Afet Tıbbı ve Yönetim İlkeleri Dersi 3. Ünite Sorularla Öğrenelim
Afetlerde Hastane Öncesi Acil Sağlık Hizmetleri
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Acil sağlık hizmetleri nedir?
Acil sağlık hizmetleri; “herhangi acil bir hastalık ya da kaza sonrası ortaya çıkan ve zaman kaybetmeksizin müdahale gerektiren durumlarda, hasta ya da yaralının yaşamının ve yaşam kalitesinin korunması için yapılması gereken tıbbi bakım ve müdahaleleri kapsar”. TC Sağlık Bakanlığı Acil Sağlık Hizmetleri Yönetmeliği’nde, acil sağlık hizmetleri; “acil hastalık ve yaralanma hallerinde, konusunda özel eğitim almış ekipler tarafından, tıbbi araç ve gereç desteği ile olay yerinde, nakil sırasında, sağlık kurum ve kuruluşlarında sunulan tüm sağlık hizmetleri” olarak tanımlanmıştır. Hastane öncesi acil sağlık hizmetleri, hasta hastaneye ulaşana kadar verilen acil sağlık hizmetlerini kapsayan, acil sağlık hizmetlerinin bir alt alanıdır (24046 Sayılı Acil Sağlık Hizmetleri Yönetmeliği).
Acil durum nedir?
Acil durum, “bir işi yapmak ya da tedbir almak için kullanılabilecek sürenin kısıtlı olması, işin yapılmaması ya da önlemin alınmaması durumunda da birey ya da toplum için hayati risklerin ortaya çıkabileceği durumlar” olarak tanımlanabilir.
Afet nedir?
Kadıoğlu’nun tanımına göre afet, “insanlar için fiziksel, ekonomik, sosyal, kültürel, doğal ve çevresel kayıplar oluşturan, normal yaşamı ve insan faaliyetlerini durdurarak veya kesintiye uğratarak toplulukları etkileyen, etkilenen topluluğun yerel imkân ve kaynaklarını kullanarak baş edemeyeceği, doğal, insan veya teknoloji kaynaklı olaylardır”. Afetleri olağan durumlardan ayıran temel noktalar; oluşturacağı zarar ve kayıplarla, insan faaliyetlerini bozması veya kesintiye uğratması, yönetilmesi ya da zararın telafisi için yerel kaynakların yetersiz kalmasıdır.
Acil yardım hizmetleri nedir?
Acil yardım hizmetlerinin genel tanımı, “acil durumun oluşturabileceği zararın engellenmesi ya da en aza indirilmesi için gerekli, organizasyonu yapılan ve sunulan hizmetlerdir. Birey içinde bulunduğu acil durumun özelliklerine göre birçok farklı acil yardım hizmetine ihtiyaç duyabilir. Bu hizmetlerin en önemlileri, acil durumlarda sunulması gereken güvenlik, itfaiye, arama-kurtarma ve acil sağlık hizmetleri olarak sayılabilir.
Acil çağrı merkezlerinin görevleri nelerdir?
Acil yardım hizmetine ihtiyacı olan kişilerin, hizmet taleplerini yapabildikleri, acil yardım hizmetlerinin organize edildiği ve yönetildiği merkezlerdir. Bununla birlikte acil çağrı merkezleri, farklı acil yardım kurumlarının bir arada çalışmasının gerekli olduğu olaylarda, kurumlar arasında koordinasyon sağlama görevini yürütür. Acil çağrı merkezlerinin;
- Acil yardım talebine yanıt verme,
- Acil yardımın yapılıp-yapılmayacağına karar verme,
- Acil yardımın nasıl organize edileceğine karar verme,
- Acil yardım operasyonunu en başından, sonuna kadar yönetme gibi önemli görevleri bulunmaktadır.
Franco-German Model nedir?
Franco-German Model, hastane koşullarının olay yerine götürülmesi üzerine kurgulanır. Olay yerinde hastanın stabilizasyonu tam olarak sağlanana kadar, acil tıbbi müdahalelerin devam etmesi önerilir. Ambulanslarda görev yapan asli personel, doktorlar ve acil tıp teknisyenleridir. Genellikle Avrupa ülkelerinde uygulanan sistemin en katı hali ile uygulama şekli Fransa’da görülmektedir. Fransa dışında Almanya, Yunanistan, Malta ve Avusturya gibi ülkelerde de bu sistemin özellikleri görülmektedir. Sistemde, olay yerine doktorun ulaşabilmesi için alternatif yöntemler ve araçlar kullanılır. Bazı ülke uygulamalarında önce ambulansla acil tıp teknisyenleri olay yerine ulaşırken, ileri acil tıbbi müdahalenin gerekli olduğu durumlarda doktorlar, bu iş için tahsis edilmiş özel araçlar (otomobil, panelvan, motosiklet vs.) ile olay yerine ulaşırlar.
Anglo – Amerikan Model nedir?
Anglo-Amerikan Model, olay yerinde mümkün olduğunca az zaman kaybedilmesi üzerine kurgulanmıştır. Sistemde hastanın zaman kaybetmeksizin donanımlı bir acil servise nakli önerilir. Anglo-Amerikan Model genellikle, polis ve itfaiye hizmetleri ile entegre bir şekilde çalışır ve hizmetin asli personelleri, paramedikler ve acil tıp teknisyenleridir. Sistem, genellikle doktor olan bir medikal direktörün gözlem ve kontrolü altında sürdürülür. Paramedikler rol ve sorumluluklarını standardize edilmiş tedavi protokolleri üzerinden, medikal direktörün denetimi ile yerine getirir. Olay yerinde hastanın tam stabilizasyonu sağlanana kadar zaman kaybedilmesi yerine, alanda başlanan hayat kurtarıcı tıbbi tedavi ve bakımın, nakil sırasında devam etmesi ve hastanın bir an önce bir acil servise ulaştırılması önerilir. Model; ABD, Kanada, Avustralya, Hollanda başta olmak üzere birçok ülkede uygulanmaktadır.
Türkiye Hastane Öncesi Acil Sağlık Modeli nasıldır?
Türkiye’de hastane öncesi acil sağlık hizmetleri, merkezi yönetim idari yapılanması içerisinde yer alan bir kamu hizmetidir. Türkiye’nin hastane öncesi acil sağlık sistemini kategorize etmek oldukça güçtür. 1993 yılında, ilk defa Dokuz Eylül Üniversitesinde Anglo-Amerikan tarzı bir acil tıp anabilim dalı kurulmuş, yine aynı yıl paramedik eğitimi başlamış ve ülke de ki acil tıp yapılanması ve eğitimi daha çok Anglo-Amerikan Modele göre devam etmiştir. Sistemin organizasyon yapısı daha çok Anglo-Amerikan Modele uymakla birlikte, bazı ambulanslarda Franco- German Modellerde olduğu gibi doktorlarda görev yapmaktadır. Ancak ambulanstaki doktorun görev tanımı, Franco-German Modellerdeki gibi hastane olanaklarının alana götürülmesi ve hastayı stabilize edene kadar olay yerinde uzun süre acil tıbbi bakım verilmesi şeklinde değildir. Türkiye’de doktorlu ya da doktorsuz çalışan tüm ambulanslarda, Anglo-Amerikan Modelde olduğu gibi “kap ve götür” prensibi ile hizmet verilmektedir.
İlkyardımcının sorumlulukları nelerdir?
Hastane öncesi acil sağlık hizmetleri hayat kurtarmak için yani birey için planlanan, organize edilen ve sunulan bir kamu hizmetidir. Ancak bu hizmet karşısında birey sadece hizmeti alan pozisyonunda değildir. Bireyden aynı zamanda, sistemi aktive etmesi ve sistemin içerisinde bir unsur olarak görev yapması, sorumluluk alması beklenir. Hastane öncesi acil sağlık hizmetlerinde bireyin ilkyardımcı olarak bir takım sorumlulukları bulunmaktadır. Bunlar;
- Acil bir durumda, acil yardım hizmetlerini aktive etmesi, yani acil çağrı numarası aracılığıyla acil çağrı merkezini arayarak, doğru yardımın mümkün olduğunca hızlı ulaşması için görev yapması,
- Olay yerine profesyonel acil yardım ulaşana kadar, olay yeri güvenliğini sağlaması; hastaya, hayat kurtarıcı ve durumun daha da kötüleşmesini engelleyecek ilkyardım uygulamalarını yapması,
- Olay yerinde bulunanları, uyarıları ve bilgilendirmeleri ile yönlendirmesi,
- Olay yerine profesyonel ekip ulaştığında, onların yönlendirmelerine uyarak onlara yardımcı olmasıdır.
Türkiye’de ambulans istasyonları nasıl sınıflandırılır?
Ambulans ekiplerinin dağılımı, başta nüfus yoğunluğu olmak üzere, bölgesel tehlikeler ve var olan kaza riskleri gibi durumlar dikkate alınarak yapılır. Türkiye’de ambulans istasyonları, görev yapan personele, bağlı oldukları idari birime ve çalışma saatlerine göre farklı kategorilerde sınıflandırılmaktadır.
A Tipi Ambulans İstasyonu: 24 saat kesintisiz sadece ambulans hizmeti verilen, ihtiyaca göre birden fazla ekip ve ambulans bulundurulan, idari ve özlük hakları bakımından 112 ambulans hizmetleri başhekimliğine bağlı ve kadrolu personeli olan istasyonlardır. A tipi istasyonlarda kendi içerisinde ikiye ayrılır;
- Ekip içerisinde hekim bulunan “A1 tipi” istasyonlar.
- Ekip içerisinde hekim bulunmayan “A2 tipi” istasyonlar.
B Tipi Ambulans İstasyonu: Birinci, ikinci ve üçüncü basamak resmi sağlık kurum ve kuruluşları ile entegre olarak kesintisiz ambulans ve acil servis hizmeti verilen, kadrosu ve özlük hakları bakımından bünyesinde bulunduğu kuruma, ambulans hizmeti bakımından da il ambulans servisi başhekimliğine bağlı olan, ekip içerisinde hekim bulunan istasyonlardır. B tipi istasyonlarda kendi içerisinde ikiye ayrılır;
- Hastane acil servisi ile entegre olan “B1 tipi” istasyonlar
- Birinci basamak sağlık kuruluşları ile entegre olan “B2 tipi” istasyonlar.
C Tipi İstasyon: İhtiyaca göre günün belirlenen saatlerinde sadece ambulans hizmeti verilen, idari ve özlük hakları bakımından il ambulans servisi başhekimliğine bağlı acil sağlık istasyonlarıdır (24046 Sayılı Acil Sağlık Hizmetleri Yönetmeliği).
Hastane acil servislerinin görevleri nelerdir?
Hastane acil servisleri, 7 gün 24 saat görev yapan ve her türlü acil sağlık probleminin tedavisi için minimum tıpta uzmanlık alanlarını kapsayan, hastanın yatak ve yemek başta olmak üzere temel ihtiyaçlarının da karşılandığı hastane birimleridir. Türkiye’de 1993 yılından günümüze acil tıp uzmanlığı eğitimi verilmektedir. Ülke genelinde acil servislerde görevlendirilen acil tıp uzmanı sayısı da hızla artmaktadır. Bazı acil servislerde acil tıp uzmanı bulunmadığı durumlarda ya da acil tıp uzmanı ile birlikte pratisyen hekimlerde görev yapmaktadır. Hastane acil servislerinde görev yapan hekim dışı personel ise ağırlıklı olarak hemşirelerden oluşmaktadır. Bununla birlikte bazı acil servislerde acil tıp teknisyeni ve paramedikler de görev yapmaktadır. Modern acil servis işleyişinde iki tip hasta kabulü bulunur. Genelde bu kabullerin iki farklı kapıdan yapılması önerilir. Birinci hasta kabul şekli, hastane acil servisine kendi olanaklarıyla gelen ve ayaktan hasta kabul olarak tanımlanan şekildir. Bu yolla gelen hastaların mutlaka triyaj bölümünden geçmesi gerekir. Ancak bu hastaların ciddiyetinin daha az olacağı yönünde bir algı oluşmamalıdır. Bu hastaların içerisinde de hayati risk taşıyan hastalar bulunabilir. Hastane acil servisinde görev yapan triyaj personelinin yeterli eğitim ve deneyimde olması ve hastaların aciliyet durumuna göre, hastanın alacağı acil sağlık hizmetini organize edebilmeleri gerekir. Acil servis hastaların ikinci hasta kabul şekli ise ambulansla gelen hastanın girişidir. Bu hastalarla ilgili acil servisin öncesinde bilgilendirilmiş olması ve hasta tesliminin, ambulansta görev yapan hastane öncesi acil sağlık personeli tarafından doğrudan sorumluluk sahibi doktora yapılması gerekir.
Hastane Öncesi Acil Sağlık İstasyonu (Ambulans) Personelinin görev ve sorumlulukları nelerdir?
Ambulanslarda görev yapan sağlık personeli, diğer sağlık meslek gruplarına göre daha geç oluşmaya başlamış, farklı ülkelerde farklı meslek grupları ambulanslarda görev yapmıştır. Ambulanslarda görev yapacak personeller, her ambulansta en az iki sağlık profesyonelinin görevlendirilmesi şeklinde yapılmaktadır. Bugün dünya genelinde ambulans ekipleri, genellikle iki ya da üç kişilik personelden oluşmaktadır. Tüm dünyada ambulanslarda görev yapan doktor iş gücü giderek azalmakta, bununla birlikte ambulanslarda iki temel meslek grubu; acil tıp teknisyenleri ve paramediklerin ağırlığı artmaktadır. Daha önceleri ambulanslarda sağlık personelinin dışında, ayrıca bir şoför de görev yaparken; dünya genelinde bugün artık ambulanslarda şoför istihdam edilmemekte, acil tıp teknisyenleri ve paramediklerin görev ve sorumluluklarının içerisinde ambulans sürücülüğü de yer almaktadır. Acil yardım ya da ileri yaşam desteği olarak tanımlanan ambulanslarda görevli personelin en az birinin paramedik düzeyinde olması kabul görmektedir.
Acil tıp teknisyenlerinin görev ve sorumlulukları nelerdir?
Acil tıp teknisyenleri (ATT), hastane öncesi acil bakıma özel yetiştirilen profesyonel insan gücüdür. ATT’ler hastane öncesi acil sağlık hizmetleri dışında, acil servislerde, iş güvenliği ve sağlığının gerekli olduğu alanlarda ve sağlık ile ilgili diğer birimlerde de görev yapabilmektedir. Türkiye’de acil tıp teknisyenleri yaygın olarak ambulans istasyonlarında görev yapmaktadır. Bununla birlikte, komuta kontrol merkezlerinde çağrı karşılayıcı ve yönlendirici personel ve de hastane acil servislerinde sağlık personeli olarak görev yapmaktadırlar. Dünya genelinde, ATT eğitimi süresi ve içeriğinde ülkeler arasında bir takım farklılıklar bulunmaktadır. Türkiye’de ise ATT’ler, 4 yıllık orta öğrenim düzeyi sağlık meslek liselerinden mezun olmaktadırlar. Türkiye’de ATT’lerin görev ve sorumlulukları “Acil Sağlık Hizmetleri Yönetmeliği”nde aşağıda ki gibi belirtilmiştir; Acil tıp teknisyenleri, tıbbi danışman koordinasyonu ve onayı ile Bakanlıkça yapılacak düzenlemelere uygun olarak;
- İntravenöz girişim yapmak,
- Oksijen uygulaması yapmak,
- Endotrakeal entübasyon uygulaması yapmak,
- Uygun taşıma tekniklerini bilmek ve uygulamak,
- Kırık, çıkık ve burkulmalarda stabilizasyonu sağlamak,
- Yara kapatma ve basit kanama kontrolü yapmak,
- Temel yaşam desteği protokollerini uygulamak,
- Temel yaşam desteği uygulaması sırasında yarı otomatik ve tam otomatik eksternal defibrilatörleri kullanmak,
- • Travma stabilizasyonu yaparak hastanın nakle hazır hale gelmesini sağlamak (24046 Sayılı Acil Sağlık Hizmetleri Yönetmeliği).
Paramediklerin görev ve sorumlulukları nelerdir?
Paramediklerde, acil tıp teknisyenleri gibi hastane öncesi acil sağlık hizmetlerine özel yetiştirilmiş sağlık personelidir. Son yıllarda tüm dünya da paramedik eğitimleri en az 2 yıl yükseköğretim düzeyinde eğitim ile standardize olmuştur ve birçok ülkede bu düzeyde eğitim verilmektedir. Türkiye’de paramedikler, üniversitelerin sağlık hizmetleri meslek yüksekokulları bünyelerinde ki “İlk ve Acil Yardım Programları”nda eğitim almakta ve Sağlık Bakanlığı’nın ambulans istasyonlarında, ATT’lerle birlikte temel personel olarak görev yapmaktadırlar. Paramedikler, hastane öncesi acil bakım için gerekli olan temel ve ileri yaşam desteği konularının tüm yönleriyle eğitilmiş olmalıdırlar. Türkiye’de paramediklerin görev ve sorumlulukları “Acil Sağlık Hizmetleri Yönetmeliği”nde aşağıda ki gibi belirtilmiştir; Ambulans ve acil bakım teknikerleri (paramedik), Bakanlıkça yapılacak düzenlemelere uygun olarak;
- İntravenöz girişim yapmak,
- Hastaneye ulaşıncaya kadar, kabul edilen acil ilaçları ve sıvıları kullanmak,
- Oksijen uygulaması yapmak,
- Endotrakeal entübasyon uygulaması yapmak,
- Kardiyo-pulmoner resüsitasyon ve defibrilasyon yapmak,
- Travma stabilizasyonu yaparak hastanın nakle hazır hale gelmesini sağlamak,
- Uygun taşıma tekniklerini bilmek ve uygulamak,
- Monitörizasyon ve defibrilasyon uygulamak,
- Kırık, çıkık ve burkulmalarda stabilizasyonu sağlamak.
- Yara kapatma ve basit kanama kontrolü yapmak,
- Acil doğum durumunda doğum eylemine yardımcı olmak (24046 Sayılı Acil Sağlık Hizmetleri Yönetmeliği).
Afetler müdahale açısından kaça ayrılır?
Afetlerin tanımlanması, sunulacak olan müdahale kapasitesinin belirlenmesi açısından önemlidir. Afetlere etkin ve hızlı müdahale için öncelikle olayın doğru tanımlanması gerekir. Afetler hastane öncesi acil sağlık hizmetleri açısından değerlendirilirken; öncelikle kazazede sayısı açısından değerlendirilir. Bu değerlendirmelerde, çeşitli yöntemler ve sınıflandırmalar kullanılmaktadır. Türkiye Afete Müdahale Planında (TAMP), afetler müdahale açısından 4 seviyede değerlendirilmektedir. Bu seviyeler olayın oluşturduğu etki tanımlamakta kullanılmakla birlikte, bu tanımlara göre müdahalenin seviyesi, İl Afet ve Acil Durum Yönetimi Müdürlüğü (İAADYM) kapasitesinden, ulusal hatta uluslararası desteğe kadar geniş bir müdahale kapasitesini kapsar.
1.Seviye (S1) olaylarda, olayın oluşturduğu hasar yerel imkanlar ile çözümlenebilir ve müdahale, İAADYM’nün oluşturacağı kapasite ile çözümlenebilir.
2.Seviye (S2) olaylarda, olayın oluşturduğu hasarın üstesinden gelinebilmesi için destek illerin takviyesine ihtiyaç duyulur, ancak müdahale kapasitesi TAMP’da belirtilen 1. Grup Destek İlleri ile yeterli düzeye getirilebilir.
3.Seviye (S3) olaylarda, olayın oluşturduğu hasarın üstesinden gelinebilmesi için 1. ve 2. Grup Destek İllerin ve ulusal kapasitenin takviyesine ihtiyaç duyulur.
4.Seviye (S4) olaylarda, olayın oluşturduğu hasarın üstesinden gelinebilmesi için destek illeri ile birlikte ulusal ve uluslararası kapasitenin takviyesine ihtiyaç duyulur.
Afet yönetiminde öncelikli amaçlar nelerdir?
Afet yönetiminde bazı öncelikli amaçlar bulunmaktadır. Bunlar;
- Mümkün olduğunca hızlı ve etkin işleyen bir alan yönetiminin kurulması,
- Doğru kaynakların alana zamanında ulaştırılması,
- Yaralıların hastane öncesi acil sağlık hizmetlerinde mümkün olduğunca stabil hale getirilmesi,
- Hasta nakil organizasyonunun başarı ile sağlanmasıdır.
Bu amaçların yerine getirilebilmesi için öncelikle müdahale ekiplerinde görev yapan personelin afetlere yönelik eğitilmesi; tüm müdahale ekiplerinin ortak olarak kullanabilecekleri bir olay yeri yönetim sisteminin işlevselleştirilmesi ve hem olay yerinde bulunan tüm müdahale ekipleri arasında hem de bu müdahale ekipleri ile acil çağrı merkezleri ve hastaneler arasında etkin iletişim ve koordinasyonun sağlanması gerekir.
Afetlerde triyaj uygulamasında dikkat edilmesi gereken hususlar nelerdir?
Afetlerde triyaj uygulamasında dikkat edilmesi gereken bir takım hususlar bulunmaktadır. Bunlar;
- Öncelikli amaç, yaşamı tehdit altında olan ve müdahale edilmediğinde, durumu daha da kötüleşebilecek tıbbi sorunları olan yaralıların tespit edilmesi olmalıdır.
- Triyaj uygulamasını mümkünse en deneyimli sağlık personeli yönetmelidir.
- Triyaj ekibinde mümkünse triyaj eğitimi almış bir doktor yer almalıdır.
- Herhangi bir yaralı için acil tıbbı müdahaleye ek zaman harcamadan önce, tüm yaralıların değerlendirildiğinden emin olunmalıdır.
- Elde ki mevcut kaynaklar ile acil yardıma ihtiyacı olanlar arasında bir denge oluşturulmalıdır. Kaynaklar öncelikle yaşama şansı daha yüksek olanlar için kullanılmalıdır.
- Triyaj ekibinde bir kadın görevlinin olması özellikle cinsiyetler arası farklılıklara duyarlı toplumlarda, kadın hastaların değerlendirilmesi için gerekli olabilir.
Afetlerde triyajı zorlaştıran durumlar nelerdir?
Afetlerde triyaj uygulaması, yaralılar için hayat kurtarıcı öneme sahipken, afetin beraberinde getirdiği olağan dışı koşullar, triyaj uygulamasını zorlaştırabilir. Bu durumları aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür. Afetlerde triyajı zorlaştıran durumlar;
- Çok sayıda yaralının olduğu bir olayda, yaralıların bazıları uzun süre acil sağlık hizmeti ve hastaneye nakil için beklemek zorunda kalabilir.
- Büyük afetlerde müdahale alanı tek bir saha ile sınırlı olmayabilir. Dolayısı ile alanın birçok noktasında farklı profesyoneller tarafından triyaj yapılması gerekir. Standartlar iyi belirlenmezse, bu durum uygulamalar arasında farklılıklar oluşturabilir.
- Çok sayıda yaralının olduğu durumlarda, triyaj uygulamasının tek seferde eş zamanlı yapılamaması bazı yaralıların mağdur olmasına neden olabilir.
- Özellikle patlama olayları gibi durumlarda, yaralıların durumu çok hızlı kötüleşebilir. Tekrar değerlendirmeler arasında ki zaman farkının uzun olması, prognozu kötüleşen yaralıların zamanında fark edilmesini zorlaştırır.
- Afet yönetimi dinamik süreçlerden oluşur. Hazırlık sürecinde bir müdahale planı yapılmış olsa bile bazı kararların çok hızlı olarak olayın özelinde alınması gerekebilir. Bu durumda, yöneticilerin kararları farklılıklar oluşturabilir ve triyaj gibi özel uygulamalarda standart sağlanması zorlaşır.
Yaralıların sınıflandırılması sırasında dikkat edilmesi gereken temel kurallar nelerdir?
Triyaj uygulamalarında yaralılar dört farklı kategoriye ayrılır. Yaralıların sınıflandırılmasında kolaylık olması için renk kodları kullanılır. Bu sınıflandırma; siyah, kırmızı, sarı ve yeşil olarak tanımlanır. Triyaj uygulamasında yaralıların sınıflandırılması, aynı zamanda yaralıya ihtiyacı olan acil sağlık hizmeti için önceliğini belirleyecektir. Bu nedenle, değerlendirme sırasında yapılacak olan küçük hatalar, yaralıların ihtiyacı olan hizmete ulaşımını geciktirebilir. Triyaj uygulamasında yapılan sınıflandırmada uyulması gereken bir takım kurallar bulunmaktadır. Bunları aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür. Yaralıların sınıflandırılması sırasında dikkat edilmesi gereken temel kurallar;
- Eğer yaralının sınıflandırılması hakkında net bir karar verilemiyorsa, yaralı her zaman daha acili tarif eden bir üst kategoride değerlendirilmelidir.
- Çocuklar söz konusu olduğunda, triyaj sınıflandırması bir yetişkin ile aynı olsa bile çocuğa öncelik verilmelidir.
- Triyaj uygulaması birçok kez tekrarlanması gereken bir uygulamadır. Aynı hastayı tekrar tekrar değerlendirmek gerekebilir ve bu değerlendirmelerde yaralıların triyaj sınıfı değişebilir.
- Triyaj uygulamasında, acil yardım sağlanacak öncelikli yaralılar belirlenirken, yaralılar birbiri ile kıyaslanmalıdır. Bir yaralının diğerine göre daha acil olduğuna karar vermek için iki yaralının da değerlendirilmiş olması gerekir.
- Triyajda yaralıların sınıflandırılmasında, sayı olarak herhangi bir sınırlama bulunmamaktadır. Yeterince kırmızı oldu, artık gerisi sarı değerlendirilmeli gibi bir anlayış olmamalıdır.
Afetlerde Triyaj Bölümü nasıl olmalıdır?
Triyaj alanı mutlaka girişte yer almalı, en az iki hastanın aynı anda değerlendirilmesine olanak verecek, yaklaşık 10 metrekarelik büyüklükte olmalıdır. Triyaj bölümü acil giriş ve acil olmayan giriş olmak üzere ikiye ayrılmalıdır. Olayın merkezinden yaralılar, hastane öncesi acil sağlık personeli ya da ilkyardımcılar tarafından taşınarak; yerinde triyaj uygulamasında yapılan sınıflandırmaya göre acil ya da acil olmayan triyaj girişine getirilmelidir. Bu iki farklı triyaj alanında ayrı ayrı triyaj ekipleri görev yapmalıdır. Triyaj görevini yapacak olan ekipler, mümkün olduğunca deneyimli personelden oluşturulmalıdır. Burada kastedilen deneyim yaş ya da kıdem ile ilgili olmayıp, daha önce afet deneyimi yaşamış, müdahale organizasyonunda yer almış personeldir. Triyaj acil giriş bölümünde görevli ekipte, mümkünse bir hekim yer almalıdır. Bu, acil tıp uzmanı, anestezist veya bir cerrah olabilir. Bu görevlinin bir hemşire, paramedik, acil tıp teknisyeni ya da yeterli sağlık personeli yoksa ilkyardımcı ile desteklenmesi gerekir. Ekibin içerisinde birde kayıt görevlisi yer almalıdır. Triyaj bölümünün acil olmayan girişindeyse görevli personel, paramedik ya da deneyimli bir hemşire olabilir. Bu personel bir sağlık personeli ya da yeterli sağlık personelinin olmaması durumunda ilkyardımcı ile desteklenmeli ve bir kayıt görevlisinin ekipte yer alması önerilmektedir. Triyajın bir bölümünde (acil ya da acil olmayan) aynı anda, ikiden fazla yaralı bulunmamalıdır. Triyaj bölümünde yaralılar tekrar etiketlenmeli, triyaj formları doldurulmalı ve kayıt altına alınmalıdır. Triyaj bölümünde yaralılara hiçbir tedavi başlatılmamalı, yaralılar sınıflandırıldıktan sonra sınıflandırmaya göre hasta bakım ve gözlem bölümüne alınmalıdır.
Hastane öncesi acil sağlık hizmetlerinin temel hedefleri nelerdir?
Hastane öncesi acil sağlık hizmetlerinin temel hedefleri;
• Sistemik hastalıklar veya yaralanmalar sonrası oluşabilecek hasarı en aza indirmek için tıbbi bakım ve müdahale sağlamak,
• Doğruluğu bilimsel olarak kanıtlanmış tıbbi müdahaleler ile hayat kurtarmak,
• Hastanın bir sağlık kuruluşuna güvenli bir şekilde naklini sağlamaktır.
Afet nasıl tanımlanmaktadır?
Afet:
İnsanlar için fiziksel, ekonomik, sosyal, kültürel, doğal ve çevresel kayıplar oluşturan, normal yaşamı ve insan faaliyetlerini durdurarak veya kesintiye uğratarak
toplulukları etkileyen, etkilenen topluluğun yerel imkân ve kaynaklarını kullanarak baş edemeyeceği, doğal, insan veya teknoloji kaynaklı olaylardır”.
İlk sivil ambulans örgütü nerede ve kaç yılında kurulmuştur?
İlk sivil ambulans örgütü ise 1878 yılında İngiltere’de kurulmuştur.
Türkiyede acil yardım hizmetlerini sunan 112 Acil Yardım ve Kurtarma Merkezleri kaç yılında kurulmuştur?
Türkiye’de hastane öncesi acil sağlık hizmetleri ile ilgili modern anlamda tüm ülkeyi kapsayacak şekilde planlamaların yapılması, 1994 yılında Sağlık Bakanlığı bünyesinde “112 Acil Yardım ve Kurtarma Merkezleri”nin kurulmasıyla olmuştur.
Hastane öncesi acil sağlık sistemlerinden olan Franco-German Modeli nedir?
Franco-German Model, hastane koşullarının olay yerine götürülmesi üzerine kurgulanır. Olay yerinde hastanın stabilizasyonu tam olarak sağlanana kadar, acil tıbbi müdahalelerin devam etmesi önerilir. Ambulanslarda görev yapan asli personel,
doktorlar ve acil tıp teknisyenleridir. Genellikle Avrupa ülkelerinde uygulanan sistemin en katı hali ile uygulama şekli Fransa’da görülmektedir
Türkiye’deki tüm ambulanslarda hastane öncesi acil sağlık sistemlerinden hangisi kullanılır?
Türkiye’de doktorlu ya da doktorsuz çalışan tüm ambulanslarda, Anglo-Amerikan Modelde olduğu gibi “kap ve götür” prensibi ile hizmet verilmektedir.
Hastane öncesi acil sağlık hizmetlerinde ilk yardımcının sorumlulukları nelerdir?
Hastane öncesi acil sağlık hizmetlerinde bireyin ilkyardımcı olarak bir takım sorumlulukları bulunmaktadır.
Bunlar;
• Acil bir durumda, acil yardım hizmetlerini
aktive etmesi, yani acil çağrı numarası aracılığıyla acil çağrı merkezini arayarak, doğru
yardımın mümkün olduğunca hızlı ulaşması için görev yapması,
• Olay yerine profesyonel acil yardım ulaşana kadar, olay yeri güvenliğini sağlaması; hastaya, hayat kurtarıcı ve durumun daha da kötüleşmesini engelleyecek ilkyardım uygulamalarını yapması,
• Olay yerinde bulunanları, uyarıları ve bilgilendirmeleri ile yönlendirmesi,
• Olay yerine profesyonel ekip ulaştığında, onların yönlendirmelerine uyarak onlara
yardımcı olmasıdır.
Temel Yaşam Desteği hangi tür uygulamaları kapsar?
Temel Yaşam Desteği: Kalbi duran birine olay yerinde bulunalar tarafından, olay yerinin imkanları ile yapılması gereken; suni solunum, kalp masajı ve otomatik eksternal defibrilatör tedavisini kapsayan uygulamaların bütünüdür.
Var olan kanunlara göre Temel İlkyardım Eğitimi Sertifikası almış ilkyardımcının
istihdamı ile ilgili kurallar nelerdir?
Sağlık Bakanlığı’nın, 22.05.2002 Tarih ve 24762 Sayılı İlkyardım Yönetmeliği’ne göre
“tüm kurum ve kuruluşlarda istihdam edilen her yirmi personel için bir, ilgili mevzuata göre ağır ve tehlikeli işler kapsamında bulunan işyerlerinde, her on personel için bir olmak üzere, en az Temel İlkyardım Eğitimi Sertifikası almış ilkyardımcının
istihdam edilmesi zorunludur”.
İhtiyaca göre günün belirlenen saatlerinde sadece ambulans hizmeti veren Acil hizmet istasyonu tipi hangisidir?
C Tipi İstasyon
İhtiyaca göre günün belirlenen saatlerinde sadece ambulans hizmeti verilen, idari ve özlük hakları bakımından il ambulans servisi başhekimliğine bağlı acil sağlık istasyonlarıdır.
Modern acil servis işleyişinde kaç tip hasta kabulü vardır?
Modern acil servis işleyişinde iki tip hasta kabulü bulunur. Genelde bu kabullerin iki farklı kapıdan yapılması önerilir. Birinci hasta kabul şekli, hastane acil servisine kendi olanaklarıyla gelen ve ayaktan hasta kabul olarak tanımlanan şekildir. Acil servis hastaların ikinci hasta kabul şekli ise ambulansla gelen hastanın girişidir.
Acil tıp teknisyenlerinin acil tıp uygulamalarındaki sorumlulukları nelerdir?
Acil tıp teknisyenleri, tıbbi danışman koordinasyonu ve onayı ile Bakanlıkça yapılacak düzenlemelere uygun olarak aşağıdaki işlemlerden sorumludur:
• İntravenöz girişim yapmak,
• Oksijen uygulaması yapmak,
• Endotrakeal entübasyon uygulaması yapmak,
• Uygun taşıma tekniklerini bilmek ve uygulamak,
• Kırık, çıkık ve burkulmalarda stabilizasyonu sağlamak,
• Yara kapatma ve basit kanama kontrolü yapmak,
• Temel yaşam desteği protokollerini uygulamak,
• Temel yaşam desteği uygulaması sırasında yarı otomatik ve tam otomatik eksternal
defibrilatörleri kullanmak,
• Travma stabilizasyonu yaparak hastanın nakle hazır hale gelmesini sağlamak.
Özel donanımlı ambulansların özellikleri nelerdir ve hangi ambulanslar bu kapsama girmektedir?
Özel donanımlı ambulanslar ise “hasta veya yaralıların yaş, fiziksel ve tıbbi durumlarına ve ambulansların görev yaptığı bölgenin coğrafi özelliğine göre, özel olarak tasarlanmış ve buna göre ekip ve ekipmanla donatılmış araçlar” olarak tanımlanmaktadır. Özel donanımlı ambulanslar; Türkiye’de, Sağlık Bakanlığı’nın 26369 Sayılı “Ambulanslar
ile Acil Sağlık Araçları ve Ambulans Hizmetleri Yönetmeliği”ne göre “yoğun bakım ambulansı”, “yeni doğan hastaların nakli amacıyla kullanılacak ambulanslar”, “kar paletli ambulanslar”, “motosiklet ambulanslar” ve “obezite ambulansları” olarak
sınıflandırılmaktadır
Türkiye Afete Müdahale Planında (TAMP), afetler müdahale açısından kaç seviyede değerlendirilmektedir? Bu seviyeleri açıklayınız.
Türkiye Afete Müdahale Planında (TAMP), afetler müdahale açısından 4 seviyede değerlendirilmektedir. Bu seviyeler olayın oluşturduğu etki tanımlamakta
kullanılmakla birlikte, bu tanımlara göre müdahalenin
seviyesi, İl Afet ve Acil Durum Yönetimi Müdürlüğü
(İAADYM) kapasitesinden,ulusal hatta uluslararası desteğe kadar geniş bir müdahale kapasitesini kapsar.
1.Seviye (S1) olaylarda, olayın oluşturduğu hasar yerel imkanlar ile çözümlenebilir ve müdahale,
İAADYM’nün oluşturacağı kapasiteile çözümlenebilir.
2.Seviye (S2) olaylarda, olayın oluşturduğu hasarın üstesinden gelinebilmesi için destek illerin
takviyesine ihtiyaç duyulur, ancak müdahale kapasitesi TAMP’da belirtilen 1. Grup Destek İlleri ile
yeterli düzeye getirilebilir.
3.Seviye (S3) olaylarda, olayın oluşturduğu hasarın
üstesinden gelinebilmesi için 1. ve 2. Grup Destek İllerin ve ulusal kapasitenin takviyesine ihtiyaç duyulur.
4.Seviye (S4) olaylarda, olayın oluşturduğu hasarın üstesinden gelinebilmesi için destek illeri ile
birlikte ulusal ve uluslararası kapasitenin takviyesine ihtiyaç duyulur
Triyaj nedir? Acil tıp himetlerinde fonksiyonu nedir?
Triyaj, sınıflandırma ve ayırma anlamı taşıyan Fransızca “Trier” kelimesinden türemiştir. Hastane öncesi acil sağlık sisteminde özellikle kitlesel olaylarda, hasta ve yaralıların öncelik sırasına göre sınıflandırılması ve bu sınıflandırmaya göre önceliklerin belirlenerek kıt olan acil sağlık hizmetinin sunulmasıdır. Triyaj protokolleri, başta müdahale personelinin sayı ve niteliği olmak üzere, eldeki kaynağın talep edilen acil yardım hizmetinden daha az olması durumunda devreye sokulur.
Triyaj sürecinde sınıflandırma için kullanılan renkler ve anlamları nelerdir?
- Siyah (Ölü/Umutsuz Vaka)
- Kırmızı (Acil Sağlık Hizmeti Gerekenler)
- Sarı (Gecikmeli Acil Sağlık Hizmeti Verilebilecek Olanlar)
- Yeşil (Acil Olmayan)
Büyük afetlerde uygulanan üç aşamalı bir triyaj hangi işlemleri kapsamaktadır?
Büyük afetlerde üç aşamalı bir triyaj uygulamasından bahsetmek mümkündür. Birinci triyaj; yaralının bulunduğu yerde yapılır ve uygulamadan sonra yaralıların güvenli bir alana taşınmasını kapsar. İkinci triyaj; ileri acil tıbbi bakım alanında yapılan tıbbi
triyajdır. Birincil triyaj mümkün olduğunca az doküman ve bilgi, ikincil triyaj ise daha detaylı bilgi ve mümkünse acil tedavi içerir. Üçüncü triyaj ise tıbbi bakım alanında bulunan yaralıların hastanelere nakli sırasında önceliklerin belirlenmesi için
yapılan nakil triyajıdır.
Afetler sırasında ileri acil tıbbi bakım alanının kurulmasını gerektirecek koşullar nelerdir?
İleri acil tıbbi bakım alanının kurulmasını gerektirecek bazı koşullarbulunmaktadır.
Bunlar;
• Afet merkezinin nakil hastanelerine çok uzakta olması,
• Yaralıların nakledilmesi için uygun özellikte ve yeterlilikte nakil aracının bulunmaması,
• Nakillerin gerçekleştirilmesi sırasında yaralıya refakat edecek yeterli sayıda nitelikli
sağlık personelinin bulunmaması,
• Afetin sağlık hizmetleri kapasitesini olumsuz etkilemesi,
• Yaralılar için hastaneye uzun ulaşım sürelerinin ek riskler oluşturması,
• Bölgedeki hastanelerin; yaralıları karşılayabilecek kapasiteye hemen yanıt verememesi,
• Hastane acil servislerinin etkinliğini arttırmak için nakiller arasında aralıklar oluşturulmasının gerekli olması gibi durumlarda olay yerinde ileri acil tıbbi bakım alanının kurulması gerekebilir.
Bir sahra hastanesi kurulması için karşılanması gereken 3 temel kriter nelerdir?
Pan Amerikan Sağlık Örgütü bir sahra hastanesi kurulması için üç temel kriterlerin sağlanmasını önermektedir.
Bunlar;
• Kurulacak sahra hastanesi, afetten sonraki 24 saat içinde tam olarak faaliyette geçebilecek şekilde olmalıdır.
• Kurulacak sahra hastanesinde, afetin oluşturmuş olduğu sağlık sorunlarını karşılayacak düzeyde sağlık hizmeti verilebilir olmalıdır.
• Sahra hastanesinin içerisinde bulunan medikal donanım ve teknolojiyi kullanabilecek ve sağlık hizmeti sunabilecek nitelik ve nicelikte sağlık personeli görevlendirilmiş
olmalıdır.