Hukuk Dili Ve Adli Yazışmalar Dersi 7. Ünite Özet
Tebligat Kanunu’Na Göre Düzenlenen Belgeler
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Tebligatla İlgili Genel Açıklamalar
Birçok yargılama ve icra işleminin yapılması için kanunlarda süreler kabul edilmiştir. Tebligat özellikle sürelerin başlangıcı açısından önem taşıyan bir işlemdir. Bunun yanında yine çeşitli yargısal işlemlerin yapılması amacıyla taraflar, tanıklar veya yargılamayla ilgili diğer kişilerin mahkeme huzuruna davet edilmesi gerekebilir. Gerek sürelerin başlaması için yapılan tebliğlerde, gerek kişilerin daveti için gönderilen davetiyelerin tebliğinde Tebligat Kanunu hükümlerine uygun hareket edilmelidir. Kazai merciler ve icra daireleri yanında, Tebligat Kanunu’nun 1. maddesinde sayılan kurum ve kuruluşlar da ilgililere yapılacak tebliğler bakımından Tebligat Kanunu’na tâbidir. Kazaî merciler, 10.12.2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’na ekli (I) sayılı cetvelde yer alan genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri, (II) sayılı cetvelde yer alan özel bütçeli idareler, (III) sayılı cetvelde yer alan düzenleyici ve denetleyici kurumlar, (IV) sayılı cetvelde yer alan sosyal güvenlik kurumları ile vakıf yükseköğretim kurumları, il özel idareleri, belediyeler, köy hükmi şahsiyetleri, barolar ve noterler tarafından yapılacak elektronik ortam da dâhil tüm tebligat, 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılır (TebK m. 1). Bunun yanında icra dairelerinden yapılacak tebliğler bakımından da Tebligat Kanunu hükümlerinin uygulanması gerekir (İİK m. 21). Tebliğ kelimesinin sözlük anlamı “bildirme, haber verme”; tebligat kelimesinin sözlük anlamı ise “bildirim”dir (http://www.tdk.gov.tr - Güncel Türkçe Sözlük). Tebligat Kanunu anlamında bir tanım vermek gerekirse tebligat, muhatabın bilgilendirilmesi ile bu bildirimin belgelendirilmesi özelliğini de barındıran bir işlemdir. 2.2.2015 tarihinde yürürlüğe giren Tebligat İşletme Usul ve Esaslarının tanımlar maddesinde “Hukuki işlemlerin Kanunda öngörüldüğü şekilde muhatabına veya muhatap adına kabule kanunen yetkili şahıslara yazılı olarak bildirimi ve bu bildirimin yapıldığının belgelendirilmesi işlemi” tebligat olarak tanımlanmıştır.
Davetiye
Davetiye, genel olarak yargılamayla ilgili kişilerin yargı önüne çağırılması amacıyla mahkemeye daveti içeren ve yine Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebliğ edilen bir belgedir. Davetiye gönderilen durumlara birkaç örnek şu şekilde verilebilir: Tarafların ön inceleme duruşmasına davet edilmesi (HMK m. 139) ya da tahkikat için ilk duruşmaya davet edilmesi (HMK m. 147) veya taraf yemini (HMK m. 228) için Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre tarafın yemin eda etmek üzere duruşmaya davet edilmesi. Taraf dışında başka ilgililerin de davetiye ile çağırılması mümkündür. Örneğin, tanıkların dinlenmek üzere mahkemeye davet edilmesi için de davetiye gönderilir (HMK m. 243-244). Ceza yargılamasında tanıkların, Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre dinlenmek üzere çağrılması için çağrı kâğıdı kullanılır (CMK m. 43). Yine ceza yargılamasında iddianame, çağrı kâğıdı ile sanığa tebliğ olunur. Bu konuda ayrıntılı düzenlemeye Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 176. maddesinde yer verilmiştir. Mağdur ile şikâyetçi, Cumhuriyet savcısı veya mahkeme başkanı veya hâkim tarafından çağrı kâğıdı ile çağırılıp dinlenir.
Tebliğ Mazbatası
Tebliğ, kural olarak bir mazbata ile belgelendirilir (TebK m. 23; TebY m. 35/1). Tebliğ mazbatası tebliğin ne zaman, nerede ve kime yapıldığını ispatlayan tek belgedir (TİUE m. 57/1). Eğer Tebligat Kanunu ve/veya Yönetmeliğe aykırı şekilde tebligatın yapılması söz konusu ise bu durum mazbatadan anlaşıldığı ölçüde usulsüz tebligatın sonucuna tâbi olacaktır (TebK. m. 32; TebY m. 53). Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi ve Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 53. maddesine göre usulsüz tebligatın sonucu şudur: “(1) Tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliği öğrenmiş ise geçerlidir. Aksi takdirde tebligat yapılmamış sayılır. Muhatap, her ne şekilde olursa olsun tebliğ evrakını veya davetiyeyi alırsa ya da bunların içeriğini öğrenirse tebliği öğrenmiş sayılır. (2) Muhatabın tebliği öğrendiğini beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. (3) Tebliğin usulüne aykırı yapılmış olması halinde, muhatabın tebliği öğrendiğinin ve bunun tarihinin iddia ve ispatı mümkün değildir.” Tebligatın yanlış kişiye ve/veya yanlış usulde daha açık ifadeyle Kanun ve Yönetmelik’e aykırı olarak yapılması durumunda, tebliğ mazbatasından bu durum anlaşılacağından, muhatap bu tebliğ mazbatasına dayanarak tebligatın usulsüz yapıldığını ileri sürebilecektir. Tebligat Kanunu’nun 23. maddesine (aynı şekilde TebY m. 35 ve TİUE m. 57) göre, tebligat mazbatasında aşağıdaki hususlar bulunur:
- Tebliği çıkaran merciin adını,
- Tebliği isteyen tarafın adını, soyadını ve adresini,
- Tebliğ olunacak şahsın (muhatabın) adını, soyadını ve adresini,
- Tebliğin konusunu,
- Tebliğin kime yapıldığını ve tebliğ muhatabından başkasına yapılmış ise o kimsenin adını, soyadını, adresini ve bu kişinin Tebligat Kanunu’nun 22. maddesi gereğince tebellüğe ehil olduğunu,
- Tebliğin nerede ve ne zaman (tebliğ tarihini ve saatini) yapıldığını,
- Tebligat Kanunu’nun 21. maddesindeki durumun gerçekleşmesi hâlinde bu hususlarla ilgili hangi işlemlerin yapıldığını, adreste bulunmama ve kaçınma (imtina) için gösterilen sebebi,
- Tebligatın adres kayıt sistemindeki adrese yapılması durumunda buna ilişkin kaydı,
- Tebliğ evrakı kime verilmiş ise onun adı, soyadı, sıfatı ve imzası ile tebliğ memurunun adı, soyadı ve imzasını içermesi gerekir. Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 35. maddesine göre, tebliğ mazbatasında yukarıda belirtilen hususları kaydetmek için yeterli alan bulunmaması hâlinde tebliğ memuru usulüne uygun şekilde mazbataya eklenti yapabilir (TebY m. 35/2). Bu maddeye göre hazırlanarak bastırılan ve tebligatı çıkaran merci tarafından tanzim edilen ek-1’de yer alan (3) numaralı örnek tebliğ mazbatasının ilgili bölümleri tebliğ memuru tarafından tebliğ yerinde düzenlenir (TebY m. 35/3). Tebliğ memuru, mazbatayı tebliğ yerinde fiili duruma uygun şekilde elle veya kaşe basılmak suretiyle doldurur.
Tebliğ Mazbatalı Kapalı Zarf
Tebligat Kanunu’nun 59. maddesine göre, Kanun’un 1. maddesinde yazılı mercilerden çıkarılacak tebliğ evrakı, tebliğ mazbatalı kapalı bir zarf içinde gönderilir. Ancak basit usulü muhakeme davetiyesi, yemin davetiyesi bu zarfın içine koyulmadan da gönderilebilir. Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 73. maddesi gereğince, Tebligat Kanunu’na uygun olarak tebligat yapacak mercilerce çıkarılacak tebliğ evrakı, teslim sırasında kolaylıkla ayrılabilecek şekilde, Yönetmeliğin ekindeki ek-1’de yer alan (7) numaralı örneğe göre hazırlanmış olan tebliğ mazbatalı bir zarf içine konulur.
Elektronik Tebligat
Tebligat Kanunu’na 11.1.2011 tarihinde (6099 s. K.) 7/a maddesi eklenmiş ve elektronik tebligat yapma imkânı getirilmiştir. Bu düzenlemeye göre, 19.1.2013 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlere elektronik yolla tebligat yapılması zorunluydu. Bunlar dışında kalan kişilere (muhataplara) ise isteğe bağlı olarak elektronik yolla tebligat yapılması kabul edilmişti. Söz konusu 7/a maddesi, 7101 sayılı Kanun’la (RG. 15.3.2018, S. 30361) değiştirilmiş olup yeni düzenleme 1.1.2019 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Buna göre, özellikle kendisine elektronik tebligat yapılması zorunlu olan muhataplar bakımından elektronik tebligatın kapsamı oldukça genişletilmiştir.
Yabancı Ülkelere Gönderilecek Belgelerin Düzenlenmesi
Tebligat Kanunu’nun 25. maddesine göre, kural olarak yabancı ülkelere yapılacak tebliğ o ülkenin yetkili makamı aracılığıyla yapılır. Bunun için anlaşma veya o memleket kanunları müsait ise o yerdeki Türkiye siyasi memuru veya konsolosu tebligat yapılmasını yetkili makamdan ister. Ancak yabancı ülkede tebligat yapılacak kişinin Türk vatandaşı olması hâlinde Tebligat Kanunu’nun 25/a maddesi gereğince tebliğ o yerdeki Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğu aracılığıyla da yapılabilir. Yabancı ülkelerde bulunanlara tebliğ olunacak evrak, tebligatı çıkaran merciin bağlı bulunduğu bakanlık aracılığıyla Dışişleri Bakanlığına, oradan da o yerdeki Türkiye Büyükelçiliğine veya başkonsolosluğuna gönderilir (TebK m. 25/2; TebY m. 38/1). Dışişleri Bakanlığı ve tebliği çıkaran merciin bağlı olduğu bakanlık tebliğ evrakını, Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 39, 40, 41, 43 ve 47. maddelerine göre düzenlenip düzenlenmediği yönünden inceler, varsa yanlışlık ve eksiklikleri düzelttirir veya tamamlattırır (TebY m. 38/3). Tebliğ evrakının düzenlenmesi de yabancı ülkede Türk vatandaşı olmayan kişilere yapılacak tebligatta ve yabancı ülkede Türk vatandaşı olan kişilere yapılacak tebligatta farklılık göstermektedir: Yabancı ülkede Türk vatandaşı olmayan kişilere yapılacak tebligatta aşağıdaki hususlar dikkate alınır (TebY m. 39, 40, 41):
- Yabancı ülkelere gönderilecek tebliğ evrakı, anlaşma hükümleri ve mütekabiliyet esaslarına göre düzenlenir.
- Yabancı ülkelere gönderilecek tebliğ evrakında; muhatabın adı ve soyadı, tam adresi ve uyruğu gösterilir. Bu bilgiler yazı makinesi ile yazılır.
- Tebliğ evrakı ve tebliğ mazbatalı kapalı zarf, muhatabın bulunduğu ülke diline veya anlaşmalarla belirlenen dile tercüme ettirilir.
- Tebliğ evrakı, ilgili tarafından tebligatı çıkaracak mercie verilmişse, tercümenin noterlikte yaptırılması gerekir. İlgilinin bulunduğu yerdeki noterlikte o dili bilen mütercim bulunmaz ve ilgilinin tercümeyi şahsen veya vekili tarafından diğer bir şehirdeki noterlikte yaptırması imkânı da bulunmazsa, tercüme, tebligatı çıkaracak merci tarafından tercüme yapılabilecek yerde bulunan denk bir merci vasıtasıyla oradaki noterlikte yaptırılır.
- Tebligat evrakı, ilgili merci tarafından resen tanzim edilmişse, merciin mütercimi varsa onun tarafından tercüme edilir ve merci tarafından onaylanır. Aksi hâlde, o yerdeki noterlikte veya diğer bir yerde bulunan denk bir merci vasıtasıyla tercüme ettirilir. Şu kadar ki ilgili merci, adli mercilerden ibaret ise, tercüme, mütercim bulunabilecek yerdeki yetkili merciin istinabesi suretiyle yaptırılır.
- Yabancı ülkelere gönderilecek olan ve belirli bir günü içeren tebliğ evrakının, tebliği çıkaran merci tarafından, belirlenen günden en az üç ay önce ilgili bakanlığa gönderilmesi gerekir. Her takvim yılı başında, tebligat işleriyle ilgili anlaşmalar hükümleri, mütekabiliyet esasları ve hangi ülkeler için avans olarak ne kadar tebligat masrafı yatırılması gerektiği Adalet Bakanlığınca Dışişleri Bakanlığından görüş alınarak Resmî Gazete’de yayımlanır. Bir takvim yılı içinde meydana gelen değişiklikler de aynı usulle ilan edilir.
İlanen Tebligat
Tebligat Kanunu’nun 28. maddesine göre, adresi meçhul olanlara tebligat ilanen yapılır. İlanen tebligat, tebligatta başvurulacak son çaredir (TebY m. 48/4). Tebligat Kanunu’nun diğer hükümleri gereğince kendisine tebligat yapılamayan ve ikametgâhı, meskeni veya iş yeri de bulunamayan kimsenin adresi meçhul sayılır. Adresin meçhul olması hâlinde keyfiyet tebliğ memuru tarafından mahalle veya köy muhtarına şerh verdirilmek suretiyle tespit edilir. Bununla beraber tebliği çıkaran merci, muhatabın adresini resmî veya hususi müessese ve dairelerden gerekli gördüklerine sorar ve zabıta vasıtasıyla tahkik ve tespit ettirir. Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 48. maddesine göre de Yönetmelik hükümleri uyarınca kendisine tebligat yapılamayan, tebliğ memuru tarafından adresi tespit edilemeyen, adres kayıt sisteminde de yerleşim yeri adresi bulunmayan kişinin adresinin tespiti için tebligatı çıkaran merci tarafından adres araştırması yapılır. Tebligatı çıkaran merci, muhatabın adresini öncelikle resmî veya özel kurum ve dairelerden, bunlardan sonuç alınamadığı takdirde kolluk vasıtasıyla araştırabilir ve tespit ettirebilir. Yapılan araştırmalara rağmen muhatabın adresinin tespit edilememesi hâlinde adres meçhul sayılır.