Hukuk Dili Ve Adli Yazışmalar Dersi 3. Ünite Özet
Medeni Usul Hukukunda Dilekçeler ve Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru
- Özet
- Sorularla Öğrenelim
Çekişmesiz Yargı İşleri
Çekişmesiz yargının üç ölçütü Kanunda şu şekilde sıralanmıştır:
- İlgililer arasında uyuşmazlık olmayan hâller.
- İlgililerin, ileri sürülebileceği herhangi bir hakkının bulunmadığı hâller.
- Hâkimin resen harekete geçtiği hâller
Buna göre çekişmesiz yargı, hukukun, mahkemelerce, bu üç ölçütten birine veya birkaçına göre bu yargıya giren işlere uygulanmasıdır (HMK m. 382). Kanunun aynı kişiler hukuku, aile hukuku, miras hukuku, eşya hukuku, borçlar hukuku, ticaret hukuku, icra ve iflas hukuku ve çeşitli kanunlardaki çekişmesiz yargı işleri örnek olarak sıralanmıştır. Buradaki önemli olan husus, bu sıralamaların sınırlayıcı değil örnekleyici bir sayım olduğudur. Sayılan örnek işler yanında, diğer kanunlarda da çekişmesiz yargı işlerinin düzenlendiği görülür. Örneğin, şartlar oluşmuşsa taraflar arabuluculuk faaliyeti sonunda bir anlaşmaya varırlarsa bu anlaşma belgesinin icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesi, çekişmesiz yargı işidir.
Çekişmesiz yargı işinde kullanılan yargılama usulü kural olarak basit yargılama usulüdür. Çekişmesiz yargıda kural olarak taraflar arasında bir çekişme olmadığından dilekçelerde davacı ve davalı yerine ilgili terimi kullanılır.
Çekişmesiz yargıda görevli mahkeme kural olarak sulh hukuk mahkemesidir. Bu kuralın en önemli istisnası ise Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenmiş çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi değil asliye ticaret mahkemesi olmasıdır. Yetkili mahkeme ise Kanun’da aksine hüküm bulunmadıkça, çekişmesiz yargı işleri için talepte bulunan kişinin veya ilgililerden birinin oturduğu yer mahkemesidir. Ancak, Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen kupon belgeleri, esas kupon belgelerinin yenilenmesine yarayan talonlar gibi hamile yazılı senetlerin iptaline ilişkin taleplerde yetkili mahkeme, borçlunun yerleşim yeri veya pay senetleri hakkında anonim şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesidir.
Bazı çekişmesiz yargı işlerini başka resmi makamlar da gerçekleştirebilir. Bu resmi makamlara örnek olarak noterler verilebilir. Terk eden eşin ortak konuta davet edilmesi ve mirasçılık belgesi verilmesi noterlerce de gerçekleştirilebilir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken nokta, bu iki istisnai durumda noterlerin yanında mahkemelerin de görevlerinin devam ettiğidir. Bir başka anlatımla ilgililer mahkemelere başvurabileceği gibi noterlere de başvurabilir.
Çekişmesiz yargı işlerinde verilen kararlara karşı, hukuki yararı bulunan ilgililer, kural olarak kararın öğrenilmesinden itibaren iki hafta içinde, istinaf yoluna başvurabilirler. Bazı çekişmesiz yargı işleri bakımından ise, bu kararlara karşı kanun yolu olmamakla birlikte bir hukuki çare olarak itiraz yolu öngörülmüştür.
Kanun’da aksine hüküm bulunmayan hâllerde, çekişmesiz yargı kararları maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez.
Geçici Hukuki Korumalar
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda düzenlenen geçici hukuki koruma türlerinden başlıcaları, ihtiyati tedbir (HMK m. 389 vd.) ve delil tespitidir (m. 400 vd.). Diğer kanunlarda düzenlenmiş geçici hukuki korumalara örnek olarak İcra ve İflas Kanunu’nda düzenlenmiş ihtiyati haciz verilebilir. Ayrıca, aile hukukunda da geçici hukuki korumaya ilişkin hükümler vardır.
Geçici hukuki korumaların amacı, dava veya icra takibi sonuçlanıncaya kadar dava konusunu veya borçlunun malvarlığını mevcut hâliyle korumaktır.
Delil tespitinin amacı ise, ileride açılacak davada veya açılmış davada henüz incelenme sırası gelmemiş olan delilin mevcut durumuyla tespit edilerek sonradan kullanılabilmesini sağlamaktır. Delil tespiti talep edilebilmesi için talep edenin bu konuda bir hukuki yararının bulunması da gerekir.
Geçici hukuki korumalar nitelik itibariyle dava değildir. Bu sebeple davacı-davalı terimleri yerine talep eden-karşı taraf terimlerini kullanmak daha doğrudur.
Yazılı Yargılama Usulünde Dilekçeler Aşaması
Dava Dilekçesi ve Unsurları
Bir davanın açılması için, dava dilekçesinin mahkemeye verilmesi gerekir. Bir dava dilekçesinde hangi unsurların yer alması gerektiği Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 119. maddesinde sıralanmıştır.
Dava dilekçesinin zorunlu unsurlarında eksiklik bulunması halinde nasıl bir yol izleneceği Kanunda açıkça düzenlenmiştir. Buna göre, davacı ile davalının adı, soyadı ve adresleri; davacının Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası; varsa tarafların kanuni temsilcilerinin ve davacı vekilinin adı, soyadı ve adresleri; açık bir şekilde talep sonucu ile davacının, varsa kanuni temsilcisinin veya vekilinin imzasının eksik olması hâlinde, hâkim davacıya eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre verir. Bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması hâlinde dava açılmamış sayılır.
Dava dilekçesinin yukarıda sayılan zorunlu unsurları dışında, dilekçeye bazı belgelerin eklenmesi ve başka yerlerden getirtilecek belgeler hakkında da bilgi verilmesi zorunludur. Bu zorunluluğun dilekçeler aşamasında yerine getirilmemesi üzerine, ön inceleme duruşmasında, bu eksikliğin tamamlanması için taraflara iki haftalık kesin bir süre verilir. Ayrıca, davacı taraf eğer kendisini bir avukatla temsil ettiriyorsa bu hâlde dava dilekçesinin ekinde vekâletname de bulunmalıdır. Dava dilekçesinin bir başka zorunlu unsuru da davacı veya kanuni temsilcisinin yahut varsa vekilinin imzasıdır. Bu imza el yazısıyla olabileceği elektronik imza da olabilir.
Dava, dava dilekçesinin kaydedildiği tarihte açılmış sayılır. Davanın açılmasının zamanı özellikle zamanaşımı ve hak düşürücü sürenin korunması bakımından önemlidir. Bunun dışında davanın açılmasının maddi hukuk bakımından ve medeni usul hukuku bakımından önemli sonuçları vardır.
Cevap Dilekçesi ve Unsurları
Dava dilekçesi kendisine gönderilen davalı, hukuki dinlenilme hakkının bir gereği olarak cevap verme hakkına sahiptir. Cevap dilekçesi, davalının kendisi tarafından hazırlanabileceği gibi davalının vekili tarafından da hazırlanabilir. Cevap dilekçesinde bulunması gereken unsurlar, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 129. maddesinde sayılmıştır. Sayılan bu hususlarda bir eksik bulunması halinde bunun giderilmesi için hâkim tarafından bir haftalık süre verilir; eksikliğin bu süre zarfında da giderilmemesi hâlinde cevap dilekçesi verilmemiş sayılır. Cevap dilekçesi verilmemesi halinde, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların davalı tarafından inkâr edildiği kabul edilir.
Kanunda sayılan hususlar dışında, dosya esas numarası ve davalının vekili varsa vekâletname de cevap dilekçesinde yer almalıdır. Dava dilekçesinde olduğu gibi cevap dilekçesinde de davalı veya kanuni temsilcisinin yahut varsa vekilinin imzası bulunmalıdır. Bu imza el yazısıyla atılabileceği gibi elektronik imza da olabilir. Son olarak, cevap dilekçesinde gösterilen ve davalının elinde bulunan belgelerin mahkemeye verilmesi ve başka yerlerden getirtilecek belge ve dosyalar için de bunların bulunabilmesini sağlayıcı açıklamanın cevap dilekçesinde yer alması zorunludur. Şayet bu zorunluluk dilekçeler aşamasında yerine getirilmezse, ön inceleme duruşmasında, bu eksikliğin tamamlanması için taraflara iki haftalık kesin süre verilir.
Cevap dilekçesi, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde davanın açılmış olduğu mahkemeye verilir. Kanunda belirtilen bu cevap süresi kesin süredir.
Cevap dilekçesinin davacıya tebliğinden itibaren davacı iki hafta içinde cevaba cevap dilekçesi; davalı da davacının cevabının kendisine tebliğinden itibaren iki hafta içinde ikinci cevap dilekçesi verebilir.
Basit Yargılama Usulünde Dilekçeler Aşaması
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda düzenlenen iki yargılama usulünden biri, basit yargılama usulüdür. Basit yargılama usulüne tâbi dava ve işler Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 316. maddesinde sayılmıştır. Başka kanunlarda da hangi uyuşmazlıklarda basit yargılama usulünün uygulanacağı düzenlenmiş olabilir.
Basit yargılama usulünde dilekçeler aşaması, dava dilekçesi ve cevap dilekçesinden oluşmaktadır.
Basit yargılama usulünde, dava ve cevap dilekçeleri UYAP Bilgi Sistemlerinde yer alan dava ve cevap dilekçesi formları doldurulmak suretiyle de verilebilir. Basit yargılama usulünde dava ve cevap dilekçesi formunda bulunması gereken unsurlar Bölge Adliye ve Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’te sıralanmıştır.
Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru Yolu
5982 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 18. maddesiyle (RG. 13.5.2010, S. 27580), Anayasa’nın 148. maddesinin, 3., 4. ve 5. fıkralarında bireysel başvuru yolu düzenlenmiştir.
Bireysel başvuru, güncel ve kişisel bir hakkı doğrudan etkilenen herkese tanınmış bir haktır. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, bireysel başvuru yoluna ancak Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları başvurabilir.
Bireysel başvuruyu, güncel ve kişisel bir hakkı doğrudan etkilenen kişinin kendisi yapabileceği gibi, başvurucunun kanuni temsilcisi ya da avukatı da yapabilir.
Bireysel başvuru yoluna sadece medeni yargı alanındaki mahkeme kararlarına karşı değil tüm mahkemelerden verilen kararlara karşı gidilebilir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken nokta, bireysel başvuru yapılabilmesi için tüm olağan kanun yollarının tüketilmiş olmasıdır.
Bireysel başvurular Anayasa Mahkemesine doğrudan yapılabileceği gibi, diğer mahkemeler ya da yurt dışı temsilcilikler vasıtasıyla da yapılabilir.
Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru formunun örneği, Anayasa Mahkemesinin internet sitesinde mevcuttur. Başvuru formu, elektronik ortamda doldurulur. Form, okunaklı olmalı, başvurunun esasını içermeli ve resmi dilde doldurulmalıdır.
Başvuru formunda hangi hususların yer alması gerektiği Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nde açıklanmıştır. Başvuru formuna hangi belgelerin veya onaylı örneklerinin eklenmesi gerektiği yine İçtüzükte belirtilmiştir.
Bireysel Başvuru Bürosu, yapılan başvuruları şeklî bakımdan inceler. Başvuru formunda veya eklerinde herhangi bir eksiklik tespit edilmesi hâlinde, bunların tamamlattırılması için başvurucuya veya vekiline yahut kanuni temsilcisine 15 günü geçmeyecek kesin bir süre verilir.
Bireysel başvuru, başvuru yollarının tüketildiği tarihten; başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren 30 gün içinde yapılır. Usulünce hazırlanan başvuru formu, harç tahsil makbuzuyla birlikte belirtilen yerlere teslim edildiğinde başvurucu ya da temsilcisine alındı belgesi verilir ve bu tarih, başvurunun yapıldığı tarih olarak kabul edilir. Mücbir sebep veya hastalık gibi haklı bir mazeret sebebiyle 30 günlük süreyi kaçıran kişi, mazeretin ortadan kalktığı tarihten itibaren 15 gün içinde ve mazeretini belgeleyen delillerle birlikte başvuru yapabilir.
Başvuru belgesinde eksiklikler bulunması halinde, eksikliğin giderilmesi için başvurucuya veya varsa vekiline 15 günü geçmemek üzere bir süre verilir ve geçerli bir mazereti olmaksızın bu sürede eksikliğin tamamlanmaması durumunda başvurunun reddine karar verileceği bildirilir.