Büro Teknolojileri Dersi 7. Ünite Sorularla Öğrenelim
Erişilebilir Bürolar Ve Ergonomi
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Ergonomi nedir?
Ergonomi insan çalışmasının bilimsel incelenmesidir. Donanım, araç-gereç, çalışma yöntemleri, yapılan iş ve iş ortamıyla etkileşim içinde olan çalışanın fiziksel ve zihinsel yeterlilikleri ve sınırlılıklarını konu alır. Daha kısa bir ifadeyle ergonomi işin insana uygun hale getirilmesi olarak da adlandırılmaktadır. Bütün çalışanlar aynı vücut ölçülerine ve fiziksel güce sahip değildirler ve herkesin sınırlılıkları vardır. Geçmişten günümüze insan boyunun her ülkede kuşaktan kuşağa uzadığı dikkate alındığında özellikle sabit düzenlemelerin her insan boyutu ve kapasitesi için uygun olması mümkün değildir. Dolayısıyla ergonomi yoluyla çalışma (iş) istasyonlarının, iş süreçlerinin, donanımın ve iş araçlarının işi yapana uygun olması sağlanmaktadır.
Ergonomi genel olarak, insanların anatomik ve antropometrik özelliklerini, fiziksel kapasitelerini ve toleranslarını göz önüne alarak, çalışma ortamındaki tüm faktörlerin etkisi ile olabilecek psiko-sosyal stres karşısında, verimlilik ve insan-makine-çevre uyumunu en üst düzetde sağlamaya amaçlayan çok disiplinli bir çalışma alanıdır.
Başta mühendislik, mimarlık, tıp, psikoloji ve sosyolojiden oluşan bu çok disiplinli yapı, insana uyumlaştırılmış ideal makine-çevre sistemi arayışı içindedir. Şüphesiz bu arayışın temel amacı, insana uyumlu bir çevre yanında en önemli üretim faktörü olan insan gücüne (ya da işgücüne) rahat, kolay ve sağlıklı bir şekilde üretim ve ekonomik faaliyetlerini sürdürebilmesini sağlayan mekan (ofis, fabrika vb.) ve donanımların (makine, teçhizat vb.) yaratılması isteğidir. İnsanın sağlıklı, güvenli ve verimli çalışması, ekonomik faaliyetlere en etkin şekilde katılabilmesi, bu ideal uyumun yakalanabilmesiyle gerçekleşmektedir.
Büro ortamında çalışanlara yönelik ergonomik riskler nelerdir?
Son yıllarda büro ergonomisinin odak noktasında bilgisayarlı çalışma ve bunun yol açtığı sorunlar yer almaktadır. İnsanlar
her türlü işletme sürecinde temel öğe olarak yer alırlar ve ürün veya hizmetin kalitesine doğrudan etki ederler. Bürolarda ortaya çıkan en önemli sağlık problemi olarak İşe Bağlı İskelet-Kas Sistemi Bozuklukları gösterilmektedir.
Genellikle boyunda, omuzlarda, belde, dirsekte ve özellikle bileklerde yumuşak dokulardaki (kas,tendon, bağ, sinirler ve damarlar) incinmeler ve/veya huzursuzluk, ağrı, yorgunluk, şişik, sertleşme, uyuşma, karıncalanma gibi rahatsızlıklara Birikimli (Tekrarlı) Travma Bozuklukları da denilmektedir. Bu tür rahatsızlıklara yol açabilecek ortak risk faktörleri olarak
• İş tekrarı
• Statik (Durağan) yük ve sürekli efor (güç harcama)
• Ters duruşlar
• Mekanik temas stresi gösterilmektedir.
Anatomi nedir?
Anatomi: Temel tıp bilimlerinden biri olan anatomi, insan vücudunun şeklini ve yapısını, vücuttaki organların tanımlanmasını, büyüklük ve biçim gibi özelliklerinin ortaya konması ve birbirleriyle olan ilişkilerinin belirlenmesini inceleyen bilim dalıdır. İnsanın yapısal özelliklerini dikkate almasından dolayı ergonomi için büyük önem taşır.
Antropometri nedir?
Antropometri: İnsanın beden ölçülerini inceleyen bilim dalıdır. Anatomik yapıya bağlı olarak insanın hareket alanının belirlenmesinde, beden ölçülerine göre çalışma mekanının ve insanın tasarıma dahil olduğu her alanın düzenlenmesinde antropometrik ölçüler dikkate alınmaktadır. Bu yüzden, antropometrisiz bir ergonomi düşünülemez.
Ergonomik olmayan çalışma ortamlarının çalışanlar ve işyeri üzerinde olumsuz etkileri nelerdir?
Ergonomik olmayan çalışma ortamlarının çalışanlar ve işyeri üzerinde farklı olumsuz etkileri bulunmaktadır. Gününün büyük bir bölümünü çalışarak geçirenler için ergonomik olmayan çalışma ortamları çalışan kişilerin sağlığını olumsuz yönde etkilemektedir. Yaşanan sağlık sorunları kişinin çalışma performansını olumsuz etkilerken çalışma ortamındaki iş yapış yönteminde de aksaklıklara neden olmaktadır. Tedavi olma gereksinimi nedeniyle çalışanların işyerinden uzaklaşması ve zaman kaybı ise, organizasyona bir yük getirecektir. Çalışanların yaptığı işten ve işyerinden aldığı doyum sağlık sorunları nedeniyle azalacak ve motivasyon eksikliği nedeniyle çalışma verimliliği azalacaktır. Bütün bu olumsuzluklardan kaynaklanan maddi ve manevi kayıpların karşılığı hesaplanabilse, yöneticilerin pek çoğu gerekli tedbirleri alma ve değişiklikleri yapma yönünde harekete geçebilir.
Günümüz büro mekanlarında gereksinimler kaç başlık altında toplanır?
Günümüz büro mekanlarında bu gereksinimler 5 temel başlık altında açıklanmaktadır
- Büro iç mekanının boyutsal ve işlevsel gereksinimleri
- Psikolojik ve sosyal gereksinimler
- Estetik gereksinimler
- Teknik gereksinimler
- Bakım ve kullanım gereksinimler
Büro İç Mekanının Boyutsal ve İşlevsel Gereksinimleri arasında bulunan masa ve sandalye özellikleri nelerdir?
Bürolarda çalışanlar için çalışma biriminin en önemli parçaları sandalye ve masadır. Sandalyenin ayaklarının tekerlekli olması ve kendi ekseni etrafında dönebilmesi, kolçaklarının bulunması, oturma yüksekliğinin ve arkalığının ayarlanabilir olması, oturma pozisyonunda kolayca ayarlanabilir olması ve oturmaya uygun bir malzemeyle kaplanmış olması ergonomik bir sandalyenin temel özelliklerindendir. Çalışana uygun çalışma ortamlarında sandalye, masa, bilgisayar ve klavye vb. yüksekliklerinin tamamen ayarlanabilir olması tercih edilmektedir. Bugün Avrupa Birliği normlarında önerilen 72cm. masa yüksekliğinin bile sabit olmaması, yüksekliğinin belirli sınırlar arasında (68-84cm.) ayarlanabilir olması kullanım açısından büyük esneklik sağlayacaktır. Sandalye oturma düzlemi yüksekliği 38.1-45.7cm. olarak kabul edilmektedir. Ayak destekleri yeteri kadar büyüklükte, yeri değişebilen, yüksekliği ayarlanabilen, en az 35cm. derinliğinde ve 45cm. genişliğindeki aparatlardır. Eğimi 10-250 arasında, yüksekliği de 15cm’ye kadar ayarlanabilir olmaktadır.
Büro ortamında Bilgisayar Ekranı (Monitör) nasıl yerleştirilmelidir?
Ekranın çalışana göre konumu çok önemidir. Ekran, kullanıcının boynunu çevirmeye gerek duymadan görebileceği şekilde tam karşısına yerleştirilmelidir. Şekil 7.2-3’de görüldüğü gibi ekran doğrudan masaya yerleştirilmeli, altına kitap, kutu gibi yükselticiler konulmamalıdır. Ekran yüksekliği, ekranın üst sınırının yaklaşık olarak kullanıcının göz hizasına gelecek şekilde, ekranın ortasına 300 bakış açısıyla bakan kullanıcıya göre ayarlanmalıdır. Konumlandırmada bir başka önemli durum, ekrana bakış uzaklığıdır. Ekran boyutu çalışanın ekrana bakış uzaklığını etkilemekle birlikte Şekil 7.4 de gösterilen ekran ile kullanıcı arasındaki mesafenin 45-70 cm. olması göz ve beden sağlığı için tercih edilmektedir. Ekran ile kullanıcı arasındaki mesafenin 45cm.nin altında kaldığı durumlar-da boyun, omuz, sırt, kol ve gözlerde sağlık açısından risk oluşmaktadır. Bu uzaklığın önerilen ideal uzaklığın üst limiti olan 70 cm.den fazla olması durumunda ise, boyun, omuz ve gözleri zorlama ve tekrarlandıkça vücuda zarar vermesi söz konusudur.
Ekranda yansımanın önlenmesi de ekranın konumlandırılmasıyla ilişkilidir. Bilgisayar ekranları gün ışığı veya büro aydınlatma elemanları gibi ışık kaynaklarını yansıtması durumunda görme kalitesini olumsuz etkilemektedir. Yansımayla ilgili sorunlar, bilgisayar ekranının kapatılması ve kapalı pozisyonda ışık kaynağı ekranda görünmeyene değin konumunda değişiklik yapılmasıyla giderilmektedir.
Büro ortamında Klavye ve Fare (Mouse) seçimi ve kullanımı nasıl olmalıdır?
Diz üstü bilgisayarlar dışında tüm bilgisayarlarda ekran ve klavye iki ayrı birimdir. Kullanıcı ile ekran arasında olması gereken ergonomik özellikler çok uzun süreden beri kullanılan klavyeler için de yeni ergonomik özelliklere dönüşmektedir. Yatayda 5-15o eğimli ve masa üzerine kolay kaymayacak şekilde yerleştirilmelidir. Klavyede tuşların ve gövdenin ışığı fazla yansıtmayacak renkte ve mat olmasına dikkat etmek gerekir. Operatörün klavye kullanırken bileklerini dayayabileceği, bu amaç için üretilmiş bilek destekleyicileri ya da bilek koruyucuları parmak, el ve bilek rahatsızlıklarını önlemede etkili olmaktadır. Özellikle 10 parmak klavye kullanan çalışanlar için klavyenin bilek pedleri ile desteklenmesi, bileklerin yorulmasını engellemektedir. Bununla birlikte, elin bilgisayara yönelimini dikkate alarak tasarlanan klavyeler de ergonomik açıdan tercih edilmektedir. Bilgisayara rakam girişlerinin çok olduğu birimlerde klavyenin harf ve rakam kısımları ayrılabilir yapılırsa, rakamları içeren birim istenildiği yere yerleştirilebilir, örneğin solaklar bu birimi harf birimlerinin soluna yerleştirerek çok daha rahat kullanabilirler.
Farelerin çoğu temel ergonomik isteklere uyumludur ve her iki el ile kullanılabilecek şekilde tasarlanırlar. Önemli olan elin tamamının fare üzerine teması ve fareyi tutmak için bir kuvvete gereksinim duyulmamasıdır. Fare kullanılırken dirseğin 90o olması ve farenin klavye ile aynı düzlemde yer alması kullanım konforu açından önemlidir. Farenin kullanımı sırasında bileğin doğal pozisyonunu korumasına ve farenin kavranmasında avuç içinin yere paralel konumlanması kullanımı sağlıklı kılmaktadır. Kullanım sırasında yalnızca bileğin hareket etmesi yerine kolun hareket etmesi de sağlık açısından önerilmektedir. Veri girişi gibi materyale sürekli bakmayı gerektiren çalışma yürütenler, klavye ve fare ile birlikte, genellikle monitöre sabitlenen kağıt tutucuları yaygın olarak kullanmaktadırlar. Bilgisayar ekranıyla aynı uzaklıkta ve yükseklikte yer alan kağıt tutucular, baş hareketini en az seviyeye indirerek performansı olumlu yönde etkilemektedirler. Böylece, çalışma masası üzerine konularak okunan dokümanlar nedeniyle boynun sürekli olarak ileri geri hareketi ile eğilme ve bükülme gibi zorlayıcı tekrarlar ortadan kaldırılmaktadır.
Çalışanların büro ortamında dışa vurduğu davranışlar hangi mekanizmayla açıklanmaktadır?
Çalışanlar, çalışma ortamı içinde bir takım davranışlar sergilemekte ve değişen çalışma mekanı koşullarına uyum sağlayacak şekilde davranışlar içine girmektedir. Çalışanın dışa vurduğu bu davranışlar, kişinin benliğini korumak, kişisel ve sosyal kimliğini tanımlamak, sosyal etkileşimi düzenlemek üzere ortaya konmakta ve yaygın olarak dört davranış mekanizmasıyla açıklanmaktadır:
• Kişisel mekan
• Egemenlik alanı
• Mahremiyet
• Kalabalıklaşma ve yalıtılmışlık
Çalışma ortamında mahremiyet dengesinin bozulması, hangi olumsuz durumları ortaya çıkarmaktadır?
Çalışma ortamında mahremiyet dengesinin bozulması, kalabalıklaşma ya da yalıtılmışlık olarak iki farklı olumsuz durumu ortaya çıkarmaktadır. Her iki kavram da bürolarda çalışanların kişisel mekanı ve egemenlik alanına girilip bu alanın ihlal edilmesi durumunu anlatmaktadır.
Sınırlı kaynaklara karşın fazla ve düzensiz insan sayısının varlığı “kalabalıklaşma”, çalışma ortamında soyutlanma ise “yalıtılmışlık” duygusunu ortaya çıkarmaktadır.
Sonuç olarak, söz konusu davranış mekanizmalarının dikkate alınmaması veya herhangi birinin ihmal edilip diğerleri ile açığı kapatma çabası, çalışma ortamının psikolojik dengesini zedelemektedir. Günümüz çağdaş büro mekanlarında, çalışanlardan beklenen iş veriminin tam olarak sağlanabilmesi ve her açıdan sağlıklı bir ortamın oluşturulabilmesi için psikolojik ve sosyal gereksinimlerin yeterli düzeyde karşılanması gerekmektedir.
Mekanın görsel algılanmasıyla ilgili olarak;kaç farklı boyut söz konusudur?
Mekanın görsel algılanmasıyla ilgili olarak; ışık algılanması, mekansal organizasyonun algılanması ve renk algılanması olmak üzere üç boyut söz konusudur. Söz konusu algılama türleri, çalışanların çalışma mekanına bakışı açısını, ruh halini ve performansını etkilemektedir.
Renklerin algılanması ışık kaynaklarına bağlı olduğundan, farklı mekanlar için çalışma ortamı özelliklerine uygun renkler ve ışık kaynaklarının seçilmesi gerekmektedir. Böylece eylemler ve renk arasındaki ilişkilerin doğru kurulması sonucu görsel konforun sağlanması kolaylaşacak, kişilerin eylemleri daha rahat ve istekli yerine getirmeleri sağlanacaktır. Renkler her ne kadar kişiden kişiye farklı etkiler gösterse de insan psikolojisi üzerinde ciddi etkileri bulunmaktadır. Çalışma ortamlarında koyu renklerin genellikle yorgunluk ve sıkıntı hissi uyandırdığı, ışığı yuttuğu ve zor algılandığı, açık renklerin ise aydınlık, ferahlık hissi verdiği ve ışığı yansıtarak mekanın algılanmasını kolaylaştırdığı bilinmektedir. Renk, mekanın ışıklık düzeyiyle de bağlantılı olarak mekan içinde gerçekleştirilecek eyleme göre mekana büyük, küçük, sıcak, soğuk, enerjik, sıkıcı, sakinleştirici gibi mekansal özellikler kazandırmaktadır. Bürolarda uygun renk seçimi, algılamayı da kolaylaştırmakta, böylece fiziksel ve psikolojik ihtiyaçları karşılanan kişi daha verimli ve başarılı olmaktadır.
Büro mekanlarında iyi bir aydınlatma sistemine sahip olmak için hangi özelliklere dikkat edilmesi gerekmektedir?
Büro mekanlarında iyi bir aydınlatma sistemine sahip olmak için aşağıdaki özelliklere dikkat edilmesi
gerekmektedir:
• Aydınlatma şiddeti yeterli olmalı,
• Aydınlatma bütün alana eşit yayılmalı,
• Işık yönü ve gölgelemeye dikkat edilmeli,
• Işık yansımalarından kaçınılmalı,
• Kullanılan ışığın niteliği uygun olmalı,
• Titreşim ve parlaklık değişimlerini engellemek için aydınlatma sabit olmalı,
• Bürolarda yansıma ve psikolojik etki açısından uygun renkler seçilmelidir.
Bilgisayarlı çalışma ortamlarında, görsel konfor koşullarını olumsuz olarak etkileyen kamaşma ve yansıma olaylarını en aza indirgeyebilmek amacıyla, tavan aydınlatma elemanlarının pencerelere paralel olarak; bilgisayar monitörlerinin ise pencere düzlemlerine 90o açı oluşturacak şekilde yerleştirilmesi önerilmektedir. Bununla birlikte, belli aralıklarla tavana monte edilerek, büro mekanında homojen bir aydınlık seviyesi oluşturan ışık kaynaklarından ortama yayılan ışınlar bilgisayar ekranlarından yansıma açıları, ideal görsel konfor koşullarının oluşturulması için büyük önem taşımaktadır. Tavana monte edilen aydınlatma armatürlerinden gelen ışınların bilgisayar ekranları üzerinde 45o (30-60o ) açı yapması kamaşma, parlama ve yansıma gibi görsel şikayetleri minimuma indirmektedir.
Gürültü, dış kaynaklı ya da yapı içinde oluşsun, çalışanların bundan etkilenmemesi için neler yapılması gerekmektedir?
Gürültü, dış kaynaklı ya da yapı içinde oluşsun, çalışanların bundan etkilenmemesi için;
• Gürültünün oluşmaması veya düzeyinin azaltılması gerekir. Bir başka ifadeyle, gürültü kaynağında sınırlandırılmalı ya da yok edilmelidir. Bunun için, sessiz çalışan araç gereçler ya da makineler tercih edilmeli, bunların sürekli bakımı yapılmalı, eskiyen parçaları değiştirilmeli ve
bunlarla birlikte gürültüsüz iş yöntemleri seçilmelidir.
• Gürültünün yayılması önlenmeli, önlenemiyorsa olduğu yerde kalması sağlanmalı, kaynağın bulunduğu alanda gürültünün yükselmesini engelleyen tedbirler alınmalıdır.
• Alınacak tedbir ya da koruyucularla gürültünü insan sağlığına zarar vermesi önlenmelidir. Kulaklık ya da tıkaç gibi koruyucular yanında gürültülü çalışma ortamlarında çalışma saatleri azaltılmalı, daha sık dinlenme aralıkları verilmelidir.
Günümüz büro yapılarında çalışma ortamı ve işin kendisi çalışanın sağlığı açısından güvenliğin sağlanmasında hangi yöntemlerden bahsedilebilir?
Günümüz büro yapılarında çalışma ortamı ve işin kendisi çalışanın sağlığı açısından güvenli olmalıdır. Genel olarak güvenliğin sağlanmasında üç güvenlik yönteminden bahsedilebilir:
Doğrudan güvenlik: Güvenlik gereksiniminin planlanıp, binanın tasarımının yapıldığı süreçte tehlikenin başlangıçta ortadan kaldırılmasıdır. Ekonomik yatırım gerektirecek bu süreç için çalışma sistemlerini tasarlayan ve uygulayan deneyimli tasarımcılara gereksinim vardır.
Dolaylı güvenlik: Koruyucu güvenlik önlemleri ile çalışma mekanı, mekandaki donanım ve çalışanın tehlikeyle karşılaşması ya da tehlikeye maruz kalmasının önlenmesidir.
Uyarıcı güvenlik: Doğrudan ve dolaylı güvenliğin tam uygulanamaması nedeniyle tehlikenin uyarıcı levha, işaretlerle belirtilmesi, tehlikeden nasıl kaçınılacağının herkes için kolay anlaşılır yazı ve resimlerle gösterilmesidir.
Büro mekanı çalışanları için iklimlendirme önemi nedir?
Çalışanların sağlıklı, güvenli ve verimli çalışmalarını doğrudan etkilemesi nedeniyle ortamın sıcaklığı, nemi hava dağılımı, hava temizliğinin arzu
edilen koşullarda sağlanması sağlıklı ve fizyolojik gereksinimleri karşılayabilen bir büro mekanı için vazgeçilmez unsurlardır. Dolayısıyla, bürolarda çalışmanın gerçekleşmesi süresince ortamın hava koşullarının değişmesi iklimlendirme sistemlerinin kurulma nedenlerinin başında gelmektedir.
İklimlendirmede bu koşullar her zaman sağlanamıyor olsa da bürolarda ısı düzeyinin 21-230 C (Santigrat), nem oranının ise %40-60 düzeyinde bulunması çalışma konforu açısından tercih edilmektedir.
İklimlendirme ile çalışanlar için yeteri düzeyde temiz hava alınırken, mekandaki zararlı maddelerin emilmesi de sağlanmaktadır. Bürolarda ne kadar havaya gereksinim duyulacağı pek çok faktöre göre değişmekle birlikte bu faktörlerin önemlileri aşağıdaki gibi sıralanmaktadır;
• Çalışma ortamının hacmi,
• Çalışan kişi sayısı,
• Çalışma süresince harcanan oksijen ve verilen karbondioksit miktarı,
• Çalışma ortamında havayı kirletici ve ortamı çalışan kişi için rahatsız edici hale dönüştüren zararlı maddelerin cinsi ve miktarı,
• Çalışma yöntemlerinin neden olduğu sıcaklık ve nem artışı,
• Çalışma dışı faktörlerin neden olduğu kirleticilerdir (sigara, ter, parfüm kokusu vb.)
Büro mekanlarında erişilebilirliğin ve kullanılabilirliğin sağlanması için nelere dikkat edilmelidir?
Büro mekanlarında erişilebilirliğin ve kullanılabilirliğin sağlanması için;
• Binalarda giriş güzergahları, giriş sahanlıkları, giriş kapıları, asansörler, merdivenler ve tuvaletler erişilebilir ve kullanılabilir olmalıdır
• Binalar yalın ve kullanışlı planlara sahip olmalı, yatay dolaşım için herkes aynı güzergahı engelsiz olarak kullanmalıdır. Bürolar, tekerlekli sandalye kullanan bir çalışanın bile rahatlıkla kullanabileceği büyüklükte hareket alanı ve donanım, iyi işaretlenmiş ve kolay algılanabilir
yönlendiriciler, iyi bir aydınlatma ve görsel zıtlığa sahip olmalıdır.
• Düşey dolaşım için herkesin aynı güzergahı kullanmasının yanı sıra merdiven, rampa ya da asansörler standartlara uygun olmalıdır.
• Acil durumlarda kullanmak için herkes için algılanabilir ve belirgin acil çıkış/kaçış düzenlemeleri bulunmalıdır.
• Yürüyüş yüzeyleri kaymayı önleyici, sürtünme katsayısı yüksek malzemeyle, ıslanması muhtemel zeminler ise, sürtünme katsayısı yüksek malzeme ile döşenmelidir.
• Kapıların yeterli büyüklükte olması ve kullanımının kolay olması, tekerlekli sandalye kullanan çalışanların bile rahatlıkla açma ve kapatmasını olanaklı kılan kapı ve pencere sistemleri ve yeterli kullanım alanının bulunması gereklidir.
• Her türlü kontrol düğmeleri ve anahtarlarının uygun yükseklikte, erişilebilir konumda, renkte olması ve rahat kullanılması sağlanmalıdır.
• Mekanın farklı zaman dilimlerinde güvenli bir şekilde kullanılabilmesi için iyi aydınlatılması önemlidir.
• Algılanabilir iyi bir işaretlemenin yanı sıra duvarlarda, döşemelerde, kapılarda ve işaretlemelerde belirgin bir görsel zıtlık bulunmalıdır.
• İki veya daha fazla duyu yoluyla (hissedilebilir, işitsel ve görsel) iletişim sağlayabilecek yöntemler kullanılmalıdır.
Tekerlekli sandalyesini bağımsız olarak kullanabilen çalışanlar için büro ortamının erişilebilirliğinin sağlanmasında nelere dikkat edilmelidir?
Büroların tasarımında hareket kısıtlılığı da bulunan çalışanları da kapsayacak şekilde potansiyel bütün kullanıcılarına yönelik olarak tasarlanması esastır. Hareket kısıtlılığı yaşayan tekerlekli sandalyeli çalışanlar için öncelikle büroya erişilebilirliğin dış mekanda sağlanması
gerekir.
Büro yapısı içinde giriş kapısı, giriş holü ve danışma gibi binanın ilk işlevlerinin öncelikle erişilebilir olması gerekir. Bununla birlikte, yatay ve düşey dolaşım alanlarının hemzemin ya da engelsiz olmasına özen gösterilmelidir. Birkaç santimetrelik yüksekliğin, bir eşiğin bile tekerlekli sandalye için engel oluşturacağı unutulmamalıdır. Sabit ve hareketli donanımların tekerlekli sandalyelinin kullanabilirliği de dikkate alınarak boyutlandırılması bağımsız kullanım için önemlidir. Tekerlekli sandalye ile ofis mobilyaları arasındaki etkileşimin sağlanmasına, güzergahları geçiş genişlikleri, acil çıkışlar ile tuvaletlerin erişilebilirliği ve kullanılabilirliğine dikkat edilmelidir. Ulusal ve uluslararası standartlara göre hazırlanmış erişilebilirlik ve kullanılabilirlik kontrol listeleri bu konuda başvurulabilecek önemli kaynaklardır
Gelişmiş ülkelerde yaygın olarak kullanılan yardımcı teknolojiler nelerdir?
Bürolarda da bilgisayar kullananlara yönelik ekran, klavye ya da fareyle etkileşimi sağlayan teknolojik çözümler ağırlık kazanmaktadır. Bunlar arasında, televizyonlar, telefonlar, metni sese dönüştüren kameralar, dokunmatik ekranlar, alternatif klavyeler, görmeyenler için kabartma yazı baskı yapan cihazlar, nefes yoluyla aktive olan sistemler gelişmiş ülkelerde yaygın olarak kullanılan yardımcı teknolojiler arasında sayılmaktadır.
Bürolarda ortaya çıkan çok önemli sağlık problemi olarak neler sayılabilir?
Bürolarda ortaya çıkan çok önemli sağlık problemi olarak İşe Bağlı İskelet-Kas Sistemi Bozuklukları gösterilmektedir. Genellikle boyunda, omuzlarda, belde, dirsekte ve özellikle bileklerdeki yumuşak dokulardaki (kas, tendon, bağ, sinirler ve damarlar) incinmeler ve/veya huzursuzluk, ağrı, yorgunluk, şişik, sertleşme, uyuşma, karıncalanma gibi rahatsızlıklara Birikimli (Tekrarlı) Travma Bozuklukları da denilmektedir. Bu tür rahatsızlıklara yol açabilecek ortak risk faktörleri olarak
• İş tekrarı
• Statik (Durağan) yük ve sürekli efor (güç harcama)
• Ters duruşlar
• Mekanik temas stresi
gösterilmektedir.
Masa başında çalışanların bel ve sırt sağlıkları için dikkat emesi gereken durumlar nelerdir?
Masa başında çalışanların bel ve sırt sağlığı için dikkat emesi gereken bazı durumlar vardır. Çalışanlar da iş yerinde vücudunu doğru pozisyonlarda kullanarak, ortamını kendine uygun hale getirmeye çalışarak, egzersiz ve fiziksel aktivite yaparak belini korumada sorumluluk almalıdır. Bunu yaparken;
- Sırt, boyun ve belin dik pozisyonda oturma alışkanlığı yerleştirilmeli,
- Oturulan koltuk ya da sandalyeler ergonomik olmalı, bel ve sırtı desteklemeli ya da ortopedik destekler kullanılmalı ve ayaklar mutlaka yere temas etmeli,
- Dizler mümkün olduğunca dik bir açıda duracak şekilde çalışılmalı, bunu sağlamak için gerekirse ayak altına eğimli bir ayak destekleri konmalı,
- Bilgisayarda sürekli olarak yazı yazılması veya çizim yapılmasından dolayı aynı hareketin klavye ya da fare üzerinde sayısız tekrarı ve bu hareketlerde kuvvet uygulanması nedeniyle eller zaman zaman dinlendirilmeli, parmaklara germe egzersizleri yaptırılmalı,
- Klavye bilgisayar ekranının önünde olmalı, farklı pozisyonlar nedeniyle boynun sürekli olarak çevrilmesi önlenmeli,
- Oturma süresinin uzunluğuna göre yarım ya da saatte bir ara verilip temiz hava alınmalı, omurga esnetilmeli, boyun ve sırt germe ve gevşeme egzersizleri yapılmalı,
- Büro mekanındaki dolap ve çekmecelerden bir şey alırken eğilir pozisyonda uzun süre kalmak yerine oturmalı, yüksek yerlere uzanmak yerine tabure vb. yükselticiler kullanılmalı,
- Büro mekanında taşınması gereken ağır dosya veya nesneler tek seferde taşınmak yerine birkaç seferde ya da birkaç kişiyle taşınmalı, belin dik olmasına dikkat edilmeli,
- Aşırı gerginlik ve stresten uzak durulmalı, belirli aralıklarla mola verilmelidir. Çalışma molalarının beklenen yararı sağlayabilmesi için işin koşullarına göre nasıl ve nerede kullanılması gerektiği de belirlenmelidir.
Boyun sağlığı için büro ortamında çalışanların dikkat etmesi gereken konular nelerdir?
Büro ortamında bilgisayarlarda sürekli yazı yazmak ya da çizim yapmak gibi işler tek yönlü dinamik işlerdir. Bu ve benzer işlerde el, kol, omuz ve boyun fazlaca yorulmaktadır. Çalışanlar bu işleri yaparken iş gereği vücudun aldığı konuma dikkat etmezse kronik boyun ve omurga rahatsızlıkları ile karşılaşmaktadır. Özellikle hatalı duruş pozisyonu, bilgisayar ve klavyenin konumu, ekranın yüksekliği ve başla ilişkisi, telefonun sürekli olarak baş ile omuz aralığında sıkıştırılma alışkanlığı boyun sağlığını etkilemektedir. Bu yüzden, büro ortamında çalışırken boyun ağrılarından korunmak için;
• Çalışma sırasında ani olarak yapılan ters hareketlerin, boyun ve kollardaki kasların ağrılı spazmlarına neden olacağı, bu yüzden ani ve ters boyun hareketlerinden sakınılmalı,
• Duruş bozukluğundan kaynaklanan kas ağrıları, kas spazmları ve önlem alınmadığı takdirde boyun fıtığı gibi hastalıklara maruz kalmamak için kol ve bel destekli ergonomik bir sandalyede dik oturulmalı, otururken ayaklar yere değmeli,
• Boyun ve bel ağrılarının oluşumu ve bu ağrıların dirençli olmasında rol oynayan en önemli faktörlerden biri olan fizik kondisyonun iyi olması,
• Büro çalışanlarında, özellikle ekran karşısında çalışanlarda boyun ve bel sorunlarının yaşanmaması için iç ve dış risk faktörlerinin iyi belirlenerek giderilmesi gerekmektedir. İş dışında spor ve benzeri aktivitelerin önerilmesi ve uygulanmasının sağlanması beden sağlığı ve iş verimi açısından yararlı sonuçlar ortaya koyacaktır.
Büro ortamında çalışanların göz sağlığını korumak için dikkat etmesi gereken unsurlar nelerdir?
Göz sağlığı, büro ortamında çalışanların alacağı basit önlemlerle korunabilmektedir. Bilgisayarla Çalışma ve Teknik Gereksinimler başlıklarında bilgisayar ekranı ve aydınlatma konularında verilen bilgiler göz sağlığının korunması açısından önemlidir. Bununla birlikte aşağıdaki tedbirlerin alınması da göz sağlığının korunması açısından önemlidir.
• Öncelikle teşhis edilmemiş bir göz kusuru için çalışanların göz muayenesinden geçirilmesi,
• Ekrana bakış uzaklığının beden sağlığı için tercih edilen 45-70cm. uzaklıkta olması, bu uzaklığın altında ve üzerinde olması durumunda göz ve boyun sağlığının bundan olumsuz etkileneceği,
• Bilgisayarla çalışma süresine bağlı olarak periyodik aralıklarla gözlerin dinlendirilmesi,
• Bilgisayar ekranının ışık kaynağına karşı yerleştirilmemesi,
• Çalışma ortamında düşük ya da yüksek seviyede aydınlatma yapılmaması,
• Ekranın temizliği, görüntünün netliği, yazıların büyüklüğü ve kontrastlığı,
• Gözyaşı kaybını azaltmak için bilinçli olarak gözlerin kırpılması,
• Yakın gözlüğü kullananlarda bilgisayar ekranına odaklanan “bilgisayar gözlüğü” kullanılması,
• Büro ortamı havasının nemlendirilmesi
• Tedbirlere rağmen gözlerde kızarıklık, yanma, batma şikayetleri oluyorsa, yapay gözyaşı damlaları kullanılması,
• Sorunların erken teşhisi ile gerekli basit önlemlerin alınması ve kalıcı hale dönüşmesinin önlenmesi