlendirilebilecek ilk imar talimatnamesi niteliğinde olan bir ilmühaber 1839 yılında yayınlanmıştır. Bunu 1848 yılında sadece İstanbul için çıkarılan Ebniye (Bina) Nizamnamesi, sonrasında 1864 yılında tüm imparatorlukta yürürlüğe giren Ebniye ve Turuk Nizamnamesi izlemiştir. 1882 yılında yürürlüğe giren Ebniye Kanunu ile belediye teşkilatı olan yerlerde binalarla birlikte alt yapı ve yolların düzenlenmesi de belirli kurallara bağlanmıştır.
Cumhuriyet sonrası afet politikalarının dönemsel izdüşümü nasıl sınıflandırılabilir?
Cumhuriyet sonrası afet politikalarının dönemsel izdüşümü;
1. 1944 yılı öncesi dönem,
2. 1944–1958 yılları arası dönem,
3. 1958-1999 yılları arası dönem,
4. 1999-2009 yılları arası dönem (Uyanış Dönemi),
5. 2009-2012 yılları arası dönem,
6. 2012 yılı sonrası dönem’den oluşmaktadır.
1944 yılı öncesi dönemde izlenen afet politikalarının genel karakteristikleri nelerdir?
• İmar, konut ve sanayileşme politikaları ile uyumlu bir afet politikası geliştirilmemiştir. Afet risklerinin azaltılmasına yönelik uygulamalar yetersizdir.
• Afet risklerinin ve zararlarının azaltılmasına yönelik sektörel ve alansal çalışmalar yeterli değildir.
• Bütüncül afet yönetimini içeren afet zararlarını azaltma, afete hazırlık, kurtarma ve yeniden inşa faaliyetlerine dönük etkin strateji ve politikalar üretilmemiştir.
1944 ve 1958 yılları arası dönemde uygulanan afet yönetimi politikalarının kapsamı nedir?
1944 ve 1958 yılları arası dönemde uygulanan afet yönetimi politikaları, genel anlamda kısmen zarar azaltıcı önlemleri içermektedir. Özellikle Türkiye’de yaşanan büyük depremler sonrasında, zarar azaltma ve hazırlıklı olma amacıyla yapılan bazı yasal düzenlemelerle önemli gelişmeler kaydedilmiştir.
1958-1999 Yılları arası dönemde afet yönetimi uygulamalarında görülen gelişmeler nelerdir?
Bu dönemde 7126 sayılı Sivil Savunma Kanunu’nun kabul edilmesi yeni bir politika anlayışının göstergesi olmuştur. Kanun kapsamında doğal afetler sırasında yapılması gereken arama-kurtarma ve ilkyardım çalışmalarının da dahil edilmesi önemli bir boşluğu doldurmuştur. Daha önceki dönemlerde uygulanan afet türü ve/veya olay, konum odaklı politika anlayışının tersine artık daha genel mevzuat düzenlemeleri yapılmıştır.
Habitat II Deklarasyonunda dikkat çekilmesi gerektiği vurgulanan koşullar nelerdir?
Habitat II Deklarasyonunda; insan yerleşimleri içinde yaşam kalitesinin iyileştirilmesi için, özellikle gelişmekte olan ülkelerde, artık kriz ölçüsüne ulaşan durumlarla mücadele edilmesi; özellikle sanayileşmiş ülkelerde:
• Doğal kaynakların üzerindeki baskılara;
• Göç olgusuna;
• Sürdürülemez nüfus değişmelerine;
• Evsizliğe;
• Artan fakirliğe;
• İşsizliğe;
• Sosyal dışlanmaya;
• Aile dağılmalarına;
• Yetersiz kaynaklara;
• Temel altyapı ve hizmetlerin eksikliğine;
• Planlama eksikliğine;
• Artan güvensizlik ve şiddete;
• Çevresel bozulmaya ve
• Afetlerden giderek daha fazla etkilenen yerleşim alanlarına dikkat çekilmesi gerektiği vurgulanmıştır.
Deprem afeti bakımından Türkiye için Uyanış Dönemi hangi olayla başlamaktadır?
1999-2009 yılları arası dönem afet politikaları bağlamında 1995 yılında yaşanan Kobe Depremi nasıl Japonya için bir uyanış dönemi olarak adlandırılıyorsa 1999 Kocaeli ve Düzce Depremleri de Türkiye için uyanış dönemidir.
Ulusal Deprem Konseyi tarafından 2002 yılında hazırlanan Ulusal Deprem Stratejisi Raporu’nda ele alınan konular nelerdir?
Ulusal Deprem Konseyi tarafından 2002 yılında hazırlanan Ulusal Deprem Stratejisi Raporu’nda deprem zararlarının azaltılması, depremle ilgili araştırma konularının ve stratejik yaklaşımın ne olması gerektiği ve yerbilimleri, inşaat bilimleri, sosyal bilimler alanlarında öncelikler, araştırma ana ve alt başlıkları, uygulama yöntemleri belirlenerek bu alanda izlenmesi gereken yol haritası çizilmiştir.
1999-2009 yılları arası dönemin uyanış dönemi olarak adlandırılmasının nedeni nedir?
Bu dönemin uyanış dönemi olarak adlandırılmasının sebebi Marmara ve Düzce depremleri sonrasında afetin yaralarını sarma, yeniden yapılanma ve iyileştirme politikaları bağlamında çok kısa bir süre içinde 38 kanun ve kanun hükmünde kararname, 6 yönetmelik, 17 tebliğ ve 9 genelge çıkartılmış olmasıdır.
İmar planlarına yön veren girdiler nelerdir?
İmar planlarına ekonomik ve sosyal veriler kadar yön veren bir girdi de doğal çevredir. Doğal çevre depremsellik, zemin özellikleri, morfoloji, erozyon, yer altı suyu, sağlık riskleri yaratan kayaç mineral özellikleri vb. faktörleri açısından geniş bir yelpazede jeoloji mühendisliği araştırma ve uygulama alanında kalmaktadır.
2004-2005 yıllarında çıkarılan yerel yönetim kanunlarına göre, afetlerle ilgili Büyükşehir belediyelerinin görevleri nelerdir?
2004 yılında çıkarılan 5216 Sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nda da büyükşehir belediyelerine il düzeyinde yapılan plânlara uygun olarak, doğal afetlerle ilgili plânlamaları ve diğer hazırlıkları büyükşehir ölçeğinde yapma yükümlülüğü getirilmiştir. Büyükşehir belediyeleri gerekli durumlarda diğer afet bölgelerine araç, gereç ve malzeme desteği vermek; gerek özel sektör gerekse kamu kuruluşlarını afetlere karşı alınacak önlemler yönünden denetlemekle görevlendirilmiştir. Afet riski taşıyan veya can ve mal güvenliği açısından tehlike oluşturan binaları insandan tahliye etme ve yıkma yetkisi de büyükşehir belediyelerine verilmiştir.
2005 yılında kabul edilen ‘İl Özel İdaresi Kanunu’na göre belediye sınırları dışında acil yardım ve kurtarma hizmetlerini yapma görevi hangi kuruma verilmiştir?
2005 yılında kabul edilen 5302 sayılı ‘İl Özel İdaresi Kanunu’ ile acil yardım ve kurtarma hizmetlerini belediye sınırları dışında yapmakla idareler (İl Özel İdaresi) görevlendirilmiştir.
‘İl Özel İdaresi’nin belediye sınırları dışında acil yardım ve kurtarma hizmetleri ile ilgili görevleri nelerdir?
İl Özel İdaresi (İÖİ) tarafından yangın, sanayi kazaları, deprem ve diğer doğal afetlerden korunmak veya bunların zararlarını azaltmak amacıyla afet ve acil durum plânlarının yapılması ve diğer il ölçeğindeki acil durum planlarıyla koordinasyonun sağlanması ve ilgili kurumlarla işbirliği yapılması da hükme bağlanmıştır. Bunun yanı sıra kendi il sınırları dışında olan afetlere İÖİ destek sağlamakla da görevlendirilmiştir.
2005 yılında çıkarılan Belediye Kanunu’na göre belediyelerin görev ve sorumlulukları nelerdir?
2005 yılında çıkarılan 5393 sayılı Belediye Kanunu ile itfaiye, acil yardım, kurtarma ve ambulans hizmetlerini yapma veya yaptırma yetkisi belediyeye verilmiştir. İl özel idarelerine benzer olarak belediyelere de yangın, sanayi kazaları, deprem ve diğer doğal afetlerden korunmak veya bunların zararlarını azaltmak amacıyla beldenin özelliklerini de göz önünde bulundurarak afet ve acil durum plânlarını yapma; ekip ve donanımı hazırlama görevleri verilmiştir.
2009-2012 Yılları Arası Dönem-AFAD ve Risk Azaltma Politikaları döneminde afet politikalarına yönelik olarak dikkat çeken değişim ve gelişmeler nelerdir?
Bu dönemde özellikle afet politikalarına yönelik odak noktasında önemli bir değişim yaşanmış, kriz yönetimi ağırlıklı politikalar yerine proaktif – risk azaltma politikalarına doğru bir yönelim yaşanmıştır. Merkezi ve yerel düzeyde afet yönetimi bağlamında görev, yetki ve sorumluluklarda bu yönde bir gelişim göstermiştir. Bütünleşik afet yönetimi bağlamında bireyden başlayarak en üst öl çekte devletin kurumları süreç içinde kendine biçilen sorumlulukları yerine getirmek üzere bir sistem oluşturmaya çalışmıştır.
Afet Sigortaları Kanunu’nun kapsamı nedir?
18/05/2012 tarihinde çıkarılan 6305 sayılı Afet Sigortaları Kanunu ile deprem sonucu meydana gelebilecek maddi zararların karşılanmasına yönelik yaptırılacak zorunlu deprem sigortası ile sigorta şirketlerince teminat verilemeyen veya teminat verilmesinde güçlükler bulunan çeşitli afetler ve riskler sonucu meydana gelebilecek maddi ve bedeni zararların
karşılanabilmesini teminen sunulacak sigorta ve reasürans teminatlarına ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir.
2012 Yılı Sonrası Dönem (Afet Risklerine Yönelik Kentsel Dönüşüm Politikaları)’de afet politikaları ile ilgili gelişmeler nelerdir?
Bu dönem afet politikaları ile kentsel dönüşüm politikalarının bütünleştirilmeye çalışıldığı dönemdir. Özellikle afet risklerinin azaltılmasına odaklanılan bu dönemde niteliksiz ve afetlere dirençli olmayan yapı stoğunun riskli alan ve riskli yapı kararları ile belirlenerek, kentsel dönüşüm yolu ile eritilmesi hedeflenmiştir.
6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’un amacı nedir?
6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun 16.05.2012 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Kanun’un amacı; afet riski altındaki alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde, fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek üzere iyileştirme, tasfiye ve yenilemelere dair usul ve esasları belirlemektir.
Kalkınma planlarında yer alan deprem politikalarının kırsal alanlarla sınırlandırılmasının nedeni nedir?
Türkiye’de afetlerin tarihsel gelişimi incelendiğinde Sucuoğlu’na (1999) göre 1970 yılına kadar yaşanan depremlerin kırsal nitelikte olduğu görülmektedir. Bu yüzden deprem bu dönemler planlarda kırsal bir afet şeklinde algılanmış ve gerek mevzuat gerekse yapısal anlamda yapılan çalışmalar olayın gerçekleştiği yöreye özgü olarak ve kırsal nitelikle sınırlandırılmıştır. Bu açıdan bakıldığında kalkınma planlarına yansıyan politikalarda uygulamaların kırsal alanlarla sınırlandırıldığı görülmektedir.
I. ve II. Beş Yıllık Kalkınma Planları’nda afet politikasının durumu nedir?
Yapılan değerlendirmelere göre I. (1963-1967) ve II. (1968-1972) Beş Yıllık Kalkınma Planları dönemlerinde afetler konusunda yaşanan yıkıcı depremlere ve hayatını kaybeden 4550 vatandaşımıza rağmen planlara yansıyan politikalardan söz etmek mümkün değildir. Ancak konut ve kentleşme politikaları kısmında 1966 yılında çıkarılan Gecekondu Kanunu değerlendirilerek konut sorununun çözümüne yeterli olmadığı ve kendi evini yapana yardım yönteminin afetten yıkılan konutların yeniden yapılması sürecinde uygulandığı ancak beklenen başarıyı sağlamadığı belirtilmiştir.
III. ve IV. Beş Yıllık Kalkınma Planları’nda afet politikasının durumu nedir?
III. ve IV. Beş Yıllık Kalkınma Planları dönemleri incelendiğinde kalkınma dinamiklerinin artık kırsal niteliklerden kentlere doğru bir yönelimin olduğu görülmektedir. Üçüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda (1973-1977) afetlerin yol açtığı sorunlar ve uygulanması gereken politika ve tedbirler konusunda bilgi bulunmamaktadır. Doğal afet sözcüğü sadece konut ihtiyacının tahmininde geçmektedir; Afetlerle ilgili taleplerin ise ancak maddi ihtiyaçlar olduğu durumlarda dikkate alındığı görülmektedir. Sosyal yardım, sosyal refah hizmetleri bölümünde ise afetten etkilenen kişilere yapılacak yardımlar konusunda ilgili kuruluşlar arasında koordinasyonu öngören mevzuatın etkin bir şekilde uygulanmadığı vurgulanmıştır. Planın alınması gereken ilke ve tedbirler kısmında afetler ve kamulaştırmalar ile nüfusun yeniden yerleştirilmesi için mevcut yasaların düzenlenmesi ve risk transferine dikkat çekilecek biçimde devletin yükünü azaltacak sistemin geliştirilmesi önerilmiştir. IV. Beş Yıllık Kalkınma Planı (1979-1983) afet zararlarının, ancak afetler olmadan önce alınacak koruyucu ve önleyici önlemlerle azaltılabileceği ve bunun için de mutlaka yerleşme ve yapılaşmaların denetlenmesi gerektiği gerçeği ilk kez gündeme gelmiş, imar planlarının işlevsizliği, yapı malzemesinin ve teknolojisinin kalitesizliği nedeniyle deprem riski yüksek olan Türkiye’nin can ve mal kayıplarına uğradığı vurgulanmıştır.
V. Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda afet politikasının durumu nedir?
V. Beş Yıllık Kalkınma Planı (1985-1989)’nda afetlerin yol açtığı sorunlar ve uygulanması gereken politika ve tedbirler konusunda genel politikalar belirlenmemekle beraber; konut bölümünde ilke ve politikalarda, afet yönetimi sadece köy özeline indirgenmiş ve I. derecede afete maruz bölgelerde yer alan köylere öncelik verilerek, köy konutlarının ıslahına yönelik eğitim, uygulama ve teşvik faaliyetleri vurgulanmıştır. Çevre sorunlarına yönelik ilke ve politikalarda değişime gidilerek afetlerden ve çevre kirliliklerinden yaşanan sorunların kirliliğin engellenmesiyle değil, kaynakların uluslararası politika olan sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda gelecek nesillerin de yararlanabileceği şekilde korumakullanım dengesinin sağlanması ile çözülebileceği belirtilmiştir. 1984 imar affı kanununun gereklerinin yerine getirilmesi ve gecekondu bölgelerinde altyapı çalışmalarının tamamlanması gerektiği vurgulanmıştır.
VI. Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda afet politikasının durumu nedir?
VI. Beş Yıllık Kalkınma Planı (1990-1994) döneminde ‘Sektörel Gelişme Hedefleri’ ve ‘Ormancılık’ kısmında ormansızlaşma, çoraklaşma, toprak erozyonu ve taşkın gibi afetlerin olumsuz etkilerinin azaltılabilmesi için koruma, ağaçlandırma, gençleştirme, erozyon kontrolü ve mera ıslahı çalışmalarına öncelik verileceği; ormancılık faaliyetlerinde özellikle taşkın afetlerinin önlenmesinde koruma çalışmalarının yapılmasına değinilmiştir. Planda, yapı denetim sisteminin geliştirileceği, inşaatlarda standart dışı malzeme kullanılmasının kesinlikle önleneceği, depreme dayanıklı yapı yapımına uygun olan teknolojilerin tespit edilerek kullanılmasının teşvik edileceği hususları yer almıştır.
VII. Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda afet politikasının durumu nedir?
VII. Beş Yıllık Kalkınma Planında (1996-2000) konut ile ilgili amaçlar, ilkeler ve politikalar kısmında bölgesel gelişmenin sadece ekosistemleri değil, aynı zamanda kültür ve tabiat varlıklarını da koruyan ve sürdürülebilir kalkınma anlayışı ile yerel kaynakları harekete geçirebilen bir bölgesel kalkınma yaklaşımı öngörülmüştür. Risk yönetimi politikaları ile ilgili olarak doğal afet zararlarının azaltılması konusunda tedbirlerin alınması gerektiği belirtilmiştir. Ülke genelinde arazi kullanım ve deprem haritaları hazırlanarak bölgesel ve fiziki planlama çalışmalarına yansıması hedeflenmiştir.
VIII. Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda afet politikasının durumu nedir?
VIII. Beş Yıllık Kalkınma Planı kalkınma planları içerisinde en detaylı imar, kentleşme ve afet politikalarının ele alındığı plandır. Afet risklerinin azaltılması konusunda birçok hedef belirlenmiştir. Afetler olmadan önce alınacak koruyucu ve önleyici önlemlerle, afetlerin azaltılabileceği ve bunun için de mutlaka yerleşme ve yapılaşmaların denetlenmesi gerektiği gerçeği vurgulanmıştır.
VIII. Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda imar ve planlama alanında uygulanan politikalardaki eksiklikler nelerdir?
1999 yılından yaşanan depremlerden alınan derslerin de ışığı altında imar ve planlama alanlarında uygulanan politikalardaki eksiklikler ortaya konmuştur. Buna göre;
• Mühendislik ve inşaat kusurları, denetim yetersizliği ve bilinç eksikliği 1999 yılında yaşanan depremlerde can ve mal kayıplarını oluşturan en büyük nedenlerdendir.
• Kentlerin planlanmasında, başta yerel yönetimlerin yetkisinde olan imar planlarında, yer seçimi ve jeolojik etüdler, zemin mühendisliği konularında altyapı ve üst yapı tasarımı ve yapımında önemli teknik ve yönetsel hatalar yapıldığı, afet risklerinin göz önüne alınmadığı ifade edilmiştir.
• Kentsel rant, seçim kaygıları, gecekondu, ve imar affı yasaları, kentlerimizin plansız ve denetimsiz bir şekilde gelişmesine ve afete dayanıklı olmayan yerleşimlere ve niteliksiz konut stoğunun üretilmesine neden olmuştur.
IX. Kalkınma Planı’nda afet politikasının durumu nedir?
IX. Kalkınma Planı diğer kalkınma planlarından farklı olarak yedi yıllık bir süreç için hazırlanmış ve 20072013 dönemini kapsamaktadır. Plan’da afet politikalarına yönelik yeterince değerlendirme, faaliyet yer almamakta, gelecekteki afet politikalarının nasıl olması gerektiğine yönelik bir çerçeve çizilmemektedir. Genel anlamda diğer kalkınma planlarının aksine çok daha sektörel bazlı ve üst ölçekli kararlardan oluşmaktadır.
X. Kalkınma Planı’nda afet politikasının durumu nedir?
X. Kalkınma Planı (2014-2018), Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından 2 Temmuz 2013 tarihinde kabul edilmiştir. Plan, küresel düzeyde geleceğe dönük risklerin ve belirsizliklerin sürdüğü, değişim ve dönüşümlerin yaşandığı, yeni dengelerin oluştuğu bir ortamda Türkiye’nin kalkınma çabalarını bütüncül bir çerçevede ele alan bir strateji dokümanıdır.
X. Kalkınma planı kapsamında “Afet Yönetiminde Etkinlik Özel İhtisas Komisyonu”nun hazırladığı raporda afet politikalarında mevcut durumla ilgili hangi saptamalar yapılmıştır?
• Afet zararlarını önleme, risk azaltma ve hazırlık çalışmalarına yeterince önem verilmediği;
• Afetler konusunda merkezi ve yerel düzeydeki kuruluşlar arasında görev, yetki ve sorumluluk açısından belirsizliklerin olduğu; aynı görevi yapacak birden fazla kurumun varlığı ve bunlar arasında işbirliği ve koordinasyonun sağlanamaması sebebiyle yetki karmaşaları yaşandığı;
• Denetimsiz yapılaşma ve kentleşmenin yanı sıra, hızlı ve plansız gelişen sanayi süreçleri, kentlerin afetlere karşı yeterince güvenli ve dayanıklı gelişmesine engel olduğu;
• Afet risklerini azaltmaya yönelik yatırımların yetersiz olmasından kaynaklanan afetler ülke genelinde ekonomiyi ve büyüme hedeflerini sekteye uğratarak ekonomik ve sosyal istikrarın bozulmasına neden olduğu vurgulanmıştır.
Afet Yönetiminde Etkinlik Özel İhtisas Komisyonunun hazırladığı raporda belirlenen durumu iyileştirebilmek için belirlenen politikalar nelerdir?
• Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı yeniden yapılandırılması,
• Afetle ilgili mevzuat düzenlemelerinin yapılması,
• Tehlike ve risk haritalarının hazırlanması,
• Ulusal afet yönetimi stratejisi ve eylem planı hazırlanması,
• Afetlere karşı güvenli yapı ve yerleşim yerleri oluşturulması, • Toplumun afetlere karşı bilinçlenmesini sağlamak için eğitim ve bilinçlendirme programlarının yapılması,
• Ülke genelinde afet anında kesilmeyecek, tıkanmayacak, hızlı ve etkin bir “haberleşme ve iletişim sistemi” kurulması,
• Hasar tespit çalışmalarının zamanında yapılması,
• Afet yönetimine sivil toplum kuruluşlarının ve halkın katılımının sağlanması,
• Afet zararlarının azaltılması için yeterli kaynak ayrılması,
• Merkezi ve yerel düzeyde sürdürülebilir bir afet yönetim sisteminin geliştirilmesi,
• Afet zararlarının ve risklerinin azaltılması için kalkınma ile afetler arasında güçlü bir bağ kurulması yönünde politikalar geliştirilmiştir.
X. Kalkınma Planının temel amacı nedir?
X. Kalkınma Planı’nda makroekonomik, sektörel ve mekânsal planlama süreçlerinde afet risk ve zararlarının dikkate alınması; afetlere karşı toplumsal direncin ve bilinç düzeyinin artırılması ve afetlere dayanıklı ve güvenli yerleşimler oluşturulması temel amaç olarak ifade edilmiştir.
X. Kalkınma Planı’nda afet politikaları ile ilgili saptanan politika alanları nelerdir?
• Dayanıksız, yaşam kalitesi düşük ve afet riski yüksek şehir dokularının ortaya çıkmasına, şehirlerin özgün kimliklerinin bozulmasına ve ulaşımın, altyapının ve ortak kullanım alanlarının yetersiz kalmasına neden olduğuna vurgu yapılarak, akıllı uygulamaların afet yönetimi gibi alanlar başta olmak üzere kullanımının yaygınlaştırılması;
• İnsanların yaşam kalitesini artırma, mekânsal gelişme ve şehirleşmenin dengeli oluşması, barınma ihtiyacının yeterli, sağlıklı ve güvenli bir şekilde giderilmesi önerilmiştir.
• Kentsel dönüşüme olan ihtiyaca vurgu yapılarak, sağlıksız yapılaşma, eskiyen ve yıpranan yapı stoğu, afet riskleri, hızlı nüfus artışı, değişen mekân tercihleriyle işlev ve değer kaybeden alanların oluşması, üretim ve hizmet alanlarının sıkışması gibi faktörlerin şehirlerde yapıların ve alanların dönüşüm ihtiyacını artırmıştır
“Bütünleşik Kentsel Gelişme Stratejisi ve Eylem PlanıKENTGES (2010-2023)” ile “Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planları-UDSEP (2012-2023)” nın hedefleri nelerdir?
Her iki eylem planında da;
• Tehlike ve risk analizlerinin yapılması;
• Tahliye yollarının belirlenmesi,
• Toplanma alanlarının oluşturulması,
• Acil durum haberleşme altyapısının güçlendirilmesi,
• Bina envanterlerinin çıkarılması, hedefleri yer almaktadır.
“KENTGES - Bütünleşik Kentsel Gelişme Stratejisi ve Eylem Planı”nın afet politikaları bağlamında öngörüleri nelerdir?
Afet politikaları bağlamında KENTGES; kentleşme ve imar süreçlerinin diğer sektörlerle bağlantısını kurarken afetlere hazırlıklı olma anlayışı ile hareket edilmesini öngörür. Plan’da ulaşım, altyapı, konut ve arsa sunumu, afetlere hazırlık, koruma, iklim değişikliği, yaşam kalitesi, sosyal politikalar ve katılım konularında merkezi ve yerel yönetimler tarafından yapılacak iş ve işlemler ortaya konmuştur.
“Afet ve Yerleşme Risklerini Azaltmak Hedefi”nin stratejileri nelerdir?
1. AFAD’ın sorumluluğunda afet yönetim sisteminin bütüncül ve etkin bir hale getirilmesi için mevzuat düzenlemelerinin gerçekleştirilmesi ve afetlerle ilgili mevzuatın son yıllarda önem kazanmaya başlayan risk yönetimi çerçevesinde yeniden ele alınması,
2. Afet tehlikeleri ve risklerinin tespit edilerek risk azaltmaya yönelik süreçlerin etkinleştirilmesi; AFAD’ın sorumluluğunda bütünleşik afet tehlikelerinin belirlenmesine yönelik mevzuat düzenlemelerinin yapılması; Mikro bölgeleme ile ilgili mevzuatın hazırlanması,
3. Şehircilik ve planlama mevzuatının, afet ve yerleşme risklerinin azaltılmasını sağlamak üzere, tehlike ve risk analizi ile sakınım planlamasını kapsayacak şekilde düzenlenmesi; risk sakınım planlamasıyla ilgili yasal düzenlemelerin yapılması; risk türlerinin belirlenmesi amacıyla bilgi paylaşımında standart oluşturulması ve başta kamu binaları olmak üzere mevcut yapı stokuna ilişkin envanter çalışmalarının gerçekleştirilmesi;
4. Doğal afet sigorta sisteminin tüm afet türlerini kapsayacak şekilde geliştirilmesi bu amaçla Doğal Afet Sigortaları Kanunu hazırlanması,
5. Afetlere etkin müdahale için acil durum haberleşme altyapısını güçlendirerek, tahliye koridorları, toplanma, geçici barınma, afet destek merkezleri ve acil durum tesisleri gibi tesislerin gerçekleştirilmesi; afet sonrasında veya acil durumlarda hem merkezi düzeydeki hem yerel düzeydeki kurumlar arasında hızlı ve güvenli haberleşmenin sağlanabilmesi için altyapının geliştirilmesi; mekânsal planlamalarda acil durumda kullanılacak alan ve yapılar, ulaşım, sağlık hizmetleri, geçici barınma ve lojistik gibi fonksiyonların bir bütün olarak dikkate alınması gerekmektedir.
“Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı 2012-2023” (UDSEP 2023)’in hedef, strateji ve eylemleri nelerdir?
UDSEP’in hedef, strateji ve eylemleri üç ana eksende gruplandırılmıştır:
• Eksen A: Depremleri öğrenmek,
• Eksen B: Deprem güvenli yerleşme ve yapılaşma,
• Eksen C: Depremlerin etkileriyle baş edebilmek.
“Afet Müdahale Planı (TAMP)’nın belirlenen hedefleri nelerdir?
• Hayat kurtarmak,
• Kesintiye uğrayan hayatı ve faaliyetleri en kısa sürede normale döndürmek,
• Müdahale çalışmalarını hızlı ve planlı bir şekilde gerçekleştirmek,
• Halk sağlığını korumak ve sürdürmek,
• Mülkiyet, çevre ve kültürel mirası korumak,
• Ekonomik ve sosyal kayıpları azaltmak,
• İkincil afetleri önlemek ya da etkilerini azaltmak
• Kaynakların etkin kullanımını sağlamaktır.
Türkiye İklim Değişikliği Eylem Planı’nda yer alan iklim değişikliği politikaları nelerdir?
49. Türkiye İklim Değişikliği Eylem Planı’nda yer alan iklim değişikliği politikaları beş önemli alana odaklanmıştır. Bunlar:
• Su Kaynakları Yönetimi
• Tarım ve Gıda Güvencesi
• Ekosistem Hizmetleri, Biyolojik Çeşitlilik ve Ormancılık
• Doğal Afet Risk Yönetimi ve
• İnsan Sağlığı’dır.
Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün Stratejik Planı’nda iklim değişikliğine uyum için Türkiye’de hedeflenen çalışmaların ana başlıkları nelerdir?
• Meteorolojik karakterli doğal afetler öncesinde erken uyarı yayınlamak
• Ürün çeşitliliğini ve sektörel uygulamaları geliştirmek
• Atmosfer modellemesi ve veri asimilasyonu uygulamalarını geliştirmek
• Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin izlenmesi
Hyogo Çerçeve Eylem Planı’nda afet risklerinin azaltılmasına yönelik önerilen faaliyetler nelerdir?
• Fiziksel ve yönetsel planlarla afet zararlarını azaltıcı politika ve faaliyetlerin entegrasyonunun sağlanması
• Afet risklerine karşı önlem alan kurum, kuruluş özel sektör, STK, vatandaşlara çeşitli teşvikler, ödüller (vergi indirimi gibi) verilmesi
• Katılım için merkezi ve yerel yönetimler düzeyinde (kent konseyi gibi) mekanizmaların oluşturulması
• Afetten sorumlu kurum/kurumlar tarafından, diğer kurum ve kuruluşların afet zararlarını azaltmaya yönelik yapacağı çalışmalar için finansman sağlaması
• Afet zararlarının azaltılmasına yönelik bilgilendirme – denetleme sürecinin etkili bir şekilde işletilmesi
• Kurum ve kuruluşların sorumluluklarının net olması
• Sorumluların önceden belirlenmesi ve ilan edilmesi (kamuoyunun bilgilendirilmesi)
• Risk yönetimiyle ilişkilendirilen herkesin aynı oranda sorumlu olması (müteselsil sorumluluk - hukuki sorumluluk)
• Risk transfer mekanizmalarının, izleme ve denetleme mekanizmalarının oluşturulması
• Kurumsal veri tabanlarının oluşturulması, yedeklenmesi ve güvenliğinin sağlanması
• Toplumun her kesimine afet zararlarının azaltılmasına yönelik uygulamalı eğitimlerin verilmesi, finansal desteğin sağlanması
Afet yönetimi sisteminin bileşenleri nelerdir?
Mali açıdan sürdürülebilirliği de içeren bir afet yönetim sistemi aşağıdaki bileşenleri entegre etmelidir:
1. Stratejiler
2. Politikalar
3. Kurumlar
4. Aktörler
Etkin bir afet yönetimi nasıl sağlanabilir?
Etkin bir afet yönetiminin sağlanması ülkeler tarafından belirlenen ulusal afet politikalarının varlığına, disiplinler arası çalışmalara, kısaca afet kültürüne bağlıdır. Afetler yapıları itibariyle birbirinden çok farklı meslek ve uzmanlık alanlarını, yöntemleri, teknikleri, yönetsel ve hukuksal süreçleri içermektedir.
Afetlerin nedeni nedir?
Afetlerin nedeni, doğa değil, plansız ve denetimsiz gelişmelerdir. Risk azaltma, bir maliyet değil, pişmanlık yaratmayacak yatırımlardır.
Türkiye'nin afet riskleri nelerdir?
Türkiye’nin afet riskleri depremler, kuraklıklar, şiddetli yağış ve seller, heyelanlar, kaya düşmeleri, orman yangınları, sanayi kazaları ve yangınlar, rüzgâr ve kar fırtınaları, çığlar, sıcak hava dalgası, sis, ulaşım kazaları ve terör saldırılarından oluşmaktadır.
Cumhuriyet öncesi dönemde, deprem hasarlarından söz eden belgelerin kayıt altına alınmasının nedeni nedir?
Deprem hasarlarından söz eden belgelerin kayıt altına alınmasının nedeni, şoktan etkilenen yapıların onarımı ya da yeniden inşasının tam maliyetini değerlendirmek, onarımları yürütmekte izlenecek idari yolu belirlemek ve tahsis edilen paranın planlandığı gibi harcanmasını sağlamaktır.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde afet politikaları ne zaman bilimsel yöntemlerle ele alınmıştır?
Osmanlı İmparatorluğu döneminde afet politikalarının ve yönetiminin bilimsel yöntemlerle ele alınışı ancak 20. yüzyılın başında olmuştur.
İstanbul'da küçük kıyamet olarak adlandırılan deprem ne zaman meydana gelmiştir?
22 Ağustos 1509 tarihinde meydana gelen deprem, büyük artçılara neden olarak ‘küçük kıyamet (kıyamet-i suğra)’ olarak adlandırılmış, 109 camii ve 1070 ev tamamen yıkılmıştır.
Osmanlı Devleri tarafından Anadolu coğrafyasında sel baskınlarına karşı hangi önlemler alınmıştır?
Afetlerin yoğun olarak görüldüğü küçük yerleşim birimlerinin daha az riskli arazilere nakledildiği, şehir içinden geçen akarsuların ıslahı yerel halktan gelen talepler doğrultusunda uygulandığı görülmüştür.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde 1882 yılında yürürlüğe giren Ebniye Kanunu ile hangi düzenlemeler yapılmıştır?
1882 yılında yürürlüğe giren Ebniye Kanunu ile belediye teşkilatı olan yerlerde binalarla birlikte alt yapı ve yolların düzenlenmesi de belirli kurallara bağlanmıştır.
19.yy’da İmparatorluk döneminde yapılan ilk afet planlarının niteliği nasıldır?
İlk planlar bütüncül kent planı yerine daha çok afetlerden zarar gören ve özellikle yangınlarla yıkılan harap olan bölgelerin imarı ve mübadele ile gelen göçmenlerin iskânı için yeni yerleşim alanlarının oluşturulması şeklindedir.
Cumhuriyet sonrası izlenen afet politikalarının genel karakteristikleri nelerdir?
- İmar, konut ve sanayileşme politikaları ile uyumlu bir afet politikası geliştirilmemiştir. Afet risklerinin azaltılmasına yönelik uygulamalar yetersizdir.
- Afet risklerinin ve zararlarının azaltılmasına yönelik sektörel ve alansal çalışmalar yeterli değildir.
- Bütüncül afet yönetimini içeren afet zararlarını azaltma, afete hazırlık, kurtarma ve yeniden inşa faaliyetlerine dönük etkin strateji ve politikalar üretilmemiştir.
Sivil Savunma Kanunu’nun kabul edilmesi ile afetler kapsamında nasıl önemli bir adım atılmıştır?
Sivil Savunma Kanunu’nun kabul edilmesi yeni bir politika anlayışının göstergesi olmuştur. Kanun kapsamına doğal afetler sırasında yapılması gereken arama-kurtarma ve ilkyardım çalışmalarının da dahil edilmesi önemli bir boşluğu doldurmuştur. Daha önceki dönemlerde uygulanan afet türü ve/veya olay, konum odaklı politika anlayışının tersine artık daha genel mevzuat düzenlemeleri yapılmıştır.
Ulusal Deprem Konseyi tarafından 2002 yılında hazırlanan Ulusal Deprem Stratejisi Raporu'nun konusu nelerden oluşmuştur?
Raporda deprem zararlarının azaltılması, depremle ilgili araştırma konularının ve stratejik yaklaşımın ne olması gerektiği ve yerbilimleri, inşaat bilimleri, sosyal bilimler alanlarında öncelikler, araştırma ana ve alt başlıkları, uygulama yöntemleri belirlenerek bu alanda izlenmesi gereken yol haritası çizilmiştir.
3194 nolu İmar Kanunu ile hangi düzenlemeler yapılmıştır?
İmar Kanunu ve ilgili yönetmeliklerinde getirilen yapı kontrol sistemi ve denetimi ile afetlere karşı yapı dayanıklılığını sağlamaya yönelik düzenlemeler yapılması, kentleşme ve imar politikaları ile afet politikalarının bütünleşik bir şekilde ele alınması yolunda önemli bir adım olmuştur.
2005 yılında kabul edilen İl Özel İdaresi Kanunu ile hangi düzenlemeler yapılmıştır?
Acil yardım ve kurtarma hizmetlerini belediye sınırları dışında yapmakla idareler görevlendirilmiştir. İl Özel İdaresi (İÖİ) tarafından yangın, sanayi kazaları, deprem ve diğer doğal afetlerden korunmak veya bunların zararlarını azaltmak amacıyla afet ve acil durum plânlarının yapılması ve diğer il ölçeğindeki acil durum planlarıyla koordinasyonun sağlanması ve ilgili kurumlarla işbirliği yapılması da hükme bağlanmıştır.
Beşer yıllık kalkınma planlarında afet ile ilgili bilgilere nasıl yer verilmiştir?
Planların yerleşme ve şehirleşme politikaları, konut, çevre ve araştırma geliştirme faaliyetleri gibi bölümlerin içerisinde afet ile ilgili bilgilere yer verilmektedir.
Diğer kalkınma planlarına göre afet konusunda daha detaylı içeriğe sahip VI. planda hangi konular yer almıştır?
Planda, yapı denetim sisteminin geliştirileceği, inşaatlarda standart dışı malzeme kullanılmasının kesinlikle önleneceği, depreme dayanıklı yapı yapımına uygun olan teknolojilerin tespit edilerek kullanılmasının teşvik edileceği hususları yer almıştır.
Türkiye'de yaşanan 1999 yılı depremimde can ve mal kayıplarını oluşturan en büyük sebep nedir?
Mühendislik ve inşaat kusurları, denetim yetersizliği ve bilinç eksikliği 1999 yılında yaşanan depremlerde can ve mal kayıplarını oluşturan en büyük nedenlerdendir.
X. Kalkınma Planı afetlerle ilgili nasıl bir yaklaşıma sahiptir?
Plan, küresel düzeyde geleceğe dönük risklerin ve belirsizliklerin sürdüğü, değişim ve dönüşümlerin yaşandığı, yeni dengelerin oluştuğu bir ortamda Türkiye’nin kalkınma çabalarını bütüncül bir çerçevede ele alan bir strateji dokümanıdır.
Bütünleşik Kentsel Gelişme Stratejisi ve Eylem Planı-KENTGES (2010-2023)” ile “Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı -UDSEP (2012-2023)” ortak hedefleri nelerdir?
Her iki eylem planında da;
• Tehlike ve Risk Analizlerinin Yapılması;
• Tahliye Yollarının Belirlenmesi,
• Toplanma Alanlarının Oluşturulması,
• Acil Durum Haberleşme Altyapısının Güçlendirilmesi ve
• Bina Envanterlerinin Çıkarılması Hedefleri yer almaktadır.
“Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı-2023 (UDSEP-2023)”ün temel felsefesi nedir?
Depremlerin neden olabilecekleri fiziksel, ekonomik, sosyal, çevresel ve politik zarar ve kayıpları önlemek veya etkilerini azaltmak ve depreme dirençli, güvenli, hazırlıklı ve sürdürülebilir yeni yaşam çevreleri oluşturmaktır.
“Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı-2023 (UDSEP-2023) hedef, strateji ve eylemleri nelerdir?
UDSEP’in hedef, strateji ve eylemleri üç ana eksende gruplandırılmıştır;
• Eksen A: Depremleri öğrenmek,
• Eksen B: Deprem güvenli yerleşme ve yapılaşma,
• Eksen C: Depremlerin etkileriyle baş edebilmek.
Türkiye Afet Müdahale Planı (TAMP)'nın amacı nedir?
TAMP’ın amacı; afet ve acil durumlara ilişkin müdahale çalışmalarında görev alacak hizmet grupları ve koordinasyon birimlerine ait rolleri ve sorumlulukları tanımlamak, afet öncesi, sırası ve sonrasındaki müdahale planlamasının temel prensiplerini belirlemek olarak vurgulanmıştır.
Türkiye Afet Müdahale Planı (TAMP)'nın belirlenen hedefleri nelerdir?
TAMP’ın belirlenen hedefleri;
• Hayat kurtarmak,
• Kesintiye uğrayan hayatı ve faaliyetleri en kısa sürede normale döndürmek,
• Müdahale çalışmalarını hızlı ve planlı bir şekilde gerçekleştirmek,
• Halk sağlığını korumak ve sürdürmek,
• Mülkiyet, çevre ve kültürel mirası korumak,
• Ekonomik ve sosyal kayıpları azaltmak,
• İkincil afetleri önlemek ya da etkilerini azaltmak ve
• Kaynakların etkin kullanımını sağlamaktır
Türkiye İklim Değişikliği Eylem Planı hangi konulara odaklanmıştır?
Plan’da yer alan iklim değişikliği politikaları beş önemli alana odaklanmıştır. Bunlar:
• Su Kaynakları Yönetimi;
• Tarım ve Gıda Güvencesi;
• Ekosistem Hizmetleri, Biyolojik Çeşitlilik ve Ormancılık;
• Doğal Afet Risk Yönetimi ve
• İnsan Sağlığı’dır.
İyi bir yönetişimin unsurları nelerdir?
İyi yönetişimin unsurları;
• Hukukilik,
• Tarafsızlık,
• Şeffaflık/Saydamlık,
• Katılım,
• Sorumluluk- Hesapverebilirlik,
• Eşgüdüm,
• Yerindenlik,
• Etkinlik,
• Eğitim ve Farkındalık