Anadolu Üniversitesi, Türkiye'nin köklü yüksek öğretim kurumlarındandır ve bir devlet üniversitesi olarak organize biçimde AÖF sistemini kuran üniversitedir. Örgün eğitim programları ile de oldukça güçlü bir üniversite olan Anadolu Üniversitesi, AÖF ile birlikte ülkenin en güçlü altyapıya ve öğretim kadrosuna sahip üniversitesi haline gelmiştir. AÖF, Anadolu Üniversitesinin öyle önemli bir parçasıdır ki kimilerimiz Anadolu Üniversitesi’nin aynı zamanda örgün eğitim veren bir okul olduğunu dahi bilmeyiz. Oysa Eskişehir’de uzun yıllardır faaliyetlerini sürdüren, gerek fiziksel kapasitesi, gerekse öğretim kadrosu bakımından sahip olduğu niteliklerle Anadolu Üniversitesi, Türkiye’nin en büyük üniversitelerinden birisidir.
Ancak elbette AÖF ile özdeşleşmesi son derece normaldir, Zira normal şartlarda öğrenci sayısı onbinlerle ifade edilecekken, AÖF ile bu sayının milyonları buluyor olması Anadolu Üniversitesi için ayrı bir ekonomik kaynak olmanın yanı sıra ciddi bir de sorumluluk haline gelmektedir. Eğitim niteliklerinin yüksekte tutulması ve kamusal fayda sağlanması üniversiteye yüklenmiş bir sorumluluktur. Zira, AÖF mezunlarının diplomaları kanun nezdinde, diğer herhangi bir örgün eğitim programından farklı değildir ve hakkaniyet bakımından uzaktan eğitim alanların da örgün eğitim alanlara en azından yakın bir bilgi ve beceri seviyesine ulaşmaları Anadolu Üniversitesi sorumluluğu altındadır. Bu sorumluluk nedeniyle AÖF programları içerisinde uygulamalı branşlar yer almaz. Teorik olarak verilebilecek eğitimleri öğretim programlarına konu yapan Anadolu Üniversitesi teknik bilimler, tıp ve benzeri yüksek öğretim programlarını fakülte kapsamına almaz. Kaldı ki dünyadaki örnekleri aynı biçimde gerçekleşmektedir.